GENEL - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 12:09

KGTÜ, bilimsel araştırmada Dünya ile yarışıyor

A
A
A
KGTÜ, bilimsel araştırmada Dünya ile yarışıyor

Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi (KGTÜ), bilimsel araştırmalarda Türkiye ve Dünya ortalamasının üzerine çıktı.

Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi (KGTÜ), bilimsel araştırmalarda Türkiye ve Dünya ortalamasının üzerine çıktı.


2013-2018 yılları arasında dünyadaki bütün üniversiteler, 8 bin 500 araştırma kuruluşu ve 220 ülkenin araştırma performans verilerini sunan SciVal veri tabanı kullanılarak elde edilen sonuçlar, KGTÜ’nün bilimsel araştırma anlamında kısa sürede geldiği noktayı ortaya koyuyor. Türkiye ve Dünya’daki kurumlara ait bilimsel yayınların incelendiği söz konusu çalışmada, bilimsel yayınlar için alan ağırlıklı refere edilme etki değeri (FWCI) ortalama 1,00 olarak kabul edilirken, Türkiye’de ise bu değer 0,83 olarak gerçekleşiyor. Aynı zaman diliminde KGTÜ’nün tüm bilim alanları ortalamasının Dünya ortalamasının yüzde 77 üzerinde gerçekleşerek 1,77 değerine ulaştığı belirlenirken, KGTÜ adresli bilimsel yayınların etkisinin Türkiye ortalamasının 2 katından fazla bir değere sahip olduğu açıklandı. Bilimsel araştırmalardan elde edilen bilimsel yayınların öneminin ve kalitesinin bir göstergesi olan “Alan Ağırlıklı Refere Edilme Etki Değeri”, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi adresli yayınlar için tarım ve biyolojik bilimlerde 3,8 kimya bilimlerinde 3,60 malzeme bilimlerinde 3,53 mühendislik bilimlerinde 2,41 olarak belirlenirken, KGTÜ tarafından yapılan bilimsel yayınların etki değerlerinin Türkiye ve Dünya ortalamasının oldukça üzerinde olduğu belirlendi.


KGTÜ Rektörü Prof. Dr. Cumhur Çökmüş, 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk’un vizyonu ile kurulan KGTÜ’nün en yüksek etki değerine sahip alanın, 3,8 FWCI değeri ile üniversitenin tematik alanı da olan tarım ve biyolojik bilimler olduğunu söyledi. Mühendislik bilimlerinin gerek sayı, gerekse etki değerinin de yüksek düzeyde gerçekleştiğini (FWCI=2,4) belirten Prof. Dr. Çökmüş, malzeme bilimleri alanında KGTÜ adresli 3,53 etki değerine sahip yayınların yapıldığını; kimya ile ilgili alanlarda gerçekleştirilen çalışmaların etki değerinin ise 3,6 civarında olduğunu ifade etti.


Toplam yayınlarda yüzde 33’ten yüzde 41’e doğru bir trend görülmesinin, uluslararasılaşma düzeyini çok üst düzeye çıkardığını vurgulayan Çökmüş, “Kaliteli akademik personel istihdam edilmesi, çalışmaların, kaliteli dergilerde yayımlanması ve bilimsel konferanslardaki etki değerinin yüksekliği, üniversitemizin gelişimine ve markalaşmasına büyük katkı sağlamaktadır. Bir başka ifade ile yayın kalitesi ve yayınlanan dergilerdeki yüksek kalite, üniversitenin tanınırlığına büyük katkı yapmaktadır” şeklinde konuştu.


Çalışmada; KGTÜ açısından tarım ve biyolojik bilimlerin, kimya, malzeme bilimi ve mühendisliğin öne çıkan bilim alanları olduğunu; iktisadi ve idari bilimler, sosyal bilimler, enerji, çevre ve biyokimya bilimlerinde yayımlamış olan makalelerin de Dünya ortalamasının 1,5 kat üzerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Cumhur Çökmüş, konferans yayınlarının da 2018 yılında önemli ölçüde arttığını kaydetti. Rektör Çökmüş, 2018 yılı içerisinde yapılan yayınların yaklaşık yüzde 30’unun Dünya’daki ilk yüzde 10’luk dilime giren dergilerde yayınlanmış olmasının, üniversitenin gelişiminin ne derece sağlıklı ve yüksek ivmeli gerçekleştiğini göstermesi açısından da ayrıca önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çökmüş, “Sonuç olarak Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi kendisine stratejik ilgi alanı olarak seçmiş olduğu tarım ve biyolojik bilimler, malzeme bilimi, kimya, bilgisayar bilimleri ve mühendislik alanlarında yüksek sayıda ve yüksek kalitede çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bunun yanı sıra diğer alanlarda da etki değeri Dünya ortalamasının en az yüzde 50 üzerinde kaliteli çalışmalar yürütmektedir. Üniversitemizin sahip olduğu misyon gereği eğitim-öğretim ve bilimsel araştırmalarla beraber bölge ve ülke gelişimine büyük katkılar sağlayacak çok önemli projeler başlatmış olup, sonuçlarını kısa, orta ve uzun vadede önümüzdeki süreçte almayı planlıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Bahçesini çapalayan çiftçinin pulluğuna takılan küpten Bizans dönemi sikkeleri çıktı Hatay’da bir çiftçi, bahçesini çapalarken traktörünün pulluğuna takılan küpten çıkan Bizans dönemine ait 22 altın sikkeyi yetkililere teslim etti. Antakya ilçesi Saçaklı Mahallesi’nde traktörle zeytin bahçesini çapalamak isteyen çiftçi İsmet Kaya’nın pulluğuna içi altın sikke dolu küp takıldı. Pulluğun temasıyla parçalanan küpü kontrol eden Kaya, altınların çevreye yayıldığını fark etti. Kaya, durumu jandarma ekiplerine bildirdi ve bölgeye kolluk kuvvetleri ile müze müdürlüğü görevlileri intikal etti. Kontrollerde; altınların 22 adet olduğu ve Bizans dönemine ait sikkeler oldukları ortaya çıktı. Sikkeler, müze müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak koruma altına alındı. “Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı” İçinden altın çıkan küp karşısında şaşırdığını ifade eden çiftçi İsmet Kaya, 22 adet altın sikkeyi ekiplere teslim etmenin memnuniyeti yaşadığını belirterek, “Zeytinlerimiz daha iyi olsun diye traktörümüzle bahçeyi sürüyordum. O esnada çapaya bir tane kırık testi denk geldi, inip baktığımda içinde altın vardı. İçinde altın sikke vardı, onları aldım ve devletimize teslim ettim. İçerisinden 22 tane Bizans dönemine altın sikke çıktı. Biz zeytin hasadının iyi olmasını beklerken topraktan altın sikke hasat ettik bu yıl. Memnunuz, devletimiz memnun. Bizler çok şaşırdık, mahallede yaşayanlar olarak. Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı. Devlete teslim etmekle en iyisini yaptın diyenler de oldu, farklı şeyler söyleyenler de oldu. Niye teslim ettin, niye kuyumcuya satmadın, daha iyi para ederdi diyenler oldu. Biz tarihimizin ortaya çıkması için bunları devletimize teslim ettik. Antakya ilçesindeki Saçaklı Mahallemiz tarihi açıdan zengin" dedi.
Edirne Edirne’de Tunca Nehri kuruma noktasına geldi Edirne’de kuraklık nedeniyle dibi gören Tunca Nehri’nde su içerisinde yaşayan canlılar olumsuz etkilenirken, vatandaşlar ise son bir yıla göre 4 kat su seviyesi azalan ve yaşanan kuraklık sebebiyle tedirgin oluyor. Küresel ısınmayla birlikte bu kez kuraklık alarmının verildiği il Edirne oldu. Geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl boyunca hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve yağışların yetersiz olduğu Edirne’de önemli su kaynaklarından biri olan Tunca Nehri’nin debisi en dip seviyeye kadar düştü. Tunca Nehri’nin Suakacağı istasyonundaki son ölçümde saniyede 4 metreküp olarak kaydedilen nehrin debisi, geçen yıl aynı tarihte 16 metreküp saniye olarak ölçülmüştü. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan nehrin debisi bir önceki yıla göre tam 4 kat azaldı. Kuraklığın vurduğu Tunca Nehri’nde debinin düşmesiyle birlikte adacıklar oluştu. Araç lastiklerinin ve atıkların yüzeye çıktığı nehrin bazı bölgelerinde vatandaşlar da rahatça yürüyebiliyor. Nehrin ortasındaki adacığa yürüyerek gelen bir vatandaşın oltayla balık tuttuğu görüldü. Edirne’de kuruma noktasına gelen Tunca Nehri kentte turistik gezi yapanları ve vatandaşları ise tedirgin ediyor. “Canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum” Edirneli üniversite öğrencisi Cennet Cemre Aydın, “Tunca Nehri kenarı yazın ve kışın sürekli geldiğimiz bir yer olduğundan dolayı buradaki suyun hemen hemen her seviyesine hakimiz aslında. Şu an baharın ilk dönemi olmasına rağmen suyun bu kadar çekilmesi bize 3 ay sonra yeni sorunlar doğuracaktır. Nehirde kano etkinliklerine de katılan birisi olarak suyun hem kirliliği hem de suyun içerisinde yaşayan canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum. Bu nedenle 3 ay sonraki halimizi düşünemiyorum. Umarım su yükselir ve bu seviyede kalmaz” dedi. “Nehirdeki canlılar kuraklık nedeniyle yüzmekte zorlanıyor” Edirne’de arkadaşıyla Tunca Nehri’ni ziyaret eden ve Edirne’de eğitim gören lise öğrencisi Ayşenur Milet, Tunca Nehri’nin çok kurak olduğuna değinerek, “Bulgaristan’dan doğan Tunca Nehrinin daha baharın başında olmamıza rağmen kuraklıktan çok etkilendiğini görüyoruz. Nehrin içindeki canlılar kuraklık nedeniyle oluşan yosunlardan dolayı yüzmekte zorlanıyor. Kuraklık nedeniyle nehrin dibindeki çöplerde yüzeye çıkmış. Baharın daha başında olmamıza rağmen kuraklığın bu kadar etkisini göstermesi beni oldukça şaşırttı. Şu anda derslerimize konu olan bu kuraklığın ileriki dönemlerde daha da fazla ciddiyetini koruyacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor” Nisan ayında yağmur yağışlarını beklediklerini ifade eden Edirneli vatandaşlardan Memduh Sidim, “Türkiye’mizin ve serhat şehrimizin incileri olan Arda, Meriç ve Tunca nehirleri Edirne’de akmaktadır. Mevsim itibari ile kuraklık yaşıyoruz. Bu nehir yatağının içerisinde çok sayıda canlı yaşamaktadır. Su seviyesi çok düştüğünden dolayı balıklar, kunduzlar, su maymunları ve diğer canlılar oksijen alamadıkları için çok zor durumda kalmışlardır. Nisan yağmurlarını bekliyoruz. Şu anda görünen bu su kirlilik ile beraber geçtiğimiz yıl kar ve yağmur yağışlarının az oluşu nedeniyle büyük bir kuraklık oluşturmaktadır. Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor. Nehirde kuraklıkla beraber çok kirlilik görünüyor. Nisan ayında yağacak olan yağmurlar ile su seviyesinin normale dönmesini ümit ediyoruz” ifadelerine kullandı.