EKONOMİ - 22 Mayıs 2020 Cuma 10:22

Korona virüsün üretimi durdurduğu pişmaniyecilere Büyükşehir’den destek

A
A
A
Korona virüsün üretimi durdurduğu pişmaniyecilere Büyükşehir’den destek

Korona virüs nedeniyle üretimleri duran ve satışları yüzde 85 azalan pişmaniye üreticileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen siparişle Ramazan Bayramı öncesi yeniden üretime başladı.

Korona virüs nedeniyle üretimleri duran ve satışları yüzde 85 azalan pişmaniye üreticileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen siparişle Ramazan Bayramı öncesi yeniden üretime başladı.


Coğrafi tescilli ürün olan ve Türkiye genelinde insanların damaklarını tatlandıran İzmit Pişmaniyesi, korona virüs nedeniyle duran üretimlerine yeniden başladı. Virüs tedbirleri kapsamında otogar dinlenme tesisleri ve AVM’lerin kapanması sonrasında satışları yüzde 85 azalan pişmaniye üreticilerinin yardımına Kocaeli Büyükşehir Belediyesi koştu. Ramazan Bayramı öncesi belediye personeline pişmaniye dağıtılacak pişmaniyeler için yeniden üretime başlayan pişmaniye üreticileri, çalışanlarına bayram öncesi ödeme yapma sevincini yaşıyor.


Korona virüs nedeniyle üretimlerinin durduğunu belirten İzmit Pişmaniyesini Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Şahin, “Korona virüsten dolayı -bizim pişmaniye üreticilerimizin hemen hemen hepsinin satış noktaları durdu. Yüzde 85-90 civarında bir azalma oldu. Çünkü bizim satış noktalarımızın çoğu dinlenme tesisleri, otogarlar, yol üstü satış yerleri. Bunlar da yasak olduğundan dolayı kapandığı için satış olmadığından dolayı üretimlerimiz düşmüş oldu. Bu bayram öncesi de Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir başkan bize destek amaçlı, hem üreticilerin makinakarı pas tutmasın, üreticiler de bayramdan önce çifte bayram yaşasın diye Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde çalışan personele ürün dağıtmak için, yani ’Pişmaniye dağıtalım iki tarafta mutlu olsun’ diye böyle bir sipariş verdi. Bundan dolayı da şuanda bütün üretici arkadaşlar, pişmaniyeci meslektaşlarımızın hepsi yoğun bir şekilde bu siparişi karşılamak için çalışma yapıyoruz. Bu hem bizim açımızdan iyi oldu hem çalışanlarımız açısından da iyi oldu. Çünkü çalışanlarımızın yüzde 85-90’ı ücretsiz izne ayrılmıştı. Biz de bu sayede çalışanlarımıza bayram öncesi harçlıklarını vermek, kendimizin de üretim tesislerinin çalışmasını sağlamak bakımından Tahir başkanımıza bütün meslektaşlarım adına da teşekkür ediyorum” dedi.



35-40 ton üretim yapan pişmaniyecilere can suyu


Normal zamanlarda 35-40 ton üretim yaptıklarını ifade eden Şahin, “Ramazan’ın 15’inden sonra çok ciddi derecede bir üretimimiz olurdu. Mesaili çalışmalar yapardık. Çünkü tesislerdi, otogarlardı normalin neredeyse 8-10 katı sipariş çekerlerdi. Ama bu bayram hepimizin bildiği gibi biraz sönük geçiyor. Bayramda sokağa çıkma yasağının olmasından dolayı biraz ciddi oranda bir yavaşlama var. Bunu da tedarik etmeye çalışıyoruz. Ama şöyle bir misal verirsek; diyelim ki biz normalde tüm pişmaniye sektörü normal zamanda 10 ton ürün işlerse bayram zamanı bu 35-40 tonlara çıkıyordu. Böyle bir ciddi yüzde 100, yüzde 200’e varan artışlar oluyordu. Şu anda maalesef o yok. Tahir başkanımız olmamış olsaydı şu anda bu üretim de çalışmıyor olacaktı” diye konuştu.



“Ürünümüze sahip çıkalım”


Pişmaniyenin tüketiminin artması için Kocaeli halkını ürünün tanıtımına destek vermeye davet eden Şahin, “Ben bütün Kocaeli halkına söylüyorum; ürünümüze sahip çıkalım. Pişmaniye bizim coğrafi işaretli ürünümüz. İlk önce biz bunu kendimiz yiyelim, ağzımız tatlansın, bayramda da aynı şekilde. Sadece bunu bayramda da bırakmayalım, biz bunu yiyelim ki, tadını biz bilelim, ondan sonra dışarıya bu ürünün ne kadar lezzetli olduğunu ne kadar güzel olduğunu rahatlıkla anlatabilelim. Bizim zaten burada sıkıntı çektiğimiz konu Kocaelili pişmaniye yemiyor, sadece birine hediye götürüyor. Siz de bu ürünü deneyin, siz de ne kadar güzel, ne kadar lezzetli olduğunu göreceksiniz. Ondan sonra biz zaten şuna eminiz ki; gittiğiniz her yere fazlasıyla tavsiye edeceksiniz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Blockchain tabanı ile birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı önde tutacak” Türkiye’nin inovasyon, beyin ve yazılım anlamında uluslararası boyutta çok ileride gittiğini ve sadece itici güce ihtiyacın olduğunu belirten BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Kork, “Gelecek artık yazılım ve yapay zekadan oluşuyor. Yapay zeka olmadan bankacılık ve ödeme sistemlerinde herhangi bir şey söz konusu olmayacak. Blockchain tabanı ile birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı önde tutacaktır. Dünya ile rekabet o zaman daha farklı olacak. Belki de önümüzdeki 10 yıl akıllı saatlerimiz ile değil düşünce gücümüzle ödemelerimizi yapacağız” dedi. Bu yıl 5’incisi düzenlenen İstanbul Fintech Week (IFW’24), ‘Yakınsama: Web2 ve Web3 Dünyaları Bir Araya Geliyor’ teması ile ziyaretçilerini kapılarını açtı. Etkinlik kapsamında dijital para; dijital bankacılık, web3, yapay zeka, tokenlaştırma ve işletmelerde finansal teknolojilerin kullanımları gibi sektöre ışık tutacak konular ele alındı. Türkiye’nin finansal teknoloji kuruluşlarından BankPozitif’in Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Kork ise etkinlik kapsamında, ‘Bankalar için dijital yolculuk oluşturmak’ temalı sunumunda, finansal teknoloji alanındaki yenilikçi yaklaşımları ve dijital dönüşümün bankacılık sektörüne olan etkilerine vurgu yaparak, gelecekte finansal teknolojinin nasıl şekilleneceğine dair bakış açısı sundu. “Belki de önümüzdeki 10 yıl içinde ödemelerimizi düşünce gücümüzle yapacağız” Türkiye’nin inovasyon, beyin ve yazılım anlamında uluslararası boyutta çok ileride olduğunu ifade eden Erkan Kork, “Sadece biraz itici güce ihtiyacımız var. Türkiye’de mutlaka en az 5 ve 6 tane PayPal çıkartacak güce sahip. İtici gücünün hala sektöre inmediğini düşünüyorum. İndiği zaman hem yatırımcı anlamında hem de dünyayla rekabet anlamında çok farklı odaklandığımız noktalar olacak. Avrupa’da bir bankada hesap açmaya kalktığınız zaman en az bir hafta on gün bekleniyor. Türkiye’de hangi bankaya giderseniz gidin daha şubeden çıkmadan kartınızı veriyorlar. O yüzden bu tür etkinliklerin önemli olduğunu düşünüyorum. Gelecek artık yazılım ve yapay zekadan oluşuyor. Yapay zeka olmadan bankacılık ve ödeme sistemlerinde herhangi bir şey söz konusu olmayacak. Blockchain tabanı ile birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı önde tutacaktır. Dünya ile rekabet o zaman daha farklı olacak. Belki de önümüzdeki 10 yıl akıllı saatlerimizde değil düşünce gücümüzle ödemelerimizi yapacağız. Türkiye’de e-ticaret siteniz varsa yurt dışındaki ödeme kuruluşlarından hizmet alabiliyorsunuz. Fakat bizler şu anda bunu veremiyoruz. Kanun buna izin verirse bizlerde pastadan pay alabiliriz” şeklinde konuştu.
Hatay Bahçesini çapalayan çiftçinin pulluğuna takılan küpten Bizans dönemi sikkeleri çıktı Hatay’da bir çiftçi, bahçesini çapalarken traktörünün pulluğuna takılan küpten çıkan Bizans dönemine ait 22 altın sikkeyi yetkililere teslim etti. Antakya ilçesi Saçaklı Mahallesi’nde traktörle zeytin bahçesini çapalamak isteyen çiftçi İsmet Kaya’nın pulluğuna içi altın sikke dolu küp takıldı. Pulluğun temasıyla parçalanan küpü kontrol eden Kaya, altınların çevreye yayıldığını fark etti. Kaya, durumu jandarma ekiplerine bildirdi ve bölgeye kolluk kuvvetleri ile müze müdürlüğü görevlileri intikal etti. Kontrollerde; altınların 22 adet olduğu ve Bizans dönemine ait sikkeler oldukları ortaya çıktı. Sikkeler, müze müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak koruma altına alındı. “Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı” İçinden altın çıkan küp karşısında şaşırdığını ifade eden çiftçi İsmet Kaya, 22 adet altın sikkeyi ekiplere teslim etmenin memnuniyeti yaşadığını belirterek, “Zeytinlerimiz daha iyi olsun diye traktörümüzle bahçeyi sürüyordum. O esnada çapaya bir tane kırık testi denk geldi, inip baktığımda içinde altın vardı. İçinde altın sikke vardı, onları aldım ve devletimize teslim ettim. İçerisinden 22 tane Bizans dönemine altın sikke çıktı. Biz zeytin hasadının iyi olmasını beklerken topraktan altın sikke hasat ettik bu yıl. Memnunuz, devletimiz memnun. Bizler çok şaşırdık, mahallede yaşayanlar olarak. Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı. Devlete teslim etmekle en iyisini yaptın diyenler de oldu, farklı şeyler söyleyenler de oldu. Niye teslim ettin, niye kuyumcuya satmadın, daha iyi para ederdi diyenler oldu. Biz tarihimizin ortaya çıkması için bunları devletimize teslim ettik. Antakya ilçesindeki Saçaklı Mahallemiz tarihi açıdan zengin" dedi.
Edirne Edirne’de Tunca Nehri kuruma noktasına geldi Edirne’de kuraklık nedeniyle dibi gören Tunca Nehri’nde su içerisinde yaşayan canlılar olumsuz etkilenirken, vatandaşlar ise son bir yıla göre 4 kat su seviyesi azalan ve yaşanan kuraklık sebebiyle tedirgin oluyor. Küresel ısınmayla birlikte bu kez kuraklık alarmının verildiği il Edirne oldu. Geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl boyunca hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve yağışların yetersiz olduğu Edirne’de önemli su kaynaklarından biri olan Tunca Nehri’nin debisi en dip seviyeye kadar düştü. Tunca Nehri’nin Suakacağı istasyonundaki son ölçümde saniyede 4 metreküp olarak kaydedilen nehrin debisi, geçen yıl aynı tarihte 16 metreküp saniye olarak ölçülmüştü. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan nehrin debisi bir önceki yıla göre tam 4 kat azaldı. Kuraklığın vurduğu Tunca Nehri’nde debinin düşmesiyle birlikte adacıklar oluştu. Araç lastiklerinin ve atıkların yüzeye çıktığı nehrin bazı bölgelerinde vatandaşlar da rahatça yürüyebiliyor. Nehrin ortasındaki adacığa yürüyerek gelen bir vatandaşın oltayla balık tuttuğu görüldü. Edirne’de kuruma noktasına gelen Tunca Nehri kentte turistik gezi yapanları ve vatandaşları ise tedirgin ediyor. “Canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum” Edirneli üniversite öğrencisi Cennet Cemre Aydın, “Tunca Nehri kenarı yazın ve kışın sürekli geldiğimiz bir yer olduğundan dolayı buradaki suyun hemen hemen her seviyesine hakimiz aslında. Şu an baharın ilk dönemi olmasına rağmen suyun bu kadar çekilmesi bize 3 ay sonra yeni sorunlar doğuracaktır. Nehirde kano etkinliklerine de katılan birisi olarak suyun hem kirliliği hem de suyun içerisinde yaşayan canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum. Bu nedenle 3 ay sonraki halimizi düşünemiyorum. Umarım su yükselir ve bu seviyede kalmaz” dedi. “Nehirdeki canlılar kuraklık nedeniyle yüzmekte zorlanıyor” Edirne’de arkadaşıyla Tunca Nehri’ni ziyaret eden ve Edirne’de eğitim gören lise öğrencisi Ayşenur Milet, Tunca Nehri’nin çok kurak olduğuna değinerek, “Bulgaristan’dan doğan Tunca Nehrinin daha baharın başında olmamıza rağmen kuraklıktan çok etkilendiğini görüyoruz. Nehrin içindeki canlılar kuraklık nedeniyle oluşan yosunlardan dolayı yüzmekte zorlanıyor. Kuraklık nedeniyle nehrin dibindeki çöplerde yüzeye çıkmış. Baharın daha başında olmamıza rağmen kuraklığın bu kadar etkisini göstermesi beni oldukça şaşırttı. Şu anda derslerimize konu olan bu kuraklığın ileriki dönemlerde daha da fazla ciddiyetini koruyacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor” Nisan ayında yağmur yağışlarını beklediklerini ifade eden Edirneli vatandaşlardan Memduh Sidim, “Türkiye’mizin ve serhat şehrimizin incileri olan Arda, Meriç ve Tunca nehirleri Edirne’de akmaktadır. Mevsim itibari ile kuraklık yaşıyoruz. Bu nehir yatağının içerisinde çok sayıda canlı yaşamaktadır. Su seviyesi çok düştüğünden dolayı balıklar, kunduzlar, su maymunları ve diğer canlılar oksijen alamadıkları için çok zor durumda kalmışlardır. Nisan yağmurlarını bekliyoruz. Şu anda görünen bu su kirlilik ile beraber geçtiğimiz yıl kar ve yağmur yağışlarının az oluşu nedeniyle büyük bir kuraklık oluşturmaktadır. Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor. Nehirde kuraklıkla beraber çok kirlilik görünüyor. Nisan ayında yağacak olan yağmurlar ile su seviyesinin normale dönmesini ümit ediyoruz” ifadelerine kullandı.