SAĞLIK - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 17:17

27 yaşındaki damla ikinci kez hayata tutundu

A
A
A
27 yaşındaki damla ikinci kez hayata tutundu

Malatya’da yaşayan 27 yaşındaki Damla Türker, 3 yıl önce babasının böbreğini vermesi ile sağlığına kavuştu.

Malatya’da yaşayan 27 yaşındaki Damla Türker, 3 yıl önce babasının böbreğini vermesi ile sağlığına kavuştu. Ancak daha sonra da pankreas yetersizliği ile karşı karşıya kalan Damla, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde ilk kez yapılan pankreas nakli ile yeniden sağlığına kavuştu.


Karaciğer naklinde Avrupa birincisi olan Turgut Özal Tıp Merkezinde ilk kez pankreas nakli gerçekleştirildi. 6 yaşından beri tıbbi diyet hastası olan üniversite öğrencisi 27 yaşındaki Damla Türker’in 3 yıl önce böbrekleri iflas edince eğitimine ara vererek tedaviye başlandı. Turgut Özal Tıp Merkezinde babasının böbreğinin kendisine nakil edilmesi ile yeniden hayata tutunan Damla’da daha sonra ise pankreas yetmezliği baş gösterdi. Erzincan’da üniversite okuyan Damla, yeniden Malatya’ya gelerek Turgut Özal Tıp Merkezine başvurdu.


Sağlık Bakanlığından 2 yıl önce pankreas nakli ruhsatı alan merkezde şu ana kadar organ bağışı olmaması nedeniyle hiç nakil yapılmamıştı. Organ nakli bekleyen genç kız için umutlu haber ise 26 Nisan’da Şanlıurfa’dan geldi. Vefat eden bir hastanın ailesi tarafından organlarının bağışlanması ile pankreas nakli bekleyen Damla için de yeni bir umut doğdu. Organların Malatya’ya getirilmesi ile hemen ameliyata alınan Damla’ya Malatya ve bölgede ilk kez gerçekleştirilen pankreas nakli yapıldı.


Prof. Dr. Sait Murat Doğan ve Prof. Dr. Turgut Pişkin öncülüğündeki heyetin katıldığı başarılı bir operasyon ile ikinci kez sağlığına kavuşan Damla Türker için bugün Turgut Özal Tıp Merkezinde doğum günü kutlaması vardı. Sağlığına kavuşmasında emeği geçen tüm doktorlara teşekkür eden Damla Türker, “Böbrek naklinde de pankreas naklinde de hiç tereddüt etmeden, kendimi doktorlara teslim ettim. Hepsi çok güler yüzlü, çok anlayışlı. Doktorlarından hemşirelerine temizlik görevlilerine kadar hepsi, ayrı ayrı ilgili insanlar. Hepsinden Allah razı olsun” dedi.



Organ bağışı çağrısı


Organ bağışı konusunda da herkesi biraz daha bilinçli olmaya davet eden Türker, “Ben çok mutluyum. Herkesten de Allah razı olsun. Bana pankreas nakli veren kişinin de Allah mekanını cennet eylesin. Ailesine sabır diliyorum. Organ bağışı konusunda duyarlılık istiyorum. Bu gün benim başıma geldi ama yarın herkesin başına gelebilir” şeklinde konuştu.


Damla’nın babası Ali Türker ise "Evladınıza böbreğinizi verirken tereddüt edilmez" diyerek bir babanın en büyük görevinin evladı olduğunu söyledi. Türker, “Damla’yı her diyalize götürdüğümde sanki o iğneler bana batıyormuş gibi hissediyordum dayanamıyordum. Tabi dört ay gibi bir süre geçti ama dört ay geçmesinin sebebi biz çiftçiydik zor zamanlarda oldu. Hiçbir baba istemez kızının diyaliz cihazına girmesini. Şu anda hem sevinç hem de hüzün var. Sevinç kızımı bu şekilde görmek hastası olan herkese nasip olsun. Hüzün tarafı ise, bağış yapan tarafın Allah rahmet eylesin onların acıları da büyük. Hocalarımızdan ve emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Allah devletimize zeval vermesin" diye konuştu.


Damla’yı doğum gününde yalnız bırakmayan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay da pankreas nakli için önceden ruhsat aldıklarını ancak uygun bir kadavra çıkmadığı için şimdiye kadar nakil yapamadıklarını söyledi. İlk pankreas naklinin 26 Nisan’da gerçekleştirildiğini belirten Kızılay, “Artık merkezimizde organ nakillerimizin içerisine pankreas naklini de dahil ettik. Başarı ile bundan sonra pankreas nakli devam edecek. Pankreas nakli şuan 2019 yılında 4,5 ayda Türkiye’de sadece burada yapıldı. Sağlık Bakanlığının organ nakli koordinasyon merkezinin verilerinde sadece 2019 yılında burada yapılmış. Daha öncesinde Türkiye’de farklı 8 merkezlerde ruhsat alınarak nakiller yapılmış durumda. Ama 2019 yılında burada ilk nakil yapılmış oldu. Ülkemizde pankreas nakli başarıyla yapılıyor. Bunun en güzel örneğini de nakli yapılan hastamızda gördük” ifadelerine yer verdi.


Başarılı geçen pankreas naklinin mimarlarından Doç. Dr. Sait Murat Doğan ise Damla’nın 6 yaşından beri diyabet hastası olduğunu anımsatarak, “Hastada böbrek yetmezliği gelişiyor. 2016 yılında burada babasından böbrek alarak böbrek nakli gerçekleştirdik. 2 yıldır da pankreas nakli için listede bekliyor. Biz aslında 2 yıl önce ruhsat almıştık ama uygun organ bulamadığımız için şu ana kadar yapmadık. İnşallah bağışların sayısı artarsa listede bekleyen diğer hastalarımıza da nakil yapacağız. Böbrek nakli olmuş, pankreas nakli için hastaların burada olması gerekmiyor, başka yerde böbrek nakli olmuş hastaların da organ nakli için burada kaydedebiliriz” dedi.


Prof. Dr. Turgut Pişkin ise Damla’ya ikinci bir organ naklinin başarıyla nakledildiğini belirterek, “Hastayı 2 kronik hastalığından kurtarmış olduk. Bu çok değerli bir şey, merkezimizde böbrek ve karaciğer naklini beraber yaptığımız hatalarımız da var ama bu ilk oldu. Bu konuda toplumsal bir bilinç oluşturmak zorundayız” şeklinde konuştu.


Böbrek nakli yapılan ancak pankreas nakli için bekleyen hastaların organ bağışı olmaması nedeniyle beklediğini belirten Pişkin, “Organ bağışı konusunda ülke olarak, bölge olarak kötü durumdayız. Organ bağışının artması için mutlaka herkes elinden geleni yapmalı. Hastamız Damla’nın dediği gibi onların da bu duruma düşebileceklerinin farkında olmalılar, hepimiz farkında olmalıyız. Eğer bu bağışlar artarsa biz buradayız. Ekibimiz bu işi yapabilecek kapasitede ve bu hizmeti bekleyen çok sayıda hastanın kayıtlı olduğu bir merkeziz. Bunu yapabilecek ekipman ve donanıma da sahibiz. Bu konudaki tek eksiğimiz organ bulmak. Bunun da yolu organ bağışından geçiyor. Lütfen bu konuda herkes duyarlı olsun" ifadelerine yer verdi.


Prof. Dr. Hülya Taşkapan da diyabet hastaları ve 10 yıldan fazla insülin kullanan diyabet hastalarında organ hasarlarının oluştuğuna dikkat çekerek, "Pankreas nakli yapılması hastaların hem yaşam süresini uzatmakta hem de yaşam kalitesini artırmaktadır. Bu yüzden biz kendi bölgemizde takipte olan hastalarımızı bekleme listesine alıyoruz. Ama bizim takibimizde olmayıp, nakil hastası olan böbrek nakli olan hastaları da mutlaka bize gelmeleri istiyoruz. Takip sistemine girmelerini istiyoruz. Çünkü gerçekten yaşam kaliteleri artıran ve yaşam süresini uzatan bir işlemdir. Arkadaşlarımızı başarılı bir operasyon yaptıkları için tebrik ediyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.