ÇEVRE - 23 Mayıs 2019 Perşembe 10:58

(Özel) Manisa’nın akciğerleri onlara emanet

A
A
A
(Özel) Manisa’nın akciğerleri onlara emanet

Yaz aylarının başlamasıyla birlikte Manisa Orman İşletme Şefliği bünyesinde bulunan il genelindeki 9 yangın gözetleme kulesinde mesai başladı.

Yaz aylarının başlamasıyla birlikte Manisa Orman İşletme Şefliği bünyesinde bulunan il genelindeki 9 yangın gözetleme kulesinde mesai başladı. Ramazan dolayısıyla yangın sezonunun ilk iftarını birlikte yapan ekipler iftara dakikalar kala gelen yangın ihbarıyla hareketli dakikalar yaşarken, ihbarın asılsız çıkmasıyla rahat bir nefes aldı.


Mayıs ayının son haftalarıyla birlikte havaların ısınmasıyla yangın sezonu da açıldı. Manisa il genelinde bulunan 200 bin hektarlık ormanlık alan 9 kuleden 7/24 gözetleniyor. Oluşabilecek yangınlara karşı her an tetikte bekleyen gözetleme personelleri görevlerini fedakarlıkla sürdürüyor. Bazı dönemlerde günlerce ailelerinden uzakta kalan gözetleme personelleri yangın esnasında birimlerin yönlendirilmesinde de önemli bir rol oynuyor. Şüpheli bir dumanı hemen yangın söndürme birimlerine bildiren ekipler, yangın bölgesine yabancı olan söndürme ekiplerini de büyük bir titizlikle yönlendirerek yangının daha da büyümesinin önüne geçiyor.



Yangın sezonunda ilk iftar


Yangınların yoğun olarak yaşandığı mevsimde görevlerine başlayan personeller yangın gözetleme kulesinde ilk iftarını da yaptı. Manisa Orman İşletme Müdürlüğü Osmancalı Orman İşletme Şefliğine bağlı Çakmak Gözetleme Kulesinde 3 gözetleme personeli ve 6 yangın söndürme personeli yangın nöbetlerinin ilk iftarını birlikte yaptı.



İftara dakikalar kala yangın ihbarı


İftar öncesi nöbetlerini bırakmayan personeller gelen ihbarları da değerlendirdi. İftara dakikalar kala yangın ihbarı alan kule personeli, Çakmak Yangın Ekibini de hemen yangın bölgesine sevk ederek ihbarı değerlendirdi. İhbarın asılsız çıkmasıyla birlikte rahat bir nefes alan kule personeli ve yangın söndürme ekipleri görev yerlerine geri gelerek normale döndü.


Öte yandan, ekiplerin yangın sezonundaki ilk iftarına Manisa Vali Yardımcısı Hayri Sandıkçı, Manisa Orman İşletme Müdürü İlker Özdemir, Osmancalı Orman İşletme Şefi Ramazan Berk ile müdürlüğe bağlı personel de eşlik etti. Orman İşletme Müdürü Özdemir’den yangın gözetleme kuleleri hakkında bilgi alan Vali Yardımcısı Sandıkçı personeli tebrik etti.


Osmancalı Orman İşletme Şefliğine bağlı kulede gözetleme personeli olarak görev yapan Mustafa Sarı, görevlerini fedakarlıkla yaptıklarını belirterek, "Biz burada 7/24 esasına göre görev yapıyoruz. 35 bin hektarlık alanı bu kuleden gözetliyoruz. Ormanlarımız bizim ciğerlerimiz. Elimizden geleni yapıyoruz. Ailemizden 8 gün ayrı kalıyoruz. Tek zorluğu bu. Burada çalışmanın başka bir sıkıntısı yok. Sabah 8’den akşam 8’e kadar ben kalıyorum. Akşam 8’den sabah 8’e kadar da başka bir arkadaşım bakıyor. Değişimli olarak ormanlarımızı 7/24 gözetim altında tutuyoruz" dedi.



"Oluşabilecek tehlikeye karşı ekiplerimizi harekete geçiriyoruz"


Osmancalı Orman İşletme Şefliğine bağlı gözetleme kulesinde 35 bin hektar ormanlık alanı kontrol ettiklerini söyleyen Osmancalı Orman İşletme Şefi Ramazan Berk, "Kulemizden 35 bin hektarlık ormanlık alanını gözetliyoruz. Kulemizde bulunan 3 personelimiz 7/24 esasına göre gözetlemelerine devam etmektedir. Etrafımızda Spil Dağı, Çorçöl, Kılıçdağ ve Aysekiz kuleleriyle beraber bu havzayı gözetleyerek yangın esnasında oluşabilecek tehlikeye karşı ekiplerimizi harekete geçiriyoruz. Kulede 3 personelimizin dışında yangın ekibimiz ve arazöz ekibimiz de var. 6 kişilik arazöz ekibimiz yangın esnasında yangına doğrudan müdahale eden personelimiz" diye konuştu.



"Kulecilerimiz büyüyen yangınlarda ekipler için önemli bir rolü var"


Kuledeki yangın gözetleme personelinin aynı zamanda yangın söndürme ekiplerinin yönlendirilmesinde büyük bir rolü olduğunu söyleyen Manisa Orman İşletme Müdürü İlker Özdemir, "Manisa Orman İşletme Müdürlüğü olarak burada 9 adet gözetleme kulemiz var. 200 bin hektar da ormanlık alanımız var. Ortalama 25 bin hektar alanı kuledeki arkadaşlarımız gözetleme yapmakta. Herhangi şüpheli bir duman gördüğünde yangın ekiplerine haber vererek ekipleri çıkarmakta. Aynı zamanda yangında koordinasyonu yapmakta. Kulecilerimizin büyüyen yangınlarda çok önemli bir rolü var. Yangın büyüdüğü zaman gelen ekiplerin sevk ve idaresi, onların yönlendirilmesi gibi çok büyük katkıları var. Çünkü gelen yabancı ekipler yöreyi bilmiyorlar. Kendileri buradan çok rahat yönlendiriyorlar. 5 ay burada gözetleme görevlerini yapıyorlar" ifadelerini kullandı.


Osmancalı Orman İşletme Şefliğine bağlı Çakmak Gözetleme Kulesinin diğer kulelerden farklı olarak bünyesinde yangın söndürme ekibinin de bulunduğunu belirten Özdemir, "Bizim bu kulemizin ayrı bir özelliği var. Aynı zamanda Osmancalı Şefliğimizde gözetlediğimiz orman tamamen dikimle oluşturulmuş bir orman. Özellikli bir orman. Farklı bir çalışma yöntemleriyle tesis edilmiş bir ormanımız mevcut. 10 dönümlük bir alandan yılda 1 traktör odun alıyorsam bizim burada ormana yaptığımız bakımlarla 2 traktör odun alıyoruz. Ya da sanayiye odun hammaddesi sağlıyoruz. Bakım yapmadığınız zaman o odunu da alamıyorsunuz. Bu nedenle ormanlarımızın bakımlarına çok önem veriyoruz" dedi.



"Yangıncılar çok fedakar çok çalışkan insanlardır"


Yangın söndürme ve gözetleme ekiplerinin çok fedakar olduğunu söyleyen Vali Yardımcısı Hayri Sandıkçı, "Burada güzel bakımlı ormanları görünce biraz daha mutlu olduk. Ben müdürümüzü, şef arkadaşlarımızı ve ilgili arkadaşlarımızı kutluyorum. Gerçekten bir bahçe titizliğiyle ormanlarımıza bakmışlar. Babam orman memuruydu. Ben de ormanda yetiştim ve üniversiteyi bitirene kadar da ormanda çalıştığım için ormanın benim hayatımda ayrı bir yeri var. Yangıncılar çok fedakar çok çalışkan insanlardır. Bu gönül işidir. Ormanı sevmeyen bu fedakarlıklara katlanamaz. Dolayısıyla onlar yangın mevsimi boyunca 3-4 ay tek başına kendi aralarında evden uzakta böyle bir hayatı yaşıyorlar. Herhangi bir yangında müdahale edip ormanımızı kurtarmaya çalışıyorlar" diye konuştu.


Vali Yardımcısı Sandıkçı ayrıca orman yangınlarına karşı tüm vatandaşların duyarlı olması gerektiğini belirterek, "Tabi ki ormanı korumak sadece yangıncıların görevi değil. Ormanları korumak hepimizin milli bir görevi, aynı zamanda da insani bir görevi" dedi.


Vali Yardımcısı Sandıkçı ile Orman İşletme Müdürü Özdemir kuledeki incelemelerin ardından kule personeli ve yangın söndürme ekipleriyle birlikte yangın sezonunun ilk iftarını birlikte yaptı. İftarın ardından dualar eden protokol ve yangın ekipleri yangınsız bir sezon diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir 17 ülkeden ithalatçılarla yeni işbirliklerine imza Türk Doğal Taş sektörü, 17 ülkeden ithalatçılarla yeni işbirliklerine imza atarak, 500’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Ege Maden İhracatçıları Birliği, Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda 17-18 Nisan 2024 tarihlerinde Marble İzmir Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı ile eş zamanlı olarak organize ettiği Doğal Taş Alım Heyeti’nde 500’e yakın ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, "Maden sektörü olarak 2023 yılında 5,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. İhracatımızın üçte birine denk gelen 1,9 milyar dolarlık bölümü doğal taş ihracatı olarak gerçekleşti. Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak ise üyelerimizle 1,06 milyar dolar maden ihracatı yaptık. Birliğimiz ihracatının yarıdan fazlasını doğal taş oluşturdu. EMİB olarak amacımız 2024 yılında ihracatımızı 1 milyar 250 milyon dolara taşımak" dedi. Başkan Alimoğlu, "Marble Alım Heyeti Organizasyonumuza katılan 17 ülkeye Azerbaycan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Fas, Fransa, Güney Kore, İspanya, İtalya, Katar, Kuveyt, Mısır, Nijerya, Özbekistan, Umman, Ürdün, Suudi Arabistan’a 2023 yılında yaklaşık 400 milyon dolar doğal taş ihracatı gerçekleştirdik. İki gün boyunca 17 ülkeden gelen 40 yabancı firma 44 ihracatçı firmamız ile 500’e yakın ikili iş görüşmesi yaptı. Bu 17 ülkeye ihracatımızı 500 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Başarılı bir fuar geçiriyoruz. Yıl sonunda doğal taş ihracat rakamlarımıza da yansıyacaktır" diye konuştu.
Afyon Afyonkarahisar’da sığınmacıların kaçak iş yerleri kapatıldı Afyonkarahisar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri kent genelinde yaptıkları denetimde iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde faaliyet gösteren sığınmacılara ait işyerlerini kapattı. Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın bizzat katıldığı denetimlerde kaçak olarak işletildiği tespit edilen dükkânlar mühürlendi. Zabıta Müdürlüğü ekiplerince 5 farklı noktada tespit edilen iş yerlerinin faaliyetleri durduruldu. Erenler Mahallesi’nde spor salonu, Cumhuriyet Mahallesi’nde tatlıcı, Dumlupınar, Sahipata ve Marulcu Mahallelerinde bakkal olarak iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde faaliyet gösteren sığınmacıların işyerleri Başkan Köksal’ın talimatlarıyla kapatıldı. “Afyon’dan ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım” Başkan Köksal, denetimlerinden ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise şunları söyledi: “Bugün Zabıta ekiplerimizle birlikte şehrimizde iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde faaliyet gösteren sığınmacılara ait iş yerlerinin faaliyetlerine son verdik. Erenler Mahallesi’nde Spor Salonu, Cumhuriyet Mahallesi’nde tatlıcı, Dumlupınar, Sahipata ve Marulcu Mahallelerinde bakkal dükkanı olan iş yerlerini mühürledik. Söz verdiğim gibi Afyonkarahisar’da Suriyeli mülteciler olmak üzere tüm mültecilerin iş yeri açmalarına engel olacağım, şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım. Amasız, fakatsız, lakinsiz göndereceğiz Afyonkarahisar’dan.”
Balıkesir ’Berzeg Sendromu’ mahalleyi boşalttı Balıkesir’de 309 gün önce evinden ayrılarak ormana yürüyüşe giden ve bir daha kendisinden haber alınamayan Ekonomist Korhan Bergez olayı tedirginliğe yol açtı. Hayatından endişe edilen Berzeg’in başına ne geldiği muammasını korurken, olayın meydana geldiği Gönen’in Armutlu kırsal mahallesi adeta hayalet şehre döndü. Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı Armutlu kırsal mahallesinde yürüyüş yapmak için köpeği Tina ile birlikte evinden ayrılan Ekonomist Korhan Berzeg’den bir daha haber alınamadı. Korhan Berzeg’in kaybolmasının üzerinden tam 309 geçti ancak hala hiçbir haber yok. Onlarca kuyu tarandı, Gönen Çayı’nda aramalar yapıldı, 250 kilometrelik çevrede sayısız kez aramalar gerçekleştirildi ancak bir sonuç alınamadı. Korhan Berzeg, 17 Haziran 2023’te Gönen ilçesinin Armutlu Mahallesi’ndeki yazlık evinden köpeği Tina ile beraber yürüyüş yapmak için ayrılmıştı. Korhan Berzeg ve köpeği Tina çıktıkları yürüyüşten geri dönmeyince, eşi Angela Berzeg kayıp ihbarında bulunmuş ve Bölgede, AFAD, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) ile gönüllü arama ve kurtarma ekiplerinin yanı sıra iz takip ve kadavra köpekleriyle arama çalışmalarına başlanmıştı. Korhan Berzeg, Dron ve İHA’larla 250 kilometrekarelik alanda, 5 kez havadan ve karadan aranmış ancak bulunamadı. Korhan Berzeg’in bulmak için başlatılan arama çalışmaları 179 gün önce sonlandırılmıştı. Korhan Berzeg’in kaybolmasının üzerinden ise tam 309 gün geçmesine rağmen kaybolma gizemi hala çözülebilmiş değil. Armutlu Kırsal Mahallesi’nde yaşayanlar da bu durum nedeniyle tedirgin. Güvenlik endişesi yaşayan bazı mahalle sakinleri evlerinden çıkmaya dahi çekinirken deyim yerindeyse mahalle terkedilmiş gibi görünüyor. Bu belirsizlik ve endişe atmosferi, insanların günlük hayatını önemli ölçüde etkilemiş durumda. Mahalle Muhtarı Hamit Erman konu ile ilgili, “Aramalar bitti, gelen giden yok. Biz de öyle bekliyoruz. Köylerde nüfus kalmadı, köyler boşaldı” dedi.
Aydın Didim’de kreş öğrencileri 23 Nisan’ı erken kutladı Didim Belediyesi Deniz Yıldızları Kreş ve Gündüz Bakımevi öğrencileri, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı büyük bir coşku ile kutladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda konuşma yapan Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay; "Çocuklarımızın hazırladıkları güzel sunumları birlikte izleyeceğiz. Dünyada hiçbir lider yoktur ki, çocuklara bir bayram hediye etsin. Geleceği de çocuklara, gençlere emanet etsin. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, Atatürk’ün evlatları olarak bu emanete sahip çıkmak zorundayız. Çocuklarımızı doğdukları andan itibaren bu bilinç ve kültürle yetiştirmek zorundayız. Bizler değerlerimize sahip çıkmalıyız. Lütfen Cumhuriyetimize sahip çıkalım. Çocuklarımıza sahip çıkalım, çocuklarımıza armağan edilen bu bayramı, çocuklarımız doyasıya yaşasınlar ki Cumhuriyeti’mizin değerini bugünden itibaren anlasınlar. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum" dedi. Kutlama programı kapsamında, minik öğrenciler, öğretmenleri ve eğitmenleri eşliğinde hazırlamış oldukları dans gösterilerini sergiledi. Renkli görüntülere sahne olan program, izleyenler tarafından büyük beğeni topladı. Didim Belediyesi Gençlik Merkezi, DİGEM Sanat Akademisi’nde gerçekleştirilen kutlama törenine, Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Didim Garnizon Komutanı Albay Ali Saçan, Belediye Başkan Yardımcısı Aydan Aşık Turgut, belediye meclis üyeleri, öğrenciler ve veliler katıldı.
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.