EKONOMİ - 14 Mart 2018 Çarşamba 11:46

Kuyumcular fiyat farklılıklarından şikayetçi

A
A
A
Kuyumcular fiyat farklılıklarından şikayetçi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, piyasada kuyumcular arasında özellikle tel bilezik olarak adlandırılan bilezik modelleri ile darphanenin bastığı liraların satışında yaşanan fiyat farklılıklarının hem sektörü hem de müşterileri olumsuz etkilediğini söyledi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 22 No’lu Finans ve Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkanı Faruk Aktuğ, piyasada kuyumcular arasında özellikle tel bilezik olarak adlandırılan bilezik modelleri ile darphanenin bastığı liraların satışında yaşanan fiyat farklılıklarının hem sektörü hem de müşterileri olumsuz etkilediğini söyledi.


Kuyumculuk sektörüne ilişkin değerlendirme yapan Aktuğ, fiyat istikrarsızlığı nedeniyle yaşanan sorunlara değindi. Sorunun çözümü için sektör temsilcilerinin birlikte hareket edememesinden şikayetçi olan Aktuğ, "Maalesef özellikle darphane tarafından basılan liralar ile tel bilezik olarak adlandırılan bilezik modellerinde 1-2 liraya varan fiyat farkları oluşuyor. Belki bir tane almak için çok ciddi araştırma yapılmıyor ama birden fazla alım yapılacağı zaman fiyatlara güven olmadığı için müşteri sürekli bir arayış içine giriyor. Bu durum kuyumcular arasında da tedirginlik oluşturuyor. Sektörde zaten kar marjları oldukça düştü. Buna bir de rekabet adı altında neredeyse maliyetine yapılan satışlar eklenince sıkıntı daha da artıyor" dedi.


Sorunun çözümü için komite olarak sektör temsilcilerini bir araya getirip toplantı düzenlemek istediklerine dikkat çeken Aktuğ, herkesin bu konudan şikayetçi olmasına rağmen toplantıya tam katılım olmayınca istedikleri sonuçlara ulaşmadıklarını söyledi. Konuyu bölgeye taşıma kararı aldıklarını ve Silifke’den Kahramanmaraş’a kadar tüm sektörü kapsayan geniş katılımlı bir organizasyon düzenlemeye çalıştıklarını, ancak girişimlerinin yine sonuçsuz kaldığını vurgulayan Aktuğ, “Amacımız özellikle darphanenin bastığı liralarda tavsiye edilen fiyatlara uyulmasını sağlamaktı. Ama maalesef hiçbir girişimimizden sonuç alamadık. Özellikle işsizliğin üst seviyelere çıktığı böyle bir ortamda gerçekleştirilen yanlış tutumlar sektöre ciddi kayıplar yaşatıyor" diye konuştu.


Altın fiyatlarının her geçen gün yükseldiğine de dikkat çeken Aktuğ, bu nedenle şu dönemde elde nakit para bulundurmanın da riskli olduğunu anlattı. Bu sıkıntılara bir de ikinci baskı olarak adlandırdıkları darphane dışı basılan sahte liralar sorunu eklendiğini kaydeden Aktuğ, “Piyasada darphane dışı basılan liraların bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu gerçeklerinden ayırt etmek ise kuyumcular için dahi oldukça zor. Müşteri bunu hiç ayırt edemez. Bu nedenle altın almak isteyenlerin mutlaka güvendikleri kuyumcuları tercih etmeleri gerektiğini söylüyoruz" ifadelerini kullandı.


Bankaların altın hesaplarını da değerlendiren Aktuğ, bu uygulamadan da istedikleri sonucu alamadıklarını, hatta sektöre, bir sıkıntıyı da bu uygulamanın getirdiğini söyledi. Yalnızca altın hesaplarının değil, piyasalardaki mevcut altın birikimlerini de bankaların toplamaya başladığına işaret eden Aktuğ, “Bizim beklentimiz toplanan bu altınların kuyumculuk sektörüne çevrilerek piyasaların hareketlendirilmesi yönündeydi. Ama olmadı. Özellikle üreticilere verilen altın kredi faizleri de oldukça yüksek. Yüzde 8 civarında faiz talep ediliyor. Bu oranın yüzde 2-3 seviyesinde olması bizleri rahatlatacaktır. Bir de ekonomide yaşanan en küçük bir sıkıntıda bu krediler geri çağırılıyor. Bu durumda ne üreticinin ne de vitrinci kuyumcunun aldığı krediyi anında ödeyebilmesi mümkün değil. Üretici tüm malını bir anda Türkiye geneline satıp parasını toparlayamaz, vitrinci de elindeki malı bir çırpıda satıp parasını ödeyemez. Bu nedenle erken çağrılan krediler bizi sıkıntıya sokar" şeklinde konuştu.


Piyasayı canlandırmak, müşteriyi çekebilmek adına kuyumculara da görevler düştüğünü anlatan Aktuğ, bu noktada tüm sektör temsilcilerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi. Önce müşterinin gelmesi için fiziksel yapının değişmesi, dış dekorasyonların caddeye yakışır şekilde yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Aktuğ, gerekirse belediyenin bu konuda bir zorunluluk getirmesini beklediklerini söyledi. Tüm iş yerlerinde tek tip tente kullanımı, tabela kullanımı olması gerektiğini dile getiren Aktuğ, “Hatta belli bir ölçü kıstası getirilmeli, herkes tabelalarında aynı rengi, yazı fontunu kullanmalı. Böylece caddeye görsel bir bütünlük gelecektir ve estetik kazandırılacaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Başkan Değirmenci, “Bu sendikayı Türkiye’nin en büyük sendikaları arasına taşıma mücadelem devam edecektir” Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci Karabük’e gelerek bir dizi temaslarda bulunup, ziyaretler gerçekleştirerek teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi. Karabük’e gelen Başkan Değirmenci, kentte bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi. Değirmenci daha sonra Özçelik-İş Sendikası Karabük şube yöneticileri ve işyeri temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen Temsilciler Meclis’i toplantısına da katıldı. Değirmenci ve Şube Başkanı Kenan Yılmaz, toplantıda sendikanın dünü, bugünü ve yarınına ilişkin sendikanın Karabük teşkilatına kritik mesajlar verdi. Toplantıda “Karabük ve buradaki teşkilatımın, sendikam ve şahsım için ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu hepiniz biliyorsunuz” diyerek sözlerine başlayan Değirmenci, “Karabük’teki sendikal kültür, geçmişten bugüne Karabük’ün sendikal mücadelesi takdire şayandır. Karabük’ü hiçbir zaman, ne sendikamızdan ne de kendimizden ayrı düşünmedik, düşünemeyiz.” ifadelerini kullandı. Değirmenci, “Bu nedenle sendikamızın geleceğe güvenli yürümesinde, sevk ve idaresinde, sizlere her zamankinden daha fazla ihtiyacım vardır. Sizlerin ve sendikamın da şahsıma ihtiyacı olduğu müddetçe, ben de sizin önünüzde yürümeye, genel başkanlığın yanında ağabeylik yapmaya, yol gösterici olmaya devam edeceğim. Geçmişte ödediğimiz bedelleri, bugün de yarın da ödemeye hazır bir şekilde, liderliğinizi yapmaktan şeref ve onur duyarak, bir elimde HAK-İŞ, bir elimde Özçelik-İş, göğsümüzde Türk bayrağıyla, aklımızda emekçilerle, alnımızda da secde iziyle sizlerle yol yürümeye devam edeceğim. Gözümü budaktan sakınmadan, bir lidere yakışır şekilde, teşkilatımı o’cu, bu’cu diye ayırmadan, herkesi kucaklayarak yol yürüyeceğim. Sizlerin desteği ve dualarıyla daha gidecek çok yolumuz, söyleyecek çok sözümüz var.” diye konuştu. KARDEMİR, KARDÖKMAK VE KARÇEL’deki üyeleri yakından ilgilendiren ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ uygulamasının hayata geçirilmesinin de büyük başarı olduğunu ifade eden Değirmenci, “Üyelerimizin anlaşmalı özel hastanelerde muayene ve tedavi olabilmeleri için bu uygulamanın bir an evvel hayata geçirilmesi istiyorduk. Karabük’e yaptığımız ziyaretler kapsamında görüştüğümüz KARDEMİR Yönetimiyle ile üyelerimizin Tamamlayıcı Sağlık Sigortası kapsamına alınması konusunda anlaşmaya vardık. Üyelerimize büyük fayda sağlayacak olan ve KARDEMİR ve bağlı kuruluşlarında tarihi bir kazanım olan bu uygulamanın başta üyelerimiz olmak üzere işyerimize, sendikamıza hayırlı olsun” dedi. Sendikada bir hedefi, hayali ve ideali olduğunu anlatan Değirmenci şunları söyledi: “Bu sendikada bir hedefim, bir hayalim, bir idealim var. Bugün geldiğimiz noktada, sendikamızın tarihinde, adeta kendimizle yarışıyoruz. Sendikamız, bugün kurulduğu günden bu yana, üyesi sayısı bakımından olsun, maddi imkânları açısından olsun, en zirve noktaya ulaşmış olsa da, tek başıma kalsam da, bu sendikayı Türkiye’nin en büyük sendikaları arasına taşıma mücadelem devam edecektir. Bugünkü zirvenin, bugünkü başarımızın bana yetmediğini söylemek istiyorum. Ben başarıya doymayan bir adamım. Üyelerimiz için, sendikamız için en iyisi, en güzeli olsun istiyorum. Bunun yapmak için de gerekirse gövdemi ortaya koyarım. Kanımın son damlasına kadar mücadelemi veririm.” Toplantıda konuşma yapan bir diğer isim olan Özçelik-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Kenan Yılmaz ise, şube olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Temsilcilerin de söz alarak görüşlerini dile getirmesinin ardından toplu fotoğraf çekimiyle toplantı sona erdi.
Kayseri Melikgazi Belediyesi’nden glütensiz etkinlik Melikgazi Belediyesi çölyak hastaları ve hasta yakınları ile birlikte glütensiz mutfakta etkinlik düzenledi. Necip Fazıl Kısakürek Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinlikte çölyak hastaları ve çölyak yakınları ile birlikte glütensiz yiyecekler hazırlanarak hastalığa karşı farkındalık oluşturuldu. Melikgazi Belediyesi, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan, glütene karşı hassasiyete sebebiyet veren, özel beslenme gerektiren çölyak hastalığına karşı vatandaşlara gıda paketleri ile destek olmanın yanı sıra sağladığı eğitimlerle de bilinçlendirmeye devam ediyor. Yıl içerisinde hastalıkla mücadele eden hastalara talepleri doğrultusunda glütensiz gıda paketi yardımıyla destek olan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, toplumu bilinçlendirecek hizmet ve çalışmaları yakından takip ediyor. MELMEK kursları çerçevesinde verilen eğitimle, yaşam kalitesini düşüren çölyak hastalığına karşı mücadele eden hastalar, Melikgazi Belediyesi tarafından tedarik edilen glütensiz malzemelerle kurabiye, pasta, ekmek gibi yiyecekler üretebiliyor. Sosyal belediyecilik anlayışıyla vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sağlayan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Vatandaşlarımızın sağlıklı, huzurlu olmaları bizler için son derece önem arz ediyor. Çölyak rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın glütensiz ürünlerle beslenmeleri gerekiyor. Melikgazi Belediyesi olarak çölyak hastası vatandaşlarımıza destek olmak için glütensiz gıda desteği sağlıyoruz. MELMEK kurslarımızda çölyak alerjisi bulunan hastalara ve yakınlarına, glütensiz malzemelerle yiyecek hazırlayabilmeleri için eğitim veriyoruz. Çölyak ile mücadele eden vatandaşlarımızın her zaman yanındayız. Desteklerimiz devam edecek. Cenab-ı Allah hepimize sağlık, sıhhat nasip eylesin" dedi. Bu çerçevede düzenlenen etkinliğe katılarak hastalığa karşı farkındalık oluşturmanın önemine değinen Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya, Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu’na çölyak hastalarına verdiği destekten ve toplum bilinçlenmesi adına sağladığı eğitimlerden dolayı teşekkür etti. Etkinlik, eğitime katılan çocuklara Melikgazi Belediyesi tarafından hazırlanan çanta ve kırtasiye malzemelerin hediye edilmesiyle sona erdi.
Niğde Kimisi gelin kaynana geldi kimisi ise 70’inden sonra Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün Yeşilgölcük ve Alay beldelerinde açtığı okuma yazma kursu sona erdi. Kursu başarıyla tamamlayan 12 kursiyere düzenlenen törenle sertifikaları verildi. Yeşilgölcük ve Alay’da düzenlenen sertifika törenine Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Yeşilgölcük Belediye Başkanı Nurettin Yurtseven, Alay Belediye Başkanı Yusuf Akdemir, Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin, Yeşilgölcük Anadolu İmamhatip Lisesi Müdürü Ahmet Tayfun Eren, Alay İlköğretim Okulu Müdürü Abdullah Bozok, öğretmenler ve kursiyerler katıldı. Törende yaptığı konuşmada bireyin eğitiminin önemine dikkati çeken Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik hayatın her alanında aktif rol olan kadınların eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Çelik; "Günümüz dünyasında toplum değişen ekonomik ,teknolojik ve sosyolojik şartlarla beraber kadına her zaman olduğundan daha büyük sorumluluklar yüklemektedir. Cemiyetin her alanında gün geçtikçe rolü daha çok ön plana çıkan kadınlarımızın eğitimden de en üst düzeyde yararlanma hakkının bulunduğunu ve bu hakkın bireye teslim edilmesi noktasında da Devletimizin büyük sorumluluk üstlendiğini görmekteyiz .Ekonomik ve toplumsal hayatta farklı roller üstlenen kadınlarımızın eğitiminin güçlü olması, gelişmiş ve müreffeh bir toplum olma yolunda daha kararlı adımlar atma hususunda bizleri cesaretlendirmektedir. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde 2018 yılında başlatılan “Okuma-Yazma Seferberliği” projesi Ülkemizin dört bir yanında Halk Eğitimi merkezlerimizin koordinesinde okullarımızda açılan kurslarımızla devam etmektedir" dedi. "Okuma yazma bilmediğim için evden çıkamıyordum" Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin Halk Eğitim Merkezleri’nde kurs açılabilmesi için 12 kişi olması gerektiğini ifade ettiği konuşmasında okuma-yazma kursu için bir kişinin yeterli olduğunu vurguladı. Çeşitli sebeplerle okuma yazma öğrenemeyen ve kursu başarı ile tamamlayarak sertifika almaya hak kazanan kursiyerler ise yaşadıkları mutluluğu dile getirdi. Kursa katılanlar arasında gelin Güllü ve kaynanası Gülderen Erol ile 70 yaşındaki Fatma Soylu da yer aldı. Soylu; "Geçmişte ailem iş yaptırıp çocuk baktırmak için okula göndermedi. Ben çok hevesliydim, çok istedim okumayı. Ama göndermediler" dedi. Bir diğer kursiyer Hanife Atıcı ise, okumayı öğrendiği için mutlu olduğunu ifade ederek; "Okuma yazma bilmediğim için evden dışarı çıkamıyordum. Şimdi her yeri öğrendim, kendim gidip gelebiliyorum. Yeni başlamama rağmen TC’mi bile ezberledim. Daha ne olsun" diye konuştu.