GENEL - 30 Mayıs 2020 Cumartesi 13:00

Başkan Seçer: “Yeni normalleşme sürecine hazırlanıyoruz”

A
A
A
Başkan Seçer: “Yeni normalleşme sürecine hazırlanıyoruz”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ‘yeni normal’ olarak anılan dönemde de sosyal mesafe ve dezenfeksiyonun süreceğini belirterek, Mersin’in civar illerden aldığı yazlıkçı nüfusuna özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ‘yeni normal’ olarak anılan dönemde de sosyal mesafe ve dezenfeksiyonun süreceğini belirterek, Mersin’in civar illerden aldığı yazlıkçı nüfusuna özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Seçer, korona virüs salgınının ardından başlayacak yeni normalleşme sürecine hazırlandıklarını belirterek, “Yerel yönetimler olarak bizim herkesten önce hazır olmamız lazım” dedi.


Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, haber ve yorum platformu Medyascope yayınına katılarak korona virüs süreciyle ilgili soruları yanıtladı. Salgını önleme mücadelesindeki yöntemlerden birinin insanların toplu yaşam alanlarının steril tutulması olduğunu ifade eden Başkan Seçer, “Bu konuda belediyeler Türkiye genelinde önemli rol üstlendi. Bu görevi genel anlamda belediyeler yaptı. Biz de rutin dezenfeksiyon işlemlerine önem verdik. Toplu yaşama alanlarında, özellikle otobüslerde sosyal mesafe konusunda çok dikkatli davrandık” diye konuştu.



“Vakanın az olmasının sebebi ortaya konan emek”


Mersin’de İl Pandemi Koordinasyon Kurulunun sürecin en başından bu yana düzenli toplantılar yaptığını, o toplantılarda alınan kararların ortaklaşa uygulandığını vurgulayan Seçer, “Tabii ki bir eşgüdüm sağlandı ki Mersin’de bu kadar iyi bir sonuç elde edildi. Bunun da hakkını teslim etmek lazım. Biz de Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak yetki ve sorumluluğumuz çerçevesinde gereğini yaptık. Bu noktada belediye başkanı olarak mutluyum. Halkımız kurallara harfiyen uydu. Bu önemli. Sağlıkçılar çok emek sarf etti. Belediye çalışanlarımız gece-gündüz çok emek sarf etti. Mersin’de korona virüs vakalarının az olmasının en önemli sebebi işte bu ortaya konan emek diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.



“Hayat birdenbire tozpembe olmayacak. Yardımlarımız devam edecek”


Salgın sürecinin ardından Türkiye’nin ‘yeni normal’ adı verilen normalleşme sürecine gireceğini belirten Seçer, şunları söyledi:


“Yeni normale hazırlığımızı yapıyoruz. Yerel yönetimler olarak bizim herkesten önce hazır olmamız lazım. İnsanların bir arada olacağı bölgelerde, parklar, toplu taşıma araçlarında daha önce yaptığımız önlemler, spor yaptığı, yürüyüş yaptığı alanlar gibi, belediye hizmet binalarında, toplu yaşamın olduğu alanlarda sosyal mesafenin korunması konusunda bazı uyarıcı işaretler ya da uyarı levhaları yaptırdık. Normalleşen hayat içinde ortaya çıkacak bazı komplikasyonlara anında müdahale edecek tedbirleri alıyoruz. Korona virüs sürecinde öne çıkan en önemli konu insanların ekonomik gelirinin düşmüş olması ve bundan kaynaklanan ihtiyaçlara taleplerin artmasıydı. Bu, normalleşme sürecinde de devam edecek. Hayat birdenbire tozpembe olmayacak. Ekonomik sıkıntı özellikle dar gelirli kitlelerde devam edecek. Bunlara yapılan yardımlarımız da devam edecek. Belki eski yoğunlukta olmasa da talepleri karşılayacağız.”



“Yoğun bir dezenfeksiyon dönemi yaşayacağız”


Mersin’de turizmin geçtiğimiz yıllardaki gibi olmayacağını, ancak çevre illerden yazlıkçı hareketinin bu yıl da görüleceğini kaydeden Seçer, “Mutlaka insanlarda bir tahribat oldu. İnsanlar ürküyor, ‘Acaba ikinci dalga olur mu, vaka sayısı artar mı’ diye. Bu, turizmi etkileyecek diye düşünüyorum. Diğer taraftan Mersin gibi yaz aylarının sıcak olduğu bölgelerde insanların evde durması da mümkün değil. İnsanlar kendilerini dışarı atacaktır. Komşu illerden, Güneydoğu illerinden birçok insan yaz aylarını geçirmek için buraya gelir. Burada sayfiye evleri var, deniz kıyısında. Dışarıdan yoğun bir geliş olacağı kesin. Bunun da tedbirini alacağız. Yoğun bir dezenfeksiyon dönemi yaşayacağımız kesin. Bizim belediyenin de plajları var. Korona virüsle mücadele kapsamında öngörülen tedbirler çerçevesinde o plajlara yurttaşlarımızın gelmesini sağlayacağız” dedi.



152 bin 765 gıda paketi, 7 bin 827 bebek bakım paketi dağıtıldı


Seçer, salgın sürecinde birçok iş yerinin kapandığını, insanların işsiz kaldığını ifade ederek, “Biz Mersin Büyükşehir Beledisi olarak, beyana tabi ‘benim gıdaya ihtiyacım var’ diyen her yurttaşımıza gıda kolisi ulaştırmaya çalıştık. Şu anda 152 bin 765 adet erzak dağıtımını gerçekleştirdik. 65 yaş ve üzeri ile kendi işini yapamayan, kronik rahatsızlığı olan yurttaşlarımızın evlerine kadar sıcak yemeklerini ulaştırdık. Şu ana kadar 420 bin 343 kişilik sıcak yemek yurttaşlarımızın evlerine kadar ulaştırıldı” diye konuştu.


Okulların tatil edildiği süreçte 240 bin paket sütü çocukların evlerine ulaştırdıklarını kaydeden Seçer, 6 ila 12 aylık bebeği olan 7 bin 827 annenin bebek maması, bebek bezi ve temizlik seti ihtiyacını karşıladıklarını anlattı. Seçer, sosyal destek çalışmaları kapsamında son olarak Askıda Fatura uygulamasını başlattıklarını da söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Define ararken mağarayı çökerttiler... 3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı Bursa’nın İznik ilçesi Gürmüzlü Mahallesi’nde kaçak kazı yapan definecilerden mağarayı çökertti. Göçük altında kalan 3 defineci hayatını kaybetti. Şahıslardan birinin cansız bedeni mağara girişinde, ikisi de mağaranın içerisinde jandarmanın arama kurtarma köpeklerince bulundu. Bursa İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur da operasyonu bizzat yerinde yönetti. Edinilen bilgiye göre, İznik ilçesi Gürmüzlü Mahallesi Karadere Mevkii’nde 3 arkadaşın bir mağarada kaçak kazı yaptığı sırada göçük sonucu kayalar devrildi. Uzun süredir mağaranın definecilerin hedefinde olduğu ve dönem dönem kazılar yapıldığı iddia edildi. İhbar üzerine bölgeye giden jandarma ve 112 ekipleri mağaranın girişinde definecilerden birinin cansız bedenine ulaştı. Mağaranın içerisinde 2 kişinin daha bulunduğu ihbarı üzerine Jandarma ekipleri arama kurtarma ve AFAD ekiplerini istedi. Olay yerine gelen arama Damga ve Meftun isimli kurtarma köpekleri 2 definecinin cansız bedenine ulaştı. Olayda hayatını kaybedenlerin sayısı ise 3’e çıktı. Cumhuriyet Savcılığı’nın konuyla ilgili araştırması da sürürken, definecilerin cansız bedenlerinin mağaradan çıkarılacağı ve otopsiye kaldırılacağı öğrenildi. Jandarma da olayla ilgili gözcü konumunda başka kişiler olup olmadığını detaylı şekilde soruşturuyor. Gürmüzlü Mahalle Muhtarı Zeynel Çetin, "Şahıslara akşamdan beri ulaşılamayınca olay ortaya çıkıyor. Doğum yeri bu köy olan ancak Gölcük’te oturan kişiden haber alınamamış. Daha önceden de bu işleri yaptığı tahmin edilen kişilere ulaşılamayınca bu durum tespit edildi. Jandarma ve savcılığımız olayı soruşturuyor" dedi.
İstanbul VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları Tom Dixon iş birliği ile Milano’da sergileniyor VitrA’nın yüzde 100 geri dönüştürülmüş lavaboları Tom Dixon iş birliği ile Milano’da görücüye çıktı. Tüm dünyadan tasarımcılar, mimarlık, tasarım ve sanatın geleceğini keşfetmek için 15-21 Nisan tarihlerinde Milano Tasarım Haftası’nda buluşuyor. VitrA da ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’la birlikte tasarladığı enstalasyonla, INTERNI CROSS VISION 70 sergisine katılarak, geleceğin sürdürülebilir tasarım trendinde yerini aldı. İç mimarlık ve tasarım alanında bir buluşma platformuna dönüşen ünlü Interni dergisinin 70’inci yıl dönümü için oluşturulan enstalasyon, zanaatkarlığı üretim yetkinliği ve endüstriyel üreticilikle birleştirerek, seramikte sürdürülebilir tasarım ve döngüsel ekonominin geleceğini temsil ediyor. ‘Yeniden Seramik’ (Re-Ceramic) adlı enstalasyon, geri dönüştürülmüş malzemelerle onların işlevsel ve estetik ürünlere dönüşümü arasındaki boşluğu kapatan bir anlatı sunuyor. Tasarımın kalbinin attığı Milano’da sergilenen enstalasyonla ilgili açıklama yapan Tom Dixon, “İzleyiciler için geri dönüşüm sürecine yapılan bir yolculuk hazırladık. Döküm tekniğini kullanarak seramiğin ‘ilkel çamur’dan dayanıklı ve işlevsel bir ‘sanat eseri’ne dönüşmesini anlatıyoruz” dedi. Yapılan açıklamaya göre, enstalasyonun en önemli parçasını geri dönüştürülmüş atıklardan sergi için sınırlı sayıda üretilen, Tom Dixon imzalı ‘VitrA Liquid’ banyo koleksiyonunda yer alan seramik lavabolar oluşturuyor. Yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen dünyanın ilk lavabosu, aynı zamanda sürdürülebilir tasarımda önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Bu yaklaşım, VitrA’nın doğal kaynakların korumasına verdiği önemi gösterirken, döngüsel ekonomi konusunda da sektörün yeni standardını belirliyor. Tasarımın dönüştürücü gücünü sergiliyor INTERNI CROSS VISION 70 sergisi, İtalyan tasarım anlayışına derinlemesine yerleşmiş temalar olan endüstriyel inovasyon ve zanaat geleneği arasındaki ilişkiyi ortaya koyan bir platform. Tasarımın sürdürülebilirlik gibi karmaşık küresel zorlukları üretici ve teknolojik inovasyon yoluyla ele alma gücünü kutluyor. VitrA ve Tom Dixon’ın ‘Re-Ceramic’ adlı enstalasyonu, tasarımın dönüştürücü gücünü sergilemek için sanat ve endüstriyel üretim arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor. Geleneksel uygulamalara meydan okuyan ve döngüsel ekonomi ilkelerini benimseyen bir yaklaşım izlerken, günümüzün en acil çevresel zorluklarından bazılarının ele alınmasında tasarımın rolü hakkında bir tartışma ortaya koyuyor.
İzmir İzmir’de enginar hasadı başladı Türkiye’de enginar üretiminde birinci sırada yer alan İzmir’de hasat yoğunluğu başladı. Enginarın tarladan çıkış fiyatının 15 lira olduğu, pazarlarda ise şu sıralarda 20-25 TL arasında satışa sunulduğu öğrenildi. Türkiye’de enginar üretiminin yaklaşık yüzde 29’unun karşılandığı İzmir’de enginar hasadı için hummalı bir çalışma var. Seferihisar ilçesi Turgut köyünde, sabahın erken saatlerinde başlayan hasat, gün boyu sürüyor. Bazı çiftçiler de bu yıl artan maliyetlerden dolayı, karaciğer dostu olarak bilinen enginarın yerine alternatif meyve-sebze arayışına geçti. “Adet fiyatı tarlada 15, tezgahta 20-25 TL’den satılıyor” Enginarların sakız cinsi olduğunu belirten üretici Ecem Bezer, “1992 yıllarında 3 bin dönüm kadar sakız enginarı üretilmekteydi, ancak şu an enginarımız 500 dönüme kadar düşmüş durumda. Çiftçilerimiz, artan maliyetler sebebiyle küskün durumda. Enginarı azaltıp, başka meyve sebze ekmeye başladılar. Enginarın tarlada satış fiyatı 15 TL, ancak pazara, manava satış yapan çiftçi, esnaf, birim fiyatını 20-25 TL arası satmak durumunda kalıyor” diye konuştu. “Enginar karaciğerin dostudur” Enginarın önemli bir geçim kaynağı olduğunu ve sağlığa iyi geldiğini belirten Bezer, şunları kaydetti: “Enginar, karaciğerin dostudur. Bir insanın enginar sezonunda toplam 60’a yakın enginar yemesi gerekmektedir. Sağlık açısından çok faydalıdır. Enginarı, sezonunda herkes tüketmelidir.” “Su sıkıntısı çekiyoruz” Eskiden maliyetlerinin düşük olduğunu, çiftçilik yapmanın daha kolay ve su olduğu zamanlar enginar üretiminin çok fazla olduğuna değinen üretici Turgut Bezer, “Ancak şu an herkesin suyu olmadığı için enginar üretimi aza indirilmiş durumda. Devletimiz bu konuda bize, üreticilere teşvik sağlarsa, Seferihisar’ın sakız enginarına çiftçimiz tekrardan döndürülebilir. Teşvikler az gibi görülse de bizim için çok değerli. Seferihisar’da sosyete manavımız var ve 15 yıldır kendi enginarımızı üretip, manavımızda satışa sunuyoruz. Kendi manavımız, tezgahımız olmasa, pazarını bulmakta, satmakta çok zorlanırdık. Küçük üreticilerin elinden tutup, maliyetleri düşürebilirsek, üreticilerimiz tekrar tarlalara geri döner” cümlelerini aktardı. “Seferihisar’da enginar üretiminin yüzde 70’ini karşılıyorduk” Turgut, Ulamış, Azmak ve Düzce köylerinde 3 bin dönüm sakız enginarlarının bulunduğunun altını çizen Bezer, “Türkiye’nin her tarafına gönderirdik. Türkiye’nin yaklaşık yüzde 70’ini karşılıyorduk. Maliyetlerden dolayı enginar üretimini azalttık” diye ekledi.