GENEL - 03 Ocak 2022 Pazartesi 12:57

Mersin’de kurtuluş coşkusu

A
A
A
Mersin’de kurtuluş coşkusu

Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100.

Mersin’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıl dönümü coşkuyla kutlandı. Bu yıl da temsili milisler tren garında karşılanırken, Toroslar Belediyesinin düzenlediği geleneksel 3 Ocak Zafer Yürüyüşüne çok sayıda vatandaş, Türk bayrakları ve kalpaklarla katıldı.


Mersin Valiliği koordinasyonunda düzenlenen 3 Ocak Kurtuluş Günü kutlamaları, sabah saat 08.00’de merkez Toroslar Belediyesi önünde ve saat 09.00’da tren garında gerçekleştirilen törenlerle başladı. Tren garında düzenlenen törene Mersin Valisi Ali İhsan Su, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Fuat Gedik, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri, protokol üyeleri, askerler ve öğrenciler katıldı.


Törende, gazilerin oluşturduğu temsili milis kuvvetlerini taşıyan tren, Vali Su, Tuğamiral Kireçtepe ve Başkan Seçer tarafından karşılandı. Vali Su, trenden inen gazilerin öperek uzattığı Türk bayrağını öperek teslim aldı. Gazilere çiçeklerin sunulmasının ardından, törene katılanlar bando eşliğinde Cumhuriyet Meydanına yürüdü.


Öte yandan, Toroslar Belediyesinin geleneksel hale getirdiği 3 Ocak Zafer Yürüyüşü de renkli görüntülere sahne oldu. Belediye önünden yürüyüşe geçen kortej, yol boyunca sevgi gösterileriyle karşılandı. Mehteran takımı eşliğinde yürüyen Mersinliler, kağnı ve cepheye mermi taşıyan kadınların temsili olarak canlandırdığı görüntülerle renkli kareler oluşturdu.



Kutlamalar Cumhuriyet Meydanında devam etti


100. yıl coşkusu Cumhuriyet Meydanında da devam etti. Vali Su, Tuğamiral Gedik ve Başkan Seçer’in Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Vali Su, Tuğamiral Gedik ve Başkan Seçer’in, cipe binerek kutlamalara katılanların kurtuluş bayramını kutladığı törene, Karabağ Savaşında gazi olan Azerbaycanlı askerler de katıldı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kutlama mesajının okunduğu törende, öğrenciler şiirler okudu, Büyükşehir Belediyesi halk oyunları ekibi gösteri gerçekleştirdi. Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığından bir asker de günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yaptı.



“Özgürlüğümüzden ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceğimizi tüm dünyaya gösterdik”


Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, törende yaptığı konuşmada, 100 yıl önce bugün işgalcilerin karargah olarak kullandıkları eski hükümet konağındaki Fransız bayrağının indirildiğini, yerine Türk bayrağı çekildiğini söyledi. İşgal kuvvetlerinin gümrük iskelesinden gemilerine binerek Mersin’in terk ettiklerini vurgulayan Seçer, “100 yıl önce burada yaşananlar bölgesel, hatta küresel dengeleri kökünden değiştirecek muazzam bir tarihsel kırılmanın eşsiz anlarıydı. Özgürlüğümüzden ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceğimizi tüm dünyaya gösterdik. Bu kolay olmadı. Tarih bu direnişi yazdı. O günleri asla unutmayacağız. Bu kurucu değerler, bizim vicdan ve gelecek haritamızdır. 100. yıl hepimize kutlu olsun” dedi.



“Mersin’in kurtuluşu tüm Çukurova’nın. Anadolu’nun, hatta bir vatanın kurtuluşudur”


Bu zafer için ağır bedeller ödendiğini, bakiyesinin ise kurucu değerler olduğunu dile getiren Seçer, “Tarihimizi bilmezsek yolumuzu asla bulamayız. Biz bu kadim topraklarda özgür ve kardeşçe yaşadık, yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Bütün tarihçilerin dikkatini çekmek istiyorum; Mustafa Kemal, 5 Kasım 1918’de Mersin’deydi, 19 Mayıs 1919’dan çok önce. Kurtuluş Savaşının hazırlıklarına işte o gün burada, Karamancılar Konağı’nda gizli toplantıyla başladı. ‘Asıl savaş şimdi başlıyor’ diyerek, ulusal kurtuluş mücadelemizin ilk adımını bu topraklarda attı. Bugün restorasyonunu yaptığımız Karamancılar Konağı’ndaki o toplantıdan Türkiye’nin kurtuluş reçetesi çıktı. Mersinliler olarak işte o gün sesine ses verdik Mustafa Kemal’in. İşte bu nedenle Mersin’in kurtuluşu sadece bir şehrin kurtuluşu değildir. Mersin’in kurtuluşu tüm Çukurova’nın. Anadolu’nun, hatta bir vatanın kurtuluşudur. Biz Mersin’iz; hoşgörü ve adaletin mirasçılarıyız. Bu eşsiz mirasa sahip çıkmak hepimizin sorumluluğudur. Tarihte yüzünü daima batıya dönmüş olan kentimiz, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da arka arkaya atımlılar yapmıştır. Gayrimüslim ailelerin kentimizin karakterine sinmiş, zenginleştirici, kültürel motiflerini de unutmamak gerekir. O nedenle yüzyıllardır büyük bir özenle yaşattığımız barış, hoşgörü ve kardeşlik ruhu, bizim ortak gücümüzdür. Bu kentin değerini bilen, değerine değer katmak için mücadele veren herkes Mersinlidir ve hemşehrimizdir. Ve tüm Mersinliler eşit haklara sahip vatandaşlarımızdır. Bu, dün de böyleydi, bugün ve yarın da böyle kalacaktır” ifadelerini kullandı.



JÖAK’ın helikopterli gösterisi nefes kesti


Öte yandan törende, Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Birliği de bir konser verdi. Alkışlarla meydana gelen Mehteran Birliğinin çaldığı marşlara coşkuyla eşlik eden Mersinliler, bayraklarla eşlik etti.


Jandarma Genel Komutanlığına bağlı Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) personeli tarafından helikopter ile gerçekleştirilen ‘üzüm salkımı’ gösterisi de büyük ilgi gördü. Cumhuriyet Meydanı üzerinde birkaç tur atan helikopterden sarkan jandarma ekipleri, görsel bir şölen sundu. Vatandaşlar, gösteriyi cep telefonlarıyla kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı.Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi.Hastanede tedavi altına alındılarBelirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı."Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi"Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi.Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
Amasya Amasya’da hastanelerin temizlik malzemesi kimyacı liselilerden Amasya’da hastanelerin ihtiyacı olan temizlik malzemeleri, kimyacı lise öğrencilerinin üretimiyle karşılanıyor. Şehrin sembolü elmadan esinlenip “elma’s” markasıyla ürettikleri temizlik ile hijyen malzemelerini hastanelere ve fabrikalara satan Merzifon Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bu yıl 3 milyon liranın üstünde gelir hedefliyor. İl Sağlık Müdürlüğü ile protokol yapıldı Kimya teknolojisi eğitimi alan öğrenciler ve öğretmenleri, okulda oluşturulan atölyede dezenfektan, sıvı el sabunu, çamaşır suyu ile kolonya gibi 25 farklı malzemenin üretimi yapıyorlar. Bu ürünlerden 15’i Amasya İl Sağlık Müdürlüğü ile yapılan protokolle ildeki hastanelere gönderiliyor. Bakanlık üretimi destekliyor Amasya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen, Amasya’daki hastanelerin temizlik ve hijyen malzemelerinin tamamının öğrenciler ile öğretmenlerin emekleriyle hazırlandığını söyledi. Okulun yılsonuna kadar 3 milyon liranın üstünde satış yapmayı hedeflediğini anlatan Mehmet Türkmen, “Okulumuzdaki imalata Milli Eğitim Bakanlığımız gereken desteği sağlıyor. Artacak kapasiteyle birlikte satışların da büyümesini planlıyoruz” dedi. Okul müdürü Sadık Turan ve kimya teknolojisi alanı şefi Fatma Nakır’dan çalışmalarla ilgili bilgi alan Türkmen, satış sonrası ürünlerden memnun kalınmasının da kaliteli bir iş çıkartıldığının kanıtı olduğunu vurguladı. “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” “Kimya bir slogan değil hayat tarzıdır” düşüncesiyle üretimde görev alan öğrencilerden 9. sınıf öğrencisi Hilal Bıcıl, çalışmalarının kozmetik alanında gelişeceğine inandığını anlatırken üniversite eğitimini kimya alanında sürdürmeyi hedeflediğini söyledi. Arkadaşı Mustafa Yusuf Töre de ürettikleri temizlik maddelerinin anneleri tarafından da beğenildiğine işaret etti.
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar:" Sera ürünlerinde fiyatlar düşüyor" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor" dedi. TZOB Başkanı Bayraktar, Türkiye’de örtü altı üretimini, sera ürünlerindeki fiyat düşüşlerini ve çiftçilerin belediyelerden beklentileri ile ilgili bir açıklama yaptı. Seracılık dünyada önemli bir sektör hâline geldiğini belirten Bayraktar şunları dedi: “Seracılık ülkemizde de son yıllarda hızla atılım ve gelişme göstermiş olup, dünyada dördüncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ikinci sırada yerini aldı. Ülkemizde 73 ilde, toplam 764 bin 207 dekar alanda örtü altı üretim yapılıyor. Örtü altı üretim alanlarının yüzde 40,7’si Antalya’da, yüzde 24,6’sı Mersin’de, yüzde 15,6’sı Adana’da ve yüzde 4,3’ü Muğla’da bulunuyor. 2023 yılında seralarda yapılan toplam üretim 8 milyon 956 bin 951 ton olup bu üretimin yüzde 89’unu sebzeler oluşturuyor. Sebze seracılığının yoğun olarak yapıldığı Antalya ve Mersin illerinde bulunan Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, bayram sonrasında örtü altı sebze ürünlerinde önemli fiyat düşüşleri görülüyor. Bu illerde son 15 günde biber ortalama 45 liradan 15 liraya, salatalık ortalama 17 liradan 3 liraya, domates 21 liradan 15 liraya, patlıcan 27 liradan 6 liralara kadar düştü. Bu fiyatlarla çiftçilerimiz zarar ediyor. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklığıyla sera üretiminde artan verim ve ürünlerin erken hasat olgunluğuna gelmesiyle arzda artış görülüyor. Arzda yaşanan artışın yanı sıra, bu günlerde ihracata giden ürünün azalması ve özellikle Ramazan Bayramı nedeniyle zincir marketlerin alımlarında görülen azalmayla fiyat düşüşleri yaşanıyor.” “Çiftçinin ürettiği yok pahasına satılmaması için pazarlama sorunu çözülmelidir” “Çiftçimiz her zaman olduğu gibi üreterek ülkemizin gıda ihtiyacını karşılamak adına gereğini yapıyor. Ancak, zaman zaman ürettiği ürün çiftçilerimize sorun oluyor. Özellikle yaş sebze ve meyve çabuk bozulduğu için pazarlama sorunu daha fazla yaşanıyor" diyen Bayraktar şöyle devam etti: "Bu nedenle yaş sebze ve meyve pazarlamasının ayrı bir önemi bulunuyor. Örtü altı üretimin yaygın olduğu illerde yaş sebze ve meyve pazarlanmasına yönelik üretici birlikleri ve kooperatifler mevcut olsa da, bu birliklerin piyasayı etkileyecek ve düzenleyecek gücü bulunmuyor. Hatta kurulan bazı birlikler ne yazık ki varlığını sürdüremeyerek, kapandı. Ürün pazarlamaya yönelik örgütlerin mali ve idari yönden güçlenmesi ve tarımsal pazarlamada etkin olması için mevzuatlarda gereken düzenlemeler yapılmalıdır.” “Semt pazarlarında üreticilere daha fazla yer ayrılmalı, üretici pazarları her ilçede kurulmalıdır” Çabuk bozulabilen sebze ve meyvelerde arzda dönemsel yaşanan yoğunluklarda çiftçilerin zarar etmemesi ve yetiştirilen ürünlerin heba olmaması için, belediye adına alımlar yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı: "Pazar Yerleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinde pazar yerlerinin en az yüzde 20’sinin özel satış yeri olarak üreticilere ayrılması hükmü bulunuyor. Ürettiği ürünü doğrudan semt pazarında satmak isteyen üreticimize tüm belediyeler yer ayırmalı ve ayrılan alan yüzde 20 ile sınırlandırılmamalıdır. Bu sınırlama özellikle ürün arzındaki artış nedeniyle kendi ürününü pazarda satmak isteyen üreticilerimize engel teşkil ediyor. Yine belediyelerce belirlenecek günlerde sadece üreticilerimizin ürettiği ürünü halka doğrudan sunabileceği üretici pazarlarının her il ve ilçede kurulması sağlanmalıdır. Gıda fiyatları üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelik hareketler konusunda belediyelerde denetimlerini artırmalı, piyasa üzerinde bozucu etkisi olanlara ceza uygulamalıdır.” “Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine destek vermelidir” Yerel seçimler öncesi 6360 Sayılı Kanunla Büyükşehir belediyelerinin tarım sektörüne yönelik sorumluluklarının arttığını, çiftçilerin belediyelerden beklentileri olduğunu dile getirdiklerine dikkat çeken Bayraktar, "Bugün tekrar ifade etmek istiyorum ki Belediyeler ilinde ilçesinde üretim yapan çiftçisine her türlü desteğini yapmalıdır” diye konuştu. Bayraktar, çiftçilerin ana başlıklar halinde belediyelerden beklentileri ise şöyle sıraladı: "-Tarım arazileri ve mera alanları korunmalı, her ne gerekçeyle olursa olsun bu alanların imara açılmasına izin verilmemelidir. -Kırsalda genç nüfusu tutabilmek için sosyal alanlar artırılmalıdır. -Belediyeler ve Ziraat Odaları birlikte hareket etmelidir. -Pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına destek olmalıdır. -Girdi, tarım alet, fide, fidan vb. destelerini düzenli olarak vermelidir. -Kırsal Alanlara altyapı hizmetleri artırılmalıdır. - Belediyeler, DSİ ile birlikte hareket ederek tarımsal sulama kanallarının bakım ve temizliği konusunda destekte bulunmalıdır. -Tarımsal ürün işleme tesisleri kurulmalıdır. -Yenilenebilir Enerji kaynaklarının kurulmasına destek olmalıdır. -Kırsal Turizm ile kırsalda gelirin artırılması sağlanmalıdır.”