KÜLTÜR SANAT - 15 Haziran 2020 Pazartesi 17:05

Şair Hacı İsmailoğlu, Ayasofya’yı yüreklerde canlı tutacak yemin yazdı

A
A
A
Şair Hacı İsmailoğlu, Ayasofya’yı yüreklerde canlı tutacak yemin yazdı

Bizans İmparatoru I.

Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından, 532-537 yılları arasında yaptırılan, fetih sonrasında ise Osmanlılar tarafından camiye dönüştürülen Ayasofya ile ilgili şair Mehmet Hacı İsmailoğlu, yürekleri canlı tutacak yemin yazdı.


Milletin Ayasofya aşkını diri tutacak yemini Mehmet Hacı İsmailoğlu, bir sabah ezan vaktinde kaleme aldı. İsmailoğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Yazdığım yemin inanıyorum ki, milletimizin kalbi duygularını yansıtıyor. Yazılan yemin Ayasofya’nın kitlerinin kırılması noktasında yürek kılıcımız olacaktır” dedi. ’Ayasofya Yeminini’ yazarken her satırında Fatih Sultan Mehmet Han, Akşemsettin, ve Hızır aleyhiselamın huzurunda da kendini hissettiğini belirten şair Mehmet Hacı İsmailoğlu, bir gün mutlak Ayasofya’nın ibadete açılacağını söyledi. Mehmet Hacı İsmailoğlu tarafından yazılan yemin şöyle;


“Bir cami düşünün, büyüklüğü Türkiye’den kat be kat fazla. Hatta tüm Müslüman topraklarını içerisine alacak kadar. Bir cami düşünün, ezan sesi tüm dünya devletlerinin dağlarından, sokaklarından, evlerinden aksederek kulaklara dolacak kadar muazzam bir desibele sahip. Bir cami düşünün, kıblesini kendi bulmuş, maddeden oluştuğu halde mana alemine seyahat edip taş ve toprağın yer ve göklerin sahibi ile vuslat etmiş, hasbihal etmiş pusulasını bulmuş. Bir cami düşünün, gayri müslümlerin denetlediği, gayri müslümlerin cirit attığı botları kirli ayakkabıları ile çiğnediği hutbesi frangalı, alemi mahsun kapısı mühürlü secdesi hakikate kapalı. Bir cami düşünün, hakkında olmadık iftiralar karalamalar yapılan yalanlarla kararlar alınan sesine sus düşürülen. Bir cami düşünün, fethi bir aşıra yakındır söylemesi, göstermesi, dillendirmesi, haykırması ezan duyurması zinhar yasak edilen. Bir cami düşünün, her lafza ümmetin yüzüne tokat atarcasına sessiz haykırışlarla beddua eden, mukaddesata olan ihaneti ruhumuza perçinleyen mahremi, namahreme peşkeş çekilen feryadı ile gökkubbeye bizi şikayet eden, ordusu; İslamın kalbi denilen şehrin İstanbul rüyasının göz bebeği bir mabet’e, ne mübaladır bu sözler ne yakışıksız nede yersiz. Kelimelerin kifayetinden oluşturulan hiçbir mananın ortaya koyamayacağı bir yüklemdir Ayasofya lisanı. Hala sütunlarında Fatih’in, sesi vardır. Neden suskun kubbeler? Nidanın nesi vardır. Nereye kadar durduracaksınız? Bir dağın ucundan kopmuş ve aşağıya doğru hızla inen bu kar yığınları mı? Bir çığ geliyor. Öyle bir çığ ki, hakikate omuzlarını dayamış gücünü rahmandan alan bir çığ. Bütün yasakları oksijensiz bırakacak, küfrün mahyasını allaşa edecek, bir çığ geliyor. Hangi set durduracak kudret-i insan üstü bu çığı, hangi sur dayanacak aklın hesap edemediği erk’e. Münazarası yapılması bile hayal edilemeyecek yasağın bir asırlık kabusuna vesile olanları sorgulamayacak mıyız? Sanıyorlar. Aldanıyorlar, vallahi aldanıyolar. Fitil fitil hesap verecek ölülerde sağlarda, şahit olacak buna doğmuş ve doğacaklar. İfşa edilecek köşe bucaklar, kimse saklanamayacak adaletin tecellisinden. Öz malıdır, İslam’ın, mirasıdır Türk’ün, yaşam pompalayan kalbidir hadis kokulu şehrin. Alamaz bütün cihan tek bilek olsa bile, damarında dolaşan imandır, hadisler. Ey, ruhumu zindanlarda bekletenler. Güneşin doğuşuna engel olamayacaksınız. Ufukları yırtan bir nur aydınlatacak hücreleri, ve harekete geçecek Allah, diyen bütün hücreler. İşte o zaman, ne Yunanistan nede başka bir ecnebi, çamurlarıyla bulayamayacak şafakları. Deccal oldum diye kendini dev aynasında görenlerin karşısına İsa olup çıkacağız. Bin 400 yılı aşkın yürüyüşümüzün bir asırlık nefes arası olarak görülsün bu hamiyetsiz duraklamamız. Asla yenilmiş değiliz ve asla vazgeçmiş değiliz. 18 bin alemi yaradan Allah’a yemin olsun ki, cemaatinin safları İstanbul’dan taşan kıratı ile dünyayı hayrete düşüren Allah-u Ekber denildiğinde yedi tepeden yedi kat semaya uzanacak bir secde vuslatı yaşatacağız. Yemin olsun ki, bir daha sukutun pençesinde değil bir asırbir an bile ziyan olmayacak vakti Ayasofya’nın. Mermerlerin hasret kaldığı niyazlar, davasını telkin eden vaazlar, tevhidin lezzeti ile işlenecek duvarlarına hazırlan, seccadeni almadan geleceksin. Halılar sereceğim sana misk-i amber kokulu. Hüzünlü geçmeyecek mübarek geceler. Cumalar, yeniden bayrama kavuşacak. Bayramlar, bayram edecek. Hazırlan gece bitmeye yakındır. Kızıla dönmek üzeredir, zaman . Son bir nefes daha doldur göğsüne ciğerlerin karbondioksiti dışarı çıkarmadan biz çıkacağız minarelerine Ayasofya’nın. Ölmekse öleceğiz. Muhakkak geleceğiz. Allah’ın selamı, davasına inananların üstüne olsun.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.