GENEL - 08 Şubat 2019 Cuma 11:54

Mardin’de STK’lar söz sahibi olmak istiyor

A
A
A
Mardin’de STK’lar söz sahibi olmak istiyor

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ve Türkiye ile Avrupa Birliğinin (AB) finanse ettiği ’’Kamu Sivil Toplum Kuruluşu İşbirliği Projesi kapsamında Mardin’de Sivil Toplum Günleri düzenlendi.

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ve Türkiye ile Avrupa Birliğinin (AB) finanse ettiği ’’Kamu Sivil Toplum Kuruluşu İşbirliği Projesi kapsamında Mardin’de Sivil Toplum Günleri düzenlendi.


Bir otelde düzenlenen toplantıya Mardin Valisi Mustafa Yaman, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanı Adnan Zengin, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Sivil Toplum ve Temel Haklar Program Sorumlusu Maxime Montagner, kentteki kamu ve STK temsilcileri katıldı. Programın açılış konuşmasını yağan Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman, Mardin’in tarihi ve kültürel güzelliklerine dikkat çekti.


Son bir yılda 3 milyonun üzerindeki misafirin Mardin’de ağırlandığını kaydeden Yaman, "2019 yılında 5 milyon misafiri ağırlamayı düşünüyoruz. Tabi burada Türkiye Cumhuriyet Devletinin ve Bakanlığımızın önemli katkıları olsa da siz değerli hemşerilerimizin ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerimizin çok önemli destekleri var. Geçmişte belediye araçlarıyla eylem yapılıyordu, belediye işini gücünü bırakmış terör örgütüne destek oluyordu. Aynı şekilde bir kısım sivil tolum kuruluşu da buna destek oluyordu" dedi.


Daha sonra konuşan Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Şerif Öter ise, STK’ların sistemin temel taşlarından olduğunu söyledi. Mardin’de 667 derneğin var olduğunu ifade eden Öter, "Bu derneklerimiz içerisinde toplumsal, iktisadi, sosyal, eğitim, kültür, sanat, yardımlaşma, spor ve bir çok alanda önemli çalışmalar yürütülmekte. Derneklerimiz, memleketin birliği, huzuru, barışı, kardeşliği ve demokrasinin daha çok gelişmesi için kendi imkanlarıyla, fedakarca ve özveriyle çalışmalar yürütüyor. Derneklerimiz ne yazık ki birçok kamu kurumlar tarafından önemsenmedikleri için memleketin geleceğini ilgilendiren konular uygulama ve yasalaşma süreçlerine katılımları sağlanmıyor" diye konuştu.


Karar alma süreçlerinde aktif derneklerin katılımının hak ve gereklilik olduğuna dikkat çeken Öter, bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için federasyon olarak yazılı dilekçe ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan tüm siyasi partilere ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na başvuruda bulunacaklarını sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Bahçesini çapalayan çiftçinin pulluğuna takılan küpten Bizans dönemi sikkeleri çıktı Hatay’da bir çiftçi, bahçesini çapalarken traktörünün pulluğuna takılan küpten çıkan Bizans dönemine ait 22 altın sikkeyi yetkililere teslim etti. Antakya ilçesi Saçaklı Mahallesi’nde traktörle zeytin bahçesini çapalamak isteyen çiftçi İsmet Kaya’nın pulluğuna içi altın sikke dolu küp takıldı. Pulluğun temasıyla parçalanan küpü kontrol eden Kaya, altınların çevreye yayıldığını fark etti. Kaya, durumu jandarma ekiplerine bildirdi ve bölgeye kolluk kuvvetleri ile müze müdürlüğü görevlileri intikal etti. Kontrollerde; altınların 22 adet olduğu ve Bizans dönemine ait sikkeler oldukları ortaya çıktı. Sikkeler, müze müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak koruma altına alındı. “Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı” İçinden altın çıkan küp karşısında şaşırdığını ifade eden çiftçi İsmet Kaya, 22 adet altın sikkeyi ekiplere teslim etmenin memnuniyeti yaşadığını belirterek, “Zeytinlerimiz daha iyi olsun diye traktörümüzle bahçeyi sürüyordum. O esnada çapaya bir tane kırık testi denk geldi, inip baktığımda içinde altın vardı. İçinde altın sikke vardı, onları aldım ve devletimize teslim ettim. İçerisinden 22 tane Bizans dönemine altın sikke çıktı. Biz zeytin hasadının iyi olmasını beklerken topraktan altın sikke hasat ettik bu yıl. Memnunuz, devletimiz memnun. Bizler çok şaşırdık, mahallede yaşayanlar olarak. Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı. Devlete teslim etmekle en iyisini yaptın diyenler de oldu, farklı şeyler söyleyenler de oldu. Niye teslim ettin, niye kuyumcuya satmadın, daha iyi para ederdi diyenler oldu. Biz tarihimizin ortaya çıkması için bunları devletimize teslim ettik. Antakya ilçesindeki Saçaklı Mahallemiz tarihi açıdan zengin" dedi.
Edirne Edirne’de Tunca Nehri kuruma noktasına geldi Edirne’de kuraklık nedeniyle dibi gören Tunca Nehri’nde su içerisinde yaşayan canlılar olumsuz etkilenirken, vatandaşlar ise son bir yıla göre 4 kat su seviyesi azalan ve yaşanan kuraklık sebebiyle tedirgin oluyor. Küresel ısınmayla birlikte bu kez kuraklık alarmının verildiği il Edirne oldu. Geçtiğimiz yıllarda ve bu yıl boyunca hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği ve yağışların yetersiz olduğu Edirne’de önemli su kaynaklarından biri olan Tunca Nehri’nin debisi en dip seviyeye kadar düştü. Tunca Nehri’nin Suakacağı istasyonundaki son ölçümde saniyede 4 metreküp olarak kaydedilen nehrin debisi, geçen yıl aynı tarihte 16 metreküp saniye olarak ölçülmüştü. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan nehrin debisi bir önceki yıla göre tam 4 kat azaldı. Kuraklığın vurduğu Tunca Nehri’nde debinin düşmesiyle birlikte adacıklar oluştu. Araç lastiklerinin ve atıkların yüzeye çıktığı nehrin bazı bölgelerinde vatandaşlar da rahatça yürüyebiliyor. Nehrin ortasındaki adacığa yürüyerek gelen bir vatandaşın oltayla balık tuttuğu görüldü. Edirne’de kuruma noktasına gelen Tunca Nehri kentte turistik gezi yapanları ve vatandaşları ise tedirgin ediyor. “Canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum” Edirneli üniversite öğrencisi Cennet Cemre Aydın, “Tunca Nehri kenarı yazın ve kışın sürekli geldiğimiz bir yer olduğundan dolayı buradaki suyun hemen hemen her seviyesine hakimiz aslında. Şu an baharın ilk dönemi olmasına rağmen suyun bu kadar çekilmesi bize 3 ay sonra yeni sorunlar doğuracaktır. Nehirde kano etkinliklerine de katılan birisi olarak suyun hem kirliliği hem de suyun içerisinde yaşayan canlıların çok zor durumda olduğunu görüyorum. Bu nedenle 3 ay sonraki halimizi düşünemiyorum. Umarım su yükselir ve bu seviyede kalmaz” dedi. “Nehirdeki canlılar kuraklık nedeniyle yüzmekte zorlanıyor” Edirne’de arkadaşıyla Tunca Nehri’ni ziyaret eden ve Edirne’de eğitim gören lise öğrencisi Ayşenur Milet, Tunca Nehri’nin çok kurak olduğuna değinerek, “Bulgaristan’dan doğan Tunca Nehrinin daha baharın başında olmamıza rağmen kuraklıktan çok etkilendiğini görüyoruz. Nehrin içindeki canlılar kuraklık nedeniyle oluşan yosunlardan dolayı yüzmekte zorlanıyor. Kuraklık nedeniyle nehrin dibindeki çöplerde yüzeye çıkmış. Baharın daha başında olmamıza rağmen kuraklığın bu kadar etkisini göstermesi beni oldukça şaşırttı. Şu anda derslerimize konu olan bu kuraklığın ileriki dönemlerde daha da fazla ciddiyetini koruyacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor” Nisan ayında yağmur yağışlarını beklediklerini ifade eden Edirneli vatandaşlardan Memduh Sidim, “Türkiye’mizin ve serhat şehrimizin incileri olan Arda, Meriç ve Tunca nehirleri Edirne’de akmaktadır. Mevsim itibari ile kuraklık yaşıyoruz. Bu nehir yatağının içerisinde çok sayıda canlı yaşamaktadır. Su seviyesi çok düştüğünden dolayı balıklar, kunduzlar, su maymunları ve diğer canlılar oksijen alamadıkları için çok zor durumda kalmışlardır. Nisan yağmurlarını bekliyoruz. Şu anda görünen bu su kirlilik ile beraber geçtiğimiz yıl kar ve yağmur yağışlarının az oluşu nedeniyle büyük bir kuraklık oluşturmaktadır. Su seviyesinin düşüklüğünden dolayı balıklar son yaşam savaşını veriyor. Nehirde kuraklıkla beraber çok kirlilik görünüyor. Nisan ayında yağacak olan yağmurlar ile su seviyesinin normale dönmesini ümit ediyoruz” ifadelerine kullandı.