KÜLTÜR SANAT - 04 Eylül 2019 Çarşamba 10:33

Çatalhöyük’ün atası Boncuklu Höyük turizme kazandırılıyor

A
A
A
Çatalhöyük’ün atası Boncuklu Höyük turizme kazandırılıyor

Konya’da 13 yıldır arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiği Boncuklu Höyük’ün turizme kazandırılması için çalışmalar devam ediyor.

Konya’da 13 yıldır arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiği Boncuklu Höyük’ün turizme kazandırılması için çalışmalar devam ediyor. Boncuklu Höyük yerleşim yerinde elde edilen kalıntılar doğrultusunda bu bölgenin, UNESCO tarafından Dünya Miras Listesine alınan ve insanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden birisi olduğu varsayılan Çatalhöyük’ün atası olduğu düşünülüyor.


Konya’nın merkez Karatay ilçesi Hayıroğlu Mahallesinde bulunan Boncuklu Höyük, insanlık tarihine ışık tutuyor. Bölgede 2006 yılından itibaren yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında, bu bölgenin Çatalhöyük’ten yaklaşık bin yıl daha eski bir yerleşim yeri olduğuna dair bulgular ortaya çıkmaya devam ediyor. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda o döneme ait olduğu düşünülen mezarlar, hayvan kafatasları, insanların sosyal hayatlarında kullandıkları bazı malzemeler gün ışığına çıktı.



“Çiftçiliğin en uzun hikayesine burada tanık oluyoruz”


Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Liverpool Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Douglas Baird, Boncuklu Höyük’te çalışmalarının sebebinin, Orta Anadolu’daki en eski köy yerleşimlerinin ve çiftçilik toplumlarının kökenini araştırmak ve gelişimlerini belirlemek olduğunu söyledi. Prof. Dr. Baird, “Hala devam ettiği gibi 10 bin yıl öncesinde de tarım Konya Ovasında devam ediyor. Çiftçiliğin en uzun hikayesine burada tanık oluyoruz. Aynı zamanda yemek pişirme ve çeşitli sosyal aktivitelerin bir parçası olarak tabii burada da çeşitli ihtiyaçlarını gördükleri tuvalet alanlarını tespit ettik. Tabii bunların analizlerini yaparak bölgenin geçmişini, insanların sağlıklarına kadar giden bir şey de bilgi sahibi olabiliyoruz” dedi.


Boncuklu Höyük’te yaşamış olan toplumların Avrupa’ya ve özelikle Güney Avrupa’ya yayıldıklarının izlerini tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Baird, “Bunu yaparken sadece buradaki delilleri değil aynı zamanda Avrupa’daki meslektaşlarımızın da yapmış olduğu DNA çalışmalarıyla karşılaştırmalar yaparak Boncuklu’daki bireylerle olan akrabalık ilişkilerini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Son dönemde yaptığımız çalışmalarda bunları açık bir şekilde ortaya koyduk. Orta Anadolu’nun, Avrupa’ya tarım toplumlarının yayılmasında önemli bir bölge olduğunu söyleyebiliyoruz” şeklinde konuştu.



“Çatalhöyük’ün atası olduğunu söylemekte çekince görmüyoruz”


Bulunan kalıntıların doğrultusunda Boncuklu Höyük’te yaklaşık 50 ile 100 insanın yaşadığını tahmin ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Baird, “Arkeolojik verilerle çalışmaların ışığı altında Çatalhöyük’ten bin yıl daha eski olduğunu söylüyoruz Boncuklu’nun. Fakat kazılardan elde ettiğimiz bilgiler bize bazı uygulamaların özellikle mimari ve yerleşim dinamikleri ile ilgili olan bazı uygulamalar neticesinde Çatalhöyük’ün direkt atası olabileceğini gösteriyor. Çünkü buradaki mimaride biraz sonra size geleneksel evleri gösterirken anlatacağım ama burada da söyleyeyim. Evlerin kirli ve temiz ayrılması, tabanlara gömülerin yapılması, boğa kafataslarının ya da diğer hayvanların kafataslarının duvarlara apike edilmesinin ilk örnekleri Boncuklu’da gözüküyor ve bin yıl sonra Çatalhöyük’te devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle Çatalhöyük’ün atası olduğunu söylemekte çekince görmüyoruz Boncuklu’daki insanların. Çok miktarda boncuk çıkıyor kazıdan. Özellikle yağmurlu bir dönemde höyüğün üzerinde kendiniz bile gözlerinizle görebilirsiniz boncukları. Taş, kemik ve deniz kabuklularından yapılıyor” ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Baird, 13 yıldır devam eden arkeolojik kazıların, 2 yıl daha süreceğini ve 2021 yılında sonlandırılıp elde edilen bulguların analizinin yapılacağını söyledi. Prof. Dr. Baird, Boncuklu Höyük’te arkeolojik kazı dışında, ziyaretçi merkezi içine konulan Türkçe ve İngilizce bilgi panolarıyla da gelen ziyaretçileri bilgilendirmeyi amaçladıklarını vurguladı.



“En eski tahıl izleri günümüzden 10 bin 300 yıl öncesine aittir”


Çatalhöyük’ten farklı olarak Boncuklu Höyük’te koyunların evcilleştirildiğine dair bir takım izler tespit ettiklerini ifade eden Queensland Üniversitesinden Doç. Dr. Andrew Fairbairn ise, “Bunları kemikler üzerinde yaptığımız kimyasal analizlerle buluyoruz. Sabit izotop analizleri ile tespit edebiliyoruz. Burada çok düşük düzeyde bir hayvancılık yani sürü otlatıcılığı ve çok da düşük düzeyde bitki yetiştiriciliği yönelik izleri tespit etmiş bulunmaktayız. Bugüne kadar Boncuklu’nun kazılarında bulmuş olduğumuz en eski tohum, en eski tahıl izleri günümüzden 10 bin 300 yıl öncesine aittir. Şu andaki örnekler o dönemki eski tahılların günümüzdeki örnekleridir. Yani biz bunları bulmadık, ifade etmekte fayda var, yanlış anlaşılma olmasın. Bunlar bizim geçmişte yani 10 bin 300 yıl öncesinde bulduğumuz eski tohum örneklerinin benzerleri. Günümüzde de Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de mevcut. Bunları biz neden poşetin için duruyor diye merak edebilirsiniz. Biz bunları ziyaretçi merkezimizin yanındaki alana ekerek o dönemki neolitik bir bahçenin ya da neolitik bir tarlanın bir benzerini yapmak istiyoruz” diye konuştu.



"Boncuklu Höyük’ün Konya’ya, Karatay’a yeni bir turizm destinasyonu olarak kazandırılması için el birliğiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz"


İlçedeki en eski tarihi mekanda bulunduklarını söyleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca da, “Burada belediye olarak bizlerde, bu tarihi yapının daha iyi gezilebilmesi, daha iyi algılanabilmesi için özelikle buranın yolunun yapılması, çevre düzenlenmesinin yapılması, buradaki karşılama merkezinin yeniden gözden geçirilip yapılması, burada kazı yapılan alanların üstünün kapatılmasıyla ile ilgili ciddi çalışmalarımız, projelerimiz var. Birlikte inşallah buranın Konya’mıza, Karatay’ımıza yeni bir turizm destinasyonu olarak kazandırılması için el birliğiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz” ifadelerine yer verdi.


Konya İl Kültür Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar ise Boncuklu Höyük’ün ilerleyen yıllarında yıldızı parlayan bir turizm alanı olacağını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Toplu ulaşımda örnek şehir Konya Konya Büyükşehir Belediyesi, toplu ulaşımda hizmet kalitesini artırmak amacıyla teknolojik imkanlardan yararlanarak harita tabanlı uygulamalar geliştiriyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’da toplu ulaşımın güçlenmesi için bir taraftan 181 yeni otobüsü Büyükşehir Belediyesi’nin filosuna dahil ettiklerini, bir taraftan da yeni köprülü kavşaklar ve caddeler açtıklarını hatırlattı. Justice Projesi Avrupa’da Konya ile birlikte 3 şehirde uygulanıyor Şehir içi toplu ulaşım hizmetlerinde hayata geçirdikleri uygulamalarla Türkiye’ye model olmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Altay, “Avrupa Birliği’nin desteklediği ve TÜBİTAK tarafından finanse edilen Justice Projesi’ne Konya Büyükşehir Belediyemiz ortak olarak katılıyor. Proje kapsamında toplu ulaşım erişilebilirliğini ve kapsayıcılığını artırmaya yönelik geliştirilen uygulamalardan biri de harita tabanlı analiz çalışmaları. Avrupa’da Brüksel ve Strazburg’la birlikte projenin uygulandığı şehirlerden birisi de Konya’mız. Hazırlanan yazılımla şehir merkezlerinde toplu ulaşım araçları kullanılarak belirli noktalara ulaşımla alakalı analizler gerçekleştiriliyor. Projede harita üzerinde oluşturulan ulaşım süreleri ile kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçlarıyla ne kadar sürede ulaşabileceği tespit ediliyor. Çalışmada ayrıca fiziksel ve görme engellilere yönelik de analizler bulunuyor” dedi. Projenin şehir içi ulaşımın verimliliğini artıracağını ve trafik yoğunluğunun azalmasında etken olacağını vurgulayan Başkan Altay, “Proje şehrin toplu taşıma ağının daha etkin ve erişilebilir hale gelmesine de katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği destekli Justice Projesi Proje çerçevesinde harita üzerinde ulaşım süreleri farklı renk tonları ile gösteriliyor. 0-10 dakika, 10-20 dakika, 20-30 dakika gibi 10 dakikalık ulaşım sürelerine göre oluşturulan harita çalışmalarında, kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Konya Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşımda kullanılan otobüs ve tramvayları ile ne kadar bir sürede ulaşabileceği gösteriliyor. Bu çalışma, hem mevcut durumun daha da iyileştirilmesi hem de yeni yapılacak toplu ulaşım yatırımlarının, şehir ulaşımında nasıl bir etki oluşturacağına dair projeksiyonlar ortaya koyması açısından önem arz ediyor. Proje, dezavantajlı grupların toplu ulaşıma erişilebirliğini artıracak Üç şehirde 36 ay sürecek Justice Projesi, temelde dezavantajlı grupların toplu ulaşım imkanlarına erişilebilirliğini artırmak ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla toplu ulaşım sisteminin dizaynını amaçlıyor. Bu sebeple katılımcı bir anlayışla sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile fiziksel engelli, görme engelli, yaşlılar ve düşük gelir sahipleri ile birlikte toplu ulaşım yolculukları yapılarak onların da görüşleri proje çalışmalarının önemli bir kısmını oluşturuyor.
Ankara Dışişleri Bakanlığından ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu’na tepki Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında “Asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verilmektedir” açıklamalarında bulundu. Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının 22 Nisan 2024 tarihinde yayımladığı ve 200’e yakın ülke hakkında bölümler içeren “2023 İnsan Hakları Raporu”nda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’ye yönelik asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verildiği belirtildi. Bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar ile terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin söylemleri temelinde hazırlanmış olan bu rapora itibar etmediğimizin bir kez daha vurgulandığı açıklamada, “Ülkemiz, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığını, karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerine rağmen kararlılıkla sürdürmektedir. Meşru müdafaa hakkımız temelinde yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları tamamen terörist unsurlar ile bunların terör faaliyetlerinde kullandıkları yeteneklere yöneliktir. ABD’nin, terörün her türüne karşı sürdürdüğümüz haklı ve meşru mücadelenin kapsamını iyi bilen bir müttefik olarak gerçekleri çarpıtan tutarsız iddialarda ısrarını anlamak mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Ayrıca raporda, Gazze’de devam eden ve yalnızca Filistin halkının asli haklarına değil aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerine büyük bir darbe vuran insanlık dışı saldırılara layıkıyla yer verilmemesini büyük endişeyle karşılandığı ifade edildiği açıklamada, sözkonusu raporun tarafsızlık ve objektiflikten uzak bir şekilde, siyasi saiklerle hazırlandığını açıkça gösterdiği aktarıldı. Açıklamada, ABD’nin insan hakları konusunda kendi siciline odaklanması ve terör örgütleriyle kurduğu ortaklıklar ile insan hakları konusunda izlediği çifte standartlı politikayı sonlandırması çağrımızı yinelendiğinin altı çizildi.