GENEL - 05 Ağustos 2020 Çarşamba 13:10

Bozdoğan: “Tarsus, Türkiye’nin nesnesi değil, öznesi haline gelecek”

A
A
A
Bozdoğan: “Tarsus, Türkiye’nin nesnesi değil, öznesi haline gelecek”

MERSİN (İHA) – Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, meclis toplantısında yapımı devam eden ve hayata geçirmeyi planladıkları yeni projeleri anlattı.

MERSİN (İHA) – Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, meclis toplantısında yapımı devam eden ve hayata geçirmeyi planladıkları yeni projeleri anlattı. Bozdoğan, “kalıcı eserleri Tarsus’a inşa edip halka kazandırmanın gayreti içinde olduklarını ifade ederek, “Bu eserleri tesis ettiğimiz Tarsus, Türkiye’nin nesnesi değil, öznesi haline gelecek” dedi.


Tarsus Belediye Meclisinin ağustos ayı olağan toplantısının birinci birleşimi, Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan başkanlığında geçekleştirildi. Toplantıda, idareden gelen teklifler ve komisyon raporları görüşülerek karara bağlandı.


Dilek ve temenniler bölümünde konuşan Başkan Bozdoğan, hayata geçirecekleri ve yapım aşamasına gelen projelerini anlattı.



Antik Roma Yolu’nun devir protokolü imzalandı


Roma Yolu’nun devir protokolüne ilişkin açıklama yapan Başkan Bozdoğan, “1993 yılında Cumhuriyet Alanında tesadüf eseri bir kazı yapıldığında, M.S 1. yüzyılda Romalılar tarafından yapılan Antik Roma Yolu bulundu. 27 yıl atıl bir vaziyette bekletildi ve nihayet 27 yıl sonra yapılan proje çerçevesinde bugün Kültür Bakanlığıyla ortak imzayı attık. Kültür Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’a emeklerinden dolayı ve buna katkı sağlayan tüm herkese teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Tarsus için çok anlamlı ve özellikle de kent tarihini kültür turizmine açan kapı olması bakımından çok önemliydi. Tarsus adına böyle bir protokol imzalanmasından da inanılmaz derecede mutlu oldum. İkinci olarak Vuslat Kent Meydanı Kleopatra Projesi ve Fuar Alanı projesi. Güçlü bir proje. Bununla ilgili olarak da daha önce mecliste dile getirmiştim, Anıtlar Kurulundan KUDEP Başkanımız Fevziye Kökdil ile birlikte özellikle kalp krizi geçirdiğim dönemlerde inanılmaz bir mücadele vermiştik. Kültür Bakanlığına gidip, yine Antik Roma Yolu gibi 26-27 yıl bir proje beklemesin diye bu projeyi bizim belediye adına yapacağımızı ve projelendireceğimizi söyledik. Şu anda da 2 önemli projemiz hazırlandı. Her ne kadar Covid sürecinde yaşasak da bu projeleri ortaya koyduk ve bir an önce çalışmaya başlayacağız. Tarsus adına da çok önemli bir proje bu” ifadelerini kullandı.


Kültür Merkezinin devir protokolünün hazırlanma aşamasına gelmesinde büyük katkı veren TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan’a Tarsuslular adına teşekkür eden Bozdoğan, merkezin tadilatının belediye tarafından yapılacağını ve Tarsus Belediyesine tahsis edileceğini söyledi.


Tarsus Plajı konusunda da merkez ilçe Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak ile istişare sonucunda yapılacak çalışmalarla iki ilçeye ait yerlerin ortaya çıkarılacağını anlatan Bozdoğan, “Böylece Tarsus plajına kavuşuyor. Bu da çok önemli bir proje ve yakın bir zamanda bunun da anlaşması yapılacak” dedi.



“Bu yıl UNESCO’ya adaylığımızı bitirmek istiyoruz”


Altaylılar Mahallesinde 47 dönüme Türkiye’nin en büyük spor kompleksinin yapılacağı projeyle ilgili de bilgi veren Bozdoğan, aynı mahallede kız ve erkek öğrenci yurdu ile bir kreş yapımı projesinin de Mimarlar Odası Tarsus Temsilciliği tarafından bitirildiğini kaydetti. Berdan Barajı civarında yapımı devam eden alt terapi merkezinin yıl sonuna kadar biteceğini bildiren Bozdoğan, “Diğer taraftan Saint Paul’un etrafındaki butik otel, UNESCO Evi, tanzim satış mağazası ve turizm danışmanlık yerinin tadilatına başladık. Eylül ayında da açılışını yapacağız. UNESCO Evi bizim için çok önemli, çünkü ne olursa olsun bu yıl UNESCO’ya adaylığımızı kesinleştirmek, bitirmek istiyoruz. Bununla ilgili de arkadaşlarımızın çok güzel çalışmaları var. UNESCO Evi’nde bir gala da düzenlenecek. Öte yandan, şelale civarında 20 dönüm Engelli Köyümüz ve 60 dönüm dini botanik bahçe çalışmalarımız başladı. Tarsus adına neler yapıldığını halkımın, herkesin bilmesini istediğim için bunları anlatıyorum” şeklinde konuştu.



“472 konutun kura çekimi 20 Ağustos Perşembe günü yapılacak”


Kent içinde gerçekleştirecekleri diğer projelerini de meclis üyeleriyle paylaşan Bozdoğan, Kubatpaşa Tarsus Kent Müzesinin açılışını da en geç Şubat 2021’e yapacaklarını söyledi. Kentsel dönüşüm çalışmalarını da anlatan Bozdoğan, “472 konutun kura çekimi 20 Ağustos Perşembe günü yapılacak. 2021’in şubat ayında da ailelere teslim edilecek. Geldiğimizde temeli atılan bir yerdi. Sosyal medyada çok güzel şeyler yazdılar. Gerçekten de burada müdür arkadaşlara çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. İsmetpaşa kentsel dönüşüm ekibi oluşturuldu. Yüksek mühendis arkadaşlarımız, inşaat mühendisi arkadaşlarımız, harika mühendisi, mimar arkadaşımız, teknik ekip tamamen oluştu ve çalışmalara başladık. 35 milyon liralık asfalt ihalesi yapıldı. Zaman kaybetmek istemiyoruz. Bir an önce çalışmaya başlamak zorundayız. Bayramda başkan yardımcısı arkadaşlarımız ve müdürlerimiz Tarsus’un bütün köylerini gezdik, sorun belli zaten, yol sorunu, asfalt sorunu, yolların tozlu olması. Asfalt olayını vakit kaybetmeden 4 ekiple birlikte bu çalışmalara başlayacağız. En uzak yerlerden Boztepe’den başlayıp Tarsus’a kadar ineceğiz. 2 ekip yukarıda çalışırken, 2 ekip de Tarsus’ta çalışacak. Bin tane konteyner ihalesi yapıldı” ifadelerini kullandı.


Tarsus’un organik ürünlerinin satılacağı Organik Kooperatif Satış Merkezinin eylül ayında faaliyete geçeceğini belirten Bozdoğan, “Küçük tarım üreticileri ve süt üreticilerine desteğimizi daha fazla artıracağız. Özellikle peynir, süzme yoğurt, tereyağında yarı yarıya düşecek bir rakam ortaya çıkıyor. Burada hem küçük süt üreticisi memnun olacak hem de vatandaş memnun olacak” şeklinde konuştu.



“Tedbirlerimizi artıracağız”


Korona virüs (Covid-19) salgınıyla ilgili uyarılar da yapan Bozdoğan, Covid-19’un kolay kolay bitmeyecek bir süreç olduğunun altını çizdi. Sorunun bireysel değil, toplumsal olduğunu vurgulayan Bozdoğan, “Salgında 41’inci doktor arkadaşımızı kaybettik, 35 yaşında bir psikiyatri uzmanı ama kimsenin umurunda değil. Kurban Bayramında sahile hücum edenleri görmüşsünüzdür. Ne kadar kilometrelerce arabaların biriktiğine herkes şahit olmuştur. Süreç işliyor ve bu sürecin ekim ayında neler getirip götüreceğini bilemediğimizden dolayı belediye olarak buna toplumsal bir refleks göstermek için tedbirlerimizi daha fazla arttıracağız. Bugünden itibaren Tarsus’ta pandemi farklı bir boyuta da geldi. Bugün testler de başladı Tarsus’ta. Bitmekte olan bir hastalık değil, tam tersi devam eden ve yarın daha farklı açıdan tıbbi olarak da nöropati gibi veya başka organ tutuluşu gibi ortaya çıkacak olan ciddi bir hastalık ortaya çıkıyor ve tablo çok fazla değişti. Bir o kadar da ekonomik sıkıntılar ortada. Neticede bu, vatandaşlarımızın canıyla uğraştığı bir dert ve burada her türlü fedakarlığı belediye olarak elimizden geldiğince yapacağız” diye konuştu.


Atıl vaziyetteki Bağlar Spor Salonunun üreten tekstil atölyesine dönüştürüleceğini ve 120 kişinin iş sahibi olacağını söyleyen Bozdoğan, “Bizi biraz güçlü kılan bazı şeyler oldu. 14 milyona gitmeyen bir yerin yaklaşık 25,5 milyona ihale edilmesi göreve gelmeden önce 15 aylık 82 milyon olan ciro açığının göreve geldikten sonra ki 15 aylık dönemde 8 milyon ciro fazlalığına dönmesi bizim elimizi biraz daha kuvvetlendiriyor” ifadelerini kullandı.



“10 bini aşkın kişinin istihdam edileceği Tarsus OSB’nin tamamlanması için tüm desteği vereceğiz”


Tarsus Organize Sanayi Bölgesinden (OSB) aldıkları 100 dönümlük alanın taksitlerini aralık ayının sonuna kadar bitireceklerini kaydeden Bozdoğan, şöyle devam etti: “10 binden fazla kişiye iş kapısı olacak bu yerin bir an önce açılması için tüm dönümlerin satıldığına ve 2. etabın da başlayacağına dair umut verici, sevindirici gelişmeler var. Bunlar Tarsus adına gerçekten çok önemli. Tarsus OSB’nin kısa sürede tamamlanması için tüm desteği vereceğiz.”



“Langen’le hem bizi hem onları ekonomik anlamda güçlü kılacak projelerin ortaya konulmasını istiyoruz”


Langen’le artık sadece sosyal, kültürel aşamada değil ekonomik olarak bir iş birliğinin olması gerektiğini de vurgulayan Bozdoğan, “Artık geçmişte gezip görülecek ya da sosyal, kültürel olarak birbirimize güç vereceğimiz bir kardeşliğin anlayışı değil, ekonomik olaraktan hem onları güçlendirecek hem bizi güçlendirecek projelerin ortaya konulması gerekiyor. Tarsus, Türkiye’nin nesnesi değil, artık öznesi olacak bir kent. Tarsuslu olmanın ve Tarsus’ta yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu biliyorum. Her gittiğim yerde tek konuştuğum olgu Tarsus. Ortak tek payda Tarsus. Biz Tarsus Belediyesi olarak ne yapabiliriz bunun peşindeyiz. Yaptığımız işlerle bu kentte gerçekten eser bırakmak zorundayız ve bu eserlerle de hepimiz övüneceğiz. Sadece bizler değil, çocuklarımız da torunlarımız da övünecek. Üzerimizde bu sorumluluk var” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de sağlık çalışanlarına şiddette meslektaşlarından tepki İzmir Şehir Hastanesi’nde dün yaşanan şiddet girişiminin ardından, sağlık çalışanlarından şiddete karşı tepki açıklaması geldi. İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Dün bir katliam olmaması bütünüyle tesadüfidir. Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” dedi. Sağlık çalışanları, dün bir kişinin İzmir Şehir Hastanesi’ne pompalı tüfekle gelerek sağlık çalışanlarını tehdit etmesi ve ‘katliam’ yapacağını söylemesi olayının ardından sağlıkta şiddete tepki gösterdi. İzmir Şehir Hastanesi Poliklinikler-3 önünde toplanan ve Hekimsen ile birlikte birçok sendikanın da aralarında bulunduğu sağlık çalışanları şiddetin son bulması adına pankartlar eşliğinde sloganlar attı. Sağlık çalışanları adına açıklama yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Saldırgan sabah saatlerinde bir pompalı tüfekle ve bir yığın mermiyle hastaneye gelmiş, bir aile bireyinin ihbarı sayesinde güvenlik ve kolluk kuvvetleri şahsa müdahale edebilmiştir. Ancak silahı alınıp serbest bırakılan şahıs, akşam saatlerinde tekrar elini kolunu sallayarak 9. kata kadar çıkarak servise girmiş. Saldırgan klinikte görevli hekimlere yönelik şiddet uyguladı. Asistan hekim arkadaşlarımız kendilerini odaya kilitleyerek saatlerce beklemiş, ancak saldırgan etkisiz hale getirildiğinde odadan çıkabilmişlerdir. Daha bir hafta önce 17 Nisan’da sağlık terörüne kurban verdiğimiz Dr. Ersin Arslan’ı anarken yetkilileri, şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırmıştık. Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. İdareciler tarafından adeta görünmez olduk” ifadelerine yer verdi. “Sağlık çalışanlarının endişeleri sürmektedir” Dün bir katliamın olmamasının, tesadüf olduğunun altını çizen Kaynak, “Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürmektedir. ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden, sağlıkta şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmemektedir. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrümandır. Çünkü yeterli ve iyi hizmet alamayan hastalarla, hasta yakınlarıyla sağlık çalışanlarını karşı karşıya bırakmış, bilerek ve isteyerek sağlıkta şiddete zemin hazırlamıştır. Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilen, son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir, asla maruz görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez” diye konuştu. Sağlık kurumlarında, sıradan bir alışveriş merkezlerindeki gibi güvenlik önlemlerinin dahi alınmadığını vurgulayan Kaynak, “Başka ülkelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlara çok ağır yaptırımlar uygulanırken ülkemizde mümkün olduğu kadar hafifletici sebepler gerekçesiyle neredeyse saldırganların arkası sıvazlanarak çoğu serbest bırakılmaktadır. Dün İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne silahla gelen şahısın silahına el konulup serbest bırakılmış olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Kurumlara girişte denetleme yapılmadan gerçek anlamda çalışan güvenliği sağlanabilir mi? Yetersiz ve yetkisiz güvenlik elemanları ile bu işin çözülemeyeceği ortadadır. Hastane polislerinin ve güvenlik görevlilerinin sayısı ve yetkileri mutlaka arttırılmalıdır. İşe yaramayan göstermelik X-ışın cihazları yerine her giriş noktasında denetimli geçiş kontrolü sağlayan aktif güvenlik elemanları görevlendirilmelidir. Acilen bu konuda ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır” cümlelerini aktardı. “Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” Sağlık kurumlarında, çok ciddi koruyucu ve şiddeti engelleyici insan gücü, sağlık polisi, emniyet güçleri, elektronik ve görsel kontrol mekanizmaları oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kaynak, şunları kaydetti: “Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde Sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir. Artık bir gün bile beklemeyeceğiz. Sağlıkta şiddet için önlem alınmadıkça, sağlık çalışanlarına insani çalışma şartları sağlanmadıkça, sağlık hizmeti verilemez, verilmesi beklenemez. Sağlıkta şiddet varsa, hizmet yok.”
Erzurum Aras EDAŞ’tan Kars’taki gençlere istihdam imkânı Sorumluluk bölgesinde verdiği elektrik dağıtım hizmetinin yanı sıra bölgedeki istihdama katkı sağlayan Aras Elektrik ve Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA)’nın iş birliğinde Kars’ta istihdam garantili eğitim programı düzenledi. Aras Akademi kapsamında iş birliği protokollerine bir yenisini daha ekleyen Aras Elektrik, bölge istihdamına katkı sağlamaya devam ediyor. Bölgedeki kurum/kuruluşlarla protokol imzalayan Şirket, gençlere iş imkânı sağlıyor. Bu iş birliği ile Serhat Kalkınma Ajansı’nın 2024 yılı Çalışma Programı’nda yer alan faaliyetlerinden birisi olan “Kadınlar ve Gençler İçin Eğitim Modülleri” kapsamında Kars’ta “Elektrik Dağıtım Şebekesi İşletme Bakım ve Şebeke Varlıkları Eğitimi” Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) uzmanları tarafından verildi. Aras Elektrik Genel Müdürü Fikret Akbaş: “Amacımız sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman gücünün bölgede istihdam edilmesine katkı sağlamak. Bunu da sorumluluk alanımızdaki kurum/kuruluşlarla yaptığımız protokoller sayesinde gerçekleştiriyoruz. Enerji sektörü olarak, teknik liseler ve mezun öğrenciler arasında oluşan bu köprü ile bölge istihdamına katkı sağlayarak sektör için nitelikli ve başarılı gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz.” derken Kars İl Koordinatörü Zafer Demir ise projenin katkılarını “Aras EDAŞ olarak müşterilerimize kesintisiz ve kaliteli hizmet sunma misyonumuzun yanı sıra tüm bölgemizin refah seviyesini artırmayı ve hayat boyu öğrenmeyi desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda SERKA ile görüşmelerimiz sürekli devam ediyor. Bu proje de lise mezunu öğrencilerimizin sektöre kazandırılması için büyük bir imkan sağladı. Farklı projelerde SERKA ile çalışmaya devam etmeyi planlıyoruz.” ifadeleri ile kullandı. Kars’ta Elder tarafından genç adaylara verilen eğitimleri ve projeye katılımını değerlendiren Aras Elektrik’ten Eğitim Müdürü Murat Caf: “Mesleki ve teknik lise öğrencilerine, mezun öğrencilere kariyer fırsatı sunduğumuz projenin her adımını hızlı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. İlk adımında, eğitim programına katılacak olan adayları belirlediğimiz projenin, sonraki adımında da bu adaylara Elder tarafından teknik eğitimler vererek devam ettik. Geçen yıl hayata geçirdiğimiz iş birliği protokolü kapsamında Kars’ta eğitimler vermiştik. Bu yıl da iş birlikçimiz olan SERKA ve eğitim boyunca desteğini sürdüren Elder ile nisan ayında tekrar Kars’ta yaşayan yaklaşık 30 kişiye teknik eğitim verildi. Bu eğitimden Kars ili Haydar Aliyev Mesleki ve Teknik Eğitim Anadolu Lisesi ve Gazi Ahmet Muhtar Paşa Lisesi başta olmak üzere ildeki diğer bazı mesleki eğitim veren liselerden ve yüksekokullardan mezun gençler faydalandı. Bölge istihdamında sürdürülebilirliği sağlamak adına iş birliği içerisinde olduğumuz SERKA ve desteklerini sürdüren Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği - Elder’e çok teşekkür ediyorum.” Eğitimler sonunda, teknik açıdan gerekli ve yeterli becerilerle donanmış ve Aras Elektrik tarafından yapılan sınavda başarılı olan gençler, Aras Elektrik tarafından TRA2 Bölgesi illerinde (Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illeri) ve ilçelerinde istihdam edilecek.”
Muş Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önündeki oturma eylemini sürdürüyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. Baba Şemsettin Özcan, 7 yıl önce HDP’nin çocuğunu kaçırıp PKK’ya verdiğini belirterek, "Çocuklarımızı vermeyene kadar sizin yakanızı bırakmıyoruz. Çocuğumdan 7 yıldır hiç haber alamadım. Bir gün çocuğunuz eve gelmese ne yaparsınız? Bizim çocukları vermeyene kadar burayı terk etmeyeceğiz" dedi. Anne Gülbahar Teker de, 20 yıl da olsa burada eylemlerini sürdüreceklerini belirterek, "Çocuğum gelse veya gelmese ben yine de eyleme devam edeceğim. Biz PKK ve HDP’den korkmuyoruz. Bizim çocukları getirip bize versin. Yeter artık bu anneler ve babaların ağladığı. Niye getirip bize vermiyorsunuz? Kürt hakkı böyle değil. Biz de Kürt’üz. Onların çocukları nerede bizim çocuklar nerede? Çocuklarımız yaşıyor, yaşamıyor bilmiyoruz. Bizim çocukları bize versinler. Bir kişi dağda kalana kadar eyleme devam edeceğim. Lanet olsun HDP ve PKK’ya" şeklinde konuştu.
Muş Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önündeki oturma eylemini sürdürüyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. Baba Şemsettin Özcan, 7 yıl önce HDP’nin çocuğunu kaçırıp PKK’ya verdiğini belirterek, "Çocuklarımızı vermeyene kadar sizin yakanızı bırakmıyoruz. Çocuğumdan 7 yıldır hiç haber alamadım. Bir gün çocuğunuz eve gelmese ne yaparsınız? Bizim çocukları vermeyene kadar burayı terk etmeyeceğiz" dedi. Anne Gülbahar Teker de, 20 yıl da olsa burada eylemlerini sürdüreceklerini belirterek, "Çocuğum gelse veya gelmese ben yine de eyleme devam edeceğim. Biz PKK ve HDP’den korkmuyoruz. Bizim çocukları getirip bize versin. Yeter artık bu anneler ve babaların ağladığı. Niye getirip bize vermiyorsunuz? Kürt hakkı böyle değil. Biz de Kürt’üz. Onların çocukları nerede bizim çocuklar nerede? Çocuklarımız yaşıyor, yaşamıyor bilmiyoruz. Bizim çocukları bize versinler. Bir kişi dağda kalana kadar eyleme devam edeceğim. Lanet olsun HDP ve PKK’ya" şeklinde konuştu.