- 17 Nisan 2018 Salı 09:37

Melike protez bacakla hayata tutundu

A
A
A
Melike protez bacakla hayata tutundu

Mersin’de 11 yaşındayken kansere yakalanan ardından da babası tarafından terk edilen Melike Ongur, tedavi amaçlı bacağı da kesilince dünyası başına yıkıldı.

Mersin’de 11 yaşındayken kansere yakalanan ardından da babası tarafından terk edilen Melike Ongur, tedavi amaçlı bacağı da kesilince dünyası başına yıkıldı. Zor günler geçiren ve yıllarca evden dışarı çıkmayan Ongur, yapılan yardımlar sonucu alınan protez bacak sayesinde tekrar hayata bağlandı. Okul hayatına dışarıdan devam eden Ongur, ileride otopsi doktoru olmak istediğini söyledi.


Mersin’in merkez Toroslar ilçesinde abisi ve annesiyle yaşayan Melike Ongur (18), yaşam hikayesiyle duyanları duygulandırıyor. 11 yaşındayken ’kemik kanserine’ yakalanan ve kısa bir süre kemoterapi tedavisi gören genç kız, bu sırada babası tarafından terk edildi. Hastalığı daha da kötüye giden Melike, tedavi için bir bacağından vazgeçmek zorunda kaldı. Sol bacağı kesilen Melike, hastalıktan kurtuldu fakat yaşama küstü. Önce kendi imkanlarıyla aldıkları protezi bir süre kullanan Melike, hiç yürüyemez hale geldi. Ardından kendisine gelen bir yardımla normal bir proteze kavuşan Melike, hayata tekrar bağlandı.



"Ya ameliyat olacaktım ya ölecektim"


Kansere yakalandığı ilk yılda babasının kendisini istemediği için aileyi terk ettiğini söyleyen Melike, yaklaşık 3 ay kemoterapi tedavisi gördüğünü ancak tedavinin iyiye gitmediğini bu yüzden de hastalığının üçüncü evresine kadar ilerlediğini anlattı. Ogur, “Doktorlar bana ölüm tehlikesinin olduğunu söylediler. İyileşmem için bacağımın kesilmesi gerektiğini ve buna da bir hafta içinde karar vermem gerektiğini ifade ettiler. Bende yaşamayı tercih ettim ve bacağımdan vazgeçtim. Çünkü, ya ameliyat olacaktım ya da ölecektim. Sonrasında sol dizimden yukarısı kesildi. Ameliyattan sonra daha ağır bir tedaviyle kemoterapiye girdim ve yaklaşık 1,5 yıl tedavi aldım. Ardından hastalıktan kurtuldum. 5 yıldır tedavi almıyorum, sadece kontrol yaptırmak için hastaneye gidiyorum" dedi.


Yaklaşık 3 yıldır protez kullandığını ancak ilk protez bacağında yaralanma, iltihaplanma ve kanama gibi sorunların ortaya çıktığını kaydeden Ongur, bu süreçte hiçbir şekilde yürüyemediğini, bütün gününün evde geçtiğini ve bu sebeple bunalıma girdiğini ifade etti. 18 yaşına geldiğinde ise ’normal protez’ alınması gerektiğini öğrenen Melike, "Fiyatlar 7 ile 13 bin arasında değişiyordu. Fakat biz devletin verdiği bin liralık bakıcı ücretiyle geçinen bir aileyiz. Bu fiyatı karşılama imkanımız yoktu. Sonra yine medikalimiz bana, Ailem Derneğini önerdi. Onlar da bana her konuda yardımcı oldular ve protez almamı sağladılar" ifadelerini kullandı.



"Protez beni hayata bağladı"


Protezi sayesinde tekrar hayata bağlandığını vurgulayan Ongun, "Protezim yokken bir odadan diğer odaya gitmek istemiyordum. Canım çok yanıyordu. Hiçbir işimi göremiyordum. Ama şimdi istediğim yere rahatlıkla gidebiliyorum. Her işimi görebiliyorum. Canımın yanması kesildi. Lise hayatıma hastalığımdan dolayı dışarıdan devam ediyorum. Protezime alıştıktan sonra tekrar okula dönmeyi düşünüyorum. Aslında hem okuyup hem çalışmayı da düşünüyorum fakat önceliğim okul hayatım" şeklinde konuştu.


İleride otopsi doktoru olmak istediğini belirten Ongun, "Ben her zaman polis olmak isterdim. Fakat başıma gelen olaylar, hastalıklar falan derken, okul hayatım pek iyi gitmedi. Bu nedenle şimdi de otopsi doktoru ya da yardımcısı olmak istiyorum. Annem ve ağabeyimle birlikte yaşıyorum. Maddi durumumuz iyi değil. Evimiz kirada. Ben kalan yaşamımı daha rahat sürdürmek istiyorum açıkçası. Hastalığımdan dolayı masraflarımız da arttı zaten" diye konuştu.



"Zor günler geçirdik"


Komşuları ve bazı vatandaşların yardımları sayesinde kızının tedavisini gerçekleştirebildiğini söyleyen Anne Gül Akdoğan ise, "Kızımın bacağı kesildikten sonra zor günler geçirdik. Kızım koltuk değneğiyle yürüyordu. Sonra bizim protez almamız gerekti. Bizim gücümüz olmadığı için ’Ailemder’ başkanı Yasemin hanım bize yardımcı oldu. Mersin Valiliği, Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ve Toroslar Kaymakamlığıyla temaslara geçti. Yaklaşık 4 ay sonunda protez geldi ve kızım rahat yürümeye başladı. Aracı olan ve bize yardım eden herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.