EKONOMİ - 11 Şubat 2019 Pazartesi 14:01

Konya Şeker yerli ve milli patates tohumu ile verimi artırdı

A
A
A
Konya Şeker yerli ve milli patates tohumu ile verimi artırdı

Konya Şeker, hem patates tohumluğu konusunda yurtdışına bağımlılığı ortadan kaldırmak, hem de dondurulmuş parmak patates ve patates nişastası üretimi yapmak için kurulan Seydibey Tarım Ürünleri Entegre Tesislerinin nitelikli hammadde ihtiyacını karşılamak amacıyla 2013 yılında faaliyete başlattığı Doku Kültürü Laboratuvarında hastalıklardan ari, yerli ve milli patates tohumları üretiyor.

Konya Şeker, hem patates tohumluğu konusunda yurtdışına bağımlılığı ortadan kaldırmak, hem de dondurulmuş parmak patates ve patates nişastası üretimi yapmak için kurulan Seydibey Tarım Ürünleri Entegre Tesislerinin nitelikli hammadde ihtiyacını karşılamak amacıyla 2013 yılında faaliyete başlattığı Doku Kültürü Laboratuvarında hastalıklardan ari, yerli ve milli patates tohumları üretiyor.


Patates sürgününden fide üretimi ile başlayan ve önce seralarda mini yumruların üretilmesi, sonrasında çiftçi şartlarında mini yumrulardan patates tohumlarının üretilmesi ile devam eden ve yaklaşık 4 yıl süren patates tohumluğu üretim süreçlerini başarıyla tamamlayan Konya Şeker, ürettiği genç jenerasyon patates tohumluklarını 2 yıldır patates üreticisine dağıtmaya başladı. İlk hedefi bölge üreticisinin patates tohumluğu ihtiyacını tamamen yerli tohumla karşılamak olan Konya Şeker, uzun vadeli hedefini ise patates tohumluğunda ithalata ihtiyaç kalmamasını sağlamak olarak belirledi. Patates üretiminde hastalıklardan ari genç yerli patates tohumluğunun kullanılması bir yandan tarımsal üretimde verimliliği arttırırken, diğer yandan toprağın hastalanmasının önüne geçiyor. Bütün bunlarla birlikte ülkemizin döviz sarfiyatının azaltılmasını da sağlıyor.



“Şeker fabrikası sıcak suyu ısıtıyor, Doku Kültürü Laboratuvarı ve seralar tohumlukları üretiyor”


Şeker Fabrikasının üretim prosesinde kullandığı sıcak su da, entegre sistem ile patates tohumluğu üretmek için kurulan Doku Kültürü Laboratuvarı ve seraların sıfır maliyetle ısıtılmasında değerlendiriyor. Konya Şeker, çürük buhar da denilen ve üretim prosesinde tekrar kullanmak için soğutulması gereken suyu soğutma kulelerinde enerji harcayarak soğutmak yerine seralarda dolaştırarak hem seraları ısıtan hem de suyu sıfır maliyetle soğutuyor. Konya’da kurduğu Türkiye’nin en büyük sera alanlarından birinde domates, salatalık, biber gibi sera ürünlerinin üretimine daha önce başlayan Konya Şeker, şimdi de aynı yöntemle ısıttığı laboratuvar özellikli seralarda hastalıklardan ari, yüksek verimli yerli patates tohumluğu üretimini de yapıyor.



“Daha kaliteli tohum, daha verimli patates ürettik”


Konya Şeker’in doku kültürü projesiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Patates tohumluğu üretiminde kullanılan mini yumrular ve diğer kademelerdeki tohumluklar Türkiye’ye Avrupa ülkeleri ve Çin’den geliyor. Ancak bu gelen tohumlukların genç ve yaşlı olanların fiyatlarındaki aşırı farklılıklar hatta istense bile genç ya da sıfır jenerasyon tohumluk getirmenin nerede ise imkansız olması gibi sebeplerle ülkemize genelde yaşlı diyebileceğimiz tohumluklar ithal edilebiliyordu. Anılan sebeplerle yaşlı ve istisnai olarak da olsa hastalıklı tohumların ülkeye girmesi hem topraklarımızı kirletiyor hem de ciddi verim kayıplarına neden oluyordu. İşin bir diğer yönü ise patates tohumluğunda en büyük sıkıntı, siz sıfır jenerasyon, hastalıklardan ari genç tohum almak isteseniz, fahiş fiyatlara razı olsanız bile bu tohumlukları temin etmek neredeyse imkansızdır. En iyi ihtimal 2-3 yaşında tohumlukları ithal edebilirsiniz. Yani elinizde nitelikli, kaliteli verimli toprağınız olsa bile özellikle patates tohumluğunda dışa bağımlı iseniz, verimli ve kaliteli üretim yapmak sizin elinizde değil başka ülkelerin inisiyatifindedir. Patateste verimli ve kaliteli üretim yapabilmek için tek çare tohumunu da üretmek. Konya Şeker olarak biz bu durumun hem ülkemiz tarım sektörüne hem de ülkemiz sanayisinin rekabet gücüne yaptığı olumsuz etkiye sessiz kalamazdık. Neticede biz sürecin iki tarafında da olan bir kurumuz. Yani hem bir üretici kooperatifi olarak tarladaki üretimle doğrudan ilgiliyiz, hem de ülkemizin en büyük dondurulmuş parmak patates üretim tesislerinden birine ve Türkiye’nin tek patates nişastası fabrikasına sahibiz. Biz işin hem tarladaki verimini artırmakla, hem de işletme verimliliğini arttırmakla kendimizi yükümlü sayıyoruz” dedi.



“Dışa bağımlı olduğumuz patates tohumuna, ürettiğimiz yerli ve milli tohumla çözüm bulduk”


Konya Şeker olarak işin sadece sanayi kısmını organize etmenin yeterli olmadığını en iyi bilen kuruluş olduklarını ifade eden Başkan Recep Konuk, “27 çeşit tohum ve fide ürettik. Şunu ifade edebilirim ki, bizim en çok önem verdiğimiz tohumluklardan birisi de patates tohumudur. Patates bölgemiz açısından çok önemli bir tarım ürünü, hem münavebe açısından çok önemli bir ürün hem de bölgemizin tarım çeşitliliği açısından çok önemli bir ürün. Böyle bir ürünün tohumu ithal ya da yaşlı ve kalitesiz olursa topraklarımızı hastalandırıyor. Bu riski ortadan kaldırmanın tek yolu kendi tohumluğumuzu üretmek dedik ve yerli patates tohumu üretiminde doğru yerden, doğru şekilde başlamak için büyük gayret sarf ettik ve Doku Kültürü Laboratuvarını kurduk. Düne kadar dışarıya bağımlı olduğumuz patates tohumu konusuna, Doku Kültürü Merkezimizde ürettiğimiz yerli ve milli tohumla çözüm bulduk. Hem dışardan gelen hastalıklar bitti, hem dışarıya bağımlılık sonlandı, hem de çok verimli tohumlara erişmiş olduk. Uzun uğraşlarla, büyük emek ve sabırla patates dokusundan elde edilen mini yumrular anaç olarak bölgeye ekildi. Çiftçiler böylece yerli ve milli tohumla hem hastalıklardan korundu hem de verim artışına kavuşmuş oldu. Böylece ülkemizde hem çiftçimiz hem de sanayimiz kazandı. Kaldı ki, biz bir üretici kuruluşuyuz, bizim ortaklarımız bizim işlediğimiz patateslerin de üreticileri. Biz onları nitelikli, kaliteli ve yüksek verimli tohumluklarla buluşturarak onların daha tarlaya tohumu atarken kazanmaya başlamalarını işletme verimliliğinden daha çok önemseyen bir kurumuz. Dünyayı taradık ve en yeni, en ileri teknikleri masaya yatırdık. İşletme bütünlüğümüzün bize sunduğu imkanları da değerlendirdik ve projenin verimli olmasıyla birlikte üretim sahaları büyüdü ve sözleşmeli üreticilerimizin kaliteli ve verimli tohumluk ihtiyacını yerli tohumlukla karşılayacak kapasiteye ulaştık. 2013 yılında 400 metrekare Doku Kültürü Laboratuvarı ve mini yumru soğuk hava deposu bulunan şirketimiz, çalışmalarına 3 dekar serada 1 milyon adet mini yumru üretimi ile başladı. Bugün kapasite artışı sağlayacak ilave yatırımları yaparak, Doku Kültürü Laboratuvarımızın üretimini 10 dekar serada ve yılda 3 milyon adet mini yumruya (sıfır jenerasyon) çıkardık. Üstelik de tonuna bin 500, 2 bin euro vermeye razı olsak bile ithalatını yapamadığımız ön elit jenerasyon genç patates tohumluklarını yaklaşık üçte bir maliyetle ürettik. Yani hem bağımlılıktan hem de dayatılan fiyattan üreticiyi kurtardık. Bu laboratuvar ve seralar 2013 yılında faal hale geldi, 2016 yılından beri de arazide tohumluk çoğaltmaya başladı. 3 yılda ürettiğimiz ön elit ve elit tohumluk tonajı 7 bin 658 tona ulaştı. Yani kabaca bu üretim bile 7,5 milyon euronun ülkemizde kalmasını sağladı. Yaptığımız işin özeti şudur; Konya Şeker, patates tohumluğuna el attı, ithalatı daralttı, verimli ve kaliteli üretimin önünü açtı. İnşallah bu proje ile sağlıklı ve genç yumrular üreterek sadece kendi üreticimizin değil ülkemizdeki patates üreticilerinin tamamının maliyetini azaltırken, verimini en üst seviyeye çıkaracağız. Gayretimiz bunun için, çabamız bunun içindir” diye konuştu.


Konya Şeker’in Doku Kültürü Laboratuvarında tamamen steril ortamda, patatesin sürgününden meristem kültürü ile elde edilen invitro patates bitkileri, nod kültürü ile yani yapraklı gövde parçaları kesilerek mikro çoğaltım yapıldıktan sonra iklim kontrollü seralara aktarılıyor. Seralarda yaklaşık 4 aylık gelişim sürecini tamamlayarak elde edilen patates mini yumruları hasat ediliyor. Süper elit kademede ve jenerasyon yaşı sıfır, hastalıklardan ari olarak üretilen mini yumrular Konya Şeker tarafından 2 yıl arazide çoğaltıldıktan sonra üreticilere tohumluk olarak veriliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kedi Eros’u tekmeleyerek öldüren sanık hakkındaki karara başsavcılık itiraz etti Başakşehir’de bir sitede Eros isimli kediyi dakikalarca tekmeleyerek öldüren İbrahim Keloğlan hakkında verilen karara Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. İtirazda, sanık hakkında verilen kararın bozulması ve sanığın tutuklanmasına yönelik karar verilmesi talep edildi. Başakşehir’de bir sitede 1 Ocak’ta meydana gelen olayda, İbrahim Keloğlan, Eros isimli kediyi dakikalarca döverek ölmesine neden olmuştu. Sanık Keloğlan hakkında Küçükçekmece 16. Asliye Mahkemesi tarafından 1 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti. Verilen ceza iyi hal indirimi uygulanarak 1 yıl 3 aya düşürülüp hükmün açıklanması geri bırakılmıştı. Karara itirazlar üzerine yeniden yapılan yargılamada İbrahim Keloğlan hakkında ‘evcil hayvanı kasten öldürme’ suçundan 2 yıl 6 hapis cezasına hükmedilmişti. Verilen karara Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edildi. “Öldürmeye yönelik davranışına devam etti” Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, sanık İbrahim Keloğlan’ın site sakinleri tarafından beslenip bakımı yapılan kediye asansör içerisinde tekme vurduğu ve kedinin can havliyle koridora kaçtığı kaydedildi. Dilekçede, sanığın kedinin kaçmasını engelleyecek şekilde, koridor kapılarını kapattığı ve kendisinden kaçmaya çalışan kediyi tekmelemekten vazgeçmeyerek öldürmeye yönelik davranışına devam ettiği belirtildi. Dilekçede sanık hakkında üst hadden hapis cezası verilmesi gerekirken ceza adaletine ve kamusal vicdana uygun olmayacak şekilde temel ceza tayinine gidildiği kaydedildi. Dilekçede “Canavarca hisle, hunharca, eziyet çektirerek, yoğun kast altında işlenen eyleme yönelik üst hadden ceza verilmemesi durumunda hangi daha vahim eylem ve hadisede bu miktar ceza verileceği de anlaşılamamıştır” ifadeleri kullanıldı. “Olayın son derece ağır ve vahim olduğuna dair bir kuşku yok” Sanığın olayda yoğun kast altında canavarca hisle acı çektirerek eylemi gerçekleştirme biçiminde olayın son derece ağır ve vahim olduğuna dair bir kuşku olmadığı da dilekçede aktarıldı. Dilekçede, temel cezanın belirlenmesinde şikayetçi olup olunmaması ile zararın karşılanıp karşılanmamasına bakılmadığına, sanığın olay sonrasında gösterdiği kişilik özelliklerinin ölçüt olarak sayılmadığına işaret edilerek temel cezanın belirlenmesinde yanılgıya düşüldüğü aktarıldı. Kararın bozulması ve sanığın tutuklanması talep edildi Sanık hakkında takdiri indirim yapıldığı belirtilen dilekçede, canavarca hisle ve eziyet çektirerek eylemini gerçekleştirmesi, suçun işleniş biçimi, güttüğü amaç ve kastının yoğunluğu da dikkate alındığında cezada yetersiz gerekçe ile indirim uygulanmasının usul ve yasalara aykırı olduğu belirtildi. Toplum bilinci ve ahlakının geniş tepkisini çeken, amacı itibariyle tehlikeli ve vahşi, kötülük eylemini sergileyen, psikolojik bir güdüyle hareket eden sanığın merhametsiz ve acımasız bir şekilde, canavarca hisle ve eziyet çektirerek kediyi öldürdüğü de dilekçede kaydedildi. Dilekçede sanık hakkında verilen kararın bozulması ve bozma kararı ile birlikte sanığın tutuklanmasına yönelik karar verilmesi talep edildi.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar: "Kayserililerin keyif alacağı bir Kocasinan inşa ediyoruz" Kocasinan Belediye Başkanı ve Başkan Adayı Ahmet Çolakbayrakdar, yeni dönemde Kayseri’yi daha da güzelleştireceklerini ve şehrin kültürüne uygun Hacı Mustafa Tarman Kültür Merkezi ve Kafe Sinan Arabidin tesisiyle Türkiye’ye örnek olacaklarını söyledi. Kayseri’nin sosyal yaşamına renk katan yeni ve farklı projeleri hayata geçirdiklerini belirten Başkan Çolakbayrakdar, içerisinde biyolojik göletin de bulunduğu yeni bir sosyal yaşam alanı ile Erkilet Kafe Sinan Arabidin Projesi’nin şehrin görünen yüzü olacağını vurguladı. Kocasinan’a değer katan ve çehresini değiştiren projelere imza attıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar; "En önemli işlerimizin başında, vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak, onları gündelik yaşamları içerisinde mutlu kılacak yaşam alanları inşa etmek geliyor. Özellikle şehrin yaşam kültürüne uygun yeni alanlar planlıyoruz. Kadim Erkilet’e Kafe Sinan Arabidin Projesiyle mahallemizin doğal yapısına uygun olarak tesis inşa edilecek ve çalışmamız tüm Türkiye’ye örnek olacak. Erkilet, tarihle iç içe doğal dokusu korunarak cazibe merkezi haline dönüşecek. Diğer yandan ise Hacı Mustafa Tarman Kültür Merkezi’ni, yeni yüzüyle büyük bir yaşam alanına dönüştüreceğiz. Kayseri’de bir ilk çalışmamız olan biyolojik göletin içinde yer aldığı Kafe Sinan İstasyon’un ardından Erkilet’e de biyolojik göletin bulunduğu Hacı Mustafa Tarman Kültür Merkezi’ni kazandıracağız. Gençler başta olmak üzere 7’den 70’e herkesin ilgisini çekeceği ve farklı konsept çalışmaların yer alacağı kütüphanenin yeni bir cazibe merkezi olacak. Böylelikle şehrin doğal, tarihi ve kültürel değerlerine de sahip çıkmış oluyoruz ve bu anlamda farklı hizmetler sunacağız. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalar, geçmişimizi geleceğe taşıma noktasında önemli bir yer tutmaktadır” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan’ı her alanda daha ileriye taşıyarak, en güzel hizmetleri vatandaşın hizmetine sunmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.
İstanbul Murat Kurum, Selçuk Bayraktar’la bir araya geldi AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Milli Teknoloji Hamlesinin öncüsü Baykar’ın ana yerleşkesi olan Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi’ni ziyaret etti. Kurum, “Böylesi güzide kuruluşlarımızla, İstanbul’u ve ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracağız. Sizlerle birlikte geleceğimizi inşa edeceğiz” dedi. AK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Milli Teknoloji Hamlesinin öncüsü Baykar’ın ana yerleşkesi olan Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi’ni ziyaret etti. Murat Kurum ziyaretine, merhum Özdemir Bayraktar’ın eşi, Selçuk Bayraktar’ın annesi Canan Bayraktar’ın elini öperek başladı. Kurum, ardından ilk kez görüntülenen Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi’nin 200 bin metrekare üzerine kurulu kampüsünü gezdi, AR-GE, üretim, mekanik ve elektronik entegrasyon süreçleri ile ilgili bilgi aldı. Murat Kurum, BAYKAR’ın uzay alanındaki faaliyetlerini üstlenen Fergani şirketinde de inceleme yaptı. Selçuk Bayraktar, burada Kurum’a, BAYKAR’ın öz kaynaklarıyla geliştirdiği alçak yörünge uyduları ve yörünge transfer aracı projesini anlattı. “Öncelikle ‘İsrafı bitirdik’ deyip, israf edip tabelalara 500 milyon lira harcamayacağız” BAYKAR çalışanlarıyla da bir araya gelen Kurum, İstanbul’a dair soruları yanıtladı. Bir BAYKAR çalışanının, “İsrafları azaltmak gerekiyor. Buna yönelik planlarınız nedir?” sorusuna, Kurum, “Öncelikle ‘İsrafı bitirdik’ deyip, israf edip tabelalara 500 milyon lira harcamayacağız. Veya seçimi kazandıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, böylesi güzide kurumlarımızla, kuruluşlarımızla, anlayışımızla; hem İstanbul’umuzu hem de ülkemizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayal ettiği o muasır medeniyetler seviyesine sizlerle birlikte çıkaracağız. Bizim de hayalimiz bu” cevabını verdi. “Tam bir proje insanı bizler gibi” BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar da söyleşi esnasında, Murat Kurum’la geçtiğimiz yıl asrın felaketinden hemen sonra tanıştıklarını anlattı. Bayraktar, Kurum’un o dönemde kentsel dönüşüm projelerinde kendilerine yardımcı olduklarını söyleyerek, “Murat Bey’le tanışmamız 6 Şubat deprem dönemine dayanıyor. Deprem bölgesinde inşa edeceğimiz bin 12 konutun inşası maksadıyla ulaşmamız gerekmişti. Kendisi tabii o dönemde en zor şartlarda arazide seferber olmuştu. Biz de o vesileyle tanımış olduk. Murat Bey de bizler gibi bir mühendis. Murat ağabeyimiz bir anlamda, bir mühendis ağabeyimiz bizler gibi. Tabii tanıdıkça ben kendisini, mühendis olarak zihni dünyamızın da ne kadar benzediğini görmüş olduk.” dedi. Bayraktar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kurum’un çalışmalarına bizzat şahit olduğunu söyleyerek, “Tam bir proje insanı bizler gibi. Bizler, nasıl Kızılelma’yı yapıyorsak, o da yurdun dört bir köşesinde ki özellikle o dönemde, milletimizin en fazla ihtiyaç duyduğu o dönemde, asrın felaketi denilen o dönemde, gecesini gündüzüne, dişini tırnağına takıp çalışmışlığına şahit olduk” ifadelerini kullandı. Kurum BAYKAR ekibiyle iftar yaptı Murat Kurum söyleşinin ardından, BAYKAR ekibiyle iftar yaptı. Kurum, BAYKAR’ın ‘Milli Savunma Hamlesi’ni gerçekleştiren mühendislerine atfen, “Geleceğimizi sizlerle birlikte inşa edeceğiz” dedi. Murat Kurum’a BAYKAR ziyaretinde, oğlu Mehmet Kurum da eşlik etti.