GENEL - 12 Eylül 2019 Perşembe 12:21

Başkan Yıldırım: "Kirli ellerin yaptığı ihtilalin 39. yılındayız"

A
A
A
Başkan Yıldırım: "Kirli ellerin yaptığı ihtilalin 39. yılındayız"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kütahya İl Başkanı Ferhan Yıldırım, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Türk milleti düşmanı kirli ellerin yaptığı ihtilalinin 39.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kütahya İl Başkanı Ferhan Yıldırım, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Türk milleti düşmanı kirli ellerin yaptığı ihtilalinin 39. yılındayız" dedi.


"12 Eylül’ü unutmak kendini inkar etmektir" diyen Başkan Yıldırım, "Kurşunların, bombaların ve pusuların dehşetinden bile çekinmemişler, Türk-İslam ülküsünü omuzlarında yüceltmişlerdir. Ne hazindir ki vatan sevgisinin, millet aşkının, Türklük tutkusunun ve İslam’a bağlılığın diyeti ağır olmuş ve binlerce dava arkadaşımız analarından, babalarından, sevdalarından ayrılarak Hakk’a kefensiz olarak kavuşmuşlardır. Rahmetli ülkücü ağabeylerimiz, Ruhi Kılıçkıran, Dursun Önkuzu, Yusuf İmamoğlu, Süleyman Özmen ve daha binlercesi böyledir. Türklüğün yaşayan varlığına kendilerini teslim eden ve şahadet şerbetiyle mana âleminin doruklarına çıkan bu kahramanları gururla, rahmetle anıyorum. Darağaçlarında can veren fidanlarımız, insanlık dışı yöntemlerle sindirilmeye çalışılan dava arkadaşlarımız 12 Eylül melanetinin üzerlerinden silindir gibi geçtikleri değerlerimizdir. Çok şükür dava gazilerimiz hala aramızdadır ve kendileri de yaşanan vahşetin tanıklarıdır. Acımasızlığın ve vicdanları kanatan zalimliğin zirve noktasıdır. İnsafsızların, vicdansızların, izansızların hiç kılları kıpırdamadan Türk-İslam davasının gencecik bedenlerini ölüme gönderdikleri kanlı bir tezgâhtır. Unutuldu sanılmasın, bir kenara bırakıldı diye düşünülmesin. Ülkücü hareket için unutulmayacak eziyet, işkence, kıyım ve zulümlerin yaşandığı Kara Eylül; bir elinde bilim, diğer elinde ahlak ve erdem olan, Atatürk’ümüzün izinde Türk gençliğinin aydınlığında boğulsun. Şehitlerimiz huzur bulsun" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.