POLİTİKA - 23 Mayıs 2022 Pazartesi 09:36

75 yıl geçti ama ‘Sandık namusumuzdur’ sözü hafızalardan çıkmıyor

A
A
A
75 yıl geçti ama ‘Sandık namusumuzdur’ sözü hafızalardan çıkmıyor

8 yaşlarında küçük birer çocuk olarak muhtarlık seçiminde yaşanan olaylara tanık olan bugünün dedeleri ve nineleri, sandığa sahip çıktıkları için idamla yargılanan annelerinin ve babalarının verdikleri mücadeleyi unutamıyor.

8 yaşlarında küçük birer çocuk olarak muhtarlık seçiminde yaşanan olaylara tanık olan bugünün dedeleri ve nineleri, sandığa sahip çıktıkları için idamla yargılanan annelerinin ve babalarının verdikleri mücadeleyi unutamıyor.


Mersin’in merkez Toroslar ilçesine bağlı Arslanköy Mahallesi, Türkiye’nin çok partili döneme geçiş sürecinde yapılan seçimlerde verdiği mücadeleyle demokrasi tarihinin önemli yapı taşlarından birini oluşturuyor. Aradan geçen 75 yıla karşın, hala başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bakanlar ve birçok siyasetçi tarafından demokrasi örneği olarak anlatılan 1947 Arslanköy olayları, ilk günkü tazeliğini koruyor.


Türkiye’nin çok partili sisteme geçişinden bir yıl sonra 1947’de yapılan muhtarlık seçimlerinde, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) mevcut muhtar Tahir Şahin’in, Demokrat Partili (DP) aday Harun Yedigöz’ün seçimi kazanmasını kabul etmemesiyle başlayan olaylar; seçimin yenilenmesi için köye gelen askerlere sandıkları vermeyen kadınların, ‘Sandık bizim namusumuzdur’ sözleriyle Türk demokrasi tarihinde demokratikleşmeye geçerken verilen mücadelenin önde gelen örneklerinden birini oluşturuyor.


Tarihte yer alan bilgilere göre, 23 Şubat 1947’de ‘açık oy, kapalı tasnif’ usulüyle yapılan muhtarlık seçimlerinde, oyların tasnifi sırasında DP adayının 566, CHP adayı eski muhtarın 54 oy alması sonucunda, muhtar köyü terk edince o dönemin yasası gereği, oy pusulaları tekrar sandıklara konularak mühürlendi ve öğretmen Mustafa Kubilay’a teslim edildi. İki gün sonra yenilenmek istenen seçimlere başta kadınlar olmak üzere köy halkı karşı çıkarken, askerler ve halk arasında çıkan olaylar sonucunda tutuklanan 47 kişi, Konya’da yargılanmalarının ardından 8 aylık hapis süreci sona ererek beraat etti.



“Halk, ‘sandığı vermeyiz’ deyip, evin etrafını doldurdu”


Mersin’e yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta, bin 453 rakımda Toros Dağlarının eteğindeki Arslanköy’de, 1947 yılındaki olayların son tanıkları, yaşananları İHA muhabirine anlattı.


Olayların yaşandığı tarihte ilkokul 3’üncü sınıf öğrencisi olan 87 yaşındaki Mustafa Yıldırım, anneannesi de 7 ay hapis yatan tanıklardan biri. DP’den Harun Yedigöz ile CHP’den mevcut muhtar Tahir Şahin’in aday olduğu muhtarlık seçimlerinde, seçimi Yedigöz’ün kazandığını anlatan Mustafa Yıldırım, “Ama onlar bunu kabul etmedi. Sayımdan sonra oylar geri sandığın içine doldurdu ve okul müdürüne evine götürüldü. Bu arada mühür eski muhtarda. Eski muhtar hemen Mersin’e gidiyor ve jandarma kumandanı yüzbaşıya durumu anlatıyor. İkinci gün, mazbatayı almak için yola çıkan yeni muhtar ve yanındakiler, yolda yüzbaşı ile karşılaşıyor. Yüzbaşı ‘Nereye gidiyorsunuz’ diye sorunca, bunlar da ‘Seçim oldu, valiye tasdik ettirmeye gidiyoruz’ diyorlar.


Yüzbaşı, kağıdı okumuş, atıvermiş, ‘ezin suyunu için’ demiş. Yüzbaşı sonra köye geliyor ve karakoldaki bir manga askerle sandığı almak ister. Köylüler de kadın-erkek, genç-yaşlı, sandığı vermemek için evin etrafını doldurur. Yüzbaşı, ‘Sandığı alacağım’ deyince, halk da ‘Seçimi yaptık. Biz sandığı vermeyiz’ der. Yüzbaşı da belinden tabancayı çıkarır, ‘Ben bu sandığı alacağım’ diyerek havaya sıkmaya başlar. Jandarmaya da ateş talimatı verir, onlar da havaya sıkar. Fakat o sırada orada toplanan kadınların ellerinde hep değnek varmış, yüzbaşı havaya silahı sıkarken, bir kadın eline değneği vurur, yüzbaşının silahı yere düşer. O sırada yüzbaşıyı döverler” dedi.


Olaylar üzerine köye takviye jandarma gönderildiğini ve kimsenin evinden çıkmaması emri verildiğini aktaran Yıldırım, “Sokaklar askerlerle doldu. Üç gün boyunca burada ifade aldılar. Daha sonra yeniden seçim yaptılar ve üçüncü bir aday daha koydular, Ahmet Doğan. Herkes oyunu attı, sandıktan ne Harun Yedigöz çıkıyor ne Tahir Şahin, hep Ahmet Doğan. Atılan oyların hepsini ona çevirmişler. Yeni gelen yüzbaşı sandıkların başında kimse yaklaşamıyor. Gelen kumandan mührü Ahmet Doğan’a verdi, o da Halk Partisinden” diye konuştu.



“Anneannem de olmak üzere 60-70 kişiyi daha tutukladılar”


Jandarmanın, köydeki bütün Demokrat Partililerin hepsini meydana doldurup ifadelerini aldığını söyleyen Yıldırım, Naime Arıkan adında bir kadının da ifadeler sırasında korkarak öldüğünü anlattı.


Olaylar sonucunda ilk etapta köyün ileri gelenlerinden DP’li 7 kişinin tutuklanarak Mersin’e götürüldüğünü, tutuklananlar arasında sandığı muhafaza eden okul müdürü Mustafa Kubilay’ın da olduğunu söyleyen Yıldırım, “Çok geçmeden benim anneannem Cennet Namlı da olmak üzere 60-70 kişi daha götürdüler. Mersin’den trenle Konya hapishanesine götürdüler hepsini. Konya hapishanesinde yargılanıyorlar. Orada 7 ay yattılar. Yedi aydan sonra orada beraat ettiler ve köye geldiler. Anneannem de 7 ay hapis yattı. İdamla yargılandılar. Ama Türkiye’de ne kadar avukat varsa hepsi Konya hapishanesine gitmiş. Anneannem, ‘7 avukat savundu’ derdi. Bir adamı 7 avukat savunmuş” ifadelerini kullandı.



“Anneannem, ‘Biz seçimi yaptık. Artık o sandık bizim namusumuz’ demiş”


Olaylar sırasında kadınların ön safta yer aldıklarını belirten Yıldırım, “Ben okuldaydım olay çıktığında. Silah seslerini duyduk biz. Ama anneannem olayın içindeydi. Yüzbaşıyı da zaten kadınlar dövdü, erkekler değil. Yüzbaşının elindeki silahı da kadınlar düşürüyor. Kadınlar, sandıkları vermemiş. Hatta anneannem yüzbaşıya yalvarmış, “Yüzbaşım, biz seçimi yaptık. Artık o sandık bizim namusumuz. Biz sandığımızı vermeyiz. Seçimi yaptık, mazbata oldu’ demiş ama yüzbaşı ‘Biz sandığı alacağız’ diye diretmiş” şeklinde konuştu.



“Kadının biri hapiste doğum yaptı. Kızının ismini ‘Hadise’ koydular”


Mustafa Yıldırım’ın eşi 81 yaşındaki Naile Yıldırım da olaylar yaşandığı sırada okulda olduğunu belirterek, “Okulda öğretmenler, ‘Muhtar sandığı vermemiş. Köylü kavga ediyor’ dediler. Ben de hemen, annem de çok demokrat bir kadındı, ‘Annem kavgaya karışır, hapse atılır’ diyerek annemin yanına koştum. Annem, kavganın olduğu yere gideceğini söyleyince, ‘Beni yalnız koyma’ diyerek göndermedim. Burada çok büyük hadise oldu. Buraya bir ordu geldi. Bütün köylü, kimse çıkmasın diye askerlerin etrafını çevirdi. Annemi bıraksaydım, o da Konya Hapishanesine gidecekti. Hatta hapis yatan kadınlardan biri orada doğum yaptı. Kızının ismini ‘Hadise’ koymuşlar. Köylüler, onlar hapisten çıkınca burada bayrak çektiler, eğlence yaptılar” dedi.



“Kadınlar devreye giriyor ve ‘Sandık bizim namusumuz’ diyerek vermiyorlar”


Olaylara tanık olanlardan bir diğer Arslanköylü de 81 yaşındaki Zeynel Abalı. O sırada 6 yaşında olduğunu söyleyen Abalı, mevcut muhtara seçimi kaybetmek zor geldiği için bütün bunların yaşandığını dile getirdi. Seçim sandığının muhtarın evine konulmak istenmesinden patladığını belirten Abalı, kadınların verdiği mücadeleyi şöyle anlattı:


“Olaylarda Cemile Gürbüz, Ayşe Çelik ve Zeynep Türkmen ilk sıradalar. Olaylar daha fazla büyüyecek korkusuyla erkekler geride duruyor, kadınlar öne çıkıyor. Eski muhtarın evine sandık bırakılmaz. Olay oradan çıkıyor zaten. Kadınlar devreye giriyor ve ‘Sandık bizim namusumuz’ diyerek vermiyorlar. Sonra da olaylar büyüyor. Sonra 42 kişi Konya’ya gidiyor, yargılanıyor. Beraat edip geldiler. Hatta orada iki kadın doğum yapıyor ve iki çocuğun ismini de ‘Hadise’ koyuyorlar. Kadınlardan biri daha 3-4 ay önce öldü, 108 yaşındaydı.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İş Sanat’tan 23 Nisan etkinlikleri İş Sanat, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı rengarenk çocuk atölyeleriyle kutluyor. İş Sanat, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde ‘Türk Resmini İzlemek’ ve ‘İstanbul’un Resmi’ sergilerinden ilhamla hazırlanan rengarenk çocuk atölyeleriyle kutluyor. Beyoğlu’nda bulunan müzede 20-28 Nisan tarihleri arasında devam edecek atölyeler hakkında bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için rhm.atolye@issanat.com.tr adresiyle iletişime geçilebileceği belirtildi. Cumhuriyet ressamlarımızın izinde Bu atölyede çocuklar Cumhuriyetin kuruluş döneminde her alanda yapılan inkılap ve yeniliklerle birlikte sanatın ele alınış şekli, Mustafa Kemal’in sanat ve sanatçıya verdiği önem ve bu dönemin temsilcisi sanatçılarıyla tanışacak. Batı’da alınan sanat eğitimi ve tekniklerin coğrafyamızın yaşam tarzı, doğası ve karakterleri doğrultusunda yorumlanacağı atölyede örnek işler incelenip atölye alanında uygulamalı olarak ele alınacak. 20 Nisan Cumartesi saat 16.00 Yaş Aralığı: 7-10 yaş Sanatçı Şapkaları Atölyesi Sanatçı Şapkaları Atölyesi’nde genç katılımcılar, Feyhaman Duran’ın resimlerini inceleyecek; renklerin dansını, kompozisyonların uyumunu ve detayların büyüsünü keşfedecek. Atölyede Feyhaman Duran’ın eserlerinden ilhamla renkli ve özgün şapkalar da tasarlanacak. 21 Nisan Pazar saat 13.00 Yaş Aralığı: 6-9 yaş Kartpostal Atölyesi Bu atölyede, çocuklar Resim Heykel Müzesi’ndeki eserlerden ilham alarak kendi kartpostallarını tasarlayacak ve bayram coşkusunu kartpostallarına yansıtacak. 23 Nisan Salı saat 13.00 Yaş Aralığı: 6-9 yaş Renkli Kapılar Resim Heykel Müzesi’nin kalıcı sergisi ‘Türk Resmini İzlemek’teki eserlerin incelenmesiyle başlayacak bu etkinlikte çocuklar ‘Bodvi Apartmanı Anısına’ başlıklı eser odağında atölye çalışması gerçekleştirerek kendi kapılarını tasarlayacaklar. 23 Nisan Salı saat 14.00 Yaş Aralığı: 7-12 yaş Benim Kumbaram Bu atölyede, çocuklar “Kumbaralı Çocuk” eserinden yola çıkarak İş Bankası’nın ikonik kumbarasını konuşacak ve sergideki eserlerden ilhamla kendi kumbaralarını tasarlayacak. 23 Nisan Salı saat 15.00 Yaş Aralığı: 7-12 yaş Renklerin Dansı Çocukların temel renkleri alternatif öğrenme araçlarıyla keşfedeceği bu atölye, sergi alanında renk avı ile başlayacak. Ardından, renkler eğlenceli bir boyama tekniği ile çocukların ellerinde bir araya gelecek. Türkiye’nin ilk kadın ressamlarından Fahrünnisa Zeid’in ‘Mevleviler’ isimli eserinden ilhamla, kelimelere ihtiyaç duymadan kendini anlatan, hareket eden renkli bir oyuncağa dönüşecek. 27 Nisan Cumartesi saat 11.00 Yaş Aralığı: 3-5 yaş (Bir yetişkin eşliğinde gerçekleşecek) Şehirde kutlama var Bu atölyede önce Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin koleksiyonunda yer alan Fikret Mualla, Fahir Aksoy gibi sanatçıların şehir hayatını konu alan resimleri çocuklarla birlikte incelenecek; ardından çocuklar, mukavva şablonları şekillendirip boyayarak, yaşadığı mahallede kendi hayal ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamasını üç boyutlu bir üretici çalışmaya dönüştürecek. Atölyenin sonunda çocukların ürettiği tüm mahalleler bir araya getirilerek kocaman, rengarenk bir bayram kutlamasına dönüştürülecek. 27 Nisan Cumartesi saat 15.00 Yaş Aralığı: 6-9 yaş Suluboya Atölyesi: İstanbul’un Bahar Çiçekleri Bu atölyede genç katılımcılar ‘İstanbul’un Çiçekleri’ teması altında sergi turu yapacak; ardından renkleri, malzemeleri ve temel suluboya tekniklerini konuşarak atölye alanında kendi çiçeklerini renklendirecek. 28 Nisan Pazar saat 11.00 Yaş Aralığı: 9-12 yaş
Bartın Tarak yerine elbise fırçası kullanıyor Bartın’da 14 metrekare alana sahip dükkanına kurduğu torna tezgahlarında ağacı oyarak şekil veren Devlet Sanatçısı Ali Rıza Vatandaşlar, iş yerinde ise tarak yerine elbise fırçası kullanıyor. Ali Rıza Vatandaşlar saç, bıyık ve kaşlarına ise elbise fırçası ile şekil veriyor Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan 14 metrekare alana sahip dükkanında ağacı oyarak, bardak, tabak, kül tablası, havan ve hediyelik hayvan figürleri gibi çeşitli sanat eserlerine dönüştüren 65 Ali Rıza Vatandaşlar, yaptığı ürünleri ise aynı dükkanda sergileyerek satışa çıkarıyor. Kültür Bakanlı Devlet Sanatçısı unvanı da bulunan Ali Rıza Vatandaşlar, tarak yerine ise elbise fırçası kullanıyor. Ağacı sanat eserlerine dönüştürürken toz ve talaş içerisinde kalan ağaç ustası Vatandaşlar, saç, bıyık ve kaşlarına elbise fırçası ile şekil veriyor. Vatandaşlar, iş yerine her müşteri geldiğinde ise kesme, oyma gibi işlemini yarıda bırakarak hemen fırça ile yüzünü, saç, bıyık ve kaşlarına yapışan talaş ile tozdan temizliyor. Ardından müşterisi ile ilgilenen Vatandaşlar, müşterisini uğurladıktan sonra sanatına devam ediyor. Eserlerinde insan hayatını tehlikeye sokacak vernik gibi kimyasal maddeler kullanmadığı belirten Vatandaşlar, mesleğin en kötü yanının ise sürekli toz ve talaşa maruz kalmak olduğunu kaydetti. Sürekli öksürük ve hapşırma ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Vatandaşlar, ’’Bir kaç kez doktora gidip, ciğerlerimin durumuna baktırdım. Çok şükür şimdilik sağlam gözüyor’’ diye konuştu. Tarak yerine elbise fırçası kullanmak zorunda olduğunu anlatan Vatandaşlar, mecbur fırçayı yüzüme süreceğim. Benim gözümde şuan toz var. Gözlük taksan da olmuyor, toz giriyor. Fırçayla temizler, birazdan da yıkarız. Toz gider. Ben fırçayı kolay buldum. Hemen onla tarıyorum. Zaten saç da kalmadı. İllaki gözlerimin altı, kaşlarda, kirpikler toz oluyor. Fırça çıkarır bu tozu ve talaşı. Daha sonra da yıkarsın, geçer gider’’ diye konuştu. Mesleği babasından öğrendiğini belirten Vatandaşlar, babasının 4.5 yılda 3 ayrı mesleği öğrendiğini, kendisinin ise anahtar çekimi, çilingirlik, ağaç oyma, gözlük, çakmak tamiri, gibi 5-6 meslek ve zanaat sahibi olduğunu da kaydetti. Önceden sokakların meslek ve zanaat sahipleri ile dolu olduğunu ama artık insanların kolay para peşinde koştuğunu belirten Devlet Sanatçısı Vatandaşlar, artık çalıştıracak çırak bulamadıklarını kaydederek, mesleklerin önümüzdeki yıllarda unutulabileceğini ifade etti. Kendisinin yaklaşık 8-10 yaşlarında öğrendiği meslek ile yarım asırdan fazla zamandır kendisinin ve ailesinin geçimini sağladığını, çocuklarını okuttuğunu, araba ve evler alabildiğini sözlerine ekledi.
İstanbul A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın 2024 yılı faaliyet programı açıklandı A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın 2024 yılı faaliyet programı ve söz konusu müsabakalarda yer alacak kadrosu açıklandı. A Milli Erkek Voleybol Takımı ilk olarak 28 Nisan’da Ankara’da kampa girecek. Filenin Efeleri, 10-14 Mayıs tarihlerinde ise İtalya Milli Takımı’nın davetlisi olarak İtalya’nın Cavalese kentine giderek bir turnuvaya katılacak. Milliler, İtalya kampının ardından 18 Mayıs’ta Milletler Ligi (VNL) 1. ayağı karşılaşmaları için Antalya’ya gidecek. A Milli Erkek Voleybol Takımı burada 21 Mayıs’ta Kanada, 23 Mayıs’ta Hollanda, 25 Mayıs’ta Fransa ve 26 Mayıs’ta ABD ile karşılaşacak. 1 Haziran’da Japonya’nın Fukuoka şehrine gidecek olan Milliler, VNL 2. ayağı müsabakalarında 5 Haziran’da Slovenya, 6 Haziran’da Polonya, 8 Haziran’da İran ve 9 Haziran’da Almanya ile karşılaşacak. Milletler Ligi’nin son ayağı müsabakaları için de 15 Haziran’da Slovenya’nın Ljubljana şehrine gidecek olan ay-yıldızlılar, 18 Haziran’da Bulgaristan, 20 Haziran’da Arjantin, 21 Haziran’da Sırbistan ve 23 Haziran’da İtalya ile karşılaşarak Milletler Ligi grup etabı müsabakalarını tamamlayacak. Milletler Ligi Finalleri, 27-30 Haziran tarihlerinde Polonya’nın Lodz şehrinde oynanacak. Milletler Ligi müsabakalarının sonuçlarının neticesinde en yüksek FIVB sıralama puanını alan 4 ülke 2024 Paris Olimpiyatları’na katılma hakkı elde edecek. Filenin Efeleri, ayrıca 2026 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için de 24-25 Ağustos tarihlerinde deplasmanda Danimarka, 29 Ağustos’ta Ankara’da Macaristan müsabakalarını oynayacak. Bu müsabakaların rövanşları 2025 yılında oynanacak. A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın söz konusu müsabakalar için açıklanan oyuncu kadrosu şöyle: Pasörler: Arslan Ekşi, Murat Yenipazar, Arda Bostan Smaçörler: Efe Mandıracı, Mirza Lagumdzija, Yiğit Gülmezoğlu, Burutay Subaşı, Efe Bayram Orta Oyuncular: Vahit Emre Savaş, Mert Matiç, Faik Samet Güneş, Bedirhan Bülbül Pasör Çaprazları: Adis Lagumdzija, Kaan Gürbüz Liberolar: Volkan Döne, Berkay Bayraktar Millilerin idari ve teknik kadrosunda ise şu isimler yer alacak: Semih Oktay - Erkek Milli Takımlar Koordinatörü Orkun Özel - A Erkek Milli Takım Menajeri Cedric Enard - Başantrenör Umut Çakır - Yardımcı Antrenör Mert Karatop - Yardımcı Antrenör Alexandre Leal Goulart Nunes - Yardımcı Antrenör Gael Querin - Kondisyoner Ali Rıza Metin - İstatistik Antrenörü Sedat Şanlı - İstatistik Antrenörü Burak Yılmaz - Fizyoterapist Bilal Aslan - Fizyoterapist Aykut Yılmaz - Masör