SAĞLIK - 13 Eylül 2021 Pazartesi 13:16

Otizmle 4 duvar arasında baş etmek mümkün değil

A
A
A
Otizmle 4 duvar arasında baş etmek mümkün değil

Özel eğitimde çocukların dört duvar arasında kalmayıp, hayvanlar ve sosyal ortam ile uyaran eksikliğinin giderilmesi gelişimlerine büyük katkı sağlıyor.

Özel eğitimde çocukların dört duvar arasında kalmayıp, hayvanlar ve sosyal ortam ile uyaran eksikliğinin giderilmesi gelişimlerine büyük katkı sağlıyor. Özel çocukların eğitimlerinin kapalı ortamla sınırlandırılmaması gerektiğini belirten uzmanlar, “Çocuğun sadece dört duvar arasında değil, sosyalleşmesi için sosyal ortamlarda da eğitim alması gerekir” yorumunda bulundu.


Çocukların doğal ortamda aldıkları eğitim gelişimlerine büyük katkı sağlıyor.Çocukların hayvanlarla etkileşim kurması, doğa ile iç içe olması ise gelişimlerinde büyük rol oynuyor. Uyaran eksikliği olan çocukların hayvanlarla temas kurması, iletişim becerilerine de önemli ölçüde katkı sağlıyor. Dört duvar arasında kalmadan sosyalleşen çocukların gelişimlerinde olumlu yönde etkiler gözlemleniyor. Hayvanlarla etkileşim kuran, doğa ile iç içe eğitim alan çocuklar birçok problemini bu şekilde aşabiliyor.



“Bizim Almanya’da bulamadığımız bir ortam”


Oğlu Mahir’in eğitimi için Almanya’dan Türkiye’ye gelen Sema Bostancı, doğa ortamında olmasının oğlunun neşeli olmasını ve eğitimine daha çok odaklanmasına katkı sağladığını belirterek, “Oğlum zaten doğayı çok seviyor. Burada ata her gün binmesi ona çok büyük etki ediyor. Eve daha çok sevinçle geliyor. Burada köpeklerin, tavukların peşinde koşturmasını biz Almanya’da dört duvar arasında bulamayız. Hayvanlarla göz teması kurarak etkileşimi artıyor. Hayvanlarla daha çok vakit geçiriyor. Doğa ortamındayız. Bizim Almanya’da bulamadığımız bir ortam” dedi.



“Çocuklarımız birebir temas ediyorlar”


Eğitim alan Mehmet Basri’nin annesi Medine Üstün ise, hayvanlar ve doğa ile iç içe olmanın hem çocuklara hem de kendilerine katkı sağladığını kaydederek, “Burada biz aileler olarak da çok rahat ediyoruz. Pikniğe geliyormuşuz gibi oluyoruz. Benim çocuğumun duyusal eksikleri olduğu için koyunu, ineği bilmiyordu. Şimdi ‘sev oğlum’ dediğim an dokunuyor. Burada hayvanlarla oynuyor. Onlara dokunduğu zaman kendisini geri çeken çocuk, şimdi kendisi dokunuyor. Burada çimenlerde yürütüyoruz. Bunların hepsinin duyusal olarak girdileri oluyor. Normalde duyu sınıfına girdiği zaman plastiklerin üzerinde geziyor. Ama burada çimenlerin üzerinde geziyor. Çocuğun birçok katkısını burada sağladılar. Keşke Gebze’de, başka illerde de böyle bir ortam olsa. Burada biz kendimiz de rehabilite oluyoruz. Bir sürü hayvan var. Ben flamingoyu hayatımda ilk kez burada gördüm. Çocuklarımız birebir temas ediyorlar. Buranın farkını sosyal çevresi olarak düşünüyorum” diye konuştu.



“Hayvanları görünce göz temasının da arttığını görüyoruz”


Oğlu Hakan için merkezde eğitim alan anne Zeynep Sandıkçı, “Buraya geldiğimizde Hakanımızın hiçbir teması yoktu. Buraya gelince her şeyle temas kurmaya başladı. Bu sebeple ikinci kez buraya geldik. Burada çocuğumuz doğa içinde, kendisini çok huzurlu hissediyor. Hayvanlarla iletişim kuruyor ve kendisini çok daha rahat hissediyor. Hayvanları görünce göz temasının da arttığını görüyoruz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Korkmuyor” şeklinde konuştu.



“Çocuklar hayvanlarla iletişime geçtiğinde uyaran olarak harekete geçmektedirler”


Çocukların sadece sınıf ortamında değil, sosyal ortamlarda da eğitiminin sürdürülmesinin faydaları ile ilgili bilgiler aktaran Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Çocuk Gelişimcisi ve Eğitimcisi Sena Nur, “Çocuğun sadece dört duvar arasında değil, sosyalleşmesi için sosyal ortamlarda da eğitim alması gerekir. Bizim kurumuzda çocuk dört duvar arasına kapatılmadan, birçok hayvanla beraber zengin uyaranların olduğu ortamda eğitim almakta. Otizmde uyaran eksiklikleri çok fazla olduğu için çocuklar hayvanlarla iletişime geçtiğinde uyaran olarak harekete geçmektedirler. Bununla birlikte çocukların sosyal ilişkilerinde de gelişmeler gözlenir. Çocuk dört duvar arasına girdiğinde daha gergin ve telaşlı hissedebilmekte. Ama sosyal ortamda kendisini daha rahat hissettiği için kendisini daha rahat ifade edebilmektedir. Özel eğitim sadece okulda verilen bir eğitim değil, evde de devam etmesi gereken bir eğitimdir. Ailelerin de keyiflerinin ve morallerinin yüksek olması ve çocukları ile evde eğitime devam etmeleri gerekiyor. Ailelerin morallerinin de yüksek tutulması, çocukların evdeki eğitimlerini olumlu yönde etkiliyor” ifadelerini kullandı.



“Doğa ile iç içe olması, hayvanlarla teması önemli”


Okul öncesi öğretmeni Ayşe Tavşancı ise, “Bizim için fiziki uyaranlar çok önemli. Özellikle otizmli çocuklarımızda bu durumu mümkün oldukça az seviyeye indirmeye çalışıyoruz. Çünkü normal bir bireyde bile uyaran eksikliği durumunda, çocuğumuzun becerilerinde gerileme yaşayabiliyoruz. Bu otizmde daha belirgin oluyor. Çocuğumuzun sosyal becerilerinde, psikomotor becerilerinde gerilemeye neden olabiliyor. Uyaranların çok fazla olması çocukların becerilerini destekliyor. Çocuğa farklı yaşantılar sunmak bizim temel amacımız. Çocuğa dört duvar arasında sürekli olarak bir şeyler dayatarak biz eğitimde başarı elde edebileceğimizi düşünmüyoruz. Farklı uyaranlar sunarak beceri alanlarını geliştirmeyi amaçlıyoruz. Doğa ile iç içe olması, hayvanlarla teması önemli. Çocuklarımız bu durumda kendilerini daha rahat hissedebiliyorlar. Ne kadar çocuklara uyaran sunarsak, o kadar geri dönüşler alıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Yaşar Üniversitesi 23 yaşında Bilim, birlik ve başarı ilkeleriyle yenilikçi ve sürdürülebilir bir üniversite olmak için eğitime katkı koymayı sürdüren Yaşar Üniversitesinin 23. yılı törenle kutlandı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda başarılara imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik” dedi. Yaşar Üniversitesinin 23’üncü kuruluş yıl dönümü Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlenen törenle kutlandı. Törene; KKTC Baş Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş, mütevelli heyeti üyeleri, akademik ve idari çalışanlarla öğrenciler katıldı. Müzik bölümü öğrencilerinin dinletisiyle başlayan törende, akademik ve idari çalışanlara ‘Bilim, Birlik, Başarı’ ödülleri verildi. Ödüller; ’Başarılı İdari Birim’, ’Temsiliyet Başarısı’, ’Eğitimde Başarı’, ’Başarılı Araştırmacı’, ’Akademik Onur’ adı altında takdim edildi. Beşinci, onuncu, on beşinci ve yirminci hizmet yılını dolduran akademik ve idari personele de rozet ve belge verildi. Açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda bilimsel, kültürel ve spor alanlarında pek çok başarıya imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik. Akademik başarılarımız, akreditasyonlarımız ile ulusal ve uluslararası projelerdeki performansımızla üniversiteler arasında güçlü bir konum elde ettik. Bu vesileyle kurucumuz ve ebedi onursal başkanımız Selçuk Yaşar’ı saygı ve rahmetle anıyorum” dedi. Yiğitbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yakın bir zamanda Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan ve dünya genelinde üst seviyede başarı elde eden bilim insanlarının bulunduğu Dünyadaki En Etkili Bilim İnsanları listesinde 6 akademisyenimiz yer aldı. Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Duygu Türker Özmen, Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, Prof. Dr. Meltem Gürel, Doç. Dr. Banu Yetkin Ekren ve Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari’nin böylesine saygın bir listede yer alması, yapılan çalışmaların ve akademik katkıların değerini bir kez daha göstermiştir. Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Türkan’ın da yer aldığı çalışma Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu kapsamında uzaya gönderilen 13 deneyden biri oldu. Bu bilimsel başarıların üniversitemiz için büyük gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu belirtmek isterim. Avrupa Birliği Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezimiz tarafından, insan kaynakları müdürlüğümüzün desteği ile yapılan başvuru sonucunda, üniversitemiz Avrupa Komisyonunun Araştırmacılar İçin İnsan Kaynakları Stratejileri Mükemmellik Ödülüne layık görüldü. Araştırma süreçlerimizde uyguladığımız insan kaynakları politikalarımızla uluslararası bir ödüle layık görülmemiz bizler için gurur verici oldu. 2023 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması raporunda üniversitemiz yüksek memnuniyet ifade eden A grubunda yer alarak 74 vakıf üniversitesi arasında ilk 10 içinde yer alma başarısını gösterdi." "Hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz" Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ise “23 yıl önce bir hayalle başlayan ve bugün geldiğimiz noktadaki başarılarımızın temelini atan ’Bilim, Birlik, Başarı’ ilkesiyle Türkiye’ye sayısız ilki kazandıran Selçuk Yaşar’dan aldığımız ilhamla, bilimin ışığında çalışmaya ve üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Geçtiğimiz bir yıl içinde öğrencilerimiz; mimarlık, tasarım, spor, sanat gibi pek çok alanda elde ettikleri başarılarla yüzümüzü güldürdü. Akademisyenlerimiz de elde etikleri başarılarla bizleri gururlandırdı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, en değerli 23’lerin ışığında, nitelikli eğitim ve araştırmalarımızla başarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Geleceğe yön veren yenilikçi bireyler yetiştirerek topluma katkıda bulunma hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yerinde duran, geriye gidiyor demektir. İleri, daima ileri’ dediği gibi” diye konuştu. Yaşar Üniversitesinde enerji hukuku alanında yüksek lisans yaptığını söyleyen Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de, “Bornova Belediye Başkanlığı adaylığına gösterilmemde, geçmişimde iki yüksek lisans yapmış olmam etkili oldu. Bu dönem Bornova Belediyesi olarak ülkemizin çok ihtiyacı olan yenilenebilir enerji alanında birçok çalışma yapacağız. Yaşar Üniversitesi ile de birçok projeyi beraber yürütmek istiyoruz” dedi.
Zonguldak Rektör Özölçer’den "sıfır atık" teşekkürü ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Sıfır Atık Politikası kapsamında en iyi performans gösteren akademik ve idari birimlere teşekkür belgesi takdim etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikası doğrultusunda uzun zamandır attığı adımlara bir yenisini daha ekledi. ZBEÜ, Sıfır Atık Politikası çerçevesinde altı farklı kategori belirleyerek Mart 2024 dönemi için tüm akademik ve idari birimlerin, sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikası doğrultusunda üniversitenin belirlediği adımları uygulamaya dökmeleri açısından bir performans tespitinde bulundu. Pil, kâğıt, plastik, cam, metal ve en düzenli ayrıştırma kategorileri olmak üzere toplamda altı farklı kategorinin kıstas alındığı performans ölçümünde, en iyi sonuçları alarak dereceye giren akademik ve idari birimlere teşekkür belgesi sunuldu. Rektörlük Senato Salonu’nda gerçekleştirilen törene ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ve Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, akademik ve idari birim yöneticileri katıldı. Törende konuşan ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, ZBEÜ olarak sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikasını önemsediklerini, yönetim olarak bu doğrultuda kararlar almaya devam ettiklerini belirtti. Böylece gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre bırakma konusunda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak büyük kararlılık gösterdiklerine dikkat çeken Rektör Özölçer, özellikle üniversitenin akademik ve idari birimlerinin de bu kararlara uygun adımlar atmalarını önemseyerek birimleri bu konuda teşvik edici çalışmaları sürdürdüklerini aktardı. Mart 2024 dönemi için tespit edilen altı farklı kategoride en iyi performans gösteren akademik ve idari birimlere teşekkürlerini sunan Rektör Özölçer’in, ilgili birim yöneticilerine teşekkür belgesi takdim etmesinin ardından tören sona erdi.
Antalya Antalya Doğal Yaşam Parkı, yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, baharın gelmesiyle birlikte sevince boğuldu. Parkta, lemur, keçi, geyik, koyun gibi çeşitli türlerden yeni yavrular dünyaya geldi. Yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşayan Doğal Yaşam Parkı’na 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda girişler ücretsiz olacak. Antalya Doğal Yaşam Parkı, doğanın ve hayvanların korunması adına önemli bir merkez olmaya devam ediyor. Doğal yaşam alanlarında özgürce dolaşan 1400’den fazla hayvanı barındıran park, 127 farklı türe ev sahipliği yapıyor. Her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Doğal Yaşam Parkı’nda bahar mevsiminin de habercisi olan doğumlar başladı. Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Dr. Aygül Arsun, yeni doğumlarla parkın neşesinin ve coşkusunun arttığını belirtti. “Yavru bereketi” Özellikle çocukların ilgisini çeken kuyruklu lemurlardan üç yeni yavrunun doğduğunu belirten Arsun, "Yavrular bir aylık oldular ve anne sırtında zamanlarını geçiriyorlar. Bazıları ağaçlara tırmanarak kendilerini deniyorlar, bir çocuk gibi oynuyorlar" dedi. Ayrıca, parkta diğer türlerden de yavruların olduğunu belirten Arsun, "Ceylanlarımız da yavrulama başladı. Dağ keçileri, geyikler, koyunlar ve kuzular hepsi yavruladı. Rakunlarımızın da yeni yavruları var. İlkbaharın sonlarına doğru doğacak yavrularımız var. Baharla birlikte üreme patlaması yaşıyoruz" diye konuştu. Tüm çocuklar davetli Arsun, özellikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesine denk gelen bu güzel haberle ziyaretçilere bir de müjde verdi. Girişlerin 23 Nisan’da ücretsiz olacağını belirten Arsun, tüm çocukları ve ailelerini parkı ziyaret etmeye davet etti.