- 06 Haziran 2019 Perşembe 10:18

Uygur Türk’ünden Türkiye’ye teşekkür

A
A
A
Uygur Türk’ünden Türkiye’ye teşekkür

Çin’de yaşanan zulümden 3 yıl önce Türkiye’ye kaçarak Manisa’ya sığınan 33 yaşında 4 çocuk babası Murat Halıke, çocuklarının organları alınmasın, öldürülmesin diye kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Çin’de yaşanan zulümden 3 yıl önce Türkiye’ye kaçarak Manisa’ya sığınan 33 yaşında 4 çocuk babası Murat Halıke, çocuklarının organları alınmasın, öldürülmesin diye kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi. Türkiye’den tek isteklerinin yaşanan zulmün tüm dünyaya duyurulması olduğunu kaydeden Halıke, İslam devletleri arasında kendilerine sığınma hakkı tanıyan tek ülke olan Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.


1949 yılında Çin tarafından işgal edilen ve adı 6 yıl sonra Uygur Özerk Bölgesi olarak değiştirilen Doğu Türkistan Cumhuriyetindeki Müslüman Türklerin yaşadığı zulüm son 5 yıldır aralıksız devam ediyor. Hem dinlerini rahatça yaşayabilmek hem de çocuklarının hayatlarını kurtarabilmek için kaçan Uygur Türklerinden sadece biri olan 33 yaşındaki 4 çocuk babası Murat Halıke hiçbir İslam devletinin kendilerine sahip çıkmadığını ve sadece Türkiye’nin sığınma hakkı verdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür eden Halıke, tek isteklerinin, yaşanan zulmün duyurulmasında yardımcı olunması olduğunu belirtti.


Çin’in tüm Uygur Türklerini yok etmeye çalıştığını belirten ve birçok değerli madenin bulunduğu Doğu Türkistan’a Çinlilerin yerleştirildiğini kaydeden Halıke, 5 milyondan fazla Uygur Türkünün de hapishanelerde olduğunu söyledi.



"Çocuklarımızın iç organları satılıyor"


"Çocuklarımız kayboluyor" diyen Halıke, "Çocuklarımız annesiz, babasız kayboluyor. İç organları satılıyor yurtdışına. Böyle bir durumdayken bizler hiçbir şekilde karşılık veremiyoruz. Bir tırnak makası bile yok. Çinliler herkesi hapishanelere alıyor. Yemek yaparken kullanılan bıçaklarda TC yazıyor ve hepsi zincirli bir şekilde. Uygur Devleti, Uygur Türkü Türkiye’nin namusudur. Müslüman olarak Türk olarak böyle bir durumda yaşıyoruz. Bütün Türk kardeşlerimize sesleniyorum. Kendi arkadaşlarınız, kendi kardeşleriniz her saniye ölüyor ve her saniye acı içinde yaşıyor. Biz Türkiye’ye bize yardım edin demiyoruz ve demeyeceğiz. Bizim için savaşın da demeyeceğiz. Sadece Çin’e ’Dur, böyle yapma bizim kardeşlerimizi öldürme’ diye bir ses çıkarmalarını istiyoruz. Bizim Uygur olmamız, Türk olmamız, Müslüman olmamız Çin için bir suç. O yüzden bizi yok etmeye çalışıyor" dedi.



Son 2 yıldır anne ve babasından haber alamıyor


Son 2 yıldır Doğu Türkistan’da bulunan anne ve babasından hiçbir şekilde haber alamadığını da kaydeden Murat Halıke, "Ben 2 seneden beridir aileme ulaşamıyorum, haber alamıyorum. Akrabalarımdan araştırdım, beni Türkiye’ye gönderdiği için süresiz olarak babam ve öğretmen olan annem hapishaneye atılmış. Ama hangi hapishanede hangi karakolda, neler yapılıyor, yaşıyor mu, öldü mü kimseden haber alamıyorum. 2 senedir annem yaşıyor mu, babam yaşıyor mu, akrabalarıma neler oldu, kardeşlerim nasıl hiçbir şekilde haber almıyorum. Bizim memlekete dönme şansımız olsa hemen döneceğiz. Ama telefonda haber alamadığımız gibi hiçbir şekilde de dönemiyoruz. Doğu Türkistan’a gittiğimizde havaalanından indiğimiz gibi kayboluyoruz. Hemen kafamıza kara poşet geçirip bizi terörist diye karakola atıyorlar. Kafamıza iğne yapıyorlar ve her şeyi unutuyoruz. Biz Uygur muyuz, adımız ne her şeyi unutturuyorlar. Bizim organlarımızı, derilerimizi, böbreklerimizi alıyorlar" diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’ye teşekkür


Yaşanan zulümden kaçan Uygur Türklerine, Türkiye dışında hiçbir Müslüman ülkenin sahip çıkmadığını kaydeden Halıke, şunları söyledi:


"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Allah razı olsun. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Türkiye’den başka ne Suudi Arabistan ne Mısır ve ne de İslam coğrafyasındaki herhangi bir devlet bize sahip çıkmadı. Sadece Türkiye bize ikamet verdi ve bize sahip çıktı. Allah razı olsun. Başka devletler yani Suudi Arabistan ve Mısır gibi devletler bizi Çin’e sattı. Çinliler Mısır’a gelip Uygur Türklerini alıp hapishaneye götürdü. Türkiye böyle bir şey yapmadı. Çok seviniyorum Allah Türkiye’den razı olsun."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç, Pınarbaşı’da KAYMEK kursiyerleri ve ilçe esnafları ile bir araya geldi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Pınarbaşı Sosyal Yaşam Merkezi’ni ziyaret ederek KAYMEK kursiyerleri ile bir araya geldi. İlçe esnafları ile de buluşan Başkan Büyükkılıç, Pınarbaşı’da çalışmaları süren park bahçe düzenlemelerini de yerinde inceledi ve çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Başkan Büyükkılıç, başarılı bir şekilde tamamladığı 5 yıllık hizmet döneminde olduğu gibi yeni hizmet döneminde de merkez ve kırsal ilçe ziyaretlerini sürdürerek Büyükşehir’in hem ilçelerdeki tesislerini ziyaret ediyor hem de esnaf ve vatandaşlarla kucaklaşıyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Pınarbaşı ilçesi ziyaretinde Pınarbaşı Sosyal Yaşam Merkezi’ni ziyaret ederek KAYMEK kursiyerleri ile bir araya geldi. Burada KAYMEK’in giyim kursuna katılan kadın kursiyerlerle sohbet eden Büyükkılıç, kurs içeriği hakkında eğitmenden bilgi aldı. Doğum günü olan kadın bir kursiyerin doğum gününü kutlayan Başkan Büyükkılıç, kursiyere termos hediye etti. KAYMEK kursiyeri kadınlar da ilgi, alakası ve hizmetlerinden dolayı Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ettiler. Büyükkılıç, daha sonra Pınarbaşı ilçesinde faaliyet gösteren esnaf dükkânlarını ziyaret etti. İlçe merkezindeki esnaf dükkânlarını tek tek dolaşan Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, esnaf ve vatandaşların samimi ilgisi ile karşılaştı. Esnaflara hayırlı ve bereketli işler temennisini ileten Başkan Büyükkılıç, işletme sahipleri ve vatandaşlarla sıcak sohbetler gerçekleştirdi. İlçede çalışmaları süren park bahçe düzenlemelerini de yerinde inceleyen Büyükkılıç, çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Başkan Büyükkılıç’a ziyaretleri esnasına Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Hasdal ve daire başkanları da eşlik etti.
Trabzon Antalya’daki teleferik kazasının ardından Trabzon’da teleferik tatbikatı yapıldı Antalya’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen ve bir kişinin ölümü, 7 kişinin yaralanması ile sonuçlanan teleferik kazası sonrasında Karadeniz Bölgesi’nin 3 bin 600 metre uzunluğu ile en uzun mesafeli teleferik tesisinde bugün tatbikat yapıldı. Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde vargel sisteminin bulunduğu ve 55 kişilik çift kabinli teleferik istasyonundaki tatbikatta senaryo gereği arıza durumunda teleferikte mahsur kalan vatandaşları kurtarmaya yönelik tahliye işlemi gerçekleştirildi. Tatbikatta itfaiye ekipleri de yer alırken, güvenlik önlemleri eşliğinde kabinde yer alan tahliye kapağının açılmasıyla yolcular halat yardımıyla futbol sahasına indirildi. Başarılı geçen tatbikatla ilgili açıklamalarda bulunan istasyon görevlisi Ömer Faruk Abak, her yıl en az 3 kere tatbikat gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Abak "Buradaki teleferik sistemleri zaten dünyanın en güvenli sistemlerinden bir tanesi. Vargel Sistemi. Bu sistemde kurtarma malzemeleri teleferik kabininin içinde oluyor. Bizim olası bir durumda teleferiğimiz duruş yaşadığı zaman dışarıdan herhangi bir müdahale olmadan kurtarma yapabiliyoruz. Kurtarma malzemeleri kabinin içinde olduğu için de biz anında kabin içerisindeki operatör arkadaşımız hemen kabin içindeki misafirlerimizi tahliye edebiliyor. Yani en az beş dakikada operasyona başlamış oluyoruz” dedi. “İki kabinde de aynı anda kurtarma operasyonuna başlayabiliyoruz" Teleferik istasyonunda bulunan iki kabinde aynı anda kurtarma operasyonu başlatabildiklerini kaydeden Abak, “Kurtarmayla alakalı personellerimiz her yıl iş güvenlik uzmanlarımızdan yüksekte çalışma eğitimi alıyorlar, bunlarla alakalı eğitiliyorlar, her an denetleniyorlar. Mesela elektrik gitti, burada jeneratörümüz var. Jeneratör bozulduğu zaman dizel tahliye edebilecek ekipmanlarımız var. Şu anki tatbikatta da kabin gidecek. Kabin içinde operatör arkadaşlarınız olacak. Kabine 5 ya da 6 misafir alacağız. Bir kurtarma senaryosu yapacağız. Yüz metre ileride bir futbol sahası var. Oranın içine indireceğiz yolcularımızı. Aşağıdan tahliyesini yapacağız. Bununla beraber jandarma ve itfaiye ekiplerimiz de burada bize destek olacak. İki kabinin aynı anda arıza verirse sistem birbirine bağlı, kabinlerin biri giderken öteki de aşağıya geliyor. Vargel sisteminde bu süreç böyle. İki kabinde de bu kurtarma sistemleri mevcut. İki kabinde de kurtaracak arkadaşlarımız mevcut. Yani iki kabinde de aynı anda kurtarma operasyonuna başlayabiliyoruz” şeklinde konuştu. “Bir yolcuyu ortalama 5 dakikada tahliye ediyoruz” “Vargel Sisteminde bu kabinlerde ortalama 55 kişi taşıyoruz” diyen Abak, “Bu sistemin dışındaki sistemlerde kurtarma ekipmanları dışarıdan geliyor. Kurtarıcı önce direğe çıkıyor, sonra kabine inip yolcuyu kurtarıyor. Fakat bizim ekipmanlarımız kabinin içerisinde olduğu için anında müdahale edebiliyoruz. Bir yolcuyu ortalama 5 dakikada tahliye ediyoruz. Tabi bu süre bulunulan yüksekliğe göre de değişiyor. Kabinlerimizin düşme ihtimali diğerlerine sıfır çünkü burası Sanayi Bakanlığı tarafından denetlenen bir kurum. Ayrıca Türkiye Makine Mühendisleri Odası’ndan da bizi denetliyorlar. İnanılmaz kontroller yapılıyor. Ayrıca bu şirketin yani firmasının kendi denetimleri, denetmenleri tarafından da gelip denetleniyor” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Enflasyonda düşüşe ’yeşillik’ desteği Eskişehir’de yeşillik üretimi yapan çiftçiler, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinden dolayı semt pazarlarının kurulamadığını ve buna bağlı olarak yarı yarıya ürünlerinin fiyatlarının düştüğünü belirtti. Geçtiğimiz pazar günü biten 9 günlük Ramazan Bayramı tatili insanların dinlenmesi, sevdikleri ile hasret gidermesi ve tatil için güzel bir fırsat olarak değerlendirildi. Tatil genel manada insanları mutlu ederken bazı üreticilerin ise işleri sekteye uğradı. Pazarlara yeşillik satışı yapan Eskişehirli çiftçilerin ürünleri kurulmayan semt pazarlarından dolayı ellerinde kaldı. Haftanın neredeyse kenttin çeşitli yerlerindeki pazarlara yeşillik sevk eden çiftçiler, 9 günlük süreçte zorluk çekti. Arz talep mantığı ile belirlenen ve çiftçinin de elinde yüklü miktarda mal kalmasına bağlı olarak da fiyatlar yarı yarıya düştü. Durum çiftçilerde mağduriyete sebep oldu. “Malın kalması demek veya yetişkin bir ürünün tarladaki heba olması demek” 9 günlük tatilin çiftçi için çok uzun olduğunu belirten Yeşil Sakarya Üreticiler Başkanı Süleyman Buluşan, “9 günlük bayram tatili. Ülkemizin tarımsal olarak belki bize çok büyük zararı var. Ama bu sadece hani turizme, faydası olan bir konu. Örneğin şimdi bugün bayram öncesi biliyorsunuz Ramazan ayı dolayısıyla veya söylentilere göre marul mesela pazarlarda 30 liraya kadar çıktı. Ama bunun arz ve talep meselesi olduğunu hepimiz unutuyoruz. Çünkü bizim malımız hiçbir zaman için rayiç fiyatı kendi kendine yükseltemez. Burada her şeyden önce planlı üretim ve bunlar akabinde de gelen 9 günlük bayram tatili sürecinde, tabii tatile gidenler için belki çok hoş bir seda ama biz üreticiler için çok büyük sıkıntı. Çünkü neden? Günde mesela şu araç her gün çıkması gerekiyor. Her gün giden bir araç bir anda 9 gün kımıldamıyor. Bu tarlada malın kalması demek veya yetişkin bir ürünün tarladaki heba olması demek. Kaldı ki ekonomisinde de çok büyük etki yapıyor. Neden? Biz mesela şu anda en büyük sıkıntımız tarladaki işçi. Tarladaki işçiye hemen dönüş yapabilmesi için parasını ödeyebilinmesi için ekonomi dokuz gündür durdu. Ama işçi ne yapıyor burada, devam ediyor. Mevcut olarak bütün ürünlerde yarı yarıya bir fiyat farkı var. Bunun işte sebebi bir kere bir anda malın depoda stokta durup dururken hepsi birden çıkması. 15-20 gün önce, 30 lira civarlarında olan bir marul, şu anda 20 ile 15 liraya düştü. Bu tarlada 10 lirayken 5 liraya düştü” dedi. “Pazarlar kapalı, üretici, ürettiği ürünü satamadı” Çiftçi Kadir Yavaş ise üreticilerin ürünlerini satmamasından dolayı fiyatların düştüğünü belirtirken şöyle konuştu; “9 günlük tatil süresince bu havaların da sıcak gitmesiyle Türkiye genelinde olan yeşil grupların hepsi yetiştiği için bir de millet tatilden yeni çıktı. Arz talep meselesi de azaldı. Bu yüzden yani istekler azaldı biraz. Bunlarda fiyatlarda düşüşe neden oldu. Bayramdan önce yani maksimum yüksek satışlarda şu an yarı yarıya gerileme var. Bu havaların ısınmasıyla birlikte olan bir şey. Bir de 9 günlük bayram süreci olunca sevkiyat olmadığı için bütün mallar birbirini sıkıştırdı Türkiye genelinde. Pazarlar kapalı, üretici, ürettiği ürünü satamadı, pazarlayamadı. Ya elinde varsa dışarıya attı ve de bekletti, bir şeyler yaptı, bir şekilde. Herkesin ürünü yetiştiği için mecbur sıkıntılı bir dönem oldu.” (BT-