SAĞLIK - 23 Ekim 2020 Cuma 11:08

Mersin’de ’meme kanseri’ hakkında bilinçlendirici program düzenlendi

A
A
A
Mersin’de ’meme kanseri’ hakkında bilinçlendirici program düzenlendi

Mersin Büyükşehir Belediyesinin, ’meme kanseri farkındalık ayı’ kapsamında düzenlediği programa katılan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.

Mersin Büyükşehir Belediyesinin, ’meme kanseri farkındalık ayı’ kapsamında düzenlediği programa katılan Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Akça, meme kanseri hastalığının tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyledi.


Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, ’Meme kanseri farkındalık ayı’ kapsamında Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığında görev yapan Dr. Bahar Çat Bakır’ın moderatörlüğünde, vatandaşları meme kanseri hakkında bilinçlendirmek amacıyla program hazırlandı. MEÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Akça’nın konuk olduğu programda, meme kanseri hakkında doğru bilinen yanlışlardan, hastalığa yakalanıldığında neler yapılması gerektiğine kadar birçok konu açıklığa kavuşturuldu.


Meme kanserinde erken teşhisin önemi


Erken teşhiste kişinin kendi kendini muayene etmesinin yeterli olmadığını söyleyen Prof. Dr. Tamer Akça, meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve üzerine gidilmesi gerektiğini vurguladı. Akça, “20 yaşından itibaren bütün dünyada her kadının kendi kendini muayene etmesini istiyoruz. 40’tan itibaren 69 yaşına kadar hiçbir sorunu olmayan kadınların da iki yılda bir tarama mamografisine girmelerini talep ediyoruz. Taramada herhangi bir şikayeti olan her kadının bir genel cerraha başvurmasını istiyoruz” dedi.


İnsanların radyasyon sebebiyle kanser taramalarına girmekten çekindiğini belirten Akça, “Mamografi kanser yapmaz. Planlı bir şekilde yapıldığı için mamografiden dolayı bir kadının meme kanserini yakalanması görülmüş değildir” diye konuştu.


“Endişe etmeyin biyopsi yaptırmak kanseri vücuda yaymaz”


Prof. Dr. Akça, meme kanseri teşhisinde biyopsi yaptırmanın insanlarda soru işareti oluşturduğunu ifade ederek, bu düşüncenin kendi içinde çelişkili olduğunu söyledi. Akça, “Eğer bizim şüphe ettiğimiz bir kitle varsa tanıdan emin olmanın tek yolu iğneyle veya cerrahi olarak biyopsi yaptırmaktır. Endişe etmeyin biyopsi yaptırmak kanseri vücuda yaymaz. Korkmayın, biyopsi yaptırın, ameliyat gerekiyorsa yaptırın çünkü tedavi için gereklidir” ifadelerini kullandı.


“Türkiye’de ortalama 100 bin kadından 50 civarında meme kanseri çıkıyor”


Meme kanserinin genetik yanının çok önemli olduğunu söyleyen Akça, “Bizim genlerimizde yarın bir gün meme kanseri olabileceğimize dair bir yazılım olabiliyor. Ailesel geçiş konusu aslında yüzde 8 civarındadır. Bugün Türkiye’de ortalama 100 bin kadından 50 civarında meme kanseri çıkıyor. O yüzden de oranlara baktığımızda ciddi bir oran olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.


Doğum yapmanın meme kanseri riskini azalttığının bir şehir efsanesi olduğunu söyleyen Akça, bir diğer doğru bilinen yanlışın da menopozdan önce meme kanserine yakalanılmadığı düşüncesi olduğunu kaydetti. Meme kanserinin sadece kadınlarda görülmediğini, düşük bir oran da olsa erkeklerin de bu hastalığa yakalandıklarını anlatan Akça, şöyle devam etti; “Meme kanserine yakalananların yaklaşık yüzde 1’i erkeklerdir. Sebep basit, meme dokunuz varsa meme dokusuna ilişkin her türlü hastalık sizde görülebilir. Yüzde 1 olduğu için görülmez zannediliyor ama aslında daha acı sonuçlarla ilerliyor çünkü, insanlar bunu kendilerine kondurmuyorlar, ben de çıkmaz diyorlar, erkek ar meselesi yapıyor ve o yüzden çok daha hızlı ilerlediğini görebiliyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin 9. "İyilik Gemisi" Gazze’ye uğurlandı Yaklaşık 3 bin 774 tonluk insani yardım malzemesi taşıyan "İyilik Gemisi", Mersin Limanı’ndan Gazze’ye uğurlandı. Türkiye, İsrail saldırılarının hedefi olan Gazze’deki sivillere insani yardım ulaştırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Türk Kızılay tarafından hazırlanan glütensiz gıda da dahil olmak üzere gıda, bebek malzemeleri, uyku tulumu ve un gibi 3 bin 774 tonluk yardım malzemelerini Gazze’ye ulaştıracak 9’uncu "İyilik Gemisi" Mersin Limanı’ndan uğurlandı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda gerçekleştirilen yardımların 2 günlük yolculuğun ardından önce Mısır’ın El-Ariş Limanı’na, ardından da tırlarla Refah Sınır Kapısı’ndan barınma, gıda, yakıt ve tıbbi malzemeler başta olmak üzere pek çok insani yardım malzemesine ihtiyaç duyan Gazzelilere ulaştırılacağı bildirildi. "Bu gemilere biz ’İyilik Gemisi’ diyoruz" Mersin Limanı’ndaki uğurlama törenine katılan Türk Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, 7 Ekim’den bu yana bir insani dram yaşandığını belirterek, "Hayatlarımız normal akmıyor. Yüreğimizin bir tarafı Gazze’de çocuklarla, kadınlarla, orada hayatını kaybeden, canını cananını yitiren insanlarla atıyor. Deprem yaşamış bir ülke olarak, bu acının ne olduğunu en iyi bilen ülkelerden, insanlardan oluşan bir ülkeyiz. İnsanlarımız bu anlamda çok duyarlı. Yokluğun, zorluğun, bir şeylere ulaşamamanın ne demek olduğunu, belki şu anda en iyi bilen ülkelerden biri. Bu maksatla da aslında bu olayın başından bu yana ne yapabilirsek yapalım duygusuyla kenetlenmiş durumdayız" dedi. Yapılması gereken en önemli şeyin kalıcı ateşkes çağrısını her gün daha yüksek sesle yinelemek olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu işin çözümünün ancak kalıcı ateşkesle sağlanacağını dile getirdi. Gazze’deki insanların gün geçtikçe ve zaman uzadıkça daha farklı zorluklarla yüz yüze geldiklerine işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti: "Bugün 1,9 milyon insan yerinden edilmiş durumda. Bazıları çadırda kalıyorlar, bazıları akrabalarının yanına sığınmış durumdalar. Bazen bir evde 70 kişi, bazen bir çadırda onlarca kişi yaşam mücadelesi veriyorlar. Ve bugün Birleşmiş Milletler 1,9 milyon insanın giderek açlık sınırına sürüklendiğini ve en temel ihtiyaçlara bile ulaşamaz hale geldiğini günbegün hem takip ediyor, hem açıklıyor. Biz Türk insanları olarak hep beraber deprem zamanında nasıl el ele verdiysek bugün de el ele verdik. Burada bir taraftan çok kıymetli kurumsal bağışçılarımız var. Bir taraftan ’telefonla ben de bir katkı yapabilir miyim’ diye SMS atarak katkı sağlayan vatandaşlarımız var. Bir yanda çok kıymetli STK’larımız var. Onların emanetleri var. Biz bunların hepsini bir araya getiriyoruz. Bazen bir AFAD gemisi, bazen bir Kızılay gemisi organize ediyoruz. Ama bu gemilere, ne AFAD gemisi, ne Kızılay gemisi diyoruz. Bu gemilere biz ’İyilik Gemisi’ diyoruz. Bu iyilik gemilerinin yükü iyilik, rotası Gazze ve insanlık." "Tek seferde en fazla yardım miktarını içeren gemi" Gazze’deki mağdur olan, temel ihtiyaç maddelerine erişiminde güçlük sağlayan insanlara el uzatmaya çalıştıklarını belirten Yılmaz, "Bugün yola çıkan 9’uncu gemiyle Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran birinci ülke olarak Türkiye’nin tescillendiğini bir kere daha görüyoruz. Bu anlamda en başta bağışçılarımıza teşekkür etmek istiyorum. Ve bu organizasyonda bizlerle beraber çalışan, gece gündüz demeden bunun çabasını veren çalışma arkadaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu. Uğurlanan 9’uncu gemide 3 bin 774 yardım malzemesi bulunduğunu ifade eden Yılmaz, bu miktarın bugüne kadar gönderilen iyilik gemileri içinde tek seferde en fazla yardım miktarını içeren gemiyi oluşturduğunu aktardı. Yardımların içinde 227 bin gıda kolisi bulunduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Bu gıda kolilerinin bazılarında pirinç gibi, mercimek gibi, kuru gıda gibi pişirmeye uygun ürünler. Bazılarında ise direkt açıldığı zaman tüketilmeye hazır gıdalar var. Yine 826 ton un var. Un çok önemli orada. Glütensiz gıdalar var bu sefer. Gazze’den aldığımız geri bildirimde glüten hassasiyeti olan kişilerin ciddi sıkıntılar yaşadığını öğrendik ve bir yardım çağrısına çıktığımız zaman hemen sağ olsun bağışçılarımız bizim çağrımızı yine her zaman olduğu gibi çok hızlı bir şekilde yanıt verdiler. Burada 5 bin 600 paket yaklaşık 700 kilo glütensiz malzeme içeren koliler var, bebek mamaları var. Her zamanki gibi su var, hijyen malzemeleri var. Dolayısıyla bu gemide yine her zamanki gibi iyilik var. Bu gemide yine her zamanki gibi merhamet, şefkat, iyi niyet ve dua var. Ümit ediyorum oradaki çatışma bir an önce son bulsun. Gazze tekrar normal günlerine dönsün. Yine ümit ediyorum oradaki anneler, çocuklar daha fazla ölmesinler, daha fazla acı çekmesinler." Yardımların tek seferlik ya da kısa süreli yardımlar olmadığını vurgulayan Yılmaz, "Bizim yardımlarımız, Gazze’deki bütün ihtiyaçlar bitene kadar devam edecek sürekli yardımlar" ifadelerini kullandı. İsrail saldırılarının hedefinde olan Gazze Şeridi’ndeki siviller için hazırlanan 13 bin 774 tonluk insani yardım malzemesi yüklü "Marin" adlı gemi yola çıktı.