EKONOMİ - 17 Ocak 2020 Cuma 15:02

İnşaat sektöründeki kriz, çalışanları vurdu

A
A
A
İnşaat sektöründeki kriz, çalışanları vurdu

MERSİN (İHA) – Son dönemde inşaat sektöründe yaşanan kriz, en çok sektör çalışanlarını vurdu.

MERSİN (İHA) – Son dönemde inşaat sektöründe yaşanan kriz, en çok sektör çalışanlarını vurdu. MTSO Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, “Birçok büro kapandı veya çalışanlarını işten çıkarmak durumunda kaldı. Böyle durumlarda sektör çalışanlarının sigorta ve vergi giderlerinden muaf tutulması veya faizsiz ertelenmesi kısmen ayakta kalmalarını sağlayabilir” dedi.


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, sektörde yaşanan sıkıntılar ve beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundular.



Güneş: “Sektörün içinde bulunduğu kriz sebebiyle en çok etkilenen çalışan grubuyuz”


15 No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Sadık Çağatay Güneş, ağırlıklı olarak inşaat sektörünün teknik hizmetlerini satın aldığı çalışanların bulunduğu bir grubu temsil ettiklerini kaydetti. Son yıllarda inşaat sektöründe yaşanan krize dikkat çeken Güneş, ağırlıkla mühendis, mimar, şehir plancısı, iç mimar, peyzaj mimarı gibi mesleklerin krizden çok etkilendiğini belirtti. Güneş, “İnşaat sektörünün içinde bulunduğu kriz sebebiyle en çok etkilenen çalışan grubuyuz. Son iki yılda yeni yapı ruhsatı sayısı neredeyse hiç yok diyebiliriz. Durum böyle olunca hizmet üretilemedi ve sektör çalışanları çok olumsuz etkilendi. Birçok büro kapandı veya çalışanlarını işten çıkarmak durumunda kaldı. Böyle durumlarda sektör çalışanlarının sigorta ve vergi giderlerinden muaf tutulması veya faizsiz ertelenmesi kısmen ayakta kalmalarını sağlayabilir” diye konuştu.



“Çevreci projeler desteklenmeli”


Çevreci projelere ilişkin değerlendirmeler de yapan Güneş, yerel yönetimler tarafından müteahhitlere yönelik teşvik sistemi oluşturmalarının, bir diğer önemli konu olduğunu ifade etti. Güneş, “Eğer müteahhitler projelerinde çevreci unsurları göz önünde bulundurur ve kendi enerjisini üretebilen, kendi atıklarını zararsız hale getiren gerçek çevreci projeler oluştururlarsa bu müteahhitlere ruhsat harçlarında indirim veya muafiyetler sunulması gerekir. Bu projeler aynı zamanda yerel yönetimlerin altyapı yüklerini azaltacak ve işlerini kolaylaştıracaktır. Bu konuda gereken yönetmelik ve uygulama esaslarını belirlemek için üzerimize düşen görevleri yüklenmeye komite olarak hazırız” ifadelerini kullandı.


Eğitim konusuna da değinen Güneş, her alanda olduğu gibi bu sektörde de teknik eleman gereksinimin iyi planlanması gerektiğini söyledi. Gelecek yıllarda inşaat sektörünün birincil sektör olmasından vazgeçilip daha mikro düzeyde sürekli üretim yapacak iş kollarının geliştirilmesinin sağlanması gerektiğine işaret eden Güneş, orta öğretim ve üniversite planlamasının da bugünden bu hedef doğrultusunda yapılması gerektiğini vurguladı.



Arıcı: “Depreme yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı”


Komite Meclis Üyesi Selami Arıcı ise kentte bekledikleri düzenlemeleri anlattı. Mersin’in deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Arıcı, şehrin deprem açısından sağlam yapılara kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Mersin’in 3. derece deprem kuşağında bulunduğunu, geçmişinde büyük depremler bulunduğunu belirten Arıcı, “Bu nedenle eski yapıların bulunduğu bölgelerde kentsel dönüşüm planlamalarının modellenmesini tartışmalıyız. Bu tartışmaları konunun uzmanı bilim insanlarının katılımıyla kent içerisindeki mühendis ve mimarlarla beraber uzun çalıştaylarla sonuçlandırmalıyız” dedi.


Kentsel dönüşüm modellemelerinde imar artışına dayalı çözümlerin kentleşme adına iyi sonuçlar vermediğini ifade eden Arıcı, şehircilik adına doğru adımların geniş ölçekli ve kamusal düzenlemelerle mümkün olacağını söyledi. Bölgenin kat sayısının artırılması ve özel sektör müteahhitlerinin kat karşılığı denilen yöntemlerle inşaat yapmalarının doğru olmadığını kaydeden Arıcı, bu uygulamanın bölgelerin nüfusunu artırdığını, paralelinde trafik sorununu daha da çözülmez hale getirdiğini belirtti.


Eğitim konusuna da değinen Arıcı, teknik eleman yetiştiren üniversitelerin eğitim kalitesinin yukarı çekilmesi gerektiğini vurguladı. Almanya’da 3 yılda iyi mühendis yetiştiren bir altyapı varken, Türkiye’de 4-5 yılda yeterli kalitede teknik eleman yetiştirmekte zorlanıldığını dile getiren Arıcı, “Bu kurumlarımızın da hızla altyapılarının ve eğitim kadrolarının iyileştirilmesi gerekiyor. Günümüzde hiç profesör kadrosu olmayan eğitim kurumları var. Bu kadar kolay üniversite kurulması ve mezun vermesi engellenmeli” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Doktoru darp etmişti: Mahkeme yurtdışına çıkışını yasakladı Edirne’de daha önce darp ettiği doktora yönelik sosyal medya hesabı üzerinden tehdit paylaşımları gerekçesiyle ikinci kez tutuklanan şüpheli, çıkarıldığı hakimlikçe yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Edirne’de darp ettiği doktoru sosyal medya hesabı üzerinden tehdit ettiği gerekçesiyle tutuklanan Volkan Kuşçu isimli sanığın yargılanmasına başlandı. Edirne Adliyesi 5. Asliye Caza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, asistan doktor B.B.Ö’nün annesi ve tutuklu sanık Volkan Kuşçu katıldı. Sanık savunmasında, annesini kaybetmenin verdiği bir anlık öfkeyle doktoru darp ettiğini ve yaşanan olaydan pişmanlık duyduğunu ifade etti. Tahliyesinin ardından sosyal medya hesabında bir filmden kesit paylaştığını ifade eden sanık, paylaşımıyla kimseyi tehdit etmediğini iddia etti. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde kanser tedavisi gören ve hastalığına yenik düşen Nazife Kuşçu, çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmişti. Annesinin ölüm haberini veren asistan doktor B.B.Ö., hastanın oğlu Volkan Kuşçu tarafından darp edilmişti. Asistan doktor B.B.Ö.’nün "Beyaz kod" bildiriminin ardından zanlı polis ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Yapılan ölçümde 1.30 promil alkollü olduğu belirlenen Kuşçu’ya ev hapsi cezası verilmiş, yapılan itiraz üzerine daha sonra tutuklanmıştı. İlk duruşmada tahliye edilen Volkan Kuşçu’nun daha sonra darp ettiği doktora yönelik sosyal medya üzerinden ’Ne olursa olsun, cezaevine giren insan bir süre sonra katile dönüşür’ repliğinin geçtiği bir dizi sahnesini anlatan tehdit paylaşımları yaptığı gerekçesiyle dava açılmış ve tekrar tutuklanmıştı. Sanık hakkında darp davasının yanı sıra tehditle ilgili açılan ikinci davanın ilk duruşması Edirne 5’inci Asliye Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya doktor B.B.Ö. katılmazken avukatları ile B.B.Ö’nün annesi, yakınları avukatlar ve çok sayıda meslektaşı ile sanık Volkan Kuşçu katıldı. Sanık, çıkarıldığı hakimlikçe yurt dışına çıkış yasağı ve haftada 1 gün imza verme zorunluluğu ile adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilerek, duruşma ileri bir tarihine ertelendi.
Adana Afrika’dan gelen toz taşınımı Adana’da etkili oldu Suriye’nin Sahra Çölü üzerinden kuvvetli rüzgarla birlikte Türkiye’ye giriş yapan toz fırtınası Adana’da etkili oldu. Afrika üzerinden Türkiye’ye gelen toz taşınımı vatandaşları olumsuz etkiledi. Kent genelinde etkili olan toz taşınımı özellikle araçların üzerinde kolaylıkla fark edildi. Çok sayıda aracı toz bulutu kaplarken vatandaşlar toz taşınımından kaynaklı burun ve boğaz tıkanıklığı gibi sorunlar yaşadıklarına dikkat çekti. Öte yandan uzmanlar, gözlerde acı hissi, nefes darlığı, halsizlik ve baş ağrısı gibi etkilerinin olabileceği konusunda vatandaşları uyardı. "Güneş puslu bir biçimde görülüyor" Toz taşınımından duyduğu rahatsızlığı dile getiren vatandaşlardan Tuğba Gündoğdu, "Bu durumdan aslında hepimiz çok rahatsızız. Hava kirliliği oldukça fazla burada, hava kirliliği olmasa daha iyi olurdu. Mesela şu an güneşin canlı olarak bize vurması gerekirken toz taşınımından kaynaklı olarak güneşi de puslu görüyoruz maalesef. Güneşi fotoğraf çekilmek için doyasıya kullanamıyoruz çünkü önünde sürekli tozlar oluyor. Bu durumu yaşamamak için de için de hava kirliliğini önlemek, doğa için çaba sarf etmek gerekiyor" diye konuştu. "Toz taşınımı kaynaklı boğaz ve burun tıkanıklığı yaşıyoruz" Son zamanlarda sıkça toz taşınımı kaynaklı problemler ile karşılaştığını belirten Feray Kiriş, "Ülkemizde artık bunu sıkça görmeye başladık. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte de bu durumu da çok daha fazla yaşamaya başladık. Hava kirliliği olsun, gelen toz taşınımı olsun ülkeyi çok fazla etkiliyor. Bunun sonucunda solunum yolları enfeksiyon kapan insanlar olabiliyor. Sağlık açısından olumsuz bir durum. Tabi ki bu sorunun önüne geçilemez fakat sonuçlarının en aza indirilmesi için bir şeyler yapılabilir diye düşünüyorum. Boğaz tıkanıklığı, burun tıkanıklığı gibi sorunları gelen toz taşınımından kaynaklı olarak yaşıyoruz. Şu an çok fazla toz taşınımının olduğu gözle görülebiliyor ve bu durum vatandaşları etkileyebiliyor. Artık bu toz taşınımına alıştığımızı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.