GENEL - 25 Şubat 2020 Salı 16:14

Kendi enerjisini kendisi üretiyor

A
A
A
Kendi enerjisini kendisi üretiyor

Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde, kurulduğu 2005 yılından bu yana faaliyet gösteren Teknopanel, yenilenebilir enerji çalışmaları kapsamında güneş enerjisini kullanarak kendi enerjisini kendisi üreten bir tesis haline geldi.

Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde, kurulduğu 2005 yılından bu yana faaliyet gösteren Teknopanel, yenilenebilir enerji çalışmaları kapsamında güneş enerjisini kullanarak kendi enerjisini kendisi üreten bir tesis haline geldi.


Sandviç panel ve EPS ürünleri üretimi ve satışında Türkiye’nin önde gelen kuruluşu olan Teknopanel, 2005 yılında faaliyete geçen, 34 bin metrekare alan üzerinde faaliyetlerini sürdüren Mersin fabrikasının çatısına kurduğu güneş enerjisi santrali sayesinde, kendi enerjisini kendisi üretirken doğaya zarar vermeden çalışmalarını sürdürüyor.


Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde ilk güneş enerjisi santralini kuran firma, 2017 yılında 6 bin 460 adet güneş panelini, 12 bin metrekarelik çatı yüzeyine kurulan güneş enerji santrali ile 1.713 kWp tesis gücünden yılda yaklaşık 2.414.000 kWh elektrik üretiyor.


GES tesisi ile ilgili bilgiler veren Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, "Proje büyüklüğü 1.713 kWp olan GES tesisimizde 63 adet inverter bulunmakta. 2017 yılından bu yana kendi enerjimizi kendimiz üretiyoruz. Yıllık ortalama 2.414.000 kWh elektrik üretimimiz bulunmakta. Güneşten gelen enerjiyi fotovoltaik modüllerin ve diğer ekipmanların kurulumu sayesinde elektrik enerjisine çeviriyoruz. Süreklilik arz eden doğal süreçlerden elde edilen enerjiyi, üretim hatlarımıza yansıtarak doğanın gücünü kullanıyoruz. Üretimdeki en önemli maliyet kalemlerinden biri olan enerji giderinden tasarruf ediyor, dışarıya bağımlılığı azaltıyor, milli ekonomiye katkıda bulunuyoruz" dedi.


"Yenilenebilir enerjinin tükenmesi mümkün değil"


"Yılın neredeyse tamamında güneş alan bir şehirde, Mersin’de yaşıyoruz ve doğanın bize verdiği bu imkanı değerlendirerek, en doğru şekilde kullanmak zorundayız" diyen Kahveci, "Yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisinin insanoğlu tarafından tüketilmesi mümkün değil. Elektrik enerjisi, doğada bol ve sürekli olan güneş ışınlarının fotovoltaik güneş pillerinin üzerine güneş ışınlarının düşmesi ile üretilir. Biz firma olarak uzun süren incelemelerimiz sonrasında gelecek nesillerin enerji ihtiyacını karşılayabilmek ve çevreye verilen zararı en aza indirmek için tesisimizin çatısında boş duran alanlara GES kurdurduk ve diğer fabrikalarımıza da kurmayı planlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü etkinliği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü dolayısıyla, ESOGÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı tarafından bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Hastane poliklinikler girişinde gerçekleştirilen etkinlikte hormonların önemi vurgulanarak obezite ile kanser ilişkisinin önemine dikkat çekildi. Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı’ndan konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: “Obezite yüksek enerji alımına bağlı olarak vücutta aşırı yağ birikimi ile gelişen, pek çok bileşeni olan bir hastalıktır. Obezite ‘Beden Kitle İndeksi’ ile ifade edilir. Kişinin beden kitle indeksi 19-24.9 kilogram/metrekare ise normal kilo, 25-29.9 kilogram/metrekare ise aşırı kilo, 30 kilogram/metrekareden yüksek ise obezite, 40 kilogram/metrekareden yüksek ise ciddi obezite veya beraberinde pek çok hastalığa da sebep olabileceğinden morbid obezite söz konusudur. Obez hastaları değerlendiren uzmanlar öncelikle obeziteye neden olan genetik, hormonal veya metabolik bir hastalığın olup olmadığını değerlendirirler. Obeziteye neden olan böyle bir patoloji varsa öncelikle buna yönelik tedavi planlanır. Obeziteye neden olabilecek bir hastalık tespit edilmez ise sağlıklı beslenme ve egzersizin yanı sıra kilo azaltıcı tıbbi tedavi önerilerinde bulunulur. Türkiye’de 12 yıl arayla yapılan Türkiye Diyabet Obezite ve Hipertansiyon Epidemiyoloji Çalışması-I ve II’nin sonuçları obezite sıklığının aradan geçen 12 yıl içinde kadınlarda yüzde 34 ve erkeklerde yüzde 107 oranında arttığını göstermiştir. Obezite günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra ikinci en önemli nedenidir. Obezite tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon (HT), hiperlipidemi (HL), serebrovasküler hastalık, çeşitli kanserler, obstrüktif uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, gastroözofageyal reflü, safra yolları hastalığı, polikistik over sendromu, infertilite, osteoartroz ve depresyon gibi sağlık sorununa neden olarak sağlık harcamalarını artırmakta ve yaşam beklentisini kısaltmaktadır. Obezitenin kanser gelişimiyle olan ilişkisi, bedenimizde obeziteye neden olan mekanizmaların bazılarının kanser gelişimine de yatkınlık sağlamasıyla açıklanmaktadır. Obeziteyle ilişkili özellikle menopoz sonrası ortaya çıkan meme kanseri, ayrıca kolorektal, pankreas, mide kardiya tümörleri; yemek borusu, endometrium ve over kanserlerinin ilişkili olabileceğine ait kanıtlar vardır. Türkiye’de T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün Kanser Daire Başkanlığı tarafından 2022’de yayınlanan son kanser istatistiklerine göre, ülkemizde yıllık yeni tanı alan kanser hastası sayısı artmaktadır. Sonuç olarak toplumumuzda artan obezite sıklığı ve kanser sıklığına dikkat çekmek ve obezitenin kansere neden olan etkenler içinde tıpkı sigara gibi önlenebilir bir etken olduğunu vurgulamak için 24 Nisan Avrupa Hormon Günü’nde biz de böyle bir etkinlik düzenlemiş bulunuyoruz.”