EKONOMİ - 15 Eylül 2020 Salı 10:37

Akdoğan: “Keçi üretiminde Türkiye birincisiyiz”

A
A
A
Akdoğan: “Keçi üretiminde Türkiye birincisiyiz”

MERSİN (İHA) – Keçi üretiminde Türkiye birincisi olan Mersin, yaşanan sorunlara karşın küçükbaş hayvan varlığını geçen yıl yaklaşık 100 bin artırarak 1 milyon 200 bin hayvana ulaşmayı başardı.

MERSİN (İHA) – Keçi üretiminde Türkiye birincisi olan Mersin, yaşanan sorunlara karşın küçükbaş hayvan varlığını geçen yıl yaklaşık 100 bin artırarak 1 milyon 200 bin hayvana ulaşmayı başardı. Mersin İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, yaklaşık 1 milyon da koyuna sahip olan Mersin’de kırsal nüfusu yerinde tutabilmenin çabasını verdiklerini söyledi. Desteklemenin artırılmasını beklediklerini belirten Akdoğan, Bakan Bekir Pakdemirli’nin Mersin’de verdiği 35 TL sözünü hatırlattı.


Dünyanın başındaki en büyük felaketlerden biri olan korona virüs salgını, tarım ve hayvancılığın önemini bir kez daha ortaya koydu. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde şanslı illerden biri olan Mersin’de, hayvancılığın ayakta kalabilmesi için üreticilerin önündeki engellerin kaldırılması en büyük beklenti.



^”Keçi üretiminde Türkiye birincisiyiz”


Mersin İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, üreticilerin sorunları, beklentileri ve birliğin hedeflerine yönelik İHA muhabirine açıklama yaptı. Mersin’in keçi üretiminde Türkiye birincisi olduğunu vurgulayan Akdoğan, “Mersin’de 1 milyon 200 bin civarında keçimiz var. Şu anda üreticilerin birçoğu yaylada. Nisan ayıyla beraber yaylalara göç ediyorlar. Keçi üreticiliği zor bir üretim modeli. Zor şartlarda, kırsalın da kırsalında yapılıyor. Yılın büyük bir bölümü keçi üretimi yapılırken doğadan, meradan faydalanılıyor. Yem gideri olarak en az maliyetle yetişen bir hayvan. Ancak, keçi üreticiliği yapan vatandaşların sosyal problemleri var. Kırsalda olduğu için çoğunun elektrik, yol problemleri, sulaklarla ilgili sorunları var. Otlatmayla ilgili dönem dönem sorunlar oluyor. Ormanla ve geçiş yollarındaki tarım alanlarıyla ilgili sorunlar oluyor ama biz birlik olarak tüm yetiştiricilerinin yanındayız” dedi.


Özellikle bu sorunların çözümü için ilgili her kurumla diyalog içinde olduklarının altını çizen Akdoğan, bu çerçevede birçok proje gerçekleştirdiklerini kaydetti. Elektrik sorununu çözmek için Çukurova Kalkınma Ajansı, Mersin Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi ile yaptıkları çalışmalarla göçerlere 3 bin civarında güneş paneli dağıttıklarını anımsatan Akdoğan, “Bu ciddi bir rakam. Bunları hibe olarak verdik ve projeye devam ediyoruz. Kırsaldaki bu nüfusu orada tutmak, şehre göçü engellemek için iş kolaylığı da yaptık. Bu kapsamda işlerini daha kolay yapmaları adına taşınabilir konteynerler veriyoruz. Koyun üreticiliği yapanlara koyun kırpma makineleri veriyoruz. Özendirici ne gerekiyorsa yapıyoruz” diye konuştu.



“Hedefimiz, hayvancılığı ayakta tutabilmek”


Hayvancılığın zor ve kırılgan bir sektör olduğuna işaret eden Akdoğan, “Hedefimiz, hayvancılığı ayakta tutabilmek. Bizim bölgemizde insanlar hayvancılığı yaparken birinci öncelikleri ticari kazanç değil, gelenekten gelen bir meslek olarak gördükleri için yapıyorlar hayvancılığı. Mersin, Yörük kültürünün hakim olduğu bir coğrafya. Yörüklerin de mesleği hayvancılık. Bu, bizim için bir avantaj. Ne kadar sorun, sıkıntı olursa olsun, atadan bir meslek olarak gördükleri için hayvancılığı bırakmıyorlar. Biz de onlara destek oluyoruz bakanlığımız kanalıyla ve yaptığımız projelerle. Amacımız, buradaki kırsal nüfusu yerinde tutabilmek. Ülkemiz kalkınıp gelişecekse, refah düzeyi artacaksa bu, özellikle tarım ve hayvancılıktan; üreticiyi desteklememiz ve onlara sahip çıkmamızdan geçiyor. Bu da herkesin görevi” ifadelerini kullandı.


“Biz zaten tarımın önemini biliyorduk” diyen Akdoğan, pandemi sürecinde tarımın daha da önemli hale geldiğini belirterek, “Bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığımız da iyi bir koordinasyon yaptı. Üretim yaparken kısıtlama döneminde özellikle üreticiler mağdur edilmedi. Bu çok önemliydi üretim adına. Bakanlık yetkililerimize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.



“Toplam koyun ve keçi varlığında 5’inci sıradayız”


Mersin’in toplam koyun ve keçi varlığında da 5’inci sırada yer aldığına dikkat çeken Akdoğan, “Mersin’de anaç ve yavru olmak üzere yaklaşık 1 milyon koyun varlığımız var. Bu da ciddi bir rakam. Biz ülke ortalamasının çok üzerindeyiz. Bakanlık, Türkiye genelinde 83 milyon küçükbaş hedefliyor. Biz Mersin’de şu anda 2 milyon nüfus olduğunu düşünürsek, bizde 2 milyonun üzerinde küçükbaş hayvan var. Burada küçükbaş üretimi yoğun yapılıyor, sebebi meslek olarak görülmesi; ikincisi de Mersin’de küçükbaş tüketimi çok yoğun. Türkiye ortalaması yüzde 10 küçükbaş, çok düşük bir rakam. Büyükbaş eti daha çok tüketiliyor. Ama Mersin’de tam tersi bir durum söz konusu; yüzde 90 küçükbaş tüketimi, yüzde 10 büyükbaş hayvan eti tüketimi söz konusu. Bu anlamda Mersin ilk sırada yer alıyor, Adana ve Antalya da küçükbaş et tüketiminin yoğun olduğu iller. Mersin’deki küçükbaş Mersin’e yetmiyor. Bize birçok ilden küçükbaş hayvan geliyor ve tüketime sunuluyor” dedi.



“Desteklemenin artırılmasını bekliyoruz”


Yetiştiricilerin beklentilerini de aktaran Akdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile birebir görüşebilen bir birlik başkanı olduğunu, sorun ve beklentileri de direk iletebildiğini kaydetti. Bakanlığın, bu alanda ciddi çalışmalar yaptığını belirten Akdoğan, il genelindeki sorunları da başta Mersin Valisi Ali İhsan Su olmak üzere kent yetkilileriyle çözmeye çalıştıklarını dile getirdi. Destekleme rakamlarının son 4-5 yıldır aynı kaldığına dikkat çeken Akdoğan, şunları söyledi:


“Desteklemelerle ilgili beklentimiz var. Anaç koyun keçi başına 25 TL veriliyor ve 4-5 yıldır aynı rakamda duruyor. Bunun biraz yükseltilmesi gerekiyor. Mersin’de ocak ayında Tarım ve Orman Bakanımızı ağırladığımızda keçiyle ilgili 35 TL talebimiz olmuştu. Özellikle kıl keçisinin farklı bir destekleme modeliyle desteklenmesini önermiştik, o da kabul etmişti. Gelecek yıl 35 lira diye bize burada söz verdi 2020 destekleme dönemi için. Bu yılın destekleri 2021’de veriliyor. Desteklemeden ziyade üretimin önündeki engellerin aşılması lazım dedik ve onunla ilgili çok fazla sıkıntımız kalmadı ama desteklemenin de özendirici olması gerekiyor. Üretimi teşvik etmesi, daha bir heyecan katması adına önemli.”



“Geçen yıl hayvan varlığımız yaklaşık 100 bin arttı”


Hayvancılık yapan Yörük nüfusunun azaldığına da işaret eden Akdoğan, “Ama biz bunu dengede tutabiliyoruz, burada son yıllarda azalma yok. Biz Mersin olarak bunu başardık. Birlik kanalıyla gerçekleştirdiğimiz destekleme projeleriyle sorunlarını her yere iletebilme kolaylığıyla başardık bunu. Hatta geçen yıl Mersin’de hayvan sayımız 100 bine yakın arttı. Böyle bir dönemde bu ciddi bir artıştır.


Bu noktada bakanlığın belirlediği politikalar önemli. Hayvan ithalatı son dönemde kısmi olarak azaldı. Üretici biraz önünü gördüğü zaman üretim yapar, yapacak, ben buna inanıyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Dört ’Can’ daha sıcak yuvasına kavuştu Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi’nde bulunan 3 kedi ve 1 köpek yeni sıcak yuvasına kavuştu. 2009 yılından bugüne 13 bin 91 sokak hayvanını sahiplendirerek tüm belediyelere örnek olan Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi, çalışmalarına devam ediyor. Bu çerçevede merkezde bakımları yapılan 3 kedi ve 1 köpek daha sıcak yuvaya kavuştu. "Bugün de bir köpek yavrusu sahiplendim, ismini de Ponçik koydum" Bir köpek yavrusunu sahiplenen Tülin Onar, “Buranın olması benim için çok büyük bir avantaj. Buradan devamlı kedi-köpek sahipleniyorum. Genelde engeli olanları sahipleniyorum ve kendimi de mutlu hissediyorum. Bugün de bir köpek yavrusu sahiplendim, ismini de Ponçik koydum. Tedavileri başladı. Bana burada çok yardımcı oluyorlar. Bir yaşam kurtarmak bence en büyük cennetliktir. Tepebaşı Belediyesinin bu konudaki çalışmalarını da çok beğeniyorum. Barınak çok temiz, çok duyarlılar. Barınak denilince akla gelen o çirkinlik burada kesinlikle yok. Tertemiz, medeni, uygarca bakılan yerler burası” dedi. “Buradan herkese ‘Satın Alma Sahiplen’ diyorum” Konuşmasında ’Satın alma sahiplen’ çağrısında bulunan Nurdan Kılıç, “Köyde bulunan 4 kardeşten birini ben sahiplendim, birini farklı bir arkadaşımız sahiplendi, ikisini de başka bir arkadaş sahiplendi. İsmi Bıdık. Ailemizin bir üyesi oldu. Buradan da herkese çağrı yapmak istiyorum. ‘Satın Alma Sahiplen’ diyorum. Çünkü herkes bu konuda hem fikir. Sokaklarda sahiplenmeyi bekleyen çok can var. Tepebaşı Belediyesi ile sürekli iletişim halindeyiz. Gördüğüm hayvanlar için sürekli yönlendiriyorum. Ben sonuna kadar güveniyorum Tepebaşı Belediyesi’nin barınağına. Hepsinden Allah razı olsun. Bu yürek işi. Hepsi canı gönülden savaş veriyorlar” diye konuştu. “Bulut ile çok mutluyuz, bize enerji kattı” Ali Sırca, “Biz Bulut’u Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi’nden aldık. Bize enerji kattı. Onunla vakit güzel geçiyor. Kısaca satın alma sahiplen diyorum” ifadelerini kullandı. “Yuvaya ihtiyacı olan çok kedi köpek var” Ayşe Demirel ise, konuşmasında şu sözleri kaydetti: “Çok mutluyuz, sahipleniyoruz. Herkesi de bekliyoruz. Burada yuvaya ihtiyacı olan çok kedi köpek var. Aşıları yapılıyor, takibi yapılıyor. İstediğiniz her şey burada mevcut. Parayla almak yerine sahiplenmek daha iyi. Tepebaşı Belediyesinin bu yöndeki çalışmaları da çok beğeniyorum. Ellerinden geleni yapıyorlar. Arkadaşlar çok güzel ilgileniyorlar ve gece gündüz bakıyorlar." Tepebaşı Belediyesi yetkilileri tarafından aşıları tamamlanan canların bakımıyla ilgili de bilgi verildi.
Kırıkkale Okula gitmek için evden ayrıldı, bir daha da dönmedi: Acılı anne 15 yaşındaki kızını arıyor Kırıkkale’de okula gitmek için evden ayrılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Gözde Nehir Akbulut’tan iki gündür haber alınamıyor. Acılı anne Nuray Akbulut, kayıp kızının bulunmasını istiyor. Edinilen bilgiye göre, Kırıkkale yaşayan Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Gözde Nehir Akbulut, bir süredir kaldığı ablasının evinden dün sabah saatlerinde ayrıldı. Okula gitmediğini öğrenen Nuray-Şinasi Akbulut çiftçi, 15 yaşındaki kızlarından haber alamayınca durumu polise bildirdi. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yapılan kayıp ihbarı sonrası Gözde’yi bulmak için arama çalışması başlattı. Polis, okul ve çarşı merkezindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Acılı anne Nuray Akbulut, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının bir süredir doğum yapan ablasının yanında kaldığını belirtti. Okula hiç gitmediğini ifade eden Akbulut, "Ablası doğum yaptığı için ablasında kalıyordu okulda yakındı. Okula gidiyor diye çıkıyor, okula gitmiyor. Gitmeyince de dönüş saatinde ’anne kaçta geliyordu" dedi. Bende ’4.5’ dedim. Baktık okula o gün hiç gitmemiş. Sonra ben geldim okul idaresine kimseyi bulamadım. Emniyete gittik haber verdik. Herkes ’şuarada görüldü’ diyor. Oraya gidiyoruz aslı yok hiçbir şey bulamıyoruz" dedi. Akbulut, "Arkadaşının bir tanesi ’dolmuş durağında saat 9.30 gibi gördüm gidiyordu’ dedi. Tek başına deniliyor, yanında bir kişi var denildi. Okuldan da kimse ’kızının geldi gitti’ diye arama olmadı. Aramaya ulaşmaya çabaladım. Görenlerin duyanların yardımını istiyorum" diye konuştu. (HA