SAĞLIK - 22 Kasım 2019 Cuma 12:07

Sağlık-Sen’den yetkililere ’Özeleştiri’ çağrısı

A
A
A
Sağlık-Sen’den yetkililere ’Özeleştiri’ çağrısı

Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu son günlerde adı sık sık skandallarla anılmaya başlanan Alaşehir Devlet Hastanesindeki olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu son günlerde adı sık sık skandallarla anılmaya başlanan Alaşehir Devlet Hastanesindeki olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu. Yaşanan görüntülerin sağlık çalışanlarına yakışmadığını kaydeden Irgatoğlu, "Alaşehir Devlet Hastanesinde yaşanan olaylar dolayısıyla bu işin tarafı olan bürokrasiden siyasete ve Sivil Toplum Kuruluşlarına kadar tüm kişi ve kurumlar sınıfta kalmıştır. Başta İl Sağlık Müdürü olmak üzere tüm yetkililer artık aynanın karşısına geçip kendilerine bakmalı ve gerekeni bizzat kendileri yapmalıdır. Problemi çözemeyeceklerse bulundukları makamı daha fazla işgal etmelerine gerek olmadığı da ortadadır." dedi.


Alaşehir devlet Hastanesinde son zamanlarda arka arkaya yaşanan skandallar ve uygunsuz görüntüler dolayısıyla açıklamalarda bulunan Sağlık Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu, "Alaşehir Devlet Hastanesi Yoğun Bakım çalışanlarına ait olan ve güler yüzlü, destekleyici ve tıbbi etik ilkelere uygun hareket etmesi beklenen sağlık çalışanlarına yakışmamış bir takım görüntüler sosyal medya hesapları ve haber sitelerinde yer almış, akabinde de Manisa İl Sağlık Müdürlüğü bu görüntülerle ilgisi olanlar hakkında soruşturma açıldığını ve ilgililerin çalışma yerlerinin değiştirildiğini kamuoyuyla paylaşmıştı. Hemen bundan bir kaç gün sonra da Alaşehir Devlet Hastanesi yoğun bakım önünde arbede olduğu, vatandaşların baskın yaptığı ve polisin olaylara müdahale ettiği haberleri bazı basın organlarında yer buldu. Ardı arkası kesilmeyen Alaşehir haberlerinin sadece Manisa değil tüm ulusal medyaya yansıyan daha çirkin tarafı ise hepimizin malumudur. Biz öncelikle hasta ve hasta yakınlarına karşı güler yüzlü, sempatik, ilgili, destekleyici ve tıbbi etik ilkelere uygun hareket etmesi beklenen sağlık çalışanlarına Alaşehir Devlet Hastanesindeki görüntülerin yakışmadığını ifade etmek, sonrasında ise; günümüz yoğun iş temposunda olumsuz şartlar, rekabet, gerilim, çatışma, mali kayıplar, keyfi idari uygulamalar, kurumsal sorunlar ve stres gibi olumsuz birtakım hususların çalışanları motive eden, güven sağlayan, örgütsel bağlanmaya ve iş tatminine katkı sağlayıcı faktörleri ortadan kaldırdığını ve bunun yerine, tatminsizlik, örgütsel çatışma, verimsizlik ve nihayet tükenmişlik sendromuna yol açtığını da hatırlatmak istiyoruz. Bugüne kadar Sağlık Sen olarak kamuoyuna, vatandaşlarımızın sağlığını korumayı ilke edinen sağlık çalışanlarının, yaşam hakkının kutsallığını savunarak, zaman ve mesai kavramı gözetmeksizin görevini fedakarlıkla yerine getirdiklerini anlatmaya çaba sarf ettik. Emeği hiçbir maddi değerle karşılanması mümkün olmayan kıymetli sağlık çalışanlarımıza eşref-i mahlukat olan insan sağlığına sunmuş oldukları katkılarından dolayı her daim müteşekkir olduğumuzu dile getirerek toplumumuzdaki sağlık hizmetleri ve sağlık çalışanı algısının olumlu yansımasını hatırda tutmaya çalıştık. Zira sağlık çalışanlarımız insanımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanabilmesi için var gücüyle çalışıyorken bir takım şiddet olaylarına maruz kalıyor, yaralanıyor ve hatta hayatını kaybediyordu. Biz sendika olarak bu konuda yaptığımız çalışmalar neticesinde, çalışanlar ve hizmet alanlarla birlikte tüm paydaşların duyarlı olması gerektiğini gördük. Bu nedenle vatandaşı tarafından el üstünde tutulan sağlık çalışanlarına özellikle son dönemde artan şiddet eğilimini önlemek için bir çok çalışmanın yanı sıra doğru bilgilendirme, doğru iletişim ve empati gücünün artırılması gibi konuların öneminin çok fazla olduğunu ortaya koyma gayretinde olduk." dedi.



"Tüm sağlık çalışanları zarar görüyor"


"Şimdi bir süredir Alaşehir Devlet Hastanesi merkezli olarak kamuoyunda paylaşılan haberler birçok tarafı ilgilendirdiği gibi aynı zamanda her bir tarafın da kendi organizasyonunu sorgulamasına da fırsat tanımaktadır." diyen Irgatoğlu, "Dolayısıyla biz de Alaşehir Devlet Hastanesindeki sorunların hızlıca çözüme kavuşturulmasını bekledik. Sorun ve sorumlular hakkında gereken yapılsın ve kamuoyu bilgilendirilsin diye konunun takipçisi olduk. Ancak gelinen noktada görüyoruz ki Alaşehir Devlet Hastanesi üzerinden; fedakarlık, sevgi, saygı, şefkat ve merhamet kavramlarını üzerinde toplayan tüm sağlık çalışanları zarar görmektedir. Yine endişe ediyoruz ki ülkemizde 2003 yılından itibaren uygulamaya konulan ve kamuoyunun takdirini gören sağlıkta dönüşüm programının kazandırdıkları bir çırpıda heba edilecektir. Ve üzülerek görüyoruz ki Hekiminden hemşiresine, memurundan hizmetlisine tüm meslek mensupları mesleklerinin itibarsızlaştırılmasını endişe içinde izlemektedirler. Halbuki Sağlık hizmetleri güç çalışma şartlarını gerektiren, özveri, sabır, hoşgörü kavramlarını içinde bulunduran oldukça zor bir meslektir. Diğer mesleklerde olduğu gibi, toplumsal ihtiyaçlardan doğan ve insan hayatıyla birebir ilgili bir meslektir; ekip çalışmasını bilen, el becerisi olan, hızlı çalışan hünerli ellerdir onlar. Çalışmalarının emelinde sevgi ve saygı yatar. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, birey, aile ve topluma sağlığını kazandırmak için çalışırlar. Sağlık hizmetleri yapısı gereği kesintisiz olarak verilmektedir. Bu sebepten gün geceye döner şehir uyur ama binaları hastane yapan sağlık camiası asla uyumaz. Bu çaba, bazen bizim bitmek bilmeyen bir ağrımızı dindirmek bazen canımızdan çok sevdiğimiz insanın hayata tutunabilmesini sağlamak bazen de hayata gözlerini açacak olan yavrumuzu güven içerisinde kucağınıza alabilmemiz içindir ve neticesinde sağlık çalışanları da insandır. Hata yapanı vardır. Kabul edilebilir ya da edilemez hatalar da vardır. Bunların gereği yapılır elbette. Ancak biraz önce de ifade ettiğimiz gibi sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromu içerisinde oldukları unutulmamalıdır." şeklinde konuştu.



"Bulundukları makamları daha fazla işgal etmesinler"


Yapılması gerekenin sağlık çalışanlarının içerisinde bulunduğu ağır çalışma şartlarının gözden geçirilmesi olduğuna dikkat çeken Irgatoğlu şunları söyledi: "Yapılması gereken ve yetkililerden beklenen Alaşehir özelinde olduğu gibi Manisa Sağlık Müdürlüğünün kolay olanı yapmayı tercih edip ilgililer hakkında ’şu yapıldı bu yapılacak’ gibi açıklamalar değildir. Artık sağlık çalışanlarının meslek itibarını korumak adına, sağlık hizmetlerindeki gelinen olumlu tabloyu muhafaza etmek adına, bahsi geçen olaylara taraf kişi ve kurumların daha fazla zarar görmemesi adına yetkili kurumların iğneyi başkasına batırıp durmaları değil, çuvaldızı kendilerine batırmalarıdır. Yetkililerin acemilik ve beceriksizliğinizin cezasını fütursuzca hedef gösterilen ve haftanın yedi günü yirmi dört saati hizmet etmek için yaşayan sağlık çalışanlarının tamamı ve tababet mesleği çekmektedir. Bugün net bir şekilde ifade etmek istiyoruz ki Alaşehir Devlet Hastanesinde yaşanan olaylar dolayısıyla bu işin tarafı olan bürokrasiden siyasete ve sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm kişi ve kurumlar sınıfta kalmıştır. Başta İl Sağlık Müdürü olmak üzere tüm yetkililer artık aynanın karşısına geçip kendilerine bakmalı ve gerekeni bizzat kendileri yapmalıdır. Problemi çözemeyeceklerse bulundukları makamı daha fazla işgal etmelerine gerek olmadığı da ortadadır. Kamuoyu da sağlık çalışanları da bu duyarsız tutumdan fazlasıyla rahatsız olmuştur. Sağlık Sen olarak bu meseleyi yakından takip etmeye devam edeceğiz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çökertilen organize suç örgütüyle ilgili ayrıntılar ortaya çıktı Çıkar amaçlı suç örgütlerine yönelik “Mahzen-29” adı verilen operasyonun ayrıntıları ortaya çıktı. Ulaşılan bilgilerde, çok sayıda silah ve suç unsurunun ele geçirildiği operasyonda, adı borsa manipülasyonlarıyla gündeme gelen iş adamı M.A. ile yine iş insanı O.Z.’nin de aralarında bulunduğu bazı kişilere karşı düzenlenen silahlı eylemin faillerinin yakalandığı öğrenildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü koordinesinde İstihbarat ve Asayiş şube müdürlüklerinin katılımıyla, organize suç örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi ve üyelerinin yakalanmasına yönelik çalışma yürütülmüş, İstanbul genelinde 8 ve 17 Nisan tarihleri arasında; Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt, Kağıthane ilçelerinde meydana gelen “kasten adam öldürme”, “kasten adam öldürmeye teşebbüs”, “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması”, “mala zarar verme”, “uyuşturucu imalatı ve ticareti” ile “tehdit, hakaret” suçlarına karışan 32 şüpheli yakalanmıştı. Söz konusu olaylara karışan faillerin yakalanmasına yönelik operasyonda yeni detaylara ulaşıldı. Yakalanan zanlıların evlerinde ele geçen 2 Utaş marka otomatik tabanca, 34 ruhsatsız tabanca, bu silahlara ait 62 mermi ve uyuşturucu madde ile el konulan paralar emniyette sergilendi. Operasyonda, 10 farklı olayda örgütsel şekilde eylemlerin gerçekleşmesini organize eden, azmettiricisi olan, saldırganlara eylem öncesi ve eylem anında bilgi ve silah temin eden, gözcülük yapan, eylem araçlarını sağlayan toplam 32 şüpheli emniyette sorguya alındı. Çıkar amaçlı suç ağının söz konusu eylemleri arasında adı bir dönem borsa manipülasyonlarıyla gündeme gelen iş adamı M.A.’ya yönelik Beşiktaş ilçesinde 5 Nisan’da “kasten öldürmeye teşebbüs” eylemi, iş insanı O.Z.’nin Esenyurt ve Avcılar ilçelerindeki ev ve işyerlerine yönelik 9 ve 13 Nisan tarihleri arasında birden fazla silahlı saldırı eylemi, 15 Nisan Pazartesi günü Esenyurt’ta bir kişiyi kaçırma ve alıkoyma eylemi, 13 Nisan’da Kağıthane’de D.E. adlı bir vatandaşın öldürülmesi, 8 ve 13 Nisan tarihlerinde Kağıthane ilçesinde Yed-i Emin otoparkına el bombalı saldırı gerçekleştirilmesi ve Eyüpsultan ilçesinde 16 Nisan’da çete fertlerine dağıtılmak üzere satışa hazır şekilde 30 silah ve birleştirilmemiş çok sayıda silah parçasını sağlayan şahısların silah üretimine yönelik eylemleri açığa çıkarılmış oldu. Öte yandan ele geçen silah ve mermiler ile uyuşturucu maddeleri kapsayan suç unsurları emniyette sergilendi. Yakalanan çete üyelerinin İstanbul Emniyetindeki ifade işlemleri ise devam ediyor.
İstanbul Sultangazi’deki çocuk kütüphanesinde birbirinden renkli etkinlikler düzenleniyor Sultangazi Belediyesi, ilçenin ilk ve tek olma özelliğini taşıyan çocuk kütüphanesinde minik ziyaretçiler için birbirinden renkli etkinlikler düzenliyor. Çocuklar ders çalışma ve kitap okumanın yanı sıra origamiden santranca birçok aktiviteye katılma fırsatı buluyor. Çocukların kitapla iç içe olması, okuma alışkanlığı kazanması ve sosyalleşmeleri amacıyla hayata geçirilen ilçenin ilk ve tek olma özelliğini taşıyan Sultangazi Belediyesi Çocuk Kütüphanesi, miniklerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Şehit Ferdi Yurduseven Gençlik Merkezi’nde yer alan Sultangazi Belediyesi Çocuk Kütüphanesi, hem çocukların hem de ebeveynlerin beğenisini topluyor. Kütüphanede her gün 6-11 yaş aralığındaki çocukların okuldaki ödevlerine yardımcı olmak için ev ödevi saati düzenlenirken, kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için de sessiz saat etkinliği yapılıyor. Çocuk Kütüphanesi’nde haftanın 7 günü minik ziyaretçilerin motor becerilerini geliştirebileceği, eğlenirken öğreneceği rengarenk etkinlikler düzenleniyor. Mandala, drama, fen bilimleri ve satranç atölyesinin yanı sıra posterim, origami tasarımı ile minikler keyifli zaman geçiriyor. “Çocuklarımız her şeyimiz” Çocukların yeteneklerini fark edecekleri alanlar açılması gerektiğini söyleyen Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Çocuklarımız bizim her şeyimiz. Geleceğimizi güvence altına almak istiyorsak çocuklarımızın kendilerini tanıyabileceklerine ve yeteneklerini fark edebilmelerine yardımcı olacak alanlar açmalıyız. Sultangazi Belediyesi olarak okuma alışkanlığı kazanmalarını sağlamak ve yaşıtlarıyla daha çok vakit geçirmeleri amacıyla ilçemizin ilk çocuk kütüphanesini hayata geçirmiştik. Kısa sürede ebeveynlerin ve çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştık. Onları sıkmadan, bunaltmadan eğlenerek öğrenebilecekleri bir ortam sağladık” dedi.
Mardin Beş bin yıllık geçmişe sahip olan "Matiate Yer Altı Şehri" gün yüzüne çıkarılıyor GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen, Midyat Belediyesi tarafından yürütülen "Matiate Yer Altı Şehri Projesi" ile Türkiye’nin en büyük yer altı şehirlerinden biri gün yüzüne çıkarılıyor. Midyat’ta bulunan ve yaklaşık 50 bin kişinin yıllarca kapalı yaşayabilecekleri bir alana inşa edilen bu yer altı şehrinin turizme kazandırılmasıyla Mardin’in Midyat ilçesi adına önemli turizm destinasyonlarından biri olması öngörülüyor. Matiate Yer Altı Şehri, Midyat Belediyesi tarafından 2019 yılında başlatılan temizlik çalışmaları ile gün yüzüne çıkmaya başladı. İlk başlarda sığınma amacıyla inşa edildiği düşünülen bu yer altı şehrinin, yapılan araştırmalar sonucunda barınma, soğuk hava deposu, ahır, gömü alanı, tapınak gibi çok farklı işlevler gördüğü ortaya çıktı. Kazı ve temizlik çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte yer altı şehrinin içindeki tünellerin güvenli gezinti yollarına dönüştürülmesi, aydınlatılması ve havalandırılması, yönlendirme ve bilgilendirme tabelalarının yapılması, medeniyetlere ait buluntuların ortaya çıkarılması, yer altında saklı kalmış mekanların yeniden canlandırılması ve düzenlenmesi ile turizme kazandırılması amaçlanıyor. Bu çalışmalar sonucunda çok sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapması beklenen Matiate Yer Altı Şehri’nin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi kültür ve turizmi adına önemli bir durak olması hedefleniyor.
Kırıkkale Yağışlar azaldı, kuraklık riski arttı: Çiftçiler modern sistemlerle sulama yapıyor Kırıkkale’de yağışların mevsim normallerinin altında olması sebebiyle yaşanan kuraklık tehlikesine karşı direnen çiftçiler, ekili tarım alanlarında modern sulama sistemi kullanıyor. Kırıkkale’de yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle yaşanan kuraklık, tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkiledi. Karakeçili ilçesinde yaşayan çiftçiler, ekili tarım arazilerini sulamak için modern damlama sistemi kullanıyor. Güneş enerjisi panelleriyle üretilen elektrikle çalıştırılan pompalar sayesinde kontrollü salınan su, tarım alanlarına ulaştırılıyor. "Güneşten faydalanıyoruz" Tarım arazisine özellikle pancar ektiğini belirten Ramazan Alparslan, "Çiftçilik yapıyorum, özellikle pancar ekiyorum. Biraz da soğanım var. Paneli de kurduk, güneşten faydalanıyoruz. 3 yıl oldu, ilk yılı kendini amorti etti. Çok memnunum. Vatandaşlara da tavsiye ediyorum ama maliyetler yüksek. Türkiye’de dolar bazında olduğu için o bizi biraz eziyor. Mevsimler kurak gidiyor. Yağış bekliyoruz, inşallah yağar. Biz de rahatlarız, iki üç gün dinleniriz" dedi. "Su görmezse kurur" Kuraklığın etkili olduğunu ifade eden Emre Doğan, "Kuraklık oldu, yağış olmadı. Kışın da kar görmedik. Bundan dolayı biraz kuraklık var. Sulama ile telafi etmeye çalışıyoruz. Ekinimiz de son aşamasına geldi. Su görmezse kurur. Sulama ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Mazottan dolayı biraz maliyetli de oluyor" diye konuştu. "Yağmazsa çiftçinin işi kötü" Yağmur yağmadığını ifade eden Hasan Cantemur ise, "Gübre atıyoruz, hazırlık yapıyoruz. Arkasından tohum ekeceğiz, yağmurlama sulama yapacağız. Şimdiye kadar yağmurumuz yok. İnşallah bir hafta, 10 gün içerisinde yağarsa çiftçi kazanır. Yağmazsa da çiftçinin işi kötü" şeklinde konuştu.