ÇEVRE - 24 Mayıs 2022 Salı 10:31

Toros Dağlarındaki yaylalar baharın tüm güzelliklerini sunuyor

A
A
A
Toros Dağlarındaki yaylalar baharın tüm güzelliklerini sunuyor

Temiz havası, buz gibi kar sularının beslediği akarsuları ve yılın bu zamanlarında doğaya apayrı renk katan çiçekleriyle Konya’nın Toros Dağları üzerine kurulu Hisarlık yaylasında adeta görsel şölen yaşanıyor.

Temiz havası, buz gibi kar sularının beslediği akarsuları ve yılın bu zamanlarında doğaya apayrı renk katan çiçekleriyle Konya’nın Toros Dağları üzerine kurulu Hisarlık yaylasında adeta görsel şölen yaşanıyor.


Antalya ile Konya sınırında yer alan yaklaşık 1900 rakımlı Hisarlık yaylası, karların erimesiyle oluşan akarsular çevresindeki yemyeşil arazilerde açan düğün çiçekleri ile adeta sarıya boyandı. Her sene yerli ve yabancı yüzlerce ziyaretçi ağırlayan yayla, doğasever ve fotoğraf tutkunları için de seyrine doyumsuz manzaralar sunuyor. İlkbaharın gelişi ve havaların ısınması ile birlikte yaylaya göçen köy sakinleri hem temiz havanın tadını çıkarıyor hem de doğal ve ekonomik yöntemlerle hayvanlarını taze meralarda otlatıyor.



“İlla ve mutlaka cennet vatan Türkiye”


Yaylayı ziyarete gelen Ayşe Barış yaylayı daha önce sadece fotoğraflarda gördüğünü ve çok etkilendiğini söyledi. Fransa’da doğup büyüdüğünü belirten Barış, “Yaylaya sırf bu çiçekleri görmek için geldik. Daha önce bu mevsimde hiç gelmemiştim. İlk defa geliyorum. Normalde resimlerde gördüğüm için mutlaka canlı görmek istedim. Sakinliği, yeşil doğası ve insanları ile hepsi güzel. Doya doya geziyoruz, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Tanıdık akrabalarla merhabalaşıyoruz. Buranın havası daha temiz. O temiz havayı hissediyoruz. Fransa’da şehirde yaşadığımız için farkı görebiliyoruz. Gökyüzünden belli zaten. Ne kadar doğma büyüme Fransa’da olsak da, illa ve mutlaka cennet vatanımız Türkiye” dedi.


Hisarlık yaylası sakinlerinden Şerafettin Zorlu ise, havaların ısınmaya başlamasıyla yaylaya göçün başladığını söyledi. Yaylacılığın kendisine dededen kalma olduğunu belirten Zorlu, “Bizler yaylasız yapamayız. Yaylaya ilk çıkanlardan ve son gidenlerden biriyim. Haftada 1-2 gün pazar ihtiyacı için Bozkır ilçesine gideriz. Diğer her zaman yayladayız. Burası bizim için dinlenme tesisleri gibi, yazlık gibi bir yer oldu. Ziyarete gelip giden arkadaşlarımız oluyor. Sohbet edip, yaylanın keyfini sürüyoruz” şeklinde konuştu.



“Böyle bir yer bulunmaz”


Doğa harikası Eğrigöl’ün geçiş noktası olduğu ve yabancı turistlerin de ilgisini çektiğini anlatan Zorlu, şunları kaydetti: “Buranın havası çok güzel. Rakım yaklaşık 1900 civarında. Mayıs ayının sonuna gelmemize rağmen şu karşımızdaki Sinekkıran Dağında metrelerce kar var. Derelerimizde sular coşuyor, çiçekler yeni yeni açıyor. Köylerimizde yağmursuzluktan sıkıntı yaşanıyor ama buralarda o tehlike yok. Bu yaylayı herkese tavsiye ederim. Böyle bir yayla böyle bir hava, şu mevsimde kar içinde başka nerde var? Böyle bir yer bulunmaz. Yabancı turistler bazen motorla geliyor, Dedemli yaylası üzerinden Eğrigöl’e gidiyor. Orada birkaç gün kamp yapıp Antalya’ya geçiyorlar.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.