POLİTİKA - 12 Şubat 2020 Çarşamba 14:30

Başkan Büyükakın Avrupa Konseyi’nde ‘terör’ dersi verdi

A
A
A
Başkan Büyükakın Avrupa Konseyi’nde ‘terör’ dersi verdi

Türkiye’yi temsil ettiği Fransa’daki Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin İzleme Komitesi Toplantısı’nda Avrupa Konseyi’nde konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Böyle bir terör örgütü ülkenizde olsa ve bu terör örgütünün mensubu devlet tarafından bir terör eyleminde etkisiz hale getirilse ve bir belediye başkanınız o terör örgütünün mensubunun cenazesine araç ve cenaze aracı gönderse ne yapardınız” dedi.

Türkiye’yi temsil ettiği Fransa’daki Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin İzleme Komitesi Toplantısı’nda Avrupa Konseyi’nde konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Böyle bir terör örgütü ülkenizde olsa ve bu terör örgütünün mensubu devlet tarafından bir terör eyleminde etkisiz hale getirilse ve bir belediye başkanınız o terör örgütünün mensubunun cenazesine araç ve cenaze aracı gönderse ne yapardınız” dedi.



Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Fransa’nın Metz kentinde yapılan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin İzleme Komitesi(YBYK) Toplantısı’nda bir konuşma yaptı. YBYK Türkiye Denetim Eş Raportörlerinin “Türkiye Denetim Raporu” ile ilgili denetim komisyonu toplantısında, Avrupa Yerel Yönetimler Özerlik şartının izlenmesi üzerine bir değerlendirme de yapan Başkan Büyükakın, röportörlerin dile getirdiği “Terörizm tanımı olmayan bir suç” ifadelerine karşılık vererek, “Avrupa Konseyi’nin, terörizmin önlenmesi sözleşmesi var. Terörizmin önlenmesi sözleşmesinin, beşinci maddesinde, ‘terör suçunun işlenmesini teşvik etmek niyetiyle böyle bir eylemin dolaylı olsun ya da olmasın terör suçlarını savunmak, aleni teşvik suçudur’ diyor” dedi.



Türkiye’de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın İzlenmesi Raporu Türkiye Raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström’ün izleme ziyaretleri ile hazırladıkları ülke raporunun sunumu üzerine konuşmasını sürdüren Büyükakın, “Raportör Yoomi’nin ifade ettiği görevden alınan ve seçilmiş belediye başkanı dediği bu insanlar, terör suçunun övüldüğü eyleme katılıyor. Avrupa Birliği’nin de terör organizasyonu ve terör örgütü dediği PKK’nın düzenlemiş olduğu terör eylemine katılıyor. Bakın bunlar delilli ve bundan dolayı bu insanlar mahkemedeler. Yine bir başka örnek, Mardin Belediye Başkanı, terör örgütünün düzenlediği bir toplantısına katılıyor. Saygı duruşunda bulunuyor. Tırnak içinde belirtiyorum, terör örgütünün sözde şehitleri için saygı duruşunda bulunuyor. Az önce okuduğum terörizmin önlenmesi sözleşmesi diyor ki, bu terörü aleni teşviktir. Bizler burada somut konular üzerine konuşabilmeliyiz. Bu benim konuştuğum, spekülasyon değil. Neye işaret ediyorum, Avrupa Konseyi terörizmin önlenmesi sözleşmesinin beşinci maddesine de atıfta bulunuyorum. Bunlar somut şeyler. Bunlar spekülasyon değil. Terör suçunu nasıl anlamamız gerektiğinin ifadesini burada buluyoruz. Terörü alenen teşvik değil midir bunlar” diye konuştu.



İzleme komitesi üyelerine dönük gerçekleştirdiği konuşmaya örnekler vererek sürdüren Başkan Büyükakın, “Peki bir başka örnek gösteriyim size. Sizin ülkenizde PKK gibi bir terör organizasyonu olsa. Avrupa Birliği de PKK için bir terör organizasyonudur diyor. Böyle bir terör örgütü ülkenizde olsa ve bu terör örgütünün mensubu devlet tarafından bir terör eyleminde etkisiz hale getirilse ve bir belediye başkanınız o terör örgütünün mensubunun cenazesine araç ve cenaze aracı gönderse ne yapardınız? Bakın burada cenaze aracı yolluyor. Siirt Belediyesi’nin, Diyarbakır Belediyesi’nin ve Batman Belediyesi’nin aracı. Sormak istiyorum ne düşünürsünüz? Terörü alenen teşvik değil midir bu? Daha nasıl bir delil bekliyorsunuz. Yine aynı şekilde terör örgütü tarafından Türkiye’de çukur eylemleri yapıldı biliyorsunuz. Size gösterdiğimiz fotoğraflarda belediyenin aracı, kepçesi ve dozeri çukur kazmak için çalışıyor. Çukur kazsın diye o bölgeye yollanmış ve o bölgede çalışıyor. Bunların hepsi tespitlidir ve yargıya da konu oldu. Şu an size gösterdiğim diğer bir başka araç ki Türkiye’de belediyeler veya diğer kamu kurumları kendi araçlarının üzerine siyah plaka takarlar. Yani resmi araçlar siyah plaka takarlar. Siyah plakalı araçla, belediyenin aracıyla terör örgütüne bombalar gönderiliyor. Yakalanmış ve delillidir. Bu bahsettiğiniz ve seçilmiş belediye başkanı dediğiniz insanlar, bu suçlardan dolayı yargılanıyor” şeklinde konuştu.



İzleme komitesine “Siz Türkiye’yi ziyarete geldiğinizde İçişleri Bakanlığı’mızın yetkilileri sizleri bunlarla ilgili bilgilendirdi” diyerek raportörlerin kayyım atamalarını eleştiren tutumuna cevap vermeyi sürdüren Başkan Büyükakın, “Evet siz az önce konuşmanızda dediniz ki, ‘Delillerin detayını incelemek bizim işimiz değil’, ama bunlardan da bahsetmek, raporda bunlara da yer vermek, kuşkusuz daha adil olur. Türkiye’nin terör suçlarını, terörizmin tanımını orantısız bir şekilde tanımladığını söylüyorsunuz. Görevden almaların sistematik bir şekilde olduğunu söylüyorsunuz. Türkiye’de sistematik olan şey var o da terör örgütünün eylemleridir. Terör örgütü, ceza alması yakınlaşmış ve yargılamanın sonuna yaklaşmış şahısları özellikle aday olarak belirlemektedir. Bunu daha sonrasında gerek bu konseyde veya başka organlarda Türkiye’nin aleyhine delil olarak kullanmaktadır. Sistematik bir taktik olarak kullanılmaktadır. Türkiye’nin aleyhine kamuoyu oluşsun diye bunu sistematik bir şekilde yapmaktadır” ifadelerini kullandı.



Türkiye Raportörü Yoomi Renström’ün “Basit özgürlükler bile terör suçu olarak sayılıyor” söylemine de cevap veren Ulusal Heyet Başkanı Büyükakın şu ifadeleri kullandı: “Mesela nasıl basit özgürlükler terör suçu olarak sayılıyor? Burada örneklerini gösterdiğim teröristlere bomba vermek, belediyenin araçlarını teröristlere kullandırmak, bunlar basit eylemler midir? Terörist cenazelerine katılmak, konuşma özgürlüğü müdür? Mesela raporun 47. sayfasında 264’üncü paragrafta bu ifade ediliyor. Mesela konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü diyorsunuz, Allah aşkına bomba vermek, terörist cenazelerine katılmak, terörist eylemlerine destek vermek, ifade özgürlüğü müdür? Biz bunu neyle tanımlayacağız? Avrupa Konseyi’nin tanımını kullanmanız gerektiğini iddia ediyorum. Son olarak Türkiye’deki görevden almalarla görevden uzaklaştırmaları lütfen birbirinden ayırın. Görevden alma yargı kararıyla olur Türkiye’de. Belediye başkanının görevi sadece ve sadece yargı kararıyla son bulur. Ama görevden uzaklaştırma bir idari tedbirdir ve yasalarda karşılığı vardır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya’da “Kuru Fasulye ile Beyaz Bahar” projesi hayata geçiriliyor Konya’da aralarında Beyşehir, Hüyük ve Derbent’in ilçelerinin de olduğu 10 farklı ilçede “Kuru Fasulye ile Beyaz Bahar” projesi kapsamında çiftçilere toplam 58 bin 700 kilo sertifikalı fasulye tohumu dağıtılmaya başlandı. Projenin Beyşehir’deki ilk dağıtım töreninde yüzde 36’sı çiftçi katkılı geriye kalanı hibe destekli 10 ton sertifikalı fasulye tohumu düzenlenen törende üreticilerle buluşturuldu. Törende konuşan Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Duran Seçen, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi” projesi çerçevesinde, ekim programında olmayan ve nadasa ayrılan alanlar ile işlemeli tarıma uygun olmayan sahalar öncelikli olmak üzere uygun tarımsal üretim teknikleri ile değerlendirilerek bitkisel üretimin artırılması, bitkisel ürünlerde arz güvencesinin sağlanması ve sektör taleplerine uygun sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesinde farklı projeler yürütüldüğünü belirtti. Konya’da da arz açığının azaltılması, yeni çeşitlerin üretimi alınması, münavebe kültürünün yaygınlaştırılması ve toprak yapısının düzeltilmesi için kuru fasulye üretim alanlarının artırılması çalışmalarının devam etmekte olduğunu da anlatan Seçen, “Bakanlığımızın 2024 yılı yatırım programı dahilinde İl Müdürlüğümüz tarafından hazırlanarak Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğüne sunulan ve ilimizde uygulanması uygun görülerek başlatılan ‘Kuru Fasulye ile Beyaz Bahar Projesi’ toplam 5 milyon 937 bin 500 liralık bütçe ile yüzde 64’ü bakanlığımız ve yüzde 36’sı çiftçi katkısı ile yürütülmektedir. Proje kapsamında yaklaşık 59 ton Sertifikalı Kuru Fasulye tohumu teslimi gerçekleştirerek, 10 ilçemizde yaklaşık 5 bin dekar alanda tohumların toprak ile buluşması sağlanacaktır. 58 bin 700 kilogram sertifikalı fasulye tohumu; Ahırlı, Akşehir, Altınekin, Beyşehir, Çumra, Derbent, Doğanhisar, Hüyük, Kadınhanı ve Selçuklu ilçelerindeki çiftçilerimizle buluşturulacaktır. Teslimi yapılan sertifikalı tohumlar ile bölgemizde arz açığının azaltılması, yeni çeşitlerin üretime alınması, münavebe kültürünün yaygınlaştırılması ve toprak yapısının düzeltilmesi için ve kuru fasulye üretim alanlarının artırılması yaklaşık 5 bin dekar alanda ekilmesi amaçlanmıştır. Teslim törenini yaptığımız Beyşehir ilçemize yaklaşık 10 ton sertifikalı fasulye tohumu teslimini gerçekleştiriyoruz. Projeye dahil olan üreticilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, üreten, üretilene değer katan, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan tüm çiftçilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini temenni ediyorum” dedi. Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır da hayata geçirilen projeler ile devletin her daim çiftçinin yanında olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından çiftçilere protokol mensupları tarafından fasulye tohumları dağıtımı gerçekleştirildi.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayı düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde Veteriner Fakültesi ile Orman Fakültesi işbirliği ile “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayı gerçekleştirildi. Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Vahşi Yaşamı Araştırma ve Koruma Öğrenci Topluluğu ve Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü işbirliği ile Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonu’nda düzenlenen “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayını Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Veysel Doğan düzenledi. Çalıştaya, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF-World Wide Fund for Nature) Türkiye Yaban Hayat Danışmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü ve Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin konuşmacı olarak katıldı. Çalıştayda konuşan Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF-World Wide Fund for Nature) Türkiye Yaban Hayat Danışmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, 1975 yılında kurulan ve birçok alanda faaliyet veren Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) tarihçesine kısaca değinerek Türkiye’de ve Dünyada yaban hayatı rehabilitasyonu faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın çalışmalarından ve projelerinden de bahseden Kütükçü, yürütülen faaliyetlerin kurtarma, ilk yardım ve tedavi, bakım ve rehabilitasyonun yanı sıra eğitim gibi konuları kapsadığını söyledi. Veteriner Hekim Kütükçü, yaban hayvanlarının immobilizasyonu ve nakilleri hususunda doğru yöntemlerin hassasiyetle kullanılmasının gerekliliğine de vurgu yaptı. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekoloji ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ise, yaban hayatı kavramını merkeze alan bir konuşma yaptı. “Yaban Hayatı Yönetimine Genel Bir Bakış” konusunun üzerinde duran Dr. Öğretim Üyesi Evcin, Türkiye’de 160 binden fazla omurgasız hayvan türü, 500’den fazla balık türü, 30 iki yaşamlı, 120 sürüngen, 500’e yakın kuş ve 160 memeli türünü görülebileceğinden bahsetti. Yaban hayatı konusunda katılımcılara video gösterimi yapan Dr. Öğretim Üyesi Evcin, sorulan soruları cevaplayarak sunumunu tamamladı. Türkiye’nin biyoçeşitliliği açısından dünyada önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Evcin, bu çeşitliliğin korunması için önlemlerin acilen alınması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Öğretim Üyesi Evcin’den sonra yeniden söz alan Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, National Geographic tarafından hazırlanan kurtarma ve nakil sürecinde bulunması gereken kurtarma nakil aracı, narkotik tüfek ve hayvan kurtarma ekipmanlar hakkında bilgi verdi. Yabani hayvanlara hassas davranılması gerektiğini ifade eden Kütükçü, kaya sansarı, kerkenez, alaca baykuş, hazar yılanı, çulluk, leylek, kirpi, bıldırcın kılavuzu, küçük kumru hayvanlarının bakım ve rehabilitasyon yaptıklarını söyledi. Sunumun sonunda canlandırma yapan Kütükçü, yabani hayvanı tutarken uyulması gereken kurallardan bahsetti. Çalıştay Veteriner Fakültesi ve Orman Fakültesi öğrencilerinin sorularının cevaplanmasıyla sona erdi. Çalıştayın ikinci gününde de Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda gerçekleştirilen arazi uygulamasında doğa yürüyüşünün ardından yaban hayvanlarının doğrudan ve dolaylı gözlem yöntemleriyle izlenmesi ve fotokapanlar üzerine uygulamalı olarak çalışma gerçekleştirildi. Sahada yaban hayvanlarına ait iz ve dışkıların tespit edilmesi, tanınması ve fotokapan yöntemiyle izlenmesi üzerine Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ve Veteriner Hekim Dr. Ahmet Emre Kütükçü tarafından bilgilendirmeler yapıldı.
Kayseri İlk yerli ve milli evirici Solarex Fuarı’nda görücüye çıkıyor Uluslararası sertifikasını alarak tescillenen ilk yerli ve milli evirici Pixel Solar Evirici, 4-6 Nisan 2024 tarihlerinde Solarex İstanbul Enerji Fuarı’nda görücüye çıkıyor. Enerji sektöründe ilk defa bir evirici için sertifika almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyleyen Milsan Elektronik Sanayi Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan, “Pixel Solar Eviricileri ileri teknolojisinin uluslararası sertifikasını alarak tescillendiğini ve ilk defa enerji sektöründe bir evirici için sertifika alarak dönüm noktasına tanıklık etmenin mutluluğunu paylaşıyoruz. Türkiye’nin merkezine konumlanan ’yerli-milli, yenilikçi’ üretim yönetimi çerçevesinde 2 yıllık yoğun Ar-Ge çalışmalarının ardından, yerli üretim ve tasarım ilkeleriyle geliştirdiğimiz Pixel Solar Evirici ile Türkiye’nin enerji vizyonuna önemli bir katkı sunmaktan gurur duyuyoruz. Bu önemli teknolojik gelişme, sadece yerli üretim ve tasarım alanında değil, aynı zamanda enerji dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik atılmış önemli bir adımdır. Yoğun Ar-Ge çalışmalarımız, ülkemizin teknolojik altyapısını güçlendirmek ve enerji sektöründe yerli ve milli bir marka oluşturmak amacıyla gerçekleştirildi. Bu proje, sadece teknolojik bir adım değil, aynı zamanda yerli üretim, tasarım ve yazılım ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak gerçekleştirilmiştir. Pixel Solar Evirici, sadece enerji verimliliğine odaklanmakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir bir enerji geleceğine katkı sunmaktadır” dedi. “Sanayici olarak üzerimize düşeni yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz” Nursaçan, milli gelirin atağa kalkması adına çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyerek, "Türkiye Yüzyılı çerçevesinde, ülkemizin enerji sektöründe yerli ve milli üretimin uluslararası gücünü artırarak, milli gelirin atağa kalkmasına katkı sağlamak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu yüksek katma değerli ve ileri teknoloji ürünü, ülkemizin genç mühendisleri ve işçileri ile birlikte ortaya konulmuştur. Bu ürün, uluslararası alanda da rekabet gücümüzü artırarak Türkiye’nin enerji sektöründeki yerini daha da güçlendirecek, ithalatı kısacak, milli gelire ivme katacak bir hamleyi temsil ediyor. Ar-Ge çalışmalarımızın başarısının bir yansıması olarak, invertörlerimiz için ’Yerli Malı Belgesi’ ve uluslararası geçerliliği olan sertifikayı da almış bulunuyoruz. Bu belgeler, ürünlerimizin kalitesini ve yerli üretim niteliğini tescil etmektedir. Bu önemli ürünümüzü, 15-17 Kasım 2023 tarihleri arasında düzenlenen İstanbul Enerji Zirvesi ve Fuarı’nda büyük bir heyecanla tanıttık. Fuarda, sektördeki önde gelen isimlerle buluşarak ürünümüzü detaylı bir şekilde paylaşma fırsatı bulduk ve geri dönüşlerle dolu bir deneyim yaşadık. Hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Biz, Pixel Solar İnvertörleri ile, Türk mühendisliğini global bir marka haline getirme hedefiyle hareket ediyoruz. İthal edilen yüksek teknolojiyi kısa sürede ve emsallerine göre teknik avantajlarla donatarak bu amacımıza adım adım ilerliyoruz” ifadelerini kullandı. Enerji sektörünü daha güçlü bir geleceğe taşımak için çalışmalarını sürdüreceklerini söyleyen Tahir Nursaçan, “Türk mühendisliğini, bir Alman veya Japon mühendisliği gibi dünya çapında tanınan bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz. Ürettiğimiz invertörlerle, Türkiye’nin enerji dönüşümü ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine destek olmayı hedefliyoruz. Bu ürünler, Türkiye’nin yüzyıl vizyonuna uyum sağlamak üzere tasarlanmıştır. Yerli ve milli üretimi, yerli ekonomiye katkı sağlamak ve teknoloji alanında bağımsızlığı artırmak açısından önemli buluyoruz. Yerli ve milli üretim, ekonomimizin güçlenmesine, teknoloji bağımsızlığımızın artmasına ve enerji sektöründeki dışa bağımlılığımızın azalmasına katkı sağlamaktadır. Bu gelişmeyi, ülkemizin enerji geleceğine yönelik önemli bir hediye olarak değerlendiriyoruz. İnvertör teknolojisindeki yerli ve milli üretimimizle, enerji sektörümüzü daha güçlü, daha sürdürülebilir bir geleceğe taşımak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Bu büyük başarıyı sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyor, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm dostlarımızı 4-6 Nisan 2024 Solarex İstanbul Enerji Fuarı’nda buluşmaya davet ediyoruz” dedi.