- 11 Ekim 2021 Pazartesi 17:36

Meram’da kaçak yapıya geçit yok

A
A
A
Meram’da kaçak yapıya geçit yok

Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi, kaçak yapılarla mücadelesine devam ediyor.

Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi, kaçak yapılarla mücadelesine devam ediyor.


Tüm Meramlıların hakkını ve hukukunu korumak amacıyla kararlı bir yol izlediklerini ve duruş sergilediklerini ifade eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, bu duruştan asla taviz vermeyeceklerinin altını özellikle çizdi. Kaçak ve imara aykırı yapıların Meram’da yaşayan herkesin hakkına tecavüz anlamı taşıdığına vurgu yapan Başkan Mustafa Kavuş, “Hazine ya da tarım arazilerine yapılan binalar her bir Meramlı’nın hakkına, imara aykırı yapılan yapılar ise hukuka tecavüzdür. Hiç kimse böyle bir hukuksuzluğa göz yummamızı, bu emanete sırtımızı dönüp yapılan kanunsuzluğu görmezden geleceğimizi de sanmasın. Hele ki her bir santimetresi dahi kıymetli olan tarım arazileri. Gıda güvenliği ve tarımın ne denli önemli olduğu son iki yılda salgın ile birlikte çok daha iyi anlaşıldı. Bu sebeple birileri para kazanacak diye tarım arazilerimizden vazgeçecek bir kurum olmadık, olmayacağız. Öte yandan Meramlı hemşehrilerimiz bize oy verirken adaleti gözetelim diye oy verdi. Rusatlı bina yapan ve satın alanlar ile ruhsatsız yapı yapanlar arasındaki hukuku koruyalım diye oy verdi. Biz de bu ilçeyi, hakkı ve hukuku korumak adına her bir Meramlı’nın emaneti olarak görüyoruz. Emaneti layıkıyla korumak bizim en başta gelen görevimizdir” dedi.



“Meram’ın hakkını yerken hukukunu çiğnerken, bizim seyretmemizi beklemesinler”


Son günlerde kaçak yapı sahiplerinin spekülasyon ve dezenformasyon ile kamuoyunu yanıltmaya çalıştıklarını aktaran Başkan Mustafa Kavuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir algı operasyonu ile süreci asli mecrasından çıkaranlara karşı kamuoyu şunu bilmelidir ki; Burası bir tarım arazisidir. İkincisi; burası imara kapalı bir bölgedir. Üç; buradaki yapılaşma 2020’nin Ocak ayında başladığı için iddia edildiğinin aksine yapılara ait ‘Yapı Kayıt Belgesi’ yoktur. Dört, süreçte tamamen resmi prosedür uygulanmıştır. Beş, yıkım ile ilgili mahkemenin bir durdurma kararı yoktur, hatta yapılan itirazı mahkeme reddetmiştir. Altı, yine oluşturulmaya çalışılan algının tam aksine bırakın evlerin içinde eşyalar varken yıkılmasını, ekip arkadaşlarımız eşyaları kendi elleriyle dışarı çıkarmışlardır. Kaçak yapı bir hak ve hukuk ihlalidir. Buna rağmen kaçak yapı ile ilgili tüm mücadelemizi hukuk kuralları çerçevesinde ve vicdani boyutu da göz ardı etmeden yürütüyoruz. Çomaklı Mahallemizde tarım arazisine kanun ve hukuk dışı yapılan 25 adet yapının yıkım kararını uyguladık. Yıkım tamamıyla hukuki süreç takip edilerek gerçekleştirildiği halde bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında sanki bir hukuksuzluk varmış gibi gösterilmeye çalışıldı. Sanki ortada mahkemenin bir yürütmeyi durdurma kararı varmış gibi algı oluşturulmaya çalışıldı. Oysa ortada böyle bir karar yok, tam tersi mahkeme bu talebi Ağustos ayında reddetti. Burada 2021 yılı Mart ayında başlayan bir süreç söz konusu ve bu kaçak yapılar için Nisan ayında Yapı Tatil Zaptı tutularak mevzuat gereğince ruhsat alınması için süre verildi. Ruhsat alınmayınca, kaldı ki imarlı bir arsa olmadığı için ruhsat almaları mümkün değil. Biz yine de mevzuat çerçevesinde hareket ederek süre vermişiz. Mayıs ayında da encümenimizin aldığı yıkım kararı tebliğ edildi. Yürütmeyi durdurmak amacıyla açılan davayı mahkeme 20 Ağustos’ta reddetti. Buna rağmen sanki böyle bir karar varmış gibi hava oluşturmaya çalıştılar. Ama karar yıkım kararı uygulandı ve tarım arazisine yapılan bu yapılar Eylül ayında ekiplerimizce yıkıldı. Ekiplerimiz, Mayıs ayında tebliğ edilen yıkım kararına rağmen kararı görmezden gelerek yıkılmayan ve tahliye edilmeyen yapılardan eşyaları tahliye ederek yıkımı gerçekleştirdi. Bununla ilgili de gerek fotoğraf gerekse video kayıtları bulunmaktadır. Yine iddia edildiği gibi bu kaçak yapılar 31.12.2017 tarihinden sonra yapıldığı için Yapı Kayıt Belgesi de bulunmamaktadır. Tarım arazisine yapılan bu yapılarla ilgili yıkım kararı alınmasına rağmen aynı bölgede hukuk tanımaz şekilde yapılaşmaya devam edildiğini tespit eden ekiplerimiz, Nisan ayında tutulan ilk Yapı Tatil Zaptı içerisinde bulunmayan 14 adet yapı için de ayrıca işlem başlattı. Aynı bölge içerisindeki yapıların bir kısmı yıkıldı bir kısmı yıkılmadı iddialarına dayanak olarak gösterilmek istenen bu 14 kaçak yapı ile ilgili olarak da Eylül ayı içerisinde Yapı Tatil Zaptı tutuldu mevzuat gereği işlemleri devam ediyor. Yasal süreç ve alınacak karar doğrultusunda bu yapılarla ilgili de her hangi bir taviz verilmesi mümkün değil. Bir hususa daha dikkat çekmek gerekirse bahsi geçen kaçak yapıların bulunduğu tarla vasıflı arazinin mülkiyetinin bir kişiye ait olduğu tapu kayıtlarından da görülebileceği gibi yasal süreçte bu kişi üzerinden yürütülmüştür. Dolayısıyla yapısının yıkıldığını iddia eden vatandaşlarımızın hak arayışlarını belediyemiz üzerinden değil aralarında bir ticari ilişki varsa mülkiyet sahibi üzerinden sürdürmeleri kendi menfaatleri açısından da daha uygun olacaktır. Tüm bunların ışığında kamuoyuna şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; Çomaklı Mahallesinde vuku bulan olayda mağduriyeti belediyemiz değil bu tarım arazisine bina dikip vatandaşlarımıza satan kişi yaşatmıştır. Bununla ilgili olarak da belediye olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Bölgenin uydudan çekilmiş iki yıl önceki fotoğrafı ile bugün çekilmiş fotoğrafı arasındaki içler acısı fark durumu özetlemeye yetiyor da artıyor bile. Burası tarla vasfında bir bölge iken tüm uyarılara rağmen bugün orayı hiçbir kanuni dayanağı olmayan yollarla yapılar yaparak mahalleye çevirmişler. O bölge tarım arazisi. Biz Meram’ı 350 bin insanımızın emaneti olarak görüyoruz. Ve sonuna kadar bu emanete sahip çıkacağız.”


“Sadece tarım arazilerine yapılan yapılar değil tüm kaçak yapılarla mücadele ediyoruz”


Kaçak yapı ve yıkım çalışmalarının tüm ilçeyi kapsayacak şekilde sürdürüldüğünün de altını çizen Başkan Kavuş, “Kaçak yapı mücadele ile mücadelemizi Meram’ın genelinde sürdürüyoruz. Bu çalışmalar sadece tarım arazilerine yapılan yapılarla sınırlı değil. Tarım arazilerine yapılan kaçak yapıların yanı sıra imar kanununa aykırı şekilde yapılan yapıların yıkımları konusunda da ekiplerimiz denetimler gerçekleştirerek başlatılan hukuki süreç ve kararlar doğrultusunda yıkımlar gerçekleştiriliyor. Bunun yanında imar barışını suiistimal ederek kaçak olarak yapıldığı tespit edilen yapılarla da mücadele ediyoruz. Yine hemşerilerimizin kendi talepleri ile Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından riskli yapı olarak ilan edilen ve yıkılmayı bekleyen yapıların yıkılması konusunda da çalışmalarımız oldu. O binaların yıkımları da belediyemiz tarafından yapılmakta. Bu anlamda son dönemde 135 adet riskli binadan 120’sinin yıkımını gerçekleştirmişiz. Kaçak yapı ile mücadeleyi bir bölgeye indirgemek veya tek bir konu başlığı ile değerlendirmek doğru değil. Biz kaçak yapılaşma konusunda topyekûn mücadelemizi sürdüreceğiz ve bu konuda da kararlıyız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Alo 199 Çağrı Merkezi"nin kapatılacağı iddiasına çalışanlardan tepki İçişleri Bakanlığı’na bağlı ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle basın açıklaması yapan çalışanlar, tepkilerini dile getirdi. Merkezi Trabzon’da bulunan ve tüm Türkiye’ye hizmet veren ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle bir grup çalışan, çocukları ile birlikte Meydan Parkı’ndaki Atatürk heykeli önünde toplandı. Çağrı merkezi çalışanları, taşıdıkları dövizlerle 350 kişinin istihdam edildiği çağrı merkezinin kapatılmamasını istedi. Alo 199 Çağrı Merkezi çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Melike Yıldırım, 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olmasının son derece üzücü olduğunu söyledi. Yıldırım, “İçişleri eski Bakanımız Süleyman Soylu’nun Trabzon’a kazandırdığı projelerden bir tanesi olan, Trabzon ile birlikte Ankara ve Erzurum lokasyonlarıyla vatandaşımıza hizmet veren çarı merkezimiz ne yazık ki ani bir karar ile kapatılmak istenmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri bünyesinde kurulan Alo 199 Çağrı Merkezimizin yalnızca Trabzon lokasyonunda 350 personelimiz istihdam edilmektedir. Siyasi olarak da Cumhurbaşkanımıza bağlılığını son yerel seçimlerde de gösteren Trabzon’umuzda 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olması son derece üzücüdür. Taşeron şirketlerde çalışan binlerce emekçi kadro beklerken, Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerine bağlı çalışan Alo 199 Çağrı merkezlerinin kapatılması düşündürücüdür. Kamuya ait çağrı merkezlerinin kapatılacağı iddiaları ise diğer çağrı merkezlerinde çalışan yüzlerce işçiyi tedirgin etmekte, vatandaşa hizmet veren çağrı merkezi çalışanları psikolojik olarak çöküntü yaşamaktadır” dedi. “Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” “Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız” diyen Yıldırım, “Bu kapatma kararı ile birlikte sadece çalışan 350 kişi ve aileleri değil, maddi anlamda tüm şehrimiz zarar görecektir. Ankara’dan şehrimize her ay giren sıcak para dolmuşçusundan bakkalına, lokantasından çaycısına kadar pek çok alanda Trabzon’a katkı sağlamaktadır. Emek veren her siyasi görüşteki çalışanlarımız evine ekmek götürmektedir. Yeni evlenen, evlilik hayali kuran, 6 aylık hamile eşi çalışmayan, otizmli çocuğunun tedavisini sürdüren, kanser tedavisi gören, bankaya kredi borcu olan, taksit ödeyen ve hayatını bu zor ve acımasız ekonomik şartlarda devam ettirmeye çalışan 350 insanın geleceği, hayalleri karartılmamalıdır. Trabzon lokasyonunun kapatılması kentin gelecek ekonomik kaynaktan mahrum edilerek fakirleşmesi, çalışanların işsiz kalması, işsizliğin artması, ekonominin çarklarının zarar görmesi demektir. Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız. Çağrı merkezinde çalışan bizler gerek pandemi döneminde bir saniye nefes almadan çalıştık, gerekse pasaport ve kimlik yenilemelerinde en yoğun dönemlerde vatandaşımıza hizmet ettik. Dünyada çip krizi yaşanırken vatandaşımızın mağdur edilmemesi için gayret gösterdik. Bugün de vatandaşlarımızın Nüfus Müdürlüklerinde sıra beklemeden hizmet almaları için özveriyle isimizin başındayız. Modern çağda Devletimizin tüm kurumlar dahil özel şirketler randevu sistemine çağrı merkezleri üzerinden geçerken, vatandaşımıza ciddi kolaylıklar sağlayan Alo 199 Çağrı Merkezi’nin kapatılması hem hizmet alan vatandaşımıza hem de çalışarak evine ekmek götüren emekçilere kötülük olacaktır. Devletimizin başı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve karar verici siyasi erkten kapatma kararının gözden geçirilerek, özünde yüzlerce kişinin, genelde ise binlerce kişinin mağdur edilmemesini bekliyoruz. 350 arkadaşımızın işinin devam edeceğine inanıyoruz. Ve Şeyh Edebali’nin, Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’e söylediği ’İnsanı yasat ki devlet yaşasın’ anlayışı ile devletimizin yaşamasını istiyoruz. Başta hükümetimizin siyasi erkleri olmak üzere tüm muhalefet ile birlikte Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.