SAĞLIK - 28 Şubat 2021 Pazar 10:05

Prof. Dr. Şahin: “Şeker ameliyatlarında yüzde 95’lerin üzerinde başarı elde ediyoruz”

A
A
A
Prof. Dr. Şahin: “Şeker ameliyatlarında yüzde 95’lerin üzerinde başarı elde ediyoruz”

Genel Cerrahi Uzmanı Prof.

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, şeker hastalarına yaptıkları ameliyatlarda yüzde 95’in üzerinde başarılı olduklarını belirterek, hastaların ameliyattan 3 ay sonra ilaçlardan tamamen kurtulduğunu söyledi.


Medova Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, şeker hastalığının tüm dünyada giderek artan önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini belirtti. Şu anda dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 8’inde şeker hastalığının mevcut olduğunu ve yüzde 20’sinin de şeker hastası adayı olduğunu anlatan Prof Dr. Mustafa Şahin, “Şeker hastalarını ‘Tip-1’ ve ‘Tip-2’ diye ikiye ayırıyoruz. ‘Tip-1’ olanlar genelde doğuştan olanlardır. Bunlar için insüline bağlı olan diyabet ismi veriliyor ve insülinden başka şu an için seçenek gözükmüyor. Ancak ‘Tip-2’ diyabet ise sonradan kazanılmış olan şeker hastalıklarını ifade eder. Bunları da iki gruba ayırıyoruz. Obeziteye bağlı gelişen diyabette genelde insülin direnci ortaya çıkıyor ve bu hastalarda şişmanlığın tedavi edilmesiyle diyabet de ortadan kalkıyor. Obez olmayan, normal kiloda olan hastalarda diyabet biraz daha özellik arz ediyor. Bu hastalarda hem insülin direnci var hem insülin yetmezliği var” dedi.



“Hastaların 1 ya da 2 aylık periyotta bütün ilaçları bırakması söz konusu”


Obez olmayan ve normal kiloda olan şeker hastalarının kilo vermeden ameliyat edilmeleri gerektiğini kaydeden Mustafa Şahin, “Bu nedenle biz ince bağırsağın son kısmında bulunan bazı hormonları harekete geçirebilme adına midenin çıkışına doğru kaydırıyoruz. Gıdaların erkenden ince bağırsağın son kısmına temas etmesiyle insülin salgısı artıyor ve salgılanan insülinin duyarlılığı artıyor. Şeker ameliyatlarında yüzde 95’lerin üzerinde başarı elde ediyoruz. Genelde şeker ameliyatlarından sonra hastaların 1 ya da 2 aylık periyotta bütün ilaçları bırakması söz konusu. Genelde 3 ay sonra da tamamen sorun çözülmüş oluyor ve hastanın bu ameliyatla birlikte şekerden ve ilaçlardan kurtulmuş olduğu bir sürece erişmiş oluyoruz. İlk haftalardan itibaren şeker ilaçları, insülin bırakılıyor. Daha sonra, eğer böbrek yetmezliği varsa, böbrek fonksiyonlarında düzelme ortaya çıkıyor. Tansiyon varsa, tansiyon ilaçlarını bırakıyorlar ve böylece bütün şekerin neden olduğu yandaş problemlerden kurtulunmuş oluyor. Tabi özellikli bir alan bu. Birçok meslektaşımız bu ameliyatları Türkiye’de genel olarak yaygın bir biçimde yapıyorlar. Ancak dikkat edilmesi gerekiyor. Hastaların çok iyi seçilmesi ve çok yakından takip edilmesi gerekiyor. Çünkü insan hayatını ve sindirim sistemini alt üst eden bir süreç” ifadelerini kullandı.


Hastaneye şeker hastalığı nedeniyle başvuran Faik Aras’ı (59) bir ay önce ameliyat ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Şahin, “Kendisinde ‘Tip-2’ diyabet vardı ve 12 yıllık şeker hastasıydı. Tansiyon ilaçları kullanıyordu. İnsülin kullanıyordu ve şeker hapları kullanıyordu. Ameliyattan sonra ilaçları neredeyse bırakma noktasına geldi. Tansiyon ilacını bıraktı. Şimdi daha iyi bir düzeyde hayatını sürdürüyor” şeklinde konuştu.



“Üzerimdeki ağırlıklar kalktı”


Medova Hastanesine şeker hastalığı nedeniyle başvurduktan sonra 30 Ocak’ta ameliyat olan Faik Aras, 12 senedir şeker hastası olduğunu dile getirerek, “12 sene içerisinde insülin, günde 2-3 tane hap kullanıyordum. Ben böyle bir ameliyat yapıldığını 10 sene önce duymuştum. Ancak 5-6 ay önce karar verdim. Araştırdım, Mustafa Şahin hocamızı buldum. O da bana olacakları, yapılması gerekenleri söyledi. 1 ay önce de ameliyat oldum. Ameliyat olduktan hemen birkaç gün sonra faydasını görmeye başladım. Üzerimdeki ağırlıklar kalktı. Şeker haplarını, insülini, hepsini bir anda bıraktım. Şu anda hiç kullanmıyorum ve kendimi çok iyi hissediyorum. Keşke 5-6 sene önce bu ameliyatı olsaydım. Yani bu kadar faydası var” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta başıboş köpekler vatandaşları tedirgin ediyor Sinop’ta sürü halinde gezen başıboş köpekler vatandaşları tedirgin ediyor. Sinop sahilinde sürü halinde gezdiği görülen köpekler çevreden geçen vatandaşları korkuttu. Onlarca köpeğin caddelerde ve parklarda kol gezdiğini belirten Haşim Yıldırım, ”İnsan olarak onların yaşam alanlarına müdahale ettik ama şu anda burası yerleşim bölgesi, insanların yaşadığı alan burası. Bunların kontrol altına alınması lazım. İnsanların bunların yaşayabilecekleri bir alan yapıp bunları kontrol altına alıp onlarında haklarını koruması lazım. Başıboş hayvanlardan çocuklar korkuyor, saldırmıyor belki ama onlarla oynayacağım diye bir bisikletin altına girebilir, arabanın altına girebilir. Şehir merkezinde bunların bu şekilde dolaşmaması lazım. Burada geziyorlar, insanlar ’köpeği sevdim’ diyor iyi güzel gezdiriyorsunuz ama köpeklerin de bir ihtiyacı var. İnsanlar gibi buraya geliyor tuvaletini yapıyor ama ’sen bunu modern bir ülkede yaşıyorsan alacaksın orada bırakamazsın’ öyle bir hakka sahip değilsin. Bakıyorsan her şeyi ile bakacaksın. Her köpeğin bir kere nüfus kağıdı olması lazım. Bunları başıboş bırakmayacaksın. İnsanlar şunu yapıyor: Çocukları bir hayvan istedi diye alıyorlar, bu hayvan bir müddet sonra belli bir seviyeye geliyor, evde bakamıyor salıyor sokağa. Bu ortama alışık olmayan hayvanların da haklarını gasp ediyorsun. Bunun devlet olarak buna bir kural koyulması lazım, başka türlü engelleyemezler. Bunlar bana göre yanlış tabi bunların yaşam alanlarını sağlanması lazım başıboş bırakılmamalı. İnsanlar bisikletle gidiyor belki saldırmıyor ama o insan korkuyorsa ne oluyor kaza yapıyor. Bir önlem almaları lazım” dedi. Başıboş köpek sorununa üzücü bir olay yaşanmadan yetkililerin el atması gerektiğini belirten Mustafa Biricik ise “Mutlaka kontrollü olarak her tarafta bulunabilir ama kontrolü de ihmal etmemek lazım çünkü çocuklar, kadınlar yürüyor onları da hayvanların insafına bırakmamak lazım. Belediye yetkilileri, belediye başkanı ile konuşarak bu soruna çözüm bulunmalı. Hem hayvanları korumak lazım, insanları daha fazla korumak lazım. Televizyonlarda görüyoruz üç dört tane köpek insanlara saldırıyor. Geçen akşam seyrettim bir kıza iki tane köpek saldırıyor, kız kaçarken ona minibüs çarpıyor. Böyle de olmaz tabi" ifadelerini kullandı.
Bursa Sunay Akın Eczacılık Kültürü Müzesi’ni Başkan Özdemir’e anlattı Nilüfer’de açılacak Eczacılık Kültürü Müzesi’nin küratörlüğünü üstlenen şair, yazar ve tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i ziyaret ederek çalışmalar hakkında görüştü. Sunay Akın, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ile aynı binada yer alacak olan Eczacılık Kültürü Müzesi’nin kente değer katacağını söyledi. Şair, yazar ve tiyatro oyuncusu Sunay Akın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ile eşi Nuray Özdemir’i Halk Evi’nde ziyaret etti. Başkan Şadi Özdemir’e hayırlı olsun dileklerini ileten Akın, yeni görevinde de başarılar diledi. Nilüfer’in, Türkiye’nin parlayan yıldızlarından biri olduğunu söyleyen Sunay Akın, insana değer katan çalışmaların süreceğine inandığını söyledi. Şair, yazar, gazeteci ve tiyatro oyuncusu kimliğinin yanı sıra müzecilik alanında yaptığı çalışmalarla da bilinen Sunay Akın, yakın zamanda açılan Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nin Türkiye’de örnek olduğunu belirtti. Sağlık müzesi ile aynı mekânda açılacak olan Eczacılık Kültürü Müzesi’nin küratörlüğünü üstlendiğini hatırlatan Sunay Akın, Türkiye’nin en büyük koleksiyonlarına sahip Sinem Us’a ait eşi benzeri olmayan eserlerin burada sergileneceğini ifade etti. Akın, yapılacak çalışmalarla birlikte her iki müzenin de yaşayan bir müze olacağına inandığını da sözlerine ekledi. Sunay Akın’a, Eczacılık Kültürü Müzesi ile ilgili çalışmalarının değerli olduğunu söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de, Nilüfer’de gerçekleştirecekleri projelerle hizmet çıtasını daha da yukarı taşıyacaklarını vurguladı. Sunay Akın, şiirlerini ilgiyle okuyup, dinlediğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir’e ziyaret sırasında Oyuncak Müzesi adlı şiiri yazıp armağan ederek sürpriz de yaptı.
İstanbul Türk dünyasından 400’ü aşkın kadın girişimci İstanbul’da buluştu Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi’ne üye 8 ülkeden 400’ü aşkın kadın girişimci düzenlenen iş forumunda İstanbul’da bir araya geldi. Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi’ne üye 8 ülke olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye ile KKTC, Macaristan ve Türkmenistan’ın temsilcileri, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen İş Forumu ve B2B Networking etkinliğinde bir araya geldi. Foruma 400’ü aşkın kadın girişimci katıldı. Forumda, Türk devletleri arasında ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve ticaret hacminin arttırılması yönünde konuşmalar yapıldı. Foruma, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Merey Mukazhan, Türk Yatırım Fonu Başkanı Baghdad Amreyev, katıldı. “AB ülkeleri gibi biz kardeş ülkelerde birlik olmalıyız” Toplantıya konuşmacı olarak katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Türk Devletleri Teşkilatını oluşturan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye ile gözlemci üyeler KKTC, Macaristan ve Türkmenistan; yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe, 1 trilyon dolarlık dış ticaret hacmine ve 185 milyonluk büyük bir nüfusa sahiptir. Sadece bu rakamlar bile, bir araya geldiğimizde, nasıl büyük bir küresel güce dönüşebileceğimizi göstermektedir. Türk devletleri olarak, aramızdaki ticaret hacmi sadece 42 milyar dolar. Toplam dış ticaretimiz içinde yüzde 10’u bile değil. Oysa Avrupa ülkelerinin kendi aralarındaki ticaretin payı yüzde 70’lerde. AB benzeri bir bütünleşme ve başarı hikâyesini, biz de kardeşler olarak yazmalıyız. Bugün burada alınacak kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Daha iyi bir gelecek umudumuzu hiç azaltmadan, omuz omuza çalışacağımız güzel günlerde yeniden buluşabilmeyi diliyorum” ifadelerini kullandı. “Türk asrı hedefine, ancak girişimci Türk kadını ile birlikte ulaşacağız” Türkiye iş dünyası olarak, 21’inci Yüzyılın Türk asrı olması ülküsüyle çalıştıklarını belirten İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, “Türk asrı hedefine, ancak girişimci Türk kadını ile birlikte ulaşacağız. Olmaz denen her şeyi, kadınlarımızla birlikte olur kılacağız. Bu yüzden Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği himayesinde Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Macaristan ve KKTC’nin iştirakiyle faaliyet gösteren “Kadın Girişimciler Komitesine” büyük görev düşüyor. Bizim Türk kadınının geleneksel sektörlerin dışındaki üretimin ve ticaret alanlarından da öncü ve başarılı olmasına ihtiyacımız var. Türk illerinin devletlerinin, hem kendi aralarında ticarî ve ekonomik işbirliklerini artırmak için, hem de ulusal ekonomilerini geliştirmek için, kadının Türk toplumundaki eski gücüne kavuşmasına ihtiyacı var” şeklinde konuştu. “Türk kadının kalbi, her daim Türkün olduğu yerde, Türkün ana vatanında atar” Avdagiç, sözlerine şöyle devam etti: “Ben inanıyorum ki, Özbek kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Azerbaycanlı kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Kazak kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Kırgız kadın girişimci sayısı arttıkça Türkiye ekonomisi daha da büyüyecek. Bu cümleleri, Türkiye sözcüğünün yerine bir de Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve KKTC sözcüğünü koyarak okuyun. O zaman göreceksiniz ki, aslında Türk ilinin herhangi birinde kadın girişimci sayısının artması, tüm Türk illerinde güçlü bir refah ve kalkınma rüzgârı estirecektir. Çünkü inanın ki, Türk kadının kalbi, her daim Türkün olduğu yerde, Türkün ana vatanında atar. İTO olarak, tıpkı Türk Kadın Girişimcilerine verdiğimiz destek gibi, Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi’ne de her türlü desteği vermeye hazırız. Bu düşüncelerle, 740 bin firmayı temsil eden İTO çatısı altında yer alan 110 bin 522 kadın girişimcinin de başkanı olarak, Türk dünyasının kadın girişimcilerine başarılar diliyorum” dedi. Toplantı öncesi yapılan genel kurulda Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Kadın Girişimciler Komitesi Başkanlığına Kazakistan’dan Lazzat Ramazanova seçildi.