YEREL HABERLER - 03 Mart 2012 Cumartesi 09:29

BAŞKANDAN SANAL SİTEM

A
A
A
BAŞKANDAN SANAL SİTEM

Manisa’nın Demirci İlçesi Belediye Başkanı İhsan Temel, Ticaret ve Sanayi Odasının organize ettiği oda başkanlarına yönelik toplantıya çağrılmayınca belediyenin resmi internet sitesinden sitem etti.
Kendisinin toplantıya çağrılmamasına içerleyen Başkan Temel’in, Demirci Belediyesi’nin internet sitesinde sitem etmesi üzerine ilçede bir açıklama yarışı başladı. İlk açıklama ev sahibi Demirci Ticaret ve Sanayi Odası’ndan geldi. Oda Başkanı Selami Selçuk, “Öğretmen evinde ilçe Kaymakamımız Sayın Yalçın Sezgin, İlçe Jandarma Karakol Komutanımız Bayram Tahanoğlu, İlçe Emniyet Müdürümüz Gökhan Balaban’ın katılımıyla yemekli bir toplantı düzenledik. Toplantıda özel bir gündem belirtilmemiş, esnafımızın ticaret ve sanayi erbabımızın ilçe yöneticileri ve kolluk kuvvetleriyle birbirlerini daha iyi tanımaları sağlanmıştır. Bu amaç üzerine bir araya gelen yetkililer, farklı konular üzerinde görüş alışverişinde bulunduktan sonra söz sıcak gündem maddesi olan Hükümet Konağı inşaatına gelmiş, oda başkanları yer seçimi ile ilgili görüşlerini belirtmişlerdir. Şurasını özellikle belirtelim ki, Hükümet Konağı’nın yer seçimi üzerinde ki konuşmalara orada konuşulan mevzulardan sadece birisidir. Esasen Hükümet Konağının yer seçimi Sayın Valimiz Halil İbrahim Daşöz, Milletvekilimiz Muzaffer Yurttaş, İlçe Kaymakamımız Yalçın Sezgin, Belediye Başkanımız İhsan Temel ile AK Parti İlçe Başkanı Selami Selçuk ile birçok ilgilinin bulunduğu bir ortamda kararlaştırılmıştır” dedi.
Sezgin, yaptığı açıklamanın sonunda Belediye Başkanı Temel’i, internet sitesini propaganda aracı olarak kullanmakla suçladı.
Demirci Kaymakamı Yalçın Sezgin ise, basit konuların tartışılmasının doğru olmadığını, konunun basına yansımasını da üzüntü verici bulduğunu söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Topkapı Sarayı’nın dünyaca ünlü saat koleksiyonunun kapıları vatandaşların ziyaretine açıldı Topkapı Sarayı’nın seçkin saat koleksiyonundaki 300’ü aşkın eser, "Topkapı Sarayı’nda Zaman ve Sanat" temasıyla bir araya getirildi. Osmanlı ustalarının eserleri ile Avrupa’nın eşsiz örnekleri ilk kez kapsamlı bir seçkiyle Saat Müzesi’nde ziyaretçilere açıldı. Millî Saraylar Başkanlığı’na bağlı Topkapı Sarayı’nın dünyanın sayılı koleksiyonları arasında gösterilen saatleri, Has Ahırlar bölümünde oluşturulan Saat Müzesi’nde yeniden hayat buldu. Saray’ın 2. avlusunda yer alan Müze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin teşrifleriyle açıldı. Özgün yapısı korunan ve modern sergileme tekniklerine göre düzenlenen müzede saat koleksiyonunun yüzde 80’i ilk kez özel bir seçki halinde ziyaret edilebilecek. Saat Müzesinde, Osmanlı dönemi saat ustalarından Ahmed Eflaki Dede ve Süleyman Leziz’in imzasını taşıyan eserlerin yanı sıra Sultan 2. Abdülhamid’e armağan edilen Rus yapımı ‘grifon’ figürlü masa saati, duvar saatleri, dönemin teknolojik yeniliklerini temsil eden oturtma saatler ve dünyada benzeri bulunmayan cep saatleri gibi nadide örnekler yer alıyor. Zengin koleksiyon, tematik yerleşim Topkapı Sarayı Saat Müzesi’nde bir araya getirilen eserler, Türk Saatleri, Boy Saatleri, Duvar Saatleri, Cep Saatleri, Masa Saatleri, Oturtma Saatler, Dekoratif Formlu Saatler, Ölçüm Aletleri ile Atölye ve Tamir Aletleri gibi tematik başlıklar altında sınıflandırılıyor. Türk saatçiliğine adanmış özel bölümde Osmanlı ustalarının tüm eserleri ilk kez ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Vitrinlerde teknoloji ve tasarım bir arada Saat Müzesi’nde yer alan eserler, mekanik yapıları ve estetik detaylarına göre özel olarak tasarlanmış vitrinlerde sergileniyor. Yaklaşık 3 buçuk metre yüksekliğindeki boy saatleri için özel teşhir alanları üretildi. Ağır oturtma saat ve altlıkları için özel kaideler tasarlandı. Cep saatleri bölümü ise spiral düzende asılmış eserleri ve vitrin önündeki dijital bilgilendirme ekranlarıyla yenilikçi bir anlayışla tasarlandı. Her bir saat, yüksek çözünürlüklü görsellerle eşleşen dijital etiketler üzerinden ziyaretçiye tanıtılıyor. Zamanın izleri bugüne taşınıyor Milli Saraylar Başkanlığı tarafından yürütülen kapsamlı çalışma, Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu’nu adeta yeniden canlandırdı. İlk kez bu kadar kapsamlı bir yaklaşımla sergilenen eserler, teknik özellikleri, tarihi bağlamları ve sanatsal detaylarıyla bütünlüklü bir anlatım içeriyor. Bu büyük müze projesi sayesinde, zamanın izleri bugünün ziyaretçileriyle buluşuyor. Müze, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç her gün 09.00 - 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Aydın Başkan Arıkan: "O’nun fikirleri, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor" Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aklın ve özgürlüğün sembolü olduğuna dikkat çeken Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan; "O’nun fikirleri, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor" dedi. Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87. yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı. Başkan Arıkan mesajında; "Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının yıldönümünde saygı, sevgi, minnet ve özlemle anıyoruz" dedi. Başkan Arıkan mesajında, "Atatürk, yalnızca bir ulusun kaderini değiştiren eşsiz bir lider değil, aynı zamanda çağdaş düşüncenin, bilimin, aklın ve özgürlüğün simgesidir. Onun fikirleri, ilke ve devrimleri bugün de bizlere yol göstermeye, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türk Ulusu’na değil tüm dünyaya ilham kaynağı olmuş bir devlet adamı, eşsiz bir komutan olmuştur. Bizler, Atatürk’ün gösterdiği hedef olan ‘muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma’ idealini rehber edinerek, Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkmayı en büyük görev biliyoruz. Bu bilinçle, Sökemizde de Atatürk’ün mirasına yakışır bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum" ifadelerini kullandı.
Niğde Niğde’den dünyaya ’akrep zehri’ ihracatı Niğde’nin Edikli beldesinde yaşayan genç girişimci İhsan Nacar, ailesiyle birlikte kurduğu tesiste yetiştirdiği akreplerin zehrini yurt dışına ihraç ediyor. Bin akreple faaliyete geçen tesiste, Türkiye’de nadir olarak yapılan akrep zehri üretimi gerçekleştiriliyor. Ailenin ürettiği akrep zehirleri, soğuk zincirle Çin, Japonya, Kore, ABD ve Rusya’ya ihraç ediliyor. Girişimci İhsan Nacar, işin hikayesini şöyle anlattı: "Bizim bölgemizde yılan ve akrep gibi hayvanlar çok görüldüğü için bu canlılara merakım oluştu ve araştırmaya başladım. Türkiye’de ve dünyada akrep zehrinin kullanım alanlarını, üretim yöntemlerini, beslenmesini inceledim. Projemizi Tarım ve Orman Bakanlığı’na sunduk, onay aldıktan sonra da tesisimizi kurduk. Şu anda Şanlıurfa bölgesine ait yerli akrep türlerini yetiştiriyor ve zehrini sağarak elde ediyoruz." Akrepler resmi yollarla temin ediliyor Satışı ve doğadan toplanması yasak olan akreplerin, izinli firmalardan resmi yollarla temin edildiğini belirten Nacar, "Türkiye’de akrep toplamak ve satmak yasak. Biz bu işi tamamen yasal yollarla, aktif ve izinli şirketlerden danışmanlık alarak hibe yolu ile temin etti. Şu anda tesisimizde yaklaşık 1000 akrep bulunuyor" dedi. Akreplere sessiz ve karanlık ortamlarda özenli bakım yapılıyor Akreplerin sağlıklı şekilde büyüyebilmesi için özel ortamlar oluşturduklarını belirten Nacar, bakım şartlarını şöyle anlattı: "Akreplerimizi sessiz, karanlık ve sıcaklığı sabit tutulan ortamlarda barındırıyoruz. Her biri ayrı kaplarda yaşıyor. Sıcaklık düşük olursa üşüyorlar, fazla rutubet olursa strese girip ölebiliyorlar" diye konuştu. Akrep zehri, araştırma ve ilaç ile kozmetik sektöründe kullanılıyor Zehri kozmetik, ilaç ve biyoteknoloji firmalarına gönderdiklerini ifade eden Nacar, "Piyasada resmi firmalardan başka satış yapılması yasak. Biz zehri AR-GE çalışmaları için ilaç, kozmetik ve biyokimya laboratuvarlarına satıyoruz. 300-400 akrepten ortalama 1 gram zehir elde ediyoruz. Şu anda Çin, Japonya, Kore, ABD ve Rusya gibi ülkelere gönderim yapıyoruz. Akrep sayımızı 15-20 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Gelecekteki hedefimiz ise sadece zehir satmakla kalmayıp, akrep zehrinden ağrı kesici krem veya serum gibi ürünler üretmek" diye konuştu. "Zamanla korkumu yendim, akreplerle bağ kurdum" Nacar’ın kız kardeşi Rabia Özgen de tesiste aktif olarak görev alıyor. Başlarda korktuğunu ama zamanla alıştığını söyleyen Özgen, "Abimin merakıyla başladık bu işe. İlk başta tedirgindim ama sonra alıştım. Onlara yemlerini, sularını verdikçe insan bağ kuruyor. Ayda dört gün bakım ve sağım yapıyoruz, zehirleri -44 derecede muhafaza ediyoruz. Şimdi artık korkmuyorum, severek yapıyorum" dedi. Türkiye’de bu alanda sayılı üreticiler arasında yer alan Nacar ailesi, Niğde ve çevresinde bulunan akrep türleri üzerinde de AR-GE çalışması sürdürerek tespit edilecek yeni türleri dünya pazarına sunmayı hedefliyor.
Van Van’ın kültürel mirası reşik, artık spor modelleriyle raflarda Tarihi asırlar öncesine dayanan ve unutulmaya yüz tutan Van’ın yöresel keçi kılından üretilen ayakkabısı "reşik", artık modern tasarımlarla yeniden hayat buluyor. Van’da ayakkabı imalatı yapan 56 yaşındaki Mecit Emen, tamamen doğal malzemelerden üretilen reşik ayakkabısını günümüz modasına uyarladı. Geleneksel formunu koruyarak tasarlanan reşikler artık spor tabanlı modellerle, günlük hayatta da rahatlıkla kullanılabiliyor. Kadın ve erkekler için hazırlanan spor tabanlı reşik ayakkabılar, hem doğal yapısı hem de şık tasarımıyla büyük ilgi görüyor. Keçi kılından yapılan reşik, terleme, koku, kaşıntı ve mantar oluşumuna neden olmamasıyla biliniyor. Ayrıca keçi kılının vücuttaki elektriği dengelediğine dair bilimsel kanıtlar da bulunuyor. Bu yönüyle tamamen organik olan reşik ayakkabılar, özellikle doğal ürünlere ilgi duyanlar tarafından tercih ediliyor. "Doğal ürünleri tercih eden kişiler tarafından ilgi görüyor" İHA muhabirine konuşan yöresel ayakkabı ustası Mecit Emen, reşik ayakkabısının Van yöresine ait önemli kültürel miraslarımızdan biri olduğunu belirtti. Bu ayakkabıların keçi kılından imal edildiğini hatırlatan Emen, "Keçi kılının doğal yapısı sayesinde, koku, ter, kaşıntı ve mantar oluşumuna neden olmaz. Ayrıca su tutmaz, dayanıklı ve sağlıklıdır. Keçi kılının, vücuttaki elektriği dengelediğine dair bilimsel çalışmalar da bulunmaktadır. Bu özelliğiyle tamamen organik olan reşik ayakkabısı, doğal ürünleri tercih eden kişiler tarafından yoğun ilgi görmektedir" dedi. "Reşik ayakkabısı imalatını 1987 yılından bu yana aynı özenle sürdürüyorum" Bu ayakkabıları tamamen geleneksel yöntemlerle, el emeğiyle ürettiklerini dile getiren Emen, "Üzerlerine bölgemize özgü nakışlar ve motifler işleyerek insanların beğenisine sunuyoruz. İşlediğimiz her nakışın kendine has bir anlamı ve özelliği vardır. Ayrıca renk ve desenler kişiye özel olarak tasarlandığı için reşik ayakkabıları oldukça fazla talep görmektedir. 1987 yılında Sündüs Abla’dan devraldığım reşik ayakkabısı imalatını bugün de aynı özenle sürdürüyorum" diye konuştu. "Spor tabanlı reşik ayakkabıları büyük ilgi görüyor" Geleneksel modelden yola çıkarak reşik ayakkabısını günümüz modasına uygun hale getirdiklerinin altını çizen Emen, "Artık spor modeller, babetler, patikler ve hatta bot tasarımlarıyla da üretim yapıyoruz. Ayrıca bu ürünümüz için coğrafi işaret başvurusunda bulunduk. Coğrafi işaret tescilimizin tamamlanmasının ardından Türkiye genelinde daha geniş çaplı bir üretim yapmayı planlıyoruz. Valiliğimiz tarafından bize tahsis edilen Bedesten Çarşısı’nda ürünlerimizi sergileme fırsatı bulduk. Van’ı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere bu kültürel mirasımızı tanıtıyoruz. Bu sayede üretimimiz hız kazandı ve önemli bir noktaya ulaştı. Müşteri taleplerine göre özel üretimler yapıyor, ayakkabılarımıza spor tabanlar da ekliyoruz. Kadın ve erkekler için tasarladığımız bu spor tabanlı reşik ayakkabıları büyük ilgi görüyor. Günlük kıyafetlerle de uyumlu hale getirdiğimiz bu modeller sayesinde, reşik ayakkabısı yeniden hayat buldu ve hak ettiği değeri görmeye başladı" şeklinde konuştu.
Ankara Ankara Valiliği, kimsesizlerin geçici barınma yerlerine yerleştirilmeye başlandığını açıkladı Ankara Valiliği, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı doğrultusunda yıllardır yürütülmekte olan ‘Kimsesizlerin Kimsesi Olmak Projesi’ kapsamında kimsesizlerin geçici barınma yerlerine yerleştirilmeye başlandığını duyurdu. Valilik tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Valiliğimizin koordinasyonu ve desteğiyle, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı doğrultusunda yıllardır yürütülmekte olan ‘Kimsesizlerin Kimsesi Olmak’ Projesi kapsamında, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız tarafından gerekli hazırlık çalışmaları tamamlanmış ve 01 Kasım 2025 tarihi itibarıyla sokakta kalan kimsesiz vatandaşlarımızın geçici barınma merkezlerine yerleştirilmesine başlanmıştır. Proje çerçevesinde, sokakta her türlü riskle karşı karşıya kalan kimsesiz ve mekansız vatandaşlarımızın sağlık, barınma, güvenlik, giyinme, iaşe, ibadet, hijyen ve temel ihtiyaçları karşılanarak; kendilerine hayatlarını kolaylaştıracak her alanda destek sunulmaktadır. Kimsesiz vatandaşlarımızın yalnızca soğuk kış günlerinde korunmaları değil, aynı zamanda bir daha benzer şartlarla karşılaşmamaları hedeflenmektedir. Bu doğrultuda, sosyal ve ekonomik desteklerle kalıcı çözümler üretilirken; 60 yaş üzerindeki vatandaşlarımız huzurevlerine, engelli ve bakıma muhtaç olanlar ise rehabilitasyon merkezlerine yerleştirilmektedir. Proje, bu yıl da kimsenin soğukta ve sahipsiz kalmaması için kararlılıkla sürdürülmektedir" ifadelerine yer verdi.