GENEL - 25 Mart 2019 Pazartesi 11:52

Başsavcı Ercan: “Arabuluculuk uygulamasında yüzde 70 başarı sağlandı”

A
A
A
Başsavcı Ercan: “Arabuluculuk uygulamasında yüzde 70 başarı sağlandı”

MERSİN (İHA) – Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, arabuluculuk siteminin, beklenenin çok üzerinde başarı sağladığını belirterek, Mersin’de 2018’in ilk 11 ayında iş mahkemelerinde açılan dava sayısının, bir önceki yıla göre üçte iki oranında azaldığını ve uygulamada yüzde 70 başarıya ulaşıldığını söyledi.

MERSİN (İHA) – Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, arabuluculuk siteminin, beklenenin çok üzerinde başarı sağladığını belirterek, Mersin’de 2018’in ilk 11 ayında iş mahkemelerinde açılan dava sayısının, bir önceki yıla göre üçte iki oranında azaldığını ve uygulamada yüzde 70 başarıya ulaşıldığını söyledi. Arabuluculuk Daire Başkanı Umut İlhan Durmuşoğlu ise arabuluculuğun başka bir meslek grubuna verilmesinin mümkün görünmediğini ifade etti.


Mersin Akdeniz Arabuluculuk Merkezi ve Mersin Arabulucular Derneği işbirliğinde ‘Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk ve Etkili Taraf Vekilliği’ konulu panel düzenlendi. Mersin Adliyesi konferans salonunda gerçekleştirilen paneli, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanı Hakim Umut İlhan Durmuşoğlu, Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Adalet Komisyonu Başkanı Mustafa Kahveci, bölge adliye mahkemesi başkanları, arabulucu avukatlar ve hakimler katıldı.



“Türkiye’nin en büyük arabuluculuk merkezini kurmayı hedefliyoruz”


Panelin açış konuşmasını yapan Mersin Arabulucular Derneği Başkanı Buğrahan Dikici, arabuluculuğun avukatlar için yeni bir iş sahası olduğunu dile getirerek, arabuluculuğun toplumsal uzlaşıya katkı sağladığını vurguladı. Arabuluculuğun geliştirilmesi için önemli projeleri hayata geçirmeyi planladıklarını kaydeden Dikici, “Bunlardan en önem verdiğimiz ‘Alttan Arabuluculuk Projesi’ kapsamında, arabuluculuğun çocuklara okullarda öğretilmesini amaçlıyoruz. Bu projemizi 2019-2020 eğitim öğretim yılı içerisinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca arabulucuların tek çatı altında toplanabileceği, içerisinde bilirkişisi, tercümanları, konferans salonu olan Türkiye’nin en büyük arabuluculuk merkezini kurmayı hedefliyoruz” dedi.



“Avukatlar, müvekkillerini etkili ve yetkin taraf vekili olarak temsil etmeli”


Mersin Barosu Başkanı Yeşilboğaz da 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren ticari davalara arabuluculuk şartı getirilmesinin ardından, arabuluculukta hak sahiplerinin korunması açısından taraf vekilliğinin son derece önemli hale geldiğini söyledi. Arabuluculuk sisteminin sağlıklı, güvenli, etkin ve verimli bir şekilde işlemesi için avukatların arabuluculuk müzakere masasında taraf vekili olarak yer almalarının çok önemli olduğuna işaret eden Yeşilboğaz, “Arabuluculuk süreçlerinde avukatların müvekkillerini, etkili ve yetkin taraf vekili olarak temsil etmesi gerekmektedir. Bu nedenle avukatlar, arabuluculukta taraf vekilliği uygulamalarını, arabuluculuk sisteminin içeriğini ve ilkelerini en iyi şekilde bilmek zorundadır. Mersin Barosu olarak meslektaşlarımıza bu konuda eğitimler veriyoruz ve bu eğitimlerin yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.



“Avukatsız arabuluculuk geri dönüşü olmayan olumsuz sonuçlar doğuracaktır”


Arabuluculuk mesleğinin hukukçu olmayan kimseler tarafından yapılmasının, geri dönüşü olmayan olumsuz sonuçlar doğuracağına dikkat çeken Yeşilboğaz, “Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül’ün de arabuluculuğun hukukçular tarafından yapılmasının kırmızı çizgileri olduğu hususunda beyanları bulunmaktadır. Menfaat temelli alternatif bir çözüm yolu olan arabuluculukta, eşitlik temel prensiptir. Arabuluculuğun ancak bir hukukçu arabulucu tarafından yürütülmesi halinde bu eşitlik sağlanabilecektir. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, hiç bir kesim ya da grubun menfaatine fayda sağlamak adına yapılmış bir düzenleme değildir. Bu mantıkla yapılacak arabuluculuklar neticesinde ortaya çıkan sonuçların; hak, hukuk ve hakkaniyet kurallarına uygun olmayacağı açıktır” ifadelerini kullandı.



“Uygulamada yüzde yetmiş oranında başarı sağlandı”


Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Ercan ise Türkiye’deki ilk arabuluculuk merkezinin Temmuz 2015’te Mersin’de açıldığını anımsattı. Ercan, “1 Ocak 2018 tarihinden itibaren dava şartı olarak kabul edilen arabuluculuk uygulaması kapsamında, 2018 yılının ilk 11 ayında iş mahkemelerinde açılan dava sayısının, bir önceki yıla göre üçte iki oranında azaldığı ve uygulamada yüzde 70 oranında başarıya ulaşıldığı tespit edilmiştir. Özellikle anlaşmayla sonuçlanan uyuşmazlıklar bakımından, toplumsal barışa ve yargı ekonomisine katkı sağlayan, mahkemelerin iş yükünü azaltan, taraflar arasındaki husumeti bir daha ortaya çıkmamak üzere sonlandıran, ilam niteliğindeki anlaşma belgesi ile güvence veren arabuluculuk sitemi, beklenenin çok üzerinde başarı sağlamıştır” dedi.



“Arabuluculuğun başka meslek gruplarına verilmesi mümkün görünmüyor”


Arabuluculuk Daire Başkanı Durmuşoğlu da Türkiye’de arabuluculuğun hukukçu olmayan kişiler tarafında yapılması ile ilgili farklı meslek gruplarının talepleri olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bizim sistemimizde, arabuluculuğun sadece hukukçular tarafından yapılmış olmasının ne kadar doğru olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de arabuluculuğun sadece ve sadece arabulucu hukukçular tarafından yapılabileceğini söyledi. Bundan sonra da arabuluculuğun başka bir meslek grubuna verilmesi mümkün görünmüyor.”


Konuşmaların ardından Ankara BAM. 3. Hukuk Daire Başkanı Hakim İlker Koçyiğit ‘Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuğa Elverişli Alanlar’, Hacettepe Ünviversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Alper Bulur ise ‘Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Uygulaması’ konularında katılımcıları bilgilendirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.