POLİTİKA - 13 Haziran 2018 Çarşamba 17:03

Bakan Elvan: "Sadece atar damarlara değil, kılcal damarlara da dokunuyoruz"

A
A
A
Bakan Elvan: "Sadece atar damarlara değil, kılcal damarlara da dokunuyoruz"

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "Sadece atar damarları değil, kılcal damarlara da dokunuyoruz.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "Sadece atar damarları değil, kılcal damarlara da dokunuyoruz. Bugün ki köprülü kavşağı da bunun en güzel örneği. Bugün gerçekten bizim için mutlu, huzurlu bir gün" dedi.


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek ise 16 yıl öncesine göre Türkiye’nin daha iyi konuma yükseldiğini vurgulayarak, "16 yıllık dönemde ülkemizin ulaşım ve iletişim alt yapısına yaptığımız yatırımların toplam tutarı 474 milyar lirayı aşmış durumdadır" ifadelerini kaydetti.


Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Çamtepe, Kargıpınarı ve Mezarlık-2 kavşaklarının açılışını Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek yaptı. Mezarlık-2 kavşağında gerçekleştirilen toplu açılışta Elvan ve Coşkunyürek’e, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, milletvekilleri ile il protokolü eşlik etti. Burada konuşan Bakan Elvan, bugünün Mersin için önemli bir gün olduğunu söyledi. Yol çalışmalarında bugün 3 önemli açılış gerçekleştirdiklerini kaydeden Elvan, "Mersin’de gerçekten çok büyük projeler imza atıyoruz. Akdeniz sahil yoluyla, hızlı trenle, otoyollarla, kuzeyden Akdeniz’e, doğudan batıya şehrimizin Türkiye’ye açılması, dünyaya açılması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Sadece atar damarları değil, kılcal damarlara da dokunuyoruz. Bugünkü köprülü kavşağı da bunun en güzel örneği. Bugün gerçekten bizim için mutlu, huzurlu bir gün. Hem otoyol bağlantısını güçlendiriyoruz hem de özellikle kırsal alana geçişlerimiz çok daha kolay, çok daha rahat bir şekilde gerçekleştirilecek. Diğer önemli projemiz de Çamtepe Kavşağı. Önemli bir sorundu. Bu sorunun giderilmesi noktasında hemen 2015 seçimlerinden sonra sizlerden gelen talep sonrasında çalışmaya başladık ve orada 4’lü bir kavşak gerçekleştirdik. Hangi yöne olursa olsun muhteşem bir kavşak oluşturduk. Diğer taraftan Erdemli girişi özellikle trafik yoğunluğu açısından yaz aylarında çok sıkıntı çektiğimiz bir yol. Orada da Kargıpınarı köprülüğü kavşağını inşa ederek trafiği bir nebze de olsa rahatlatma girişiminde bulunduk ve bugün bunun da açılışını gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.


Çeşmeli-Taşucu otoyolu ihalesinin de tamamlandığını hatırlatan Elvan, "Zarflar açılacak, ihaleyi kazanan firma belli olacak ve 2018 yılında otoyolun yapımına başlayacağız. Akdeniz sahil yolundaki çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Aşağı yukarı 8-10 saatlik yolu 4 saate düşürüyoruz. Şu ana kadar Mersin il sınırları içerisinde 11 tünelimiz açıldı. Son 2 yılda 10 tünel, 2 viyadüğün açılışın gerçekleştirdik. Bundan sonra inşallah nice yolları, nice tünelleri birlikte gerçekleştireceğiz. Bugün Türkiye için bir başka önemli gün. Bugün Türkiye’nin en uzun tünelinin açılışı gerçekleşiyor. Ovit Tüneli’nin açılışı gerçekleştiriliyor. Bakanımız da bu yüzden bugün aramızda olamadı. Bugün gerçekten oldukça önemli ve özellikle vatandaşlarımız bu alt geçidi kullandıklarında ne kadar önemli bir yatırım yaptığımızı kendileri de görecekler" ifadelerini kullandı.



"Yatırımlarımız 474 milyar lirayı aşmış durumda"


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek ise Mersin’in her daim önemli ticaret ve kültür şehri olduğunu söyledi. Bugün hem Mersin hem de Türkiye’nin 16 yıl öncesine göre çok daha iyi konumlara yükseldiğini dile getiren Coşkunyürek, "16 yıllık dönemde ülkemizin ulaşım ve iletişim alt yapısına yaptığımız yatırımların toplam tutarı 474 milyar lirayı aşmış durumdadır. 2002 yılında 6 bin kilometre bölünmüş yol mevcutken, bugün 26 binin üzerine çıktık. Şu an dünyada 10 büyük ulaştırma projesinin 6’sı ülkemizde gerçekleşiyor. Kuzey Marmara otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi dev karayolu projelerini hizmete açtık. Bugün Cumhurbaşkanımız Avrupa’nın en büyüğü, dünyanın da 4’üncü büyük tüneli olan yaklaşık uzunluğu 14.3 kilometre olan Ovit Tüneli’ni açıyor. Yüksek hızlı demir yolu hattına sahip dünyada 8’inci, Avrupa’da da 6’ncı konuma yükselen bir Türkiye var. Bugün yüksek hızlı hat uzunluğumuz bin 200 kilometreyi aşmış durumda" şeklinde konuştu.



"Artık 296 noktaya uçuş yapıyoruz"


Havayolunu halkın yolu yaptıklarını vurgulayan Coşkunyürek, "2003 yılından beri yürütülen çalışmalarla aktif hava alanımız 26’dan 55’e yükseldi. Dış hatlarda 50 ülke 60 noktaya uçuş yaparken, bugün 119 ülkede 296 noktaya uçuş yapıyoruz. 2003 yılında 34 milyon yolcu taşınırken, bugün 195 milyon yolcu taşıyoruz. Türsat 4-A, 4-C’yi uyduya yolladık. 5-A ve 5-B projelerini başlattık. Denizci devlet, denizci millet kimliğini tekrar kazandık. Filomuz 19’uncu sıradan 14’üncü sıraya yükseldi. Tersane sayımız 37’den 78’ye yükseldi. Bilişim sektöründeki rakam büyüklüğümüz 94 milyonu aştı. Fiber kablo uzunluğumuz 325 bin kilometreyi geçti. Geniş bant abone sayımız 69 milyonu aştı. Tüm ülkemizde olduğu gibi Mersin de bu değişim rüzgarından nasibini aldı. Bugüne kadar Mersin’imize bakanlık olarak yaptığımız yatırımların toplam tutarı 6 milyar liraya ulaştı. 2003 yılında 279 kilometre bölünmüş yolu olan Mersin’de 278 kilometre yeni bölünmüş yol yaptık. Şu anda Akdeniz sahil yolunda yaptığımız tünellerin uzunluğu 17 kilometreyi aşmış durumda. Biz geldiğimizde bırakın komşu vilayetleri Mersin’in kendi ilçelerine bile ulaşmada büyük sorunlar vardı. 15 yılda Mersin’i Karaman’a, Konya’ya, Pozantı otoyolunu bitirerek Ankara’ya bağladık. Mersin-Adana yolunu bölünmüş yol olarak gerçekleştirdik. Bu açılan kavşaklarla beraber Mersin’in önemli bir sorunu da çözüme kavuşmuş olacaktır. Mersin’e sadece karayolu yatırımları yapmıyoruz. Mersin gelişecekse ulaşımda bütün yatırımların olması gerekiyor. Biz Mersin’i büyük bir nokta olarak düşünüyoruz ve kentin ulaşım hizmetlerini entegre bir yapı içinde değerlendiriyoruz. Çukurova bölgesel havalimanı, tren hatları, Yenice lojistik merkezi, Mersin konteyner limanı, Anamur iskelesi, Mersin-Aydıncık yat limanı kentin inşa çalışmaları devam eden dev projeleri arasında yer almaktadır" dedi.


Konuşmaların ardından 3 kavşağın da açılışı gerçekleştirildi. Açılışın ardından Bakan Elvan ve beraberindekiler, Mezarlık-2 katlı kavşağında tur attı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Bingöl’de Hesarek Kayak Merkezi, turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edildi Bingöl’de kış turizminin gözde tesislerinden biri olan Hesarek Kayak Merkezi, Cumhurbaşkanı kararı ile Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) ilan edildi. Bingöl’de her yıl kış aylarında binlerce misafiri ağırlayan ve bölgenin gözde kayak tesisleri arasındaki yerini alan Hesarek Kayak Merkeziyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. 12 Mart 2024 tarih ve 32487 sayılı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) ilan edilen Hesarek Kayak Merkezi, Türkiye’de 28’inci kış temalı KTKGB arasında yer aldı. Söz konusu gelişmenin Bingöl ve Hesarek Kayak Merkezi için önemli olduğunu belirten Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, ’’Cumhurbaşkanımızın imzasıyla yayımlanan kararla Hesarek Kayak Merkezimiz Kültürel Gelişim ve Kalkınma Merkezi olarak ilan edildi. Bu Türkiye’deki değişik temalardaki 236’ncı merkez ve kış turizmi olarak 28’inci merkez olarak kabul edildi. Bunun bize sağladığı fayda ne, bildiğiniz gibi şuan ki Hesarek alanına yatırım yapamıyoruz mera alanı olduğu için. Yatırım yapmanın maliyetleri var. Dolayısıyla biz burayı Kültür ve Turizm Bakanlığınca merkez ilan ettiğimiz zaman bununla ilgili altyapının planlanması veya hazırlanması tamamen Kültür ve Turizm Bakanlığının ukdesinde olduğu için, bütün çalışmalar yapıldıktan sonra yatırım kanalları da yine Bakanlık tarafından açıldığı için ulusal ve uluslararası düzeyde açılacak yatırım taleplerinde Bingöl bir cazibe merkezi haline gelecek. Yurt içinden veya yurt dışından yatırımcıları kabul edecektir diye düşünüyoruz” dedi.
Gaziantep GİBTÜ’de “Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" paneli GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya bağımlığının madde bağımlığı kadar tehlikeli olduğuna vurgu yaptı. Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” dedi. Türkiye’de İnternetin 31. Yıldönümü kapsamında Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde İnternet Haftası paneli düzenlendi. Panelin bu yıl konusu "Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" oldu. Panelde Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunum, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunum, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunum, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Umut Salur “Web 3.0’da Yapay Zekanın İşlevi” konulu sunum Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Yasin Pak ise “Eğitimde İnternetin Rolü ve Geleceği” başlıklı sunum yaptı. “GİBTÜ yapay zeka alanında çalışıyor” Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü Panelinin açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, yapay zeka ve sosyal medya kullanımı konusunu ele aldı. Rektör Demir, yapay zekanın son yıllarda bütün dünyayı peşinden sürükleyen bir alan olduğunu vurguladı. Demir, “Yapay zeka konusunda Türkiye’nin çok ciddi manda inisiyatif alması gerekiyor. Biz de Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yapay zeka yepyeni sorunları da beraberinde getiriyor. Bu sorunlarla da baş etmek gerekir. Etik sorunlar, sosyal sorunlar, ekonomik sorunlar, psikolojik sorunlar. Bunların hepsiyle yüzleşeceğiz. Yapay zeka konusunda bir ülke, bir üniversite, bir kurum ne kadar bütçe ayırıyorsa, ne kadar proje yapıyorsa o kadar çok ön plana çıkacaktır. Yapay zekadan uzak durmamak gerekiyor. Öğrencilerimiz gençlerimiz yapay zeka konusunda kendilerini çok iyi yetiştirmeleri gerekiyor. Yapay zekanın gelişmesiyle beraber belki de yazılım mühendisliği yok olacaktır. Yazılımı yapay zeka yapacak konuma geleceğiz. Geleceği görerek çok iyi hazırlık yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” Son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya kullanımı konusuna da dikkat çeken Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Bu çok önemlidir. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla da mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli. Benim gözünde eş değerler. İnternet kullanımı sosyal bölünmeye de yol açıyor. Neden derseniz? Bir gurup insan internete dijital ortama çok hızlı erişebiliyorken, bazı guruplar ise bunun tamamen uzağında kalıyor. Böyle olunca toplumda bölünmüşlüğe gidiliyor. Artık bilgiye erişmek çok kolay ama bilgiyi dönüştürmek gerekir. Dijital dünyayı nasıl kullanmamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Dijital medyayı kullanmak sadece sosyal medyayı kullanmak değil” diye konuştu. “Yapay zekayı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” Panelistlerden Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tekin, “90’larda interneti öğrenenler; bugün dünyayı yönetiyor. Bugün yapay zekâyı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” dedi. Tekin’den sonra Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunumunu gerçekleştirdi. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunumuyla bilgilendirmede bulundu. Sunumların ardından GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir tarafından Konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” verildi. GİBTÜ Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleşen Panele; öğrenciler, akademisyenler ve idari kadro yoğun ilgi gösterdi.
Trabzon Lipton Türkiye, çay hasadı için kolları sıvadı Dünyadaki çay uzmanlığını Doğu Karadeniz’de yetişen Türk çayı ile buluşturan Lipton Türkiye, 2024 yaş çay sezonu için kollarını sıvadı. Türkiye’de de çayseverlerin en çok tercih ettiği markalardan biri olan Lipton, yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı ve yerel ekonomiyi kalkındırma odaklı yaklaşımıyla, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde başlayacak olan çay hasadı için gün sayıyor. Şirket, ayrıca Sakarya’daki fabrika projesiyle de Türkiye’deki yatırımlarına devam edeceğini belirtiyor. Lipton Türkiye ile yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı Yapılan açıklamaya göre, Türk çayının geleceğe ulaşmasını ve Karadeniz doğasının korunmasını amaçlayan Lipton Türkiye, Türkiye’de Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance) Sürdürülebilirlik Sertifikası ile tarım yapan ilk çay markalarından biri. Şirket; insana, doğaya ve çevreye duyduğu saygıyla, ekolojik ömrünü tamamlamak üzere olan Türk çayının ve çay kültürünün temsil ettiği değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması için çalışıyor. Bu yolculukta çiftçisiyle el ele yürürken, bölge insanının hayatına da değer katıyor. Doğayla ve toprakla olduğu kadar üreticiyle de sürdürülebilir ilişkiler kuran şirket, çiftçilerin sağlıklı, güvenli, etik koşullarda üretim yapması için projeler yürütüyor ve eğitimler veriyor. Yatırımlarla yerel kalkınmaya katkı Pazar ve Fındıklı’da bulunan fabrikalarına ek olarak şirket, Sakarya Arifiye’de de yaklaşık 650 milyon liralık bir yatırım gerçekleştiriyor. Temel atma töreni geçen yıl gerçekleştirilen çay paketleme fabrikasının bu yıl içinde üretime başlaması öngörülüyor. Fabrika projesinin, Sakarya ve çevresinde yaklaşık 300 kişiye istihdam sunması hedefleniyor. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Lipton Türkiye Genel Müdürü Fatih Atay, “Şirket olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik, sosyal ve doğal hayatı için değer oluşturmak önceliğimiz. Çay uzmanı kimliğimizle bitkilerin iyiliğini sadece tüketicilerimize değil, çayın yolculuğu boyunca dokunduğu tüm paydaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz. Üreticilerimiz de bu paydaşlarımızın başında geliyor. Onları dinlemeye, ihtiyaçları doğrultusunda adımlar atmaya ve Türk çayını ve temsil ettiği değerleri birlikte geleceğe taşımaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.