ÇEVRE - 13 Eylül 2021 Pazartesi 12:31

Beyşehir Gölü Milli Parkı’ndaki nilüfer bahçesine yoğun ilgi

A
A
A
Beyşehir Gölü Milli Parkı’ndaki nilüfer bahçesine yoğun ilgi

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü Milli Parkı kıyılarında bulunan nilüfer bahçesi, Konya’nın Beyşehir ilçesine gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü Milli Parkı kıyılarında bulunan nilüfer bahçesi, Konya’nın Beyşehir ilçesine gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.


Yaklaşık 7 kilometrelik uzunluğu ile Türkiye’nin en büyük nilüfer bahçesi olarak gösterilen Beyşehir Gölü’nün Çiftlik Mahallesi kıyılarındaki görenleri büyüleyen alan, artan ziyaretçi trafiği ile bu yıl ilçenin yeni cazibe ve çekim merkezi oldu. Kıyıdaki sazlıklar arasından teknelerle geçildikten sonra ulaşılabilen ve havadan da görüntülenen nilüfer bahçesi, görenleri hayran bırakıyor. Ziyaretçiler, geldikleri alanda bol bol fotoğraf ve video çekip, özçekim yaparak bu seyrine doyum olmayan görselleri kişisel sosyal medya hesaplarında da paylaşıyor. Göle kıyısı bulunan Çiftlik Mahallesine gelen ziyaretçiler, düzenlenen tekne turları ile nilüfer bahçesini daha yakından görme imkanı bulabiliyor.



"Türkiye’nin her yerinden nilüfer bahçesini görmek için geliyorlar"


Gölde nilüfer bahçesine gezinti teknesi ile turlar düzenleyen İbrahim Erdoğan, Türkiye’nin en büyük nilüfer bahçesine sahip olan Beyşehir Gölü kıyılarında başlattıkları turlarla yeni bir çekim merkezi oluşturduklarını belirterek, “Nilüfer bahçemiz şu an bulunduğumuz limana yaklaşık 5 dakika bir mesafede bulunuyor. Nilüfer bahçesine geziler düzenleyebilmek için bu yıl bölgemize bir gezinti teknesi kazandırdık. Kalabalık grup ya da topluluklar oldu mu bu teknemizle gezi düzenlerken, daha az sayıdaki ziyaretçilerimizi ise daha küçük teknelerimizle nilüfer bahçemize getirip götürüyoruz” dedi.


Beyşehir’de geçtiğimiz yıllarda keşfedilen nilüfer bahçesini bu yıl düzenledikleri turlarla Türkiye’nin her yerinden ilçeye gelenlere tanıtıp turizme kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, “40 gün oldu tekne turları düzenlemeye başladık. Özellikle geride kalan Kurban Bayramı tatilinde bayağı bir gezi yoğunluğumuz oldu. İlçemize gelen ve nilüfer bahçesini görmek isteyen misafirlerimize yardımcı olup, bu görsel güzellikleri yakından göstermeye çalışıyoruz. Türkiye’nin her yerinden nilüfer bahçesini görmek için geliyorlar. Hatta Türkiye’ye tatil için gelenler de Beyşehir’imize gelerek bu güzellikleri görmeye başladı. Ayrıca, burası düğün fotoğrafçılarının, gelin damat dış çekimlerinin de yeni bir merkezi haline geldi. Burada düğün fotoğrafçılarımıza da hizmet veriyoruz, onlar da gelin damat çekimi fotoğrafları ile videolarını burada çekip unutulmayacak güzelliklerde dış çekimlere sahip olabiliyorlar. Çiftlerimiz de hem burayı yakından görüyor hem de düğün albümlerinde çok güzel görsellerin yer alacağını düşünerek çok mutlu ayrılıyorlar. Burası bu anlamda son dönemde ilçemizin yeni bir cazibe merkezi olmaya başladı. Amacımız burayı daha çok tanıtıp bölge turizmine kazandırmaktı. Bu hedefimize ulaşıyoruz. İç Anadolu’da, Konya’da böyle bir güzelliğin olduğunu herkese göstermek istiyoruz. İnşallah önümüzdeki yıllarda bu bölgenin daha çok ziyaretçi çekeceğini umuyoruz” diye konuştu.


İbrahim Erdoğan, Doğa Koruma ve Milli Parklar 8. Bölge Müdürlüğü Beyşehir Milli Parklar Şefliği’nin de burada bulunan nilüfer bahçesi ve artan ziyaretçi yoğunluğu nedeniyle gelen ziyaretçilerin kıyıdan da izleyebilmesi için bir seyir terası inşa etmeye başladığını da belirtirken, “Bu anlamda kendilerine çok teşekkür ediyoruz. İnşallah buraya gelen kuş gözlemcileri, doğa fotoğrafçıları, doğaseverler ve ziyaretçilerimiz nilüfer bahçesini seyir terasından yükseklerden de görüp gözleyebilecek. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz” diye konuştu.



"Türkiye’nin en büyük nilüfer bahçesiymiş"


Arkadaşlarıyla birlikte Ilgın ilçesinden nilüfer bahçesini görmeye geldiğini söyleyen Nagihan Aslan, “Türkiye’nin en büyük nilüfer bahçesiymiş. Biz de öyle duyduk geldik görmeye, çok güzel çıkın çıkın gelin. Güzel görsel bir şölen burası” diye konuştu.


Ziyaretçilerden Gülşirin Kemerli de, sosyal medyadan görüp geldikleri göldeki bahçeyi çok merak ederek geldiklerini belirterek, “Bu kadar güzel olacağını düşünmüyordum, Gerçekten büyülendik. İlk defa böyle bir deneyim yaşıyorum. Yani Nepal’e gitmeye gerek yok, kesinlikle buraya gelin” ifadelerine yer verdi.


Nilüfer bahçesine düzenlenen tekne turuna katılan Ayşegül Özbil, nilüfer bahçesini görmek için Konya il merkezinden Beyşehir’e geldiğini anlatarak, “Konya’dan sadece bu nilüfer bahçesini görmek için buraya geldik. Herkes geliyordu, çok güzel görünüyordu. Biz de gelmek istedik. Gerçekten görülmeye değermiş, mükemmel bir yer, Beyşehir’de olması da çok güzel. Tekne ile gittik ve anlatılmaz ki, görülmeye değer, mutlaka gelinmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.


Konya’dan Beyşehir’e gezmeye geldiklerini belirten İbrahim Halil de, “Beyşehir’e gezmeye gelmiştim. Arkadaşlarımızdan duydum nilüfer bahçesi olduğunu. Geldik, gezdik, tekne turuna katıldık. Bayağı hoşumuza gitti. İlk kez nilüfer bahçesi görüyorum. İlk başta sazlıkların arasında geçtik tekneyle, daha sonra nilüfer bahçesine girdik. Burada bahçede yüzen ördekleri de gördük. Bayağı güzeldi, herkese görmeyi tavsiye ediyorum. Tekne turu harikaydı. Fırsat bulursak bir daha gelmek istiyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Prof. Dr. Alaeddinoğlu: “Van’daki çığların temel nedeni sulu kar" Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van’da art arda meydana gelen çığ olaylarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, “Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu” dedi. Geçtiğimiz günlerde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu Van-Çatak ve Van-Bahçesaray karayolu üzerinde bulunan çok sayıda bölgeye çığ düştü. İki gün içinde 10’dan fazla çığın meydana geldiği Çatak ve Bahçesaray karayolları ise ulaşıma kapanmıştı. Birkaç gün içinde çok sayıda çığın düşmesi bölge insanını endişelendirirken, uzmanlar ise yaşanan duruma ilişkin uyarıda bulundu. Özellikle mart ayındaki yağışların sulu bir kar yapısıyla düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu durumun yüksek kesimlerdeki kar birikintilerinin ağırlaşmasına ve çığ riskinin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Eğimli yamaçlardaki kar birikintilerinin ağırlaşmasıyla birlikte, eğim doğrultusunda aşağı kayması ve çığ oluşumu riskinin arttığını vurgulayan Alaeddinoğlu, son 10 gün içerisinde bölgede yaşanan ciddi çığ olaylarının temel nedeninin ise bu olduğunu bildirdi. Alaeddinoğlu, bu tür durumlarda ilgili kurumların bölgedeki insanını bilgilendirmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti. “Düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı” İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, geçmişte genellikle mart ayında meydana gelen çığların küresel ısınma ve havaların sıcak gitmesiyle birlikte ocak ve şubat aylarında da meydana geldiğini belirtti. Mart ayında düşen yağışların sulu kar şeklinde olmasının çığ riskini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Mart ayında yaşanan yağışın sulu bir kar yapısı vardı. Dolayısıyla daha önceden havzada yüksek kesimlere düşmüş olan karın önemli bir kısmı orada duruyordu. Eğim doğrultusunda havaların ısınmasıyla birlikte toprakla kar örtüsünü de birbirinden tutacak o yapı ortadan kalkmıştı. Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu. Özellikle son 10 gündür ciddi sayıda çığ olayının gerçekleşiyor olmasının temel nedeni budur” diye konuştu. “İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemeli” Meydana gelen çığların bir faciaya dönüşmemesi için gerekli önemlerin alınması gerektiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Kısa süreli kar yağışı ve sonrasında çığların olması mümkün. Çünkü toprakla karı tutan herhangi bir bağ kalmayınca düşen yeni karın ağrıyla birlikte eğim doğrusundan akışa geçen o kar örtüsü çığa neden olur. Dolayısıyla bu tarz yağışların gerçekleştiği zamanlarda ilgili kurum ya da birimler, kesinlikle o bölgede yaşayan ve o güzergahını kullanan insanları bilgilendirmelidir. İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde kontrollü patlatma veya diğer önlemler devreye girmeden insanların canına ya da malına zarar verebilir. Tabi bunun önüne geçmek, onların hayatlarını korumak bütün kurumların görevidir” şeklinde konuştu.
Antalya AŞT’nin ‘Huysuz’ oyununu beğeni topladı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde Antalya Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği ‘Huysuz’ oyununu izleyerek, Genel Sanat Yönetmeni ve oyunculara çiçek takdim etti. AŞT’nin 40 yıldır sahnelerde perde açmasının önemine değinen Başkan Böcek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Antalya Şehir Tiyatrosu (AŞT) 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde ‘Huysuz’ oyunu ile izleyiciyle buluştu. Sahnelendiği ilk günden itibaren izleyiciden büyük beğeni toplayan ve kapalı gişe oynayan ‘Huysuz’ yine izleyenleri büyüledi. Oyunu izleyenler arasında yer alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te oyun sonrasında sahneye çıkarak, AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ve oyunculara çiçek takdim etti. “Tiyatro emekçilerinin günlerini kutladı” “40 yıldır perdesini hiç kapatmayan, yurt içi ve yurt dışında oyunları ile izleyiciyle buluşan tüm AŞT oyuncularının ve Dünya Tiyatrolar Günü’nü kutluyorum” diyen Başkan Muhittin Böcek, “AŞT bu sahneye 2.5 yıl önce taşındı. Tüm oyuncularının ve çalışanlarının büyük emekleri var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözü ile sanata olan önemini belirtmiştir. Bizde sanata ve sanatçılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür başta olmak üzere siz değerli sanatçılarımız iyi ki varlar. Hepsinin bu özel gününü kutluyorum” ifadelerini kullandı. “Perdemiz 40 yıldır açık” Oyun sonrasında ‘Huysuz’ oyuncuları performansları ile uzun süre ayakta alkışlandı. AŞT Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür ise bu sahnede izleyicilerin karşısında kendilerini çok iyi hissettiklerini belirterek, “27 Mart’ta çok güzel şeyler oldu. 3 sahnemizde tarihimizde ilk defa perde açtık. Anadolu’da 40 yılını dolduran ve hiç kesintisiz perde açan tek tiyatro olma unvanını taşıyoruz. Bu muhteşem bir şey. Bizlere her konuda destek olan Muhittin Başkanımıza da çok teşekkür ederiz. 40 yıldır tiyatromuzda emeği olan herkese, 40 yıldır bu sahnelerde alkışlayan tiyatroseverlere minnettarız” diye konuştu. 40. yıl sergisini gezdi Daha sonra ise Başkan Muhittin Böcek, Mehmet Özgür ve tüm oyunculara çiçek takdim etti. Başkan Böcek, oyuncularla 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü anısına öz çekim yaparak, bu anı ölümsüzleştirdi. Başkan Böcek, AŞT fuayesinde açılan, oyunlarının afişleri, oyunlardan fotoğraflar, ödüller ve oyunlarla ilgili gazete kupürlerinin yer aldığı AŞT’nin 40. Yıl Sergisi’ni de ziyaret etti.