GENEL - 08 Mart 2018 Perşembe 18:30

Torunu, Mehmet Akif Ersoy’un saklı kalmış öykülerini anlattı

A
A
A
Torunu, Mehmet Akif Ersoy’un saklı kalmış öykülerini anlattı

Milli şair Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, Ersoy’un Çanakkale’de zafer kazanıldığını duyunca hıçkıra hıçkıra ağladığını ve şükür namazı kıldığını söyleyerek, “Dedem İstiklal Marşı için verilen 500 altını şehit yakınları, aileleri ve gazilerimizin meslek sahibi olmaları için açılan bir kuruma bağışlamıştır” dedi.

Milli şair Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, Ersoy’un Çanakkale’de zafer kazanıldığını duyunca hıçkıra hıçkıra ağladığını ve şükür namazı kıldığını söyleyerek, “Dedem İstiklal Marşı için verilen 500 altını şehit yakınları, aileleri ve gazilerimizin meslek sahibi olmaları için açılan bir kuruma bağışlamıştır” dedi.


110 yazar ile 110 bin kitabın öğrencilerle buluşmasını sağlayan ‘4.Yeşilyurt Kitap Yurdu’ projesi kapsamında Malatya’ya gelen Yazar Selma Argon, Abdulkadir Eriş Güzel Sanatlar Lisesi konferans salonunda düzenlenen söyleşide öğrencilerle bir araya geldi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, büyük bir saygı ve minnetle yad ettikleri Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon’u Malatya’da ağırlamaktan onur duyduklarını söyledi.


Dedesi Mehmet Akif Ersoy’un vatanseverliğini, ülke sevdasını, çektiği çileleri şehir şehir dolaşarak anlatan Selma Argon’a ‘4.Yeşilyurt Kitap Yurdu’ projesine destek verdiği için teşekkür eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat, “Mehmet Akif Ersoy’un torunu olmak başka bir anlam, değer ve güzelliktir” ifadelerini kullandı.


Selma Argon’u Yeşilyurt’ta ağırlamaktan büyük onur duyduklarını belirten İlçe Kaymakamı Ali Sakar ise, “Her yazar farklı bir dünyadır, bizi farklı dünyalarda buluşturur. İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un emaneti Selma Argon’dan saklı kalmış bir ömrün zorluklarını dinleyeceğiz. Bugün kitabı değil yazarı okuyacağız” dedi.


Milli mücadelenin en büyük kahramanlarından olan, kaleme aldığı İstiklal Marşı ile milletin vatana, millete ve bayrağa olan sevdasını tüm dünyaya haykıran Mehmet Akif Eroy’un vatanperverliğini ve yaşam öyküsünü anlatan Selma Argon da, “Dedemin en fazla önem verdiği samimiyettir, kaleme aldığı şiirler ve marştan tutunda yazdığı kitaplarda ve dostlarıyla olan ilişkilerinde inandığı yolda asla ve katiyen sarpmadan, eğilmeden, bükülmeden dosdoğru gitmesi samimiyetini ortaya koymaya yetmektedir. Kırgınlıkları olmuş ancak çabuk geçermiş, bildiğini çevresiyle paylaşır, bilmediğini de öğrenirmiş. Vatan ve millet sevdasıyla yanıp tutuşan Mehmet Akif Ersoy’un soyundan gelmek, böyle bir ailenin ferdi olmak benim için her zaman gurur olmuştur, kendimi şanslı hissediyorum” şeklinde konuştu.


Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Zaferini öğrendiği zaman ağladığını dile getiren Argon, “Çanakkale savaşının zaferle sonuçlandığını Enver Paşa Kuşçubaşı Eşref aracılığıyla dedeme iletmiş. ‘Üstad Çanakkale geçilmedi’ diyen Kuşçubaşı Eşref’in sözlerinden sonra donup kalan dedem gözlerinden yaşlar akarak Kuşçubaşı Eşref’e sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamış, hep beraber sevinç gözyaşları dökmüşler. Dedem bu zafer haberinin ardından şükür namazı kıldığını duydum, hatta Kuşçubaşı Eşref namaza kılan dedemin sürekli yerde yattığını görünce meraklanmış ve bakmış ki dedem dua ediyor ‘Allah’ım bu destan yazılmadan benim canımı alma’ diyerek yalvarıyor işte bize rengarenk anlattığı, tablo halinde gözümüzün önüne serdiği Çanakkale şiirini necid çöllerinde yazıyor. O tarihi şiiri her okuduğumuzda gözümüzün önünde canlanan tablolar vardır. Ben bu yaşta hala hayretler içerisinde okuyorum, o nasıl ifadeler öyle, o nasıl Mehmetçiğine hiçbir şeyi layık görmezde Sevgili Peygamberimizin kucağına gönderir, Mehmetçiğimize bundan daha güzel bir hediye düşünülemez” ifadelerine yer verdi.


Dedesi Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşını yazdığı günleri anlatan Argon, “Milletin tutkusu ve heyecanını anlatacak bir marş ihtiyacı doğuyor, yarışma düzenlenmesine karar veriliyor. Birinciye 500 altın hediyeli bir yarışma tertip ediliyor ve 724 şiir geliyor. Ben bazılarını okudum, içinde çok güzel şiirler vardı. Bunlar cepheye dağıtılır okutulur ancak bir heyecan yaratmamıştır. Mustafa Kemal bizzat ‘Üstad Mehmet Akif Ersoy’un neden şiiri yok’ diye sorar, çünkü Mustafa Kemal dedemin vatanseverliğini, heyecanını ve coşkusunu biliyor, çevresindekiler ise ‘Yarışma olduğu için Üstad katılmadı, yarışma ile milletime parayla şiir yazmam, hele hele İstiklal Marşı olacak bir şiiri asla yazmam, ısrar etmeyin dedi, Mehmet Akif ’ yanıtını verirler. Dedemi şiir yazması için ziyaret edenler ‘biz sizin adınıza bu şiiri yazdıracağız diye söz verdik’ diyorlar, dedemde üç defa ‘söz mü verdiniz’ diye sorar, çünkü söz dedem için ancak ölürse tutamayacağı bir şeydir, o zaman ‘yazacağız’ yanıtını veriyor. Ve aklındaki bütün cümleleri kağıda döküyor. Dedemiz son gün İstiklal Marşını Meclise imzasız takdim eder, o gün kalabalıktır, Mustafa Kemal’de o anda Meclis’tedir, bir defa okunur tartışmalar çıkar, beğenenler, beğenmeyenler olur, ikinci defa okunur ardından üçüncü defa okununca şiirin kazanacağı belli olur. Dedemiz o sıralarda dışarıya çıkmış çünkü her okunuşta alkışlarla kesiliyor satırlar. Mustafa Kemal, Abdullah Suphi’ye ‘Benim kürsüme gelin bir kerede burada okuyun ve artık ayakta okuyalım’ der. İstiklal Marşımız kabul edildiği sırada o anda dışarıda olan dedemiz yanına gelen Abdullah Suphi’ye ‘ Ben iyi yazdım mı fikrim yok ancak sen çok güzel okudun’ diyerek arkadaşını tebrik ediyor. Yarışmanın ödülü olan 500 altını dedeme vermeye çalışıyorlar ancak dedem bunu kabul etmiyor ve ‘ben bunu almayacağımı size önceden söyledim’ yanıtını veriyor. Dedemizde o yıllarda şehit yakınları ve gazilerine meslek öğreten bir kuruma 500 altını bağışlıyor ve bu bağışın yapıldığına dair bir dergide yayın yapılmasını istiyor çünkü ‘daha önceden almayacağım dedi şimdi aldı cebine koydu’ sözleriyle muhatap olmamak adına dergide bu yayını yaptırdı. Dedem o gün cebinde sadece iki lira varmış onu da meclise gidip gelmek için yakın arkadaşı Şerif Bolarlı’dan almış” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.
İzmir Karşıyaka, stadyum için taraftar mitingi düzenledi Yıllar önce yıkılan stadyumunu geri isteyen Karşıyaka taraftarı, bir ilke imza atarak taraftar mitingi düzenledi. Mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve artık biz stadyumumuzu geri istiyoruz” dedi. İzmir’in en köklü kulübü olan Karşıyaka, 31 Mart Yerel Seçimlerine az bir süre kala yönetim, sporcular, camia ve binlerce taraftar birleşip, senelerdir yapımını bekledikleri yeni stadyum için Türkiye’nin ilk taraftar mitingini gerçekleştirdi. 2015 yılında yeni stadyum projesi kapsamında yıkılan eski Karşıyaka İlçe Stadı’nın atıl kalan arazisinde düzenlenen mitingde açıklamalarda bulunan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Öncelikle değerli vaktini ayırıp buraya gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Taraftarımızın bu hafta başı yaktığı ateşe biz de yönetim olarak eşlik ettik. Sonucu da şu anda gördüğüm kadarıyla muhteşem oldu. Karşıyaka Spor Kulübü her şeyden önce bir eğitim öğretim kurumudur. Yıllarca birçok gence spor hayatıyla birlikte kötü alışkanlıklara bulaşmadan büyüme imkanı sağlamıştır. Birçok sporcu yetişmesini sağlamıştır. Burası da bizim okul binamızdır. 10 yıl önce burası bilmediğimiz bir sebepten dolayı yıkıldı ve biz artık geri istiyoruz. İzmir’in önde gelenleri bize destek olmalı ve Karşıyaka stadyumunu geri almalı. Sizlere de bunun için büyük bir iş düşüyor. Hep beraber bunu başaracağız” dedi. “Karşıyaka’nın stada ihtiyacı var” Söz hakkı verildiği için mutlu olduğunu ifade eden Karşıyaka Spor Kulübü Kaptanı Haydar Yılmaz, “Bu tarz konuşmalara çok alışık değilim. Karşıyaka’nın bu stada çok ihtiyacı var. Bu haklı bir isyan ve haklı bir direniştir. Karşıyaka stadını istiyor. Hep birlikte bunu başaracağız” dedi. “Yeter diyoruz” Karşıyaka Voleybol oyuncusu Selen Naz Kıran, “Kulübümüzün stadyumu yıkıldı maalesef yıllar geçmesine rağmen yerine bir türlü yeni tesis yapılmıyor. Artık bu duruma sessiz kalmak mümkün değil. Yıllardır umutla gelecek günleri bekliyoruz fakat artık sabrımız tükeniyor. Buradaki o eski heyecanı yıkıntılar ve umutsuzluklar almış durumda. Yıllarca emek verdiğimiz ter döktüğümüz ve ruhumuzu verdiğimiz bu alanı geri istiyoruz. Sadece bir spor tesisi değil aynı zamanda topluluk merkezi olacak stadyumumuz için yetkililerden bir adım bekliyoruz. Karşıyaka Spor Kulübü olarak artık yeter diyoruz” şeklinde konuştu. “Stadyumu hak ediyoruz” Karşıyaka’da doğup büyüdüğünü ve bu kulüpte yetiştiğini dile getiren Mert Celep: “Buradaki herkese verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum. Çok mutluyum. Tüm çocukluğum bu stadyumda geçti. Çoğu zaman idmanlarımızı burada yaptık. Ama maalesef bilmediğimiz sebeplerden dolayı birkaç sene önce bu stadyumu yıktılar. Artık bize yıllardır verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Ben Karşıyaka Spor Kulübü’nün ve taraftarının bu stadyumu sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Öte yandan düzenlenen taraftar mitingine CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, İYİ Parti Adayı Ümit Özlale, İYİ Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Yetkin Hafızoğlu AK Parti Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu katılım gösterdi.