ASAYİŞ - 16 Eylül 2019 Pazartesi 10:13

(Özel) ’Bipolar bozukluk’ hastası gencin ölümünde ihmal iddiası

A
A
A
(Özel) ’Bipolar bozukluk’ hastası gencin ölümünde ihmal iddiası

Manisa’da 3 yıl önce bipolar bozukluk şikayetiyle götürüldüğü Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde yatışı gerçekleştikten 2 gün sonra hayatını kaybeden 19 yaşındaki gencin ölümüne ilişkin açılan dava sürerken, İstanbul Adli Tıp Kurumu hazırladığı raporda, görevli hemşireleri kusurlu buldu.

Manisa’da 3 yıl önce bipolar bozukluk şikayetiyle götürüldüğü Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde yatışı gerçekleştikten 2 gün sonra hayatını kaybeden 19 yaşındaki gencin ölümüne ilişkin açılan dava sürerken, İstanbul Adli Tıp Kurumu hazırladığı raporda, görevli hemşireleri kusurlu buldu. 300 bin lira tazminat almaya hak kazanan aile, tutuksuz yargılanan üç hemşirenin yanı sıra görevli doktorun da tutuklanmasını istiyor.


Manisa’da bipolar bozukluk tanısı konulan 19 yaşındaki Bülent Koçak, 24 Eylül 2016 tarihinde yatırıldığı Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde 2 gün sonra hayatını kaybetti. Çocuğunun ölümünden şüphelenen aile Bülent Koçak’ın otopsisinin yapılmasını istedi. İzmir’de yapılan otopside kesin ölüm sebebi belirlenemezken dosyalar İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci Adlı Tıp İhtisas Kuruluna gönderildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci Adlı Tıp İhtisas Kurulundaki 11 hekim oy birliğiyle, ‘işinin takibinden sorumlu olan hemşirenin kusurlu eylemiyle kişinin 26.09.2016 tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu oy birliğiyle mütalaa olunur’ kararını verdi. Kararın ardından Manisa Adliyesi 6. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davada, gencin ölümünde ihmali olduğu iddia edilen hemşireler A.Ç., N.Y., ve F.K., ‘Taksirle ölüme neden olma’ suçuyla yargılandı. 3 görevli hemşirenin tutuksuz yargılaması devam ederken, aile hemşirelerin yanı sıra doktor H.S.K.’nın da tutuklanmasını talep etti.


Manisa Adliyesi 6. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan Bülent Koçak’ın ağabeyi Deniz Koçak, er ya da geç adaletin tecelli etmesini beklediklerini söyledi. Koçak, şöyle devam etti:


"24 Eylül 2016 tarihinde kardeşim Bülent Koçak’ı, rahatsızlığından dolayı Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne yatırdım. 2 gün sonra 26 Eylül 2016 tarihinde kardeşimin aşırı dozun kalp krizini tetikleyerek vefat ettiği haberini aldım. Cenazemizi aldık. Şüpheli ölüm olduğu için otopsi istedik. Dosyalar İzmir’e gitti. İzmir’de otopsi yapıldı. Kişinin ölüm sebebi belli olmadığı için dosyalar İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci Adlı Tıp İhtisas Kurulu’na gönderildi. Davanın açıklaması için 1 buçuk yıl kadar bekledik. Şu an Manisa Adliyesi 6. Asliye Ceza Mahkemesinde dava görülüyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci Adlı Tıp İhtisas Kurulunda biri başkan olmak üzere 11 hekim oy birliğiyle karar verdi. Kurulun, ‘Kişinin takibinden sorumlu olan hemşirenin kusurlu eylemiyle kişinin 26.09.2016 tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu oy birliğiyle mütalaa olunur’ yazısına istinaden tutuklu yargılanmalarını talep ettik. Tutuklu yargılanma talebimiz reddedildi. Şu an o şahıslar dışarıda görevlerine devam ediyorlar. Şu an vicdanen bitik durumdayız."



Hastane 300 bin liralık tazminata mahkum edildi


Koçak, Manisa 2’nci İdare Mahkemesinde açılan tazminat davasının sonuçlandığını ve hastanenin 300 bin liralık tazminata mahkum edildiğini kaydetti. Maddi olarak aldıkları tazminatın manevi açıdan acılarını tatmin etmediklerini sözlerine ekleyen Koçak, "Davayı açtıktan sonra biri maddi diğeri manevi iki çeşit davamız açıldı. Maddi davamız sonuçlandı. Hastane 300 bin liralık tazminata mahkum edildi. Manevi olarak taksirle ölüme neden olma suçundan yargılanıyorlar. Henüz bir sonuç çıkmadı. Mahkemenin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Manisa 2’nci İdare Mahkemesinde 300 bin liralık tazminatı kazandığımıza göre şu an davamızda haklıyız. Bu kişilerin kusurlu olduğunun da kanıtıdır. Maddi olarak aldığımız tazminat manevi acımızı tatmin etmedi. Adli tıp raporuna göre kişinin ölümünün pozisyonel asfiksi sonucu meydana gelmiş olduğu, takip eden hemşirenin takip etmediği için ölümünden sonra fark ettiği için kusurlu olduğu yazıyor. Üç hemşire yargılanıyor ama doktorunda yargılanmasını talep ettik. Doktorunda hatasının olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.