EKONOMİ - 24 Temmuz 2021 Cumartesi 11:50

Konya’nın lavanta kokulu köyünde hasat başladı

A
A
A
Konya’nın lavanta kokulu köyünde hasat başladı

Konya’nın önemli lavanta kokulu yerleşim merkezlerinden olan Hüyük ilçesine bağlı Çamlıca Mahallesinde lavanta bahçelerinde ürün hasadı başladı.

Konya’nın önemli lavanta kokulu yerleşim merkezlerinden olan Hüyük ilçesine bağlı Çamlıca Mahallesinde lavanta bahçelerinde ürün hasadı başladı.


Hüyük ilçesinde son yıllarda “lavanta köyü” olarak tanınmaya başlayan Çamlıca Mahallesinde lavanta üretimi giderek yaygınlaşırken, bu yıl üretici sayısının daha da artmasıyla üründe ekiliş 300 dönüm seviyelerine ulaştı. Bölgede başlayan hasat çalışmalarını yerinde görmek için gelen ve kendisi de ailelerle birlikte hasat yapan Hüyük Belediye Başkanı Mehmet Çiğdem, Çamlıca Mahallesinde 6 yıl önce KOP Bölge İdaresi Başkanlığı, Konya Büyükşehir Belediyesi ile Hüyük İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün destekleriyle başlayan lavanta üretiminin bu yıl zirve noktalara ulaştığını söyledi. Bu üretimin önümüzdeki yıllarda daha da artacağına inandığını belirten Çiğdem, “Bizim bu alanda üreticiye vermemiz gereken daha farklı destekler var. Çünkü, burada artık bir işleme tesisi de şart olmaya başladı” dedi.



“Sulanamayan tüm araziler lavantaya döner diye umut ediyoruz"


Lavantanın çok fazla su istemeyen bir bitki olduğunu vurgulayan Çiğdem, Çamlıca Mahallesinde de su çıkmayan bölgelerde ekilişi yapılan ürünün giderek yaygınlaşmaya başladığını görmenin kendilerini çok mutlu ettiğini belirterek, “Lavanta, buğdaydan kat kat gelir getirici bir ürün. Ne kadar çok olursa üreticisi o kadar cazip hale gelir. Bu bölgemiz zamanla daha cazip bir merkez haline gelecek inşallah. Bu bölgenin insanlarının 10 yıl önceki tarımla iştigallerini hatırlayıp şimdiki geldikleri noktayı görünce mutlu oluyoruz. Daha iyi gelir elde edebilmeleri için teknolojiden daha çok yararlanmaları gerekir, diye düşünüyoruz. Biz bu konuda üstümüze düşeni yerine getirip inşallah bu işi zirveye getireceğiz. Çünkü, bu insanlar her şeyi hak ediyorlar. İlk diktiğiniz lavantaya bir iki defa su veriyorsunuz, 30 yıl her yıl artarak ürün alıyorsunuz. O yüzden bu kuru toprakların hepsinde lavanta olmasında fayda var. İşte artık buraya ‘lavanta köy’ diyoruz. 300 dönümlük ekiliş az değil Çamlıca için. İnşallah önümüzdeki yıl daha fazla destek olur, daha fazla güç sarf ederiz, bin dönüme çıkar ekiliş. Buradaki sulanamayan tüm araziler lavantaya döner diye umut ediyoruz. Hüyük’ümüz, Çamlıca Mahallemizin bu işi benimsemesiyle lavanta kokmaya başladı. İnşallah diğer mahallelerimiz de benimser ve daha da yaygınlaşırsa ilçemizi lavanta üretiminde daha da üst noktalara taşırız” diye konuştu.



“Eskiden 10 kişi vardı eken şimdi 40-50 oldu"


Çamlıca Mahallesi Muhtarı Mustafa Nural da, Temmuz ayının gelmesi ile birlikte yerleşim merkezinin açan çiçeklerle birlikte mor renklere büründüğünü ve lavanta kokmaya başladığını vurgulayarak, “Ben de 4 dekarlık alanda lavanta ekiyorum. Biz, bölgemizde lavantanın nasıl bir verim verdiğini bilmeyerek Tarım İlçe ve Orman Müdürlüğümüzün tavsiye etmesiyle, ‘ekinden geliri güzel’ denmesiyle başladık. Şansına diktik, ektik. Gerçekten de verimi ekinden çok çok üstün. Amele getirmeyiz, sulama yapmıyoruz. Yağmur suyuyla Cenab-ı Allah ne verirse razıyız. Bu sene son yağışlarla kuraklıktan çok etkilenmedi ürün. Bu yıl, ürün aldığımız 4’üncü yıl. Eskiden 10 kişi vardı eken, şimdi sayı 40-50 kişiye ulaştı. Vatandaşımıza da öneriyorum, ‘ekinle uğraşacağınıza bunu ekin’ diyorum. Bu arazilerde doğru dürüst verim alamızdık ekin ektiğimizde. Şu anda mahallemizde eksiden buğday ekip verim alamadığımız arazilerimiz lavanta bahçesi oldu artık” şeklinde konuştu.



"Lavanta bizim için çok iyi bir gelir kapısı oldu"


Lavanta üreticisi Mevlüt Ceylan ise lavantaya 5 yıl önce başladığını belirterek, yerleşim merkezinde ürünü ilk ekenlerden olduğunu söyledi. Lavantanın düzenli bakımını yaptığını, senede 10 gün çalışıp hasadını yaptıklarını anlatan Ceylan, “Şükürler olsun çok iyi. Bu devletin desteğiyle oldu bölgemizde. Fideleri devlet bize destek olarak verdi. Hiç 5 kuruş ödemedik, kendimiz diktik. Şimdiki aklım olsa 50 dönüm ekerim, şu anda 25 dekar alanda ekimim var. Ama çok daha fazla ekmeyi de isterim. Arazimiz kıraç olduğu için hububattan para kazanamıyoruz. Lavanta bizim için çok iyi bir gelir kapısı oldu. Lavanta, sulanmayan, taşlı, kıraç yerlerde yetiştirilebilecek en güzel ürün. Hasadına da başladık, kendimiz ailece yapıyoruz. Bıçkısı var makinesiyle yapıyoruz kesiyoruz, bayanlar topluyor” diye konuştu.


Lavanta haşatında ailesine yardımcı olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Sağlık Bakım Bölümü’nde öğrenim gören Nefise Ceylan da, hem okurken hem de yaz döneminde boş zamanlarında ailesine lavanta bahçesinde yardımcı olduğunu belirterek, “Evde ders çalışıyorum, burada da aileme yardımcı oluyorum. Babam makine ile biçiyor, bizde perdelerle taşıma yapıyoruz. Arkadan da annem topluyor. Evde de çeşitli işlemlerden geçiyor ürün” dedi.



"Lavanta ektikten sonra elimiz para görmeye başladı"


Ayşe Ceylan da, lavantanın kendilerini oldukça memnun eden bir ürün olduğunu vurgularken, “Lavanta ektikten sonra elimiz para görmeye başladı. Önceleri buğday, nohut, termiye ekiyorduk. Ekmeyen köylülerimiz ‘kazanıyor musunuz?’ diye soruyorlar, biz de onlara ‘siz de ekin’ diyoruz. Şu anda en gözde bitkimiz lavanta” diye konuştu.


Bölgede lavanta bahçelerinin fotoğraflarını çeken İbrahim Erdoğan da, lavanta bahçelerinin görsel dokusuyla fotoğrafçılar için önemli bir çekim merkezi olduğunun altını çizerek, kendisinin de hasat döneminde fotoğraf mesaisi için geldiğini vurguladı, “Fotoğraf, doğa ve çiçekseverler gelsin bu güzellikleri yerinde görsün. Artık biz fotoğraf tutkunları için de bölgemizde lavanta bahçeleri oluşmaya başladığını görmek çok mutluluk verici. Buradaki güzellikleri tanıtmak için buradayız. İnşallah çiftçilerimiz de bol kazançlar elde ederler” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi gerçekleştirildi Savunma Sanayii Akademi koordinasyonunda ve ASELSAN’ın destekleriyle gerçekleşen Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi, savunma sanayiinde çevik dönüşüm teması ile gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda kurulan Savunma Sanayii Akademi tarafından düzenlenen etkinlik, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Savunma Sanayii Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Hakan Karataş, Prof. Dr. İhsan Kaya, Mustafa Murat Şeker, Hüseyin Avşar, SSB Daire Başkanları ve sektör temsilcilerinin katılımları ile Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. SSB Başkanı Görgün, etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Savunma sanayiimizdeki insan kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından başlattığımız olduğumuz ‘Millî Yetkinlik Hamlesi’ ile sektörümüzün yeni dönemdeki gelişiminde salt rekabetten ziyade ekosistemimizdeki tüm paydaşlarımızın yetenek, yetkinlik, performans, potansiyel ve kapasite olarak birbirlerini tamamlamalarını hedefliyoruz." Bu yeni yaklaşımla; verimsizlik, mükerrerlik, yanlış önceliklendirme, yetenek birikmesi, odak kayması, uzmanlık açığı gibi temel problemleri de en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Görgün, "Bu yetkinlik hamlesi ile birlikte; savunma sanayii ekosistemindeki çalışanların, aday çalışanların ve üniversite öğrencilerinin yetenek mimarisi, yetkinlik inşası, uzmanlaşma, kritik deneyim ve beceri transferi konularında geliştirilmesini önemsiyoruz" ifadesini kullandı. ‘Milli Yetkinlik Hamlesi’ kapsamında tüm firmalarımızın; stratejik planında beslenen, teknoloji yol haritası ile hizalanan, yetenek yönetimini inşa eden, performans yönetimini kurgulayan, yetkinlik geliştiren ve değişimi yöneten insan kıymetleri fonksiyonlarının oluşturulmasını amaçladıklarını aktaran Görgün, "Bugün tüm yönleriyle ele alacağımız çevik proje yönetim yaklaşımı ve insan kaynakları süreçlerinde çevik yaklaşımlar, bu alanda etkin bir network (iletişim ağı) oluşumunu tetikleyecektir" diye konuştu. Görgün çalıştay sonrası ortaya konacak olan fikirleri ve saptamaları yakından takip edeceklerini de ifade etti.
Antalya Çöl tozu 30 Nisan’a kadar temizlenecek Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Burdur ve Isparta’da etkisini gösteren Çöl tozu taşınımı konusunda uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının bölgede olan yoğunluğuna dikkat çekilen açıklamada, “Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarımızda olumsuz etkiler gösterebilir. Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir” denildi. Bugün, Antalya, Isparta ve Burdur çevrelerinde yoğun bir şekilde gözlenen çöl tozu taşınımı ile ilgili Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, yazılı bir açıklama yayınlayarak uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının çeşitli sağlık, çevre ve ekonomik etkilere neden olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, oda olarak kamuoyunu bilgilendirme ve önlemlerin alınması gerekliliği konusunda uyarı yaptıkları belirtildi. Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarda olumsuz etkiler gösterebileceği aktarılan açıklamanın devamında, “Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir. Genellikle çöl tozu geçtikten en geç 2 gün içerisinde yağış ile birlikte atmosferden temizlenirken, bu sefer 30 Nisan 2024’e kadar bölgemizde yağış beklenmemektedir” denildi. Bu süreçte çöl tozu taşınımının etkilerini en aza indirmek için vatandaşlara önlem olarak önerilerin de belirtildiği açıklamanın sonunda, şu ifadelere yer verildi: "Çocuklar ve kronik sağlık sorunları olan bireyler dış ortamda uzun süre vakit geçirmemelidir. Göz yanması gibi rahatsızlıkların yanı sıra mevcut hastalıkların tetiklenme riski bulunmaktadır. Görüş mesafesinin aniden azalabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Karayolunda seyahat ederken çöken toz sebebiyle takip mesafeleri uzatılmalıdır. Vatandaşlarımızın T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından işletilen hava kalitesi izleme istasyonları verilerini takip ederek gerekli önlemleri almalarını rica ederiz (https://sim.csb.gov.tr/Services/AirQuality). Çevre Mühendisleri Odası olarak, çöl tozu taşınımının etkilerini azaltmak ve halkın sağlığını korumak için tüm ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulamaktayız.”