GENEL - 15 Eylül 2020 Salı 11:41

Başkan Altay: “Ahilik medeniyetimizin çok önemli bir kurumudur”

A
A
A
Başkan Altay: “Ahilik medeniyetimizin çok önemli bir kurumudur”

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ahilik Teşkilatı’nın erdemli, ahlaklı ve inançlı esnaf kitlesi yetiştiren medeniyetimizin çok önemli bir kurumu olduğunu belirterek, bütün esnafların Ahilik Haftası’nı kutladı.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ahilik Teşkilatı’nın erdemli, ahlaklı ve inançlı esnaf kitlesi yetiştiren medeniyetimizin çok önemli bir kurumu olduğunu belirterek, bütün esnafların Ahilik Haftası’nı kutladı.


Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Ahilik Haftası nedeniyle bir mesaj yayımladı. Başkan Altay mesajında dokuzuncu ve onuncu asırdan başlayarak İslam’la şereflenen milletimizi dünya hakimiyetine götüren başarı hikayesinin en önemli unsurlarından birinin iktisadi yapıda oluşturdukları devrim niteliğindeki düzenlemeler olduğunu belirtti. Başkan Uğur İbrahim Altay bu düzenlemelerin kaynağında Ahilik kültürü ve Ahilik Teşkilatı yattığını ifade ederek, “Savaş hukukunda dahi adaleti ön plana alan ecdadımız ekonomi ve ticaret altyapısını inancından aldığı ahlaki erdemlerle donatmıştır. Ahilik Teşkilatı; kardeşliği, birliği, hakça paylaşmayı, adil ve ahlaklı olmayı şart koşan dünyanın ilk büyük sivil toplum teşekkülüdür. Asıl adı Nasîrüddin Mahmûd olan Ahi Evran’ın Anadolu’daki ilk durağı Konya’dır. Hazreti Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin çağdaşı olan Ahi Evran; ilim, kültür ve medeniyet şehri Konya’dan büyük ilham almıştır. Temelini Konya’da attığı Ahilik Teşkilatı’nı Kayseri’de güçlendirmiş, Kırşehir’de olgunlaştırmıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminin erdemli, ahlaklı ve inançlı esnaf kitlesi bu ihlaslı çalışmaların ürünüdür. ‘Halka hizmet etmenin Hakka hizmet etmek’ anlamına geldiği bilinciyle yetişen genç esnaflar tüm dünyayı kucaklayan medeniyet kubbemizin ayaklarından birini oluşturmuşlardır. Günümüzde tüm dünyada uygulanan çırak-kalfa-usta eğitim modeli Ahilik Teşkilatı ile var olmuştur. Eline, diline ve beline sahip olan; alnı açık, eli açık, sofrası açık, yardımsever, paylaşımcı ve hakkı gözeten ticaret erbabı yetiştirmeyi hedefleyen Ahilik Teşkilatı, Osmanlı Devletinde Lonca Teşkilatı adıyla örgütlenmiş, Cumhuriyet Döneminde Esnaf, Sanayi ve Ticaret Odaları çatısı altında varlığını sürdürmüştür” dedi.


Başkan Altay açıklamasında, Konya Büyükşehir Belediyesi olarak hem Ahilik kültürüne hem de onu yaşatacak esnaflara büyük önem verdiklerini söyleyerek, “Esnaf odalarımızın başkanları ile sürekli bir araya geliyoruz. Fırsat bulduğumuz her ortamda şehir merkezindeki ve ilçelerimizdeki esnaflarımızı ziyaret ediyor; görüşlerini alıyor, fikirlerini dinliyor, şehrimizin geleceği için hep birlikte çalışmaya gayret gösteriyoruz. Bu vesileyle başta Şeyh Nasîrüddin Mahmûd Ahi Evran olmak üzere, medeniyetimizin çok önemli bir kurumu olan Ahilik Teşkilatı’nın dünden bugüne ahirete irtihal eden tüm mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum. Esnaf ve ticaret erbabımızın Ahilik Haftası’nı kutluyor; tüm esnafımıza sağlıklı, helal ve bol kazançlı bereketli günler diliyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Tarım ilaçsız çekirdeksiz üzümler geliyor Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse tarafından yürütülen proje ile hastalıklara dayanıklı, üzerinde tarım ilacı kalıntısı olmayan, çekirdeksiz üzümler geliştirilecek. Karadeniz’e özgü ‘kokulu üzüm’ de çekirdeksiz üzüm haline getirilerek ticarileştirilecek. OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bağ Yetiştiriciliği ve Islahı Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse’den alınan bilgilere göre; ’mildiyö’ ve ’külleme’ bağcılıkta ekonomik kayıplara yol açan en önemli iki hastalık olarak ön plana çıkıyor. Bu hastalıklar Türkiye’nin hemen her bağ bölgesinde sıklıkla görülüyor. Bu hastalıklarla mücadelede en yaygın yöntem ilaçlama olarak gösteriliyor. İlaçlama sıklığının artması beraberinde kalıntı problemlerini ve ilerleyen dönemlerde kanser vakalarında artışı getiriyor. Tarım ilaçlarının kullanımı insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor. İlaç masraflarının yüksek olması, üreticinin maliyet yükünü artıyor. Zaman zaman yurtdışına ihraç edilen tarım ürünlerinde kabul edilebilir seviyenin üzerinde tarımsal ilaç kalıntısı çıkması durumunda Türkiye’nin imajı kötü etkilendiği gibi, o ülke pazarına uzun süre ürün gönderilememe tehlikesi yaşanıyor. Bu tip sorunların yaşanmaması için proje yürüten Doç. Dr. Bülent Köse, TÜBİTAK destekli projesinde hem ilaç kalıntıları olmayan hem de hastalığa dayanıklı çekirdeksiz üzümler geliştirecek. "Çocuklarımızın severek tükettiği bu ürünlerde zirai ilaç kalıntısı olmasını istemiyoruz" “Külleme ve Mildiyö Hastalıklarına Dayanıklı, Çekirdeksiz Üzüm Geliştirme Projesi” hakkında bilgi veren Doç. Dr. Bülent Köse, "Projemizin asıl amacı özellikle külleme, mildiyö hastalıklarına dayanıklı ve çekirdeksiz özellikli üzüm çeşitlerinin geliştirme projesidir. Bu bağlamda biz Karadeniz Bölgesinde yetişen ve yöre halkınca sevilen, kokulu üzümlerden daha önceden tescil ettirdiğimiz 2 çeşidi ana ebeveyn olarak kullanıyoruz. Kokulu üzümler yapısı gereği mantari hastalıklara son derece dayanıklı. Bu yüzden Karadeniz Bölgesi sahil kuşağında ilaçlamaya gerek kalmadan rahatça yetişiyor. Ancak sofralık üzümlere göre yeme kalitesi oldukça düşük. Biz bu kokulu üzümleri ülkemizin milli çekirdeksiz çeşidi olan ‘sultani çekirdeksiz’, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilmiş olan ‘Tekirdağ çekirdeksizi’ ve uluslararası kaliteli bir çeşit olan ‘crimson seedless’ çeşitleri ile melezliyoruz. Melezleme ile elde edilen üzüm çekirdekleri çimlendiriliyor. Elde edilen melez bitkilerde daha sonra mantari hastalık gelişimini kontrol ediyoruz. Bitkilere külleme ve mildiyö etmenlerini bulaştırıyoruz. Hastalık gelişmeyen ya da zayıf gelişenleri biz dayanıklı ya da tolerant olarak kabul ediyoruz. Hassas olanları elemine ediyoruz. Hastalıklara dayanıklı olarak tespit edilen genotiplerde DNA izolasyonu yapılarak, biyoteknolojik yöntemlerle markörle tarayarak henüz daha meyvelerini görmeden yaprağından bunların çekirdekli ya da çekirdeksiz olma durumuna belirleyebiliyoruz. Sonraki aşamada da bunların meyve özellikleri incelenecek ve ticari değer taşıyan adaylarda tescil çalışması başlatılacak. Hepimiz malumu üzerine tarım sektöründe tarım ilacı kullanımı çok yaygındır. Kullanmadığımız takdirde ürün alma şansı oldukça zordur. Külleme ve mildiyö hastalığı, bağcılıkta 2 önemli hastalık söz konusudur. Bu hastalıklara karşı biz ilaçlama yapmadığımız takdirde ürün almamız çok zordur. Özellikle gelişim yaşındaki çocuklar ve insan sağlığı yönünden daha az riskli olan ve sağlıklı üzümler elde edebilmek için bu projeyi önerdik” dedi. ‘Kokulu üzüm’ çekirdeksiz olacak Proje kapsamında kokulu üzümleri çekirdeksiz üzüm haline getireceklerini belirten Doç. Dr. Bülent Köse, “Projenin ana ürünü olan ‘kokulu üzüm’ Karadeniz Bölgesi sahil kesiminde yaygın olarak yetişmektedir. Nemli ve yüksek iklim şartlarına bağlı olmasına rağmen bu bölge mantar hastalıklarına karşı oldukça dayanıklıdır. Bu sebeple biz kokulu üzümleri çekirdeksiz üzüm çeşitleriyle melezleyerek daha iyi tüketilebilir, ticari değeri yüksek çeşit elde etmek istiyoruz. Çocuklar çekirdeksiz çeşitleri çok seviyor. Onların severek tükettiği bu ürünlerde biz zirai ilaç kalıntısı olmasını istemiyoruz" diye konuştu.
Düzce Sarıışık “Kolay elde edilen bir başarı yok” DÜZCE(İHA) – Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık, turizm mezunlarının tarih, coğrafya, muhasebe, spor ve diğer pek çok konu hakkında bilgi sahibi olmasının önemli olduğunu söyledi. Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu tarafından düzenlenen etkinlikte Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık öğrencilerle buluştu. Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Muammer Mesci’nin açılış konuşmasıyla başlayan programda Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Turizm Haftası’nı kutlayarak, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’nu akreditasyon belgesi almasından dolayı tekrar tebrik etti. Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıışık, gastronominin gelişimi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Gastronomi öğrencisinin iyi bir aşçı olmasından ziyade çok yönlü bir mutfak yöneticisi olması gerektiğine dikkat çeken Sarıışık, turizm mezunlarının tarih, coğrafya, muhasebe, spor ve diğer pek çok konu hakkında bilgi sahibi olmasının önemine değindi. Gastronomi yazarlarının ağırlıklı olarak Fransızlardan oluştuğunu belirten Sarıışık, ancak Türklerin Osmanlı zamanında Fransızlardan 400-500 sene önce güzel işler çıkardığını sözlerine ekledi. Bugünün öğrencisinin eskiye göre daha şanslı olduğunu fakat bir o kadar da zorlu bir dönem yaşadığını dile getiren Mehmet Sarıışık, öğrencilerin her geçen gün kendilerine bir şeyler kalmaları gerektiğini söyledi. Rakipler karşısında öğrencilerin durmadan çalışmasının bir zorunluluk olduğunu ve kolay elde edilen bir başarının var olmadığını vurgulayan Sarıışık, Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’nun bu konuda öğrencilere güzel imkanlar sunduğunun altını çizdi. Yüksekokulun tam teşekküllü bir uygulama mutfağı ve donanımlı bir akademik kadrosu olduğunu belirten Sarıışık, bunu öğrenciler tarafından değerlendirilmesi gereken bir fırsat şeklinde nitelendirdi. Programın sonunda Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından, Prof. Dr. Mehmet Sarıışık’a teşekkür belgesi ve hediye; Üniversite Düzeyi Aşçılar Modern Türk Mutfağı Yarışması Ana Yemek kategorisinde, Altın Madalya kazanan Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 3. sınıf öğrencisi Oğuzhan Çevik’e de teşekkür belgesi takdim edildi.