- 20 Kasım 2020 Cuma 10:42

Metropolden tarlaya döndü, güneş enerjisiyle fıstık bahçesi kurdu

A
A
A
Metropolden tarlaya döndü, güneş enerjisiyle fıstık bahçesi kurdu

Mardin Kızıltepeli Yusuf Engin, 26 yıl Antalya’da, 7 yıl da Kızıltepe’de öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu.

Mardin Kızıltepeli Yusuf Engin, 26 yıl Antalya’da, 7 yıl da Kızıltepe’de öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu. Köyünde kardeşi ile birlikte babasından kalan 200 bönüm tarım arazisinde 80 dönüm üzerine fıstık, 12 dönüm üzerine de badem eken Engin, fidelerini de kurduğu güneş panelleriyle sulayacak.


Yaklaşık 33 yıl öğretmenlik yapan 58 yaşındaki 2 çocuk babası Yusuf Engin, 26 yıl Antalya’da çeşitli okullarda sınıf öğretmenliği yaptı. Engin 7 yıl da Kızıltepe’de bir özel okulda idarecilik yaptıktan sonra emekli olarak Aktulga köyünde tarlanın yolunu tuttu. Kardeşi Mehmet Engin ile baba yadigarı tarlalarını ağaçlandırmak için kolları sıvayan Engin kardeşler, 80 dönüm üzerine fıstık, 12 dönüm arazi üzerine de badem bahçesi oluşturdu.



42 güneş paneli kurdular


Engin kardeşler, elektrik faturalarının kabarıklığından kurtulmak için de tarlalarına 42 adet güneş paneli kurdu ve güneş enerjisiyle üretilen elektrikle 40 metrelik artezyen kuyusundan çektikleri suyla bahçelerini sulamaya başladı. Arazisinde tarım ile uğraşmanın hep aklının bir köşesinde olduğunu belirten Yusuf Engin, "Buğdayı susuz ekiyorduk, bir gelir gelmiyordu. O kadar yıl Antalya’da kaldım, sonra baktım tüm dünya gıdaya önem veriyor. Biz de hem gelir getirecek bir şey olsun hem de ülkemize yararlı olsun diye Antep fıstığı dikmeye karar verdik, biraz da badem ektik. İnşallah ilerde 100-150 dönüm arazimiz daha var, onu da yapmayı düşünüyoruz" dedi.



"Bizim bölgemizde güneş bol bol var"


Elektrik faturası ödememek için güneş enerjisi ile sulama yapacaklarını belirten Engin, "42 tane güneş paneli koyduk. Eski kuyumuzdan elektrik fazla gelir diye işletmedik. Güneş paneli ortaya çıkınca daha ucuz bir şekilde ağaçlarımızı sulayabiliriz diye gittik güneş paneli koyduk. İlkbahar itibarıyla damlama sistemi koyacağız. Hem fazla su gitmesin diye damlama sistemi yapacağız. Bizim bölgemizde güneş bol bol var, bir sefer yapıyorsun ve sonra fazla masrafı yok" diye konuştu.



"Şehir hayatından kaçtık"


Şehir hayatından sıkıldığını anlatan Engin, şunları dile getirdi:


"İnsan sıkılıyor şehirde sürekli o evin içinde, apartmanlarda. Ama şimdi çıkıyoruz tarlanın içinde ferah bir şekilde yaşıyoruz. Bu hoşumuza gidiyor. Yakında belki tarlanın içine bir ev kuracağım. Öyle bir şekilde devam edeceğiz hayatımıza. Eşim de aynı şekilde emekli. Bundan sonra hayatımızı böyle sürdürmeyi düşünüyoruz. Biraz tarlada, biraz başka yerde. Evet nihayetinde şehir hayatından kaçtık. Pandemiden dolayı sürekli zaten artık kaçma ihtiyacı duyduk. Hatta bir iki sefer geldim, burada bir öğretmen arkadaş var, baktım kendi evi var. Burada zeytinlerin içinde ev kurmuş. Beni eve davet etti, bir baktım güzel bir şekilde yaşıyor. O biraz hoşuma gitti, ben de böyle bir şey yapmak istiyorum dedim."


Fizik öğretmeni Mehmet Engin de, "Biz bu sistemi kurduktan sonra yolun kenarında herkes gördü, onlar da ağaçlandırma yapıyorlar ve güneş panelleri kuruyorlar. Gitgide de artacak öyle görünüyor" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sağlıklı yaşam için dedeler ve torunlar sporda buluştu Çorum’da sağlıklı bir yaşam için çocuklar aile büyükleriyle sporda buluştu. Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde çocuklar, dedeleri ve nineleri ile birlikte egzersiz yaptı. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, gözetiminde gerçekleştirilen etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, egzersiz faaliyetlerin hem kalp hastalarının üzerindeki olumlu etkileri hem de insan yaşamında önemine dikkat çekildi. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nin kalp krizi geçiren, bypass olan, stent takılan, kalp pili takılan veya kalp kapakçığı değişen hastaların egzersizlerle yaşamlarına devam ettiği bir ünite olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, kardiyak rehabilitasyonun son yıllarda önemi daha fazla bilinen bir kavram olduğuna dikkat çekti. “Kalp hastaları egzersiz yapabilir” Geçmişte kalp hastaları için “bu kalp hastası egzersiz yapmasın, iş yapmasın, herhangi bir şey olur” kaygılarının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karavelioğlu, “Kalp hastalarının kriz geçirdikten sonra 1-2 hafta sonrasında bile egzersiz yapabilmesinin güvenli olduğunu hem de uzun dönemde ölüm oranlarının azaldığını biliyoruz. Özellikle 1970 ve 1990’larda kalp hastalarının egzersiz yapabileceğine yönelik ivme daha da arttı. Avrupa’da ve Amerika’da kalp hastalarının işe dönüşlerinin de hızlandığını biliyoruz. Bu nedenle Kardiyak Rehabilitasyonu önemsiyoruz. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 40’lı yaşlardan başlayarak 80’le yaşlara kadar egzersiz yaptığımız hastalarımız var” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde burada çocukların aile büyükleriyle birlikte spor yapmalarını istediklerini anlatan Prof. Dr. Karavelioğlu, “Burada dedeler ve ninelerin kendi torunlarıyla egzersiz yapmasını istedik. Sadece çocukluk, gençlik döneminde değil ikinci bahar olarak tanımladığımız ileriki yaşlarda da egzersiz alışkanlığının önemli olduğuna dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenledik. Kardiyak Rehabilitasyon bir ekip işi. Tek bir kişinin yapabileceği bir iş değil. Fizyoterapistten, kardiyolojisi, fizik tedavi bölümü, kardiyak rehabilitasyon hemşireleri, diyetisyenden psikososyal danışmanımıza kadar büyük bir ekibin ortaya koyduğu özverili bir çalışma bu. Bu nedenle burada görevli ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Merkeze egzersiz için gelen Fatma Doğan, merkezden memnun olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığımız, başhekimimiz Sinan bey ve Yusuf hocamıza bu imkanı bize tanıdıkları için teşekkür ediyoruz. Bu merkezde sosyal bir aktivitemiz oluyor. Bu bizi mutlu ediyoruz. Sağlıklı bir yaşam için egzersiz yapıyoruz” şeklinde konuştu. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 7 yıla yakındır tedavi gördüğünü anlatan Fatma Tunç da, “Buradaki aktivitelere spor yapıyorum. Burada kendimi zinde hissediyorum. Yapılan aktivitelerle hasta psikolojisinden kurtularak hastalığımızı geri plana atıyoruz. Sporla sağlıkla yaşamımıza devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kalp sağlığı ilgili büyük problemlerinin bulunduğunu anlatan Aylin Tura ise, “Oğlumu kaybettikten sonra Yusuf hocamızın büyük desteklerini gördüm. Bugünlere beni getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Spor yapıyorum ve şimdi iyiyim” dedi. Etkinlik sonunda Başhekim Prof. Dr. Sinan Zehir ve Kamu Hastaneleri Hizmet Başkanı Dr. İhsan Demirbaş, programa katılan çocuklarla birlikte pasta keserek günlerini kutladı.
İstanbul Merkez Bankası faizi değiştirmedi Para Politikası Kurulu, politika faizinin yüzde 50 seviyesinde sabit tutulmasına karar verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (PPK) , politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. Karar metninde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğinin altı çizildi. Karar metninde Mart ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleştiği ifade edilerek, “Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etti. Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir” denildi. Metinde Kurul’un; makroihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürdüğü işaret edilirken, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edileceği ifade edildi. Metinde likidite gelişmelerinin yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılmaya devam edileceği vurgulandı. Metinde şu ifadeler yer aldı: “Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”