EKONOMİ - 14 Mayıs 2021 Cuma 11:35

Konuk: “Bugün çiftçilerin daha çok üretebilmeleri için üretenleri yüreklendirme günüdür"

A
A
A
Konuk: “Bugün çiftçilerin daha çok üretebilmeleri için üretenleri yüreklendirme günüdür"

25.

25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Dünya Çiftçiler Günü’nün sadece hatırlama günü olmadığını belirterek "Bugün vesilesiyle daha çok üretebilmeleri için üretenleri yüreklendirme günüdür. Bugün çiftçilerin kendi başlarına çözemeyecekleri daha çok üretebilmelerinin önündeki meseleleri çözmek için adım atma günüdür. Bugün, toplumsal iş bölümünde kendi işini yıllardır eksiksiz yapanlara hem teşekkür hem de yaptıkları işin hakkını hakça teslim etmek için yapılabileceklere odaklanma günüdür" dedi.


25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, yayınladığı mesajla Dünya Çiftçiler Gününü kutladı. Konuk mesajında, "Toprağı nakış nakış işleyip, meralardaki, ağıllardaki canların peşinden koşturup, bağda bahçede alın teri döküp ürettikleri ile sofralardaki tabakları boş bırakmayan, kendi geçimini sağlamaya gayret ederken, kendi mesuliyetlerini yerine getirip milletinin karnını tok tutmaya çalışanların günü bugün” ifadelerine yer verdi. Başkan Konuk, “Bugün bizim günümüz; Dünya Çiftçiler Günü. Ramazan Bayramının ikinci gününe denk gelen bugünü de sabah erkenden kalkıp, can yoldaşlarımızın suyu ile yemi ile ilgilendikten sonra çoğumuz tarlada bahçede, bağda geçireceğiz. Bu özel günde yine elimiz toprakta olacak. Bu özel günde hediyemizi yine topraktan bekleyeceğiz. Yüzümüzü filizlenmeye başlayan tohumlar, tutan, boy atan fideler, yeşeren, çiçeklenen dallar güldürecek. Tarlada, bağda, bahçede, merada, ağılda işler yolunda ise bugün bize bir başka güzel olacak. Günün güzelliğinin sebebi sadece hasada yönelik umutlarımız olmayacak. Ülkemize milletimize karşı mahcup olmamanın, pazarlarda tezgâhları, marketlerde reyonları, mutfaklarda tencereleri, masalarda tabakları, ellerdeki sefer taslarını bir kez daha boş bırakmamanın, toprağın bereketi ile milletimizi buluşturmanın hiçbir şeye değişilmez gururunu yaşayacağız. Bu sene çiftçiler gününü salgının ekonomimize, sosyal hayata, çocuklarımızın eğitimine, ticarete daha büyük zararlar vermemesi, bir an önce salgından kurtulmak için tam kapanma tedbirlerinin olduğu bir dönemde kutluyoruz. Tarım sektörü ve çiftçiler üretim faaliyetlerinin aksamaması için tam kapanmadan muaf tutulan birkaç sektör ve kesimden biri. Çünkü tarladaki iş beklemez. Ekim, dikim zamanı ertelenmez. Ürün çapasız, susuz, gübresiz bırakılmaz. Üretici tarlada olacak ki, salgının sebep olduğu sıkıntıların üstüne bir de kıtlık, yokluk eklenmesin” dedi.



“El kazanı ile aşın kaynatılamadığı bir konjonktürden geçiyoruz"


“Pandeminin başladığı 2020 yılına bir önceki yılda ürettiklerimiz ile girmiş, salgının ülkemizde yayılmaya başladığı dönem tarlaya tohumun atıldığı, ekim, dikimin, çapanın yani tarlada işlerin beklemeye tahammülü olmadığı bir zamana denk gelmişti” diyen Başkan Konuk, “Birçoğumuz gibi biz üreticileri en çok endişelendiren husus salgının tarladaki işleri aksatması idi. Endişemiz sadece geçimimiz için değildi. Endişemizi katmerleyip, kaygı duymamıza neden olan ülkemizin ele güne muhtaç olması tehlikesiydi. Daha biz tohumu atmaya başlarken temel gıda ürünlerine birçok ülkenin getirdiği ihracat kısıtlamalarıydı. Yani bu ülkenin topraklarındaki üretimde bir aksama olursa parasını versek de temel gıda ürünlerini ithal edemeyeceğimiz gerçeğiydi. Şükür, devletimizin aldığı tedbirler, her bir üreticinin duyduğu mesuliyet ve gösterdiği özen ile salgının ilk yılında tarladaki, bağdaki, bahçedeki, ağıldaki, ahırdaki, meradaki üretimimizin aksamasına müsaade etmedik. Salgının tüm sektörleri etkilediği, bütün dünya gibi ülkemizde de işlerin durduğu, hizmet ve mal üretiminin aksadığı bir yılda Türk çiftçisi tarım sektörünü ülkemizde büyüyen 4 sektörden biri yaptı. 2020 Yılını Finans ve bilişim sektörlerinden sonra %4,8’lik büyüme oranıyla kapatan tarım sektörümüzde bu büyümenin mimarları şüphesiz salgına rağmen köşesine çekilmeyen Türk çiftçisidir. Ne kadar süreceği, ne zaman biteceği henüz belli olmayan salgının gölgesinde başlayan bir üretim yılının daha henüz başlarındayız. Geçtiğimiz yıl, domates, patates, soğan üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların ne yine aynı ürünlerde ne de diğer hiçbir üründe yaşanmaması ve Türk çiftçisine yaşatılmaması Türk çiftçisinin hakkı ve gösterdiği gayretin, özenin ve sıkıntılı dönemde ispatladığı mesuliyet bilincinin karşılığıdır. Pandemi döneminde Türk çiftçisi ödevini yaptı, ülkemiz ve tüm ülkeler de ders çıkardı; küresel dünyada salgın ve salgının sebep olduğu sıkıntılar her yerden her yere bulaşır, çare ise kendi ürettiklerinle sınırlıdır. El kazanı ile aşın kaynatılamadığı bir konjonktürden geçiyoruz. Kısa sürede yaşananlar ve yaşadıklarımız bunu ispatladı. Pandeminin başında sağlık ekipmanları, maske, koruyucu malzeme, dezenfektan gibi sağlık malzemelerine el koymaları, ihracat yasaklarını haberlerde izledik, gazetelerde okuduk. Dünyanın dört bir yanından boş market raflarını, buğday, pirinç, yağlı tohumlar başta olmak üzere getirilen ihracat yasaklarını ilk tedbirler olarak duyduk. Yani bütün dünyada, bütün devletlerin iki önceliği oldu; halklarının sağlığını korumak, vatandaşlarına açlık yaşatmamak. Sağlığın korunması için nasıl ilaç aşı gibi sarf malzemelerini bir üretene ve tedaviyi uygulayacak hekim, takip edecek hemşireye, hastabakıcıya, ambulans şoförüne, laboranta, teknisyene yani sağlık çalışanına ihtiyaç varsa, gıda ürünlerinin de rafta yer alabilmesi, pazar tezgâhına konabilmesi için bir üretenin, işleyenin ve taşıyanın olması lazım. Ama önce üretilecek, üretecek birileri olacak. Birileri tarlayı sürecek, tohumu atacak, suyunu gübresini verecek, çapasını yapacak, ekecek, biçecek, besleyecek, sağacak ki mutfaktaki tencere boş kalmayacak. Hatta gıda üretim zincirini başlatan insanlar olacak ki, sağlık çalışanları, mühendisler, avukatlar, esnaf, sanatkâr, sanatçı, öğrenci, işçi, memur, akademisyen, asker polis, eczacı, gazeteci, hâkim, politikacı kendi işini yapabilsin, toplum için hizmet veya ürün üretmeye devam edebilsin. Çünkü insan için temel ihtiyaç besindir. Besini üreten birileri yoksa her gün üç öğün beslenmek için herkesin mesleğini icra ettiği zamandan her gün tasarruf etmesi, işinin gücünün başından ayrılması gerekir" şeklinde konuştu.



"Çiftçi olmadan tarımsal üretim dolayısıyla da gıda üretimi olmaz"


Konuk açıklamalarını şöyle sürdürdü: Toplumsal hayat ve toplumsal hayatın gerektirdiği hizmet ve üretim kalemlerinin devamı açısından her meslek erbabı nasıl önemli bir rol üstlenmişse çiftçi de toplumsal hayatın devamı açısından sadece bir rol üstlenmemiş hayati bir rol üstlenmiştir. Hatta bütün mesleklerin anası tarımdır ya da toplumsal hayatın gerektirdiği mesleki uzmanlaşma çiftçiler olmasaydı olmazdı diyebiliriz. Modern devletlerin ilk nüveleri yerleşik tarımla yani kendisine çiftçiliği meslek edinenlerle başlar. Çiftçi üretir, devlet çiftçinin kendi ihtiyacından fazla ürettiği kısımla askerini besler, bürokratını doyurur. Çiftçinin artı üretimiyle devlet üreteni korur, su kanalları yapar üreteni destekler. Basitçe böyle başlayan toplumsal hayatta çiftçinin her ürettiği artı ürün yani kişi başına besleyebileceği miktar arttıkça başka meslekler de toplumsal hayatta rol üstlenmeye başlar. Tarım teknikleri ve ekipmanlarında gelişimle bugün hem ülkemiz nüfusunda hem dünya nüfusu içinde tarım nüfusunun toplam nüfusa oranı azalmışsa da tarımsal üretim de başrol yine insandadır ve çiftçi olmadan tarımsal üretim dolayısıyla da gıda üretimi olmaz. O başroldekiler işi, mesleği, makamı ne olursa olsun yaşı kaç olursa olsun her insanın hayatını 365 gün, günde üç öğün kolaylaştıranlardır. Kendileri değil ama ürettikleri her kapıdan her mutfağa, her tencereye, tavaya, buzdolabına giriyor. Biz çiftçiler varlığında yokluğu akla gelmeyen bir mesleğin icracılarıyız. Bollukta unutulabilen, göz önünde olmayan, yoklukta hatırlanan çiftçileriz biz. Ürettiklerimizin kıymetinin yokluğu çekildiğinde anlaşıldığının da tabaktaki yemek azaldığında dönüp bize bakıldığının da tezgâhlarda fiyatlar yükseldiğinde gözlerin üstümüze dikildiğinin de farkındayız. Bize dönüp bakıldığında gocunmuyor, bilakis umutlanıyoruz. Çünkü tarımın her gündeme gelişini tarlanın durumu ve sorunlarının gündeme gelmesi, yaptığımız mesleğin, toplumsal hayatta üstlendiğimiz rol ve ürettiklerimiz ile sektörümüzün taşıdığı önemin farkına varılması, daha çok üretebileceğimiz bir ortamın oluşturulabilmesi için fırsat olarak görüyoruz. Biz Türk çiftçisi olarak daha çok üretebilir, kendi kendine yeten bir Türkiye yerine ürettikleriyle başka coğrafyalara da yeten bir Türkiye hedefine ülkemizi taşıyabiliriz. Bir şartla, Türk çiftçisini yoran yüklerin sırtımızdan alınması şartıyla. Tarlanın, bağın, bahçenin, ahırın, ağılın, meranın yormadığı bedenleri güçsüz düşüren kafa yorgunluklarına çare üreterek. Türk çiftçisinin enerjisini tüketen, girdi maliyetleri ile ürün fiyatları arasında açılan makasın bir ucunun açtığı delikleri tıkayarak. Delik daha da büyürse yama da tutmayacağını hatırdan çıkarmayarak.”



“Artan her tesis daha çok ürün daha çok üretim daha çok kazanç demektir"


Başkan Konuk, “Arazi varlığı, iklim yapısı, sahip olduğu endemik tür zenginliği ile dünyanın tarımsal üretim için en şanslı ve Yüce Allah’ın bahşettiği en bereketli coğrafyalardan birine sahip ülkemizi geleceğin dünyasında kuvvetli, kudretli, zengin ve itibarlı konuma taşımak, kendi kendine yeten Türkiye kalıbını kırıp ürettikleriyle dünyanın gıda tedarikçileri arasında en büyükler arasına giren Türkiye’yi inşa etmek elimizdedir. Bunun için yapmamız gereken ilk iş ya da yaklaşım bu potansiyeli harekete geçirecek kabiliyet ve nitelikte insan kaynağımızı yani Türk çiftçisini, yoran bütün yüklerden kurtararak, kafaca ve bedence tarlası, tapanı, bağı, bahçesi, ahırı ve ağılı ile buluşturmaktır. Bugün kendisine atfedilmiş özel günü üreterek kutlayan Türk çiftçisi bu potansiyeli harekete geçirerek, ülkemizin geleceğini inşa edecek, ülkemizin zenginliğine zenginlik katacak, evlatlarımızın tabağındaki yemeğin miktarını ve kalitesini arttıracak, elindeki lokmaya sahip çıkacak, gıda güvenliğimizin teminatı olacak idrake sahiptir ve bunu gerçekleştirebilecek kudrettedir. Türk çiftçisinin kabiliyet ve başarısının beylik laflardan ibaret olmadığının, verilecek küçücük destekle büyük başarıların elde edilebileceğinin ispatı ise Pancar Kooperatiflerinin son dönemde tarım ve tarımsal sanayide gerçekleştirdikleridir. Özelde pancar, genelde Türk çiftçisi omzundaki yük hafifletildiğinde, toprakla ve pazarlarla arasına örülen duvarlar kalktığında neleri başarabileceğini kendi inşa ettiği sanayi tesisleriyle ispatladı. Kendi üretimini teminat altına alabileceğini, en önemlisi de küresel ekonomik sistemde rekabetçi yapısı ile dünyayla yarışabileceğini gösterdi. Ve bu organizasyon 365 gününü çiftçiler günü ilan ederek, çiftçinin omzundaki tarım dışı yükleri kaldırmak, üretimde sürekliliği ve sürdürülebilirliği sağlamak, tarım sanayi entegrasyonunu tesis ederek dünya ile rekabette Türk çiftçisini avantajlı hale getirmek için çalışıyor. Tarımsal Ar-Ge ile tarımın geleceğine yatırım yaparken, yeni tarım teknik ve teknolojilerini ülkemize kazandırıyor. Bu tesisleri ve örnekleri çoğaltmak elimizdedir. Artan her tesis daha çok ürün, daha çok üretim, daha çok kazanç demektir. Artan her tesis, alın teri kurumadan emeğin karşılığını aldığı, üretimin mübarek sayıldığı, ekerken ve biçerken emeğin boşa gideceği endişesinin asla taşınmadığı ve merkezinde Türk çiftçisinin yer aldığı bir iddiayı realize etmektir. İçindeyiz ve biliyoruz bu toprakların Türkiye’yi dünyanın en gelişmiş ekonomik güçlerinden biri yapacak potansiyeli var. Ve bu topraklar kendisini sevgiyle işleyenlere bereketini sunmakta, cömert ve şefkatli davranmakta gani gönüllü. Ve bu toprakların bereket ve cömertliğini zenginliğe dönüştürme kabiliyeti ve tecrübesi de Türk çiftçisinde var” diye konuştu.



“Onlar birçok mesleğin ve sektörün filizlenmesini sağlayan işi yapmaya devem edenlerdir"


Bugün tarım sektörünün en uzağında olanların Cumhuriyetimizin kurulalı daha yüz yıl olmadığını unutmaması gerektiğini belirten Genel Başkan Konuk, o yılların Türkiye’sinde en önemli üretim kaleminin tarım ürünleri olduğunu ve istihdamın yüzde 90’ının tarım sektöründe bulunduğunu belirterek, “Bugünün işadamlarının, mühendislerinin, doktorlarının, akademisyenlerinin, gazetecilerinin, sanatçılarının, siyasetçilerinin akla gelen her meslek mensubunun pek çoğu buğday, pancar, pamuk, tütün parasıyla, kısaca üretimden arttırılarak ayrılan parayla meslek sahibi oldular. İstisnaları dışında bizim ülkemizin her ailesi birkaç kuşak öncesinden çiftçidir. İşte bugün kutlanan Dünya Çiftçiler Günü hala topraktan ve üretimden kopmayanlara ithaf edilen bir gündür. Onlar, şehirlerde yaşayan ve başka sektörlerde çalışanların sılada bıraktıkları, akrabaları, komşularıdırlar. Onlar, birçok mesleğin ve sektörün filizlenmesini sağlayan işi yapmaya devam edenlerdir. Onlar, hala topraktan değer üreterek, üretim zincirini başlatıp katma değer oluşmasını sağlayarak, başka şehirlerdeki ve başka sektörlerdeki akrabalarının, komşularının kazanç kapılarını aralayanlardır. Onlar ürettikleri ile değer zincirini başlatan, kürsüdeki hocadan, ameliyathanedeki doktora hemşireye, sınırdaki askerden, sahnedeki sanatçıya kadar her meslek ve sanat erbabının gıda ihtiyacını dert etmeyip işine odaklanmasını sağlayanlardır. Uzak köylerde olsalar da her gün ürettikleriyle ülkemizin her hanesindedirler. O nedenle bugün sadece hatırlama günü değil, bugün vesilesiyle daha çok üretebilmeleri için üretenleri yüreklendirme günüdür. Bugün çiftçilerin kendi başlarına çözemeyecekleri daha çok üretebilmelerinin önündeki meseleleri çözmek için adım atma günüdür. Bugün, toplumsal iş bölümünde kendi işini yıllardır eksiksiz yapanlara hem teşekkür hem de yaptıkları işin hakkını hakça teslim etmek için yapılabileceklere odaklanma günüdür. Bugün salgın günlerinde de tarlada olan ve bu süreçte de ülkemizde market raflarının, pazar tezgâhlarının boş kalmasına müsaade etmeyen, zorunlu ihtiyaç olan gıdaya erişimde ülkemizin hiçbir köşesinin zorluk yaşamamasını sağlayan ve kendi özel günlerini yine üreterek kutlayan çiftçilere zorunluluktan değil gönülden teşekkür günüdür. Tarımı güçlü, çiftçisi mutlu bir ülkenin geleceğe dair umudunun daha güçlü, ufkunun daha aydınlık olacağına dair sarsılmaz inancımızı ifade ederek, tüm üreticilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü, bereket ve bolluk dileğiyle kutluyorum” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Tartıştığı müşterileri takip edip girdikleri mekana kurşun yağdırarak 3 kişiyi yaralayan şahıs tutuklandı Burdur’da işlettiği alkollü mekanda taşkınlık çıkaran müşterilerle çıkan tartışmada bir müşterinin kafasına kabza ile vurup, ardından oradan çıkıp başka bir alkollü mekana girdiklerini görünce o mekana rastgele kurşun yağdırarak 3 kişi yaralayan şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay dün gece 23.45 sıralarında Burdur merkez Hatip Hoca Caddesi üzerinde bulunan alkollü mekanda meydana gelmişti. Edinilen bilgilere göre, cadde üzerinde E.C.’ye ait alkollü mekana gelen U.G. (27), M.A. (20), B.G. (21) ve E.K. (30) isimli şahısların burada taşkınlık çıkarması üzerine çıkan tartışmada işletme sahibi E.C. silah kabzası ile U.G.’nin kafasına vurarak hafif şekilde yaralamıştı. Bunun üzerine olay yerinden kaçan şahısları araba ile takip eden E.C., şahısların aynı cadde üzerinde bulunan farklı bir alkollü mekana girdiğini görünce mekana doğru rastgele ateş edip olay yerinden ayrılmıştı Açılan ateş sonrası mekan içerisinde müşteri olarak bulan B.O. bacağından vurulurken, İ.E.M.’de göğüs kısmından merminin sıyırması nedeniyle yaralandı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edilirken olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar ambulans ile Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Polis ekipleri ise yapılan çalışmalar sonucunda mekana kurşun yağdıran E.C.’yi yakalayarak gözaltına almıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından bugün Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan E.C. tutuklanarak Burdur E tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Muğla Kuzugöbeği Mantarı 1500 TL’den satıldı Fethiye’de bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Dastar ve Kuzugöbeği Mantar Festivali renkli görüntülerle başladı. Festivalde Kuzugöbeği mantarının kilosu Bin 500 TL’den satışa sunuldu. Fethiye Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Yeşil Üzümlü Muhtarlığı ve Likya Kadın Girişimi Üretim İşletme ve Kalkınma Kooperatifi iş birliğinde Yeşilüzümlü Mahallesi’nde düzenlenen festivalin açılış töreninde renkli görüntüler oluşurken, katılımcılara kuzugöbeği çorbası ikram edildi. Festivale gelen vatandaşlar davul, zurna ve delbek eşliğinde karşılanırken, dastar ve hediyelik eşya stantları kuruldu. Festival alanında, kadınların dokuma tezgahlarında dokuduğu “Dastar bezi”, yöresel el sanatları ve yiyecekler satışa sunuldu. Mahalle sakinleri ormandan topladıkları taze kuzugöbeği mantarı ise kilosu Bin 500-2000 TL, kurutulmuşu ise 8 bin ila 10 bin TL arasında satıldı. Her gün dolu dolu geçmesi beklenen festival kapsamında davul zurna ve delbek şovları, bando gösterisi, Yeşilüzümlü İlkokulu halk oyunları gösterileri, Sirtaki ve Ege dansları gösterisi, çeşitli yarışmalar, fotoğraf sergileri yer alacak. Etkinlikler; çocuk oyunları ve dans yarışmalarıyla devam edecek. Sakiler ve Saykolar sahne alacak Festivalin ikinci gününde sabah antik kent Kadianda’ya yürüyüş, öğleden sonra ise yemek yarışması yapılacak. Cumartesi günü etkinlikler çocuk oyunları, dans yarışmaları ile devam edecek. Cumartesi akşamı saat: 21.00’de Sakiler Grubu sahne alacak. Festivalin son günü çocuk oyunları ile dans yarışmalarının yapılacağı festivalde Dağların Sultanları, Beşkaza’nın Sultanları, Sirtaki ve Ege Dans grubu, Kırgızistan Darikan dans grubu performans gerçekleştirecekler. Festival, Pazar akşamı saat: 21.00’de Sakiler ve Saykolar Grubu’nun sahne alacağı konserle sona erecek.
Yalova Yalova’ya 2024’ün ilk 3 ayında 233.8 milyon liralık yatırım Yalova Dr. Hülya Kaya başkanlığında gerçekleştirilen İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda bir önceki dönemde kentte yapılan yatırımlar değerlendirildi. İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Kaya, başkanlığında İl Özel İdaresi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya, toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Toplantıda İLYAS (İl Yatırım Takip Sistemi) üzerinden 2024 yılı 1. dönem yatırım uygulamaları değerlendirildi. Sorun, darboğaz ve çözüm önerilerinin görüşülmesinin ardından İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı tamamlandı. Açılış konuşması öncesinde yerel seçimler sonrasında göreve yeni seçilen belediye başkanları kendilerini tanıttı. Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya, yatırımlarla ilgili, “İlimizde 2024 yılı 1. dönem sonu itibariyle; 13 adet yatırımcı kuruluşun faaliyet gösterdiği 8 ana sektörde, 11 adet biten, 59 adet devam eden, 5 adet başlanmamış ve 20 adet ihale aşamasında olmak üzere toplam 95 adet proje bulunmaktadır. Yatırımların toplam proje bedeli 12,5 milyar TL’dir. Mevcut projeler için 2024 yılından önceki yıllarda yapılan harcama ise 7,4 milyar TL’dir. 2024 yılında projelere toplam olarak 806,6 milyon TL ödenek ayrılmıştır. 2024 yılında 1. dönem sonuna kadar yapılan toplam harcama ise 233,8 milyon TL olup, yıl içinde yapılan harcamanın yıl ödeneğine göre %29,0 oranında; projelere yapılan toplam harcamanın toplam proje bedeline göre ise %61,2 oranında nakdi gerçekleşme sağlanmıştır. Kamu yatırımlarının, yerel ve merkezi düzeyde aktif olarak izlenmesi, analiz edilmesi ve geleceğe yönelik olarak projeksiyon yapılabilmesi maksadıyla, il Yatırım Takip Sistemi Projesi (İLYAS) geliştirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından da illerdeki yatırımlar İLYAS üzerinden takip edilmektedir. Bu nedenle yatırımcı kurum ve kuruluşlarımızın sisteme gereken özen ve hassasiyeti göstermeleri, veri girişlerini eksiksiz ve zamanında yapmaları son derece önem arz etmektedir. Özellikle ilçe belediyelerimizin de konuya hassasiyeti kamu yatırımlarının takibi açısından çok önemlidir. Yatırımcı kuruluşlarımızın ve yerel yönetimlerimizin her dönemde olduğu gibi bundan sonraki dönemlerde de üzerinde çalıştıkları projelerde titiz davranmaları, sorunların çözümünde gerekli hassasiyeti göstermeleri, ilimizin yatırım hizmetlerinin verimliliği açısından çok önemlidir. İl Koordinasyon Kurulunun 2024 yılı 2. toplantısının ilimiz açısından verimli bir platform oluşturmasını, ilimiz ve ülkemiz açısından hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” dedi.