GENEL - 02 Temmuz 2020 Perşembe 17:22

“Dezenformasyon Çağında Gazetecinin Rolü” masaya yatırıldı

A
A
A
“Dezenformasyon Çağında Gazetecinin Rolü” masaya yatırıldı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odasının, ’Dezenformasyon Çağında Gazetecinin Rolü’ başlığıyla gerçekleştirdiği online konferansta, günümüzde giderek yaygınlaşan sahte, yanlış, çarpıtılmış haberlerin neden olduğu sonuçlar masaya yatırıldı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odasının, ’Dezenformasyon Çağında Gazetecinin Rolü’ başlığıyla gerçekleştirdiği online konferansta, günümüzde giderek yaygınlaşan sahte, yanlış, çarpıtılmış haberlerin neden olduğu sonuçlar masaya yatırıldı.


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), online olarak ’Dezenformasyon Çağında Gazetecinin Rolü’ konferansı düzenledi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan moderatörlüğünde gerçekleştirilen konferansa, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Mersin Üniversitesi (MEÜ) İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Aslıhan Ardıç Çobaner, Gazeteci ve teyit.org’un kurucusu Mehmet Atakan Foça konuşmacı olarak katıldı.



“‘Herkes inanmak istediği habere inanıyor’ gibi bir eğilim var Türkiye’de”


Konferansın açış konuşmasını yapan MTSO Başkanı Kızıltan, bilginin, insanlık tarihinin başladığı dönemden bu yana en önemli değeri olduğunu söyledi. Bazen çok küçük bir bilginin, olumlu ya da olumsuz anlamda dünyayı değiştirebildiğine işaret eden Kızıltan, “Doğrulanmamış, yanlış, art niyetli, hatalı bilgiler, çok farklı sonuçlara neden olabiliyor. Bir anda bir ülkeyi batırabilir de ama olumlu, doğru, onaylanmış bilgi bir ülkeyi çok yukarılara da götürebilir. Bu yüzden bilgi tüm insanlık için çok önemli. Toplumumuzda doğru bilginin verilmesi çok önemli” dedi.


Özellikle gazetecilikte dezenformasyonun yol açtığı sonuçlara değinin Kızıltan, “‘Herkes inanmak istediği habere inanıyor’ gibi bir eğilim var Türkiye’de. Herkes inanmak istediği haberi okuyor, onun doğru olduğunu daha okumadan peşinen kabullenmiş oluyor. Bu da ülke için çok üzücü bir durum. Bu eğilim, gazeteciliğin gidişatını etkiliyor mu? Gazeteciler, bazı kesimlere hoş gelecek haberler yayınlama eğilimine doğru mu gidiyor? Bunun irdelenmesi gerekiyor” diye konuştu.



“Çarpıtılmış bilgi ile basın özgürlüğü uyuşmaz”


Konferansta konuşan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Berger, yanlış, doğrulanmamış bilginin, bilgi olmadığının altını çizdi. Yanlış bilginin kamu düzenini bozacağını vurgulayan Berger, “Çarpıtılmış bilgi ile basın özgürlüğü uyuşmaz. Gazetecilik, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Gazetecilerle projeler üretiyoruz. Amacımız, gazeteciliğin niteliğini artırmak. Medyada tekelleşme olmamalı. Haber özgür ama doğru olmalı” şeklinde konuştu.


Avrupa’da bu konuda neler yapıldığına dair bilgi veren Berger, “Avrupa’da stratejik iletişimde doğru enformasyona odaklanıyoruz. Özellikle korona sürecinde bizler, kurumlar ne yapıyor, bunları anlatmak zorundayız. Bizim anlatacağımız doğru bilgiler, yanlış bilgileri ortadan kaldıracaktır. Dezenformasyonu ortadan kaldıracak şeylerden birisi şeffaflıktır” ifadelerini kullandı.



“Mutlaka bir yasanın çıkması gerekir”


Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Karaca ise iletişim mezunlarının istihdam edilmeleri konusunda çok büyük mücadeleler verdiklerini söyledi. “Anadolu basını batıyor. Anadolu basınını virüs de kurtaramaz” şeklinde açıklamaları olduğunu belirten Karaca, “Ne yazık ki, son 4 yılda bin civarında gazete kapandı. Gazeteler, bu dönemde daha fazla kapanmaya devam edecek. Bu dezenformasyon çağında gazetecilik mesleğini yapmak gerçekten zor ama Anadolu basınında biraz daha zor. Haber doğrulama konusunda, eğer bu doğrulama bir de kamu kuruluşundaysa yapmanız mümkün değil. Siz haber doğrulamayı yapıncaya kadar haberler çeşitli mecralarda yalan yanlış olarak kamuoyuna yansıyor. Bu konuda TBMM’de çalışmalar yapıyoruz. Sosyal medyada ve internet gazeteciliğindeki çelişkinin sona ermesi için mutlaka bir yasanın çıkması gerekir. 15 Temmuz’a kadar bu konuda bir yasanın çıkarılacağı haberini aldık. İşimiz zor. Biz gazeteciyiz ama elinde bir teknolojik telefonu olan herkes gazeteci. Bunun önüne geçilmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu.


Gazetelerin ajans haberciliğinden çıkıp gerçek gazeteciliğe odaklanması gerektiğini vurgulayan Karaca, “Hazır haberciliği bırakmak zorundayız. Gazetelerde basım ve dağıtım tekeli bir sorundur ve dağıtım tekeli kırılmalıdır. Gazeteler, gazeteci olmayanların elinde bir tehdit aracı haline gelmemeli. Gazetelerde iletişim fakültesi mezunları yer almalıdır. İnsanlar haberi sorgulamıyor” dedi.



“Yeni medya araçları, yanlış bilginin yayılmasını kat be kat artırabiliyor”


MEÜ Gazetecilik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Çobaner de dezenformasyon konusunun neredeyse gazetecilik kadar eski olduğunu vurguladı. Günümüzde dezenformasyon konusunun, sahte, yalan haberler ya da bilgi bozukluğu ve formattaki türlerinin çok daha yaygın, çok daha can yakıcı, zarar verici boyut kazandığının, birçok bilim insanı ve uygulamalar tarafından ortaya konulduğunu belirten Çobaner, “Özellikle pandemi sürecinde sağlıkla ilgili bilginin yayılması söz konusu olduğunda da bu konu çok gündeme geldi ve herkesi etkileyecek boyutlarda bilgi bozukluğu yayıldı. Dezenformasyon, kasıtlı olarak çarpıtılmış, yanlış bilgi ki, bu bazen haber de olabilir ama pandemi sürecinde gördüğümüz gibi bazen haber olmadan da sadece bilginin farklı mecralarda paylaşılması olarak karşımıza çıkıyor. Pandemi sürecinde henüz tam anlamıyla kanıtlanmamış birçok bilginin yayıldığı bir ortamla karşı karşıya kaldık. Yeni medya araçları bu bilginin yayılmasını kat be kat artırabiliyor. Sonuç aşamasında artık bireylerin, toplumların sosyal davranışlarını, karar verme aşamalarını etkileyebilecek, tüketimi arttırabilecek, yanlış yöne sevk edebilecek, siyasi ve toplumsal değişimi de etkileyebilecek boyutlarıyla karşımıza çıkıyor dezenformasyon” ifadelerini kullandı.



“Haber değerinin yerini beğeni aldı”


Gazetecilik boyutundaki değişimlere değinen Çobaner, geleneksel gazeteciliğin temel sacayaklarında bazı değişimler yaşandığını kaydederek, “En temel değişimler, geleneksel gazeteciliğin üzerine kurulduğu, gazetecinin bir meslek olarak kamu hizmeti yaptığı ve bir uzmanlık alanı olduğu anlayışının değişmesi. Artık gazeteciliğin, toplumun tüm kesimlerinin haber süreçlerinin içerisine dahil olduğu bir süreç var. Bu süreç, bilginin doğrulanmasını aksattı. Yeni iletişim teknolojilerinde artık haber değerinin yerini beğeni ekonomisi dediğimiz daha çok beğeni almaya yönelik, daha çok tık almaya yönelik ‘tık haberciliği’ dediğimiz bir anlayışla kışkırtan yapıya kavuştuğunu görüyoruz. Yine habere ulaşma açısından sosyal medya platformlarının çok yaygın bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Bu da yanlış, bozuk bilginin hızla yayılmasına yol açıyor. Bu da yeni medyayla birlikte gazeteciliği etkileyen süreçlerden birisi” şeklinde konuştu.



“Birlikte bu sorunu dair çözümler geliştirmemiz gerekiyor”


Gazeteci Foça ise geldiğimiz noktada, özellikle Covid-19 boyunca korku, panik ya da birbirine yardımcı olma gibi nedenlerle zaman zaman kasıtlı ama çoğu zaman farkında olmadan yanlış haberlerin paylaşıldığını dile getirdi. Yanlış bilgi probleminin sistemsel bir sorun olduğunu vurgulayan Foça, “Eleştirel düşünme anlayışı olmayan toplumlarda sahte haber, dezenformasyon daha hızlı artıyor. Artık gazeteciler için haber teyit etmemenin bir bahanesini duymamak gerekiyor, çünkü internet sayesinde bu süreçler çok daha kolay gerçekleştiriliyor” dedi.


Sorunun çözümü için herkese görev düştüğünü belirten Foça, “Sadece doğrulama organizasyonlarının çözebileceği bir sorun değil bu. İfade özgürlüğü ile yasal düzenlemeler arasında ciddi bir gerginlik var. Bu noktada, üniversitelerin, sivil inisiyatifin, meslek odasının daha fazla çaba sarf etmesi, birlikte hareket etmesi gerekiyor. Birlikte bu sorunu dair çözümler geliştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Metin Öztürk: "Hedefimiz sadece şampiyon olmak değil, 105 puanlık bir yolculuğun içindeyiz" Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, şampiyonluk yolunda konsantrasyonlarını bozmadıklarını belirterek, "Çünkü hedefimiz sadece şampiyon olmak değil, 105 puanlık bir yolculuğun içindeyiz" dedi. Galatasaray, Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında yarın Adana Demirspor ile deplasmanda karşılaşacak. Bu maç öncesinde Adana’ya hareket eden sarı-kırmızılılarda İkinci Başkan Metin Öztürk, İstanbul Havalimanı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Hazırlıkları şampiyon olmak üzere yaptıklarını söyleyen Öztürk, "Önemli bir maça çıkıyoruz. Adana Demirspor ligin kuvvetli takımlarından biri. Avrupa’da, Türkiye’mizi temsil etmiş bir takım. Adana bir futbol şehri. 5 final maçımız var. Bu aslında sadece bizim için değil, diğer 19 takım için de öyle. Burada başarılı olamayıp bir alt lige gidecek takımlar için de, Süper Lig’de devam edecekler için de böyle. Çünkü bu iş sadece kendi hedeflerinizle ilgili değil, diğer takımların hedeflerini de ilgilendiriyor. Önce Adana Demirspor deplasmanı, sonrasında dönüp Sivasspor ile oynayacağız. Ardından Fatih Karagümrük ile deplasmanda oynayacağız. Fenerbahçe bizim sahamıza geliyor ve Konyaspor deplasmanı var. Bir kısmı küme düşmemeye oynuyor, Fenerbahçe bizimle şampiyonluk yarışında. İki hafta önce de söylemiştim. 38 haftalık bir periyot, 37. haftaya kadar başa baş gider. Bizim için önemli olan 38. haftadaki bitiş düdüğünden sonraki durum. Tüm hazırlıklarımızı bu sene şampiyon olmak üzere yapıyoruz. Rakibimiz Fenerbahçe de öyle. Dünyada futbol böyle gidiyor. Erken konuşmaya gerek yok. 5 maç, 15 puan demek. Her şey olur. Biz kendi üstümüze düşeni yapacağız. Taraftar, yönetici olarak takımımızı alkışlayacağız. Onlar için uygun koşulları yerine getireceğiz. Okan hocamız ve futbolcularımız sahada ter dökecekler. Sonrasında ümit ediyorum ki hak edenin kazandığı bir şampiyonluk olacak. Sadece bu sene değil, gelecek sene de başkanımız yönetiminde bu takım şampiyon olup, bir sezon sonra 5. yıldızı göğsüne takacak" diye konuştu. "105 puanlık bir yolculuğun içindeyiz" Ligde sadece kendilerine baktıklarını ifade eden Metin Öztürk, "Biz hemen hemen her gün sosyal medyadan bir paylaşım yapıyoruz. Her hafta yaptığımız en önemli paylaşım ’Konsantrasyon.’ Biz konsantrasyonu asla bozmuyoruz. Çünkü hedefimiz sadece şampiyon olmak değil, 105 puanlık bir yolculuğun içindeyiz. 5 maçı da kazanıp, 105 puanla bitirmek istiyoruz. Sonuna kadar her maçın hakkını vermek istiyoruz. Diğer takımların sıralamadaki yerleri kendilerini ilgilendiriyor. Biz sadece Galatasaray’a bakıyoruz" şeklinde konuştu. "Galatasaray’ın resmi görüşlerini başkanımız dile getiriyor" Türkiye Futbol Federasyonu’nun aldığı seçim kararıyla ilgili de konuşan Öztürk, "Kulübü her konuda başkan temsil eder. Ben şu an Adana yolculuğunda kafile başkanıyım. Onunla ilgili konuşuyorum. Galatasaray’ın resmi görüşlerini başkanımız dile getiriyor" açıklamasında bulundu. Transfer çalışmalarının devam ettiğini aktaran sarı-kırmızılıların ikinci başkanı, "Scout ekibinin çalışmaları her an devam ediyor. Bir sonraki yılın çalışmalarını yapıyorsunuz. Bu konuda yetkili Başkan Vekilimiz Erden Timur. Futbol ona bağlı. Erden Bey, scout ekibi ve hoca hemen hemen her hafta bir araya geliyor. Hem gündemimizde devam eden şampiyonluk yolculuğumuz hem de önümüzdeki sezon inşallah gerçekleşecek olan Şampiyonlar Ligi’ndeki pozisyonumuzla ilgili tüm gayretleri gösteriyorlar" diyerek sözlerini tamamladı.
Eskişehir Bu proje ile istilacı balık türlerinin popülasyonu azaltılacak Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanarak Tarım ve Orman Bakanlığınca onaylanan ‘Sakaryabaşı Mevkiindeki İstilacı Balık Türlerinin Son Durumu ve İstilacı Türlerle Mücadelede Etkin Av Araçlarının Belirlenmesi Projesi’ çalışmaları başladı. Türkiye’de göl, baraj gölü, gölet ve akarsular genelinde 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren yapılan bilimsel çalışmalarda, istilacı balık türleri tespit edilmeye başlanmıştı. 2000’li yılların ilk yarısından itibaren ise mevcut su kaynaklarında istilacı balık türlerinin popülasyon yoğunluklarının hızla arttığı görülmüştü. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çifteler ilçesinde bulunan Sakarya Nehri’ndeki istilacı türleri önleyebilmek için ‘Sakaryabaşı Mevkiindeki İstilacı Balık Türlerinin Son Durumu ve İstilacı Türlerle Mücadelede Etkin Av Araçlarının Belirlenmesi Projesi’ni hazırladı. Tarım ve Orman Bakanlığınca onaylanan proje çerçevesinde 15 Nisan 2024 tarihi itibariyle, Çifteler ilçesi sınırları dâhilinde bulunan Sakarya Nehri’nin Sakaryabaşı mevkii ile Eminekin bendi arasındaki yaklaşık 12 kilometre ve su yüzey alanı 200 hektar olarak belirlenen bölgede başladı. Çalışmalarına başlanan proje ile; Çifteler ilçesi Sakaryabaşı mevkiindeki istilacı ve doğal türlerin kompozisyon dağılımları belirleneceği, istilacı türlerin yaş, boy, ağırlık dağılımları; büyüme, kondisyon gibi temel parametreleri ile mide içeriği analizleri yapılacağı, balıkçılık biyolojisi açısından değerlendirilmesi gerçekleştirileceği ve istilacı türlere yönelik en verimli av aracı tespit edilerek, istilacı türlerin popülasyon yoğunluğunun azaltılmasında kullanımı sağlanacağı belirtildi. Proje sonunda istilacı türlerin popülasyonunu azaltmak, böylelikle mevcutta bulunan doğal türlerin beslenme, büyüme ve üreme şartları üzerindeki istilacı tür baskısının ortadan kaldırılacağının hedeflendiği açıklandı.