EKONOMİ - 05 Ekim 2020 Pazartesi 14:58

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: “Tarımda Avrupa’nın lideriyiz”

A
A
A
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: “Tarımda Avrupa’nın lideriyiz”

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarım ve gıda dış ticaret hacmi dünyada 1.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarım ve gıda dış ticaret hacmi dünyada 1.6 trilyon dolarken, Türkiye’de 30.6 milyar dolar. Bu şartlar altında dahi tarımda Avrupa’nın lideriyiz” dedi.


Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Kocaeli’de bulunan bir üniversite ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında gerçekleştirilen “Akıllı Tarım Uygulamaları İşbirliği Protokolü İmza Töreni’ne katıldı. Ulusal ve uluslararası araştırma fonlarına ortak proje sunulması, ortak çiftçi eğitimlerinin yapılması ve Tarım Orman Bakanlığı personeline çeşitli eğitimlerin verilmesi amaçlanan protokolün imza törenine Bakan Pakdemirli’nin yanı sıra, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli milletvekilleri, öğretim üyeleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı il ve ilçe müdürleri katıldı.



“Tarımda Avrupa’nın lideriyiz”


Programda konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye’deki tarımsal üretimle ilgili bilgiler vererek, “Dünyada ekilebilen alan 1,5 milyar hektarken, ülkemizde 23,1 milyon hektar. Orman varlığı dünyada 4 milyar hektarken, Türkiye’de 22,7 milyon hektar. Tarımsal istihdam dünyada ortalama yüzde 27’yken Türkiye’de 18,4. Yaklaşık 5,1 milyon kişi bizim tarımsal gayri safi milli hasılamızda yaklaşık yüzde 6 civarları seviyesinde. Yüzde 6’lık bir tarımsal gayri safi milli hasılayı yüzde 18’lik bir tarımsal istihdamla yapıyoruz. Tarım ve gıda dış ticaret hacmi dünyada 1.6 trilyon dolarken, Türkiye’de 30.6 milyar dolar. Bu şartlar altında dahi tarımda Avrupa’nın lideriyiz. Tarımsal gayri safi milli hasıla da bizim 48 milyar dolar civarında, Fransa’nın ise 45 milyar dolar civarındadır. Avrupa’nın lideriyiz. Küçük başta 55.1 milyon küçük başta Avrupa’nın birincisiyiz, büyük başta da yaklaşık 19 milyona geldik. Avrupa’da büyük başta ikinci sıradayız. Süt üretiminde de Avrupa’da 3. Sıradayız. Türkiye’nin artılarını sayacak olursak, 12 binden fazla bitkiye ev sahipliği yapıyoruz. 4 saatlik bir uçuş mesafesinde dünya nüfusunun yüzde 40’ına ulaşımımız var. 1.9 milyon dolarlık tarımsal hacmine sahip bir bölgenin tam ortasında ve tam merkezindeyiz” dedi.



“Her gün televizyonlara çıkıp ‘tarım bitti’ demek doğru değil”


Tarımda yaşanan problemlere rağmen ilerlemelerin kaydedildiğini ifade eden Pakdemirli, “Tarımsal alan bakımında kaynaklarımız dünyada 17. sırada. Ama biz dünyada 10. sırayı yakalamış durumdayız. Hepimiz tarımdaki başarımızdan övünmeliyiz. Eksiklerimiz var mı, var. Ama en önemlisi tarımın paydaşlarına moral vermeliyiz. Yerimiz zaten iyi. Her gün televizyonlara çıkıp ‘tarım bitti’ demek doğru değil. Kaynaklarımız bu, geldiğimiz nota burası. Eksiklerimiz var mı, var. Planla ilgili problemlerimiz olabilir. Ölçek anlamında problemlerimiz var. Bugüne kadar miras nedeniyle arazilerimiz de küçüldü. Ama buna rağmen en başta üreticimiz sınırlı kaynaklara rağmen çok iyi değerlendiriyor. Devlet de iyi destek veriyor ve Türkiye birçok alanda ipi göğüslüyor. Desteklerle son iki yılda yüzde 52 artış sağlamışız. Toplamda 18 yılda toplam 310 milyar lira destek var. Son iki yılda tarımsal hasılamız da yüzde 45 artmış. Bir taraftan devlet destek vermiş, bir yandan da çiftçimiz mukavele ederek üretimi arttırmış” diye konuştu.



“Pandemi sürecinde bir gıda güvenliği sorunu olmadığını net olarak gördük”


Pandemi sürecinde alınan önlemlerle bir gıda sorunu yaşanmadığını ifade eden Pakdemirli, “Pandemide hepsinin raflarının boşaldığını gördük. Türkiye’de Allah’a şükür çeşitlendirilmiş üretim ile pandemi sürecinde bir gıda güvenliği sorunu olmadığını net olarak gördük. Birçok ülkedeki market rafları boşaldı, ama biz salgın sürecinde önlemlerimizi aldık. İlk vakanın görülmesinden haftalar önce tüm sektörlerle toplantılar yaptık ve bitirdik. Perakende sektörü ile ilginç bir şey yaşadık. Stoklarınızı arttırın dedik, onlar da ‘Hayrola vaka var da bizden mi saklıyorsunuz’ dediler. Biz hayır vaka yok ama bize de gelecek, lütfen arttırın. Gıda üreticileri ile de görüştük. Onlara da stoklarını arttırmalarını söyledik. İstanbul hemen yanı başımız. İstanbul’da büyük bir zincir mağaza günde 200 civarında kamyonu eleçleme yapıyordu. Pandemi süresince 800 kamyona çıktı. 800 kamyonda da hiçbir sorun yaşamadan bu işi yürüttük. Belki raflarda birkaç tane hijyen ürününün eksikliğini gördük. Birkaç hafta sonra bunun üstesinden geldik. Bakanlık olarak bizim desteğimiz çok iyi oldu. Ama sektörler de çok büyük bir sınav verdi” şeklinde konuştu.


Bakan Pakdemirli’nin konuşmasının ardından protokol için imzalar atıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.