EKONOMİ - 26 Ekim 2020 Pazartesi 11:24

MTSO Başkanı Kızıltan: "Yapılandırmalar daha uzun vadeli olmalı"

A
A
A
MTSO Başkanı Kızıltan: "Yapılandırmalar daha uzun vadeli olmalı"

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, bugün tüm süreçlerin ve klasik ekonomik krizlerin çok ama çok ötesinde büyük bir sorun yaşadıklarını belirterek, "Devletimiz bu süreçte anlamlı destekler verdiyse de, pandeminin devam etmesi hala işi yerlerinin para kazanamamasına neden oluyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, bugün tüm süreçlerin ve klasik ekonomik krizlerin çok ama çok ötesinde büyük bir sorun yaşadıklarını belirterek, "Devletimiz bu süreçte anlamlı destekler verdiyse de, pandeminin devam etmesi hala işi yerlerinin para kazanamamasına neden oluyor. Ama ödemeler, masraflar durmuyor. Bu süreçte gerek kapsamlı ve adil bir af ve faizsiz daha uzun vadeli bir yapılandırma iş dünyasını tamamen kurtarmasa da bu yıl için nefes aldıracaktır" dedi.


Gündemle ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Kızıltan, pandemi sürecinin iş dünyasını şu ana kadar görmediği belirsiz, sıkıntılı bir sürece soktuğunu söyledi. Bu problemden küçük, orta veya büyük olsun olumsuz anlamda etkilenmeyen firma ve sektörün olmadığını vurgulayan Kızıltan, "Özellikle küçük esnaf ki sayıları bakımından 2 milyonun üzerinde olduğunu düşünecek olursanız olayın ekonomik ciddiyeti daha da ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlardan en çok etkilenen kesimdir. Öte yandan ülke ekonomisinin omurgasının yani, neredeyse yüzde 95’inin küçük ve orta ölçekli firmalar olduğunu ve bunların sayısının da girişimci bazında 1 milyon 300 bin olduğu göz önünde tutulduğunda toplamda kayıtlı Türkiye çapında 3 milyon 300 bin girişimci, şirket ve esnaf olduğunu görüyoruz. Geçindirdikleri ailelerle ortalama 10 milyon kişiden, yanlarında çalıştırdıkları istihdamın neredeyse en az 25 milyon kişi olduğunu görüyoruz. Yani, istihdam edilen, çalışan Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 80’den fazlasını işte bu ekonomik sorunlarla boğuşan girişimciler, firmalar, esnaf yani devlete yük olmayan, vergisini vererek aksine devletin yükünü sırtlayan özel sektör sağlıyor. Şimdi bu noktadan bakıldığında iş dünyasına verilen her desteğin ne anlama geldiği sanırım daha da net ortaya çıkmaktadır. Peki, somut söylenmesi gereken nedir? Öncelikle Türk ekonomisinin dolaylı vergi denen şeyden kurtulması gerekir. Üretime net destek verilmesi gerekir. Milli ve yerli üretime destek verilmesi gerekir. Vergilerin daha adil ve gerçekçi olması gerekir. İstihdama net teşvik verilmesi gerekir. İşte önümüzde bir varlık barışı benzeri bir uygulama daha bekleniyor. Yapılması gereken nedir, iş dünyasının beklediği nedir?" ifadelerini kullandı.



"Önümüzü göremiyoruz"


Varlık barışının normal şartlarda sürekli ortaya atılmasını hiçbir zaman çok doğru bulmadıklarını vurgulayan Kızıltan, "Önemli olan vergi, SGK gibi giderlerin makul ve adil bir rakamda olmasını, vergilerin gerçek olmasını ve dolaylı vergilerle iş dünyasının ezilmemesini savunduk. Böyle olursa sürekli varlık barışı gibi şeylere gerek kalmazdı. Ancak, bugün tüm süreçlerin ve klasik ekonomik krizlerin çok ama çok ötesinde büyük bir sorun yaşıyoruz. Hala devam eden ve en az birkaç yıl daha devam edecek gibi görünen bu sorun ekonomimize ciddi hasarlar verdi. Devletimiz bu süreçte anlamlı destekler verdiyse de, pandeminin devam etmesi hala işi yerlerinin para kazanamamasına neden oluyor. Ama ödemeler, masraflar durmuyor. Bu süreçte gerek kapsamlı ve adil bir af ve faizsiz daha uzun vadeli bir yapılandırma iş dünyasını tamamen kurtarmasa da bu yıl için nefes aldıracaktır. Unutmayalım, iş dünyası ayakta durursa Türkiye ayakta durur. Toplanan vergilerin neredeyse yarısını ödeyen bir camiadan, toplam istihdamın yüzde !? Dünyada savaşların ticaret üzerinden, markalar ve firmalar üzerinden, ihracat rakamlarıyla yapıldığı bir çağda kapanan her firma, zarar eden her sektör Türkiye’nin ulusal güvenlik sorunu gibi görülmelidir. Kapanan her firma, her sektör bu küresel ekonomik savaşta kaybedilen bir cephedir.


İşte bu ticaret savaşlarına en net örneklerden biri son günlerde Suudi Arabistan ve bazı körfez ülkelerinin Türk mallarına uygulayacaklarını söyledikleri boykot. Mersin özelinde çevre hinterlandımızdaki birçok üretim kentini olağan üstü etkileyecek bir karar. Elbette bunun lojistik anlamda olumsuzluğunu biz de göreceğiz. Suudi Arabistan Ticaret Odasının Türk ürünlerinin ülkeye girişini engellemeye yönelik adımları her ne kadar ekonomik savaşların bir parçası gibi görünse de serbest ve adil ticaretin bu şekilde siyasi hilelerle engellenmesi, gelecekte benzer durumlar yaşayacağımıza bir işarettir. Bu da, yeni pazarlarda daha agresif olma gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ticaret siyaset üstü bir konudur. Türk iş dünyası olarak rekabete dayanan bir ticari savaştan korkmayız. Kim daha güzel ve kaliteli üretiyorsa o kazansın. Ama böyle siyasi hilelerle iki ülke arasındaki ticarete engel olma çabasının hiç kimseye, Suudi Arabistan’a da kazandıracağı bir şey yoktur. Ama biz iş dünyasının insanları duygularımızla değil, aklımızla hareket ederiz. Diyalogun kesilmemesinin sorunları çözeceğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.



"İstihdama verilen teşvik sosyal huzura verilmiştir"


İstihdam teşviklerinin de arzu edilen noktada olmasa da yerinde ve zaman geçirmeden uygulanması gerektiğine dikkat çeken Kızıltan, "İstihdama verilen her teşvik ülkenin sosyal huzuruna verilmiş demektir. İşe geri alınan çalışan için işverene teşvik verilecek teşvik pandemi sürecinde işsiz kalanlar için de önemli bir destektir. Kısa çalışma ödeneğinin süresi Temmuz 2021’e kadar uzatılabilecek olması da olumludur. Kurumlar vergisinde yapılması planlanan indirimleri de yerinde buluyoruz. Bu kriz diğerlerine benzemiyor, iş dünyası gerçekten büyük zarar gördü. Firmalarımız bu süreci bir dayanışma süreci olarak gördü, çalışanlarını işten çıkartmadılar. Birikimlerini bu süreçte harcadılar. Ama yedek akçeler tükendi. Bu desteklerin hepsi yerinde ama ülke olarak çok daha kapsamlı, palyatif olmayan, daha köklü ve uzun vadeli bir ekonomik paketi hep birlikte planlamak zorundayız. Üretimde, ihracatta, yerli ve milli üretimde, ithal ikamesinde, yurt dışı pazar bulma konusunda, dijital ekonomide, kısaca ekonomide katma değer oluşturacak hangi konu varsa daha daha agresif olmak, daha korumacı olmak zorundayız. Girişimcilerimizi, firmalarımızı, sektörlerimizi, milli ve yerli ürün ve üretimimizi korumalıyız, destek olmalıyız. Aksi takdirde küresel pazarlarda rekabetçiliğimiz kalmaz. Sadece iş gücü avantajı maliyeti ile rekabetçi olmak zor. Dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefinde olan Türkiye sadece ucuz iş gücü ile bunu yapamaz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Başkan Ekim meyve fidesi dağıttı Akçaabat Kaymakamlığı, Akçaabat Belediyesi. DOKAP ve Akçaabat İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü işbirliğinde Meyveciliğin Geliştirilmesi Projesi kapsamında Akçaabat’taki çiftçilere ücretsiz meyve fideleri dağıtıldı. Meyveciliğin Geliştirilmesi Projesi kapsamında Akçaabat’ta tarımsal kalkınmayı sağlamak, ürün çeşitliliğini arttırmak, çiftçileri ve üretimi desteklemek amacıyla proje bazında belirlenen kriterlere uyum sağlayan çiftçilere Isebella Üzümü, Trabzon Hurması, Kızılcık, Ahududu ve Böğürtlen meyve fidesi dağıtıldı. Meyve fidanı dağıtımı programında konuşan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, “Önceden Akçaabat’ımızda tütün yetiştiriliyordu. Zamanla tütün yerini fındığa bıraktı. Şimdi ise çiftçilerimiz fındığa ve Akçaabat’ta yetiştirilen diğer tarım ürünlerine alternatif olabilecek, ekonomik getirisi daha fazla olan ürünler yetiştirmek istiyor. Biz de çiftçilerimize destek oluyoruz. Akçaabat’ımızın iklimi elverişli, toprakları verimli. Şehrimizin bu avantajını kullanarak Akçaabat’ımıza uygun meyve fideleri yetiştiriciliğini destekliyoruz. Akçaabat’ta alternatif olarak meyve yetiştiriciliğine Süper Meyve Aronya ile başladık. Şimdi de Isebella Üzümü, Trabzon Hurması, Kızılcık, Ahududu ve Böğürtlen gibi meyve fideleri ile devam ediyoruz. Akçaabatımızın tarımsal potansiyelini sonuna kadar en verimli ve en doğru tarım uygulamalarıyla kullanmakta kararlıyız” dedi. Buzağı tohumlama ücretsiz olacak Başkan Osman Nuri Ekim, konuşmasında İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Akçaabat Belediyesi arasında yapılacak olan protokol neticesinde Akçaabat’taki hayvancılığa destek vermek amacıyla buzağı tohumlama uygulamasının da ücretsiz bir şekilde yapılacağını da duyurdu. Protokol için Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile gerekli hazırlıkların devam ettiğini belirten Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, “Tarım ve Orman Bakanlığı ile Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürlüğümü ve belediyemiz işbirliğinde Akçaabat’ımızda hayvancılığı destekleyecek bir protokol hazırlıyoruz. Çiftçilerimize şimdiden müjdesini vermek istedim. 2 bin Türk Lirası civarında olan buzağı tohumlama uygulaması protokolün imzalanması ile birlikte ücretsiz olacak. Uygulama aşamasında ilk olarak pilot köyler ve mahalleler seçilecek. Allah’ın izniyle de Ramazan bayramından sonra bu uygulamaya başlayacağız. İlerleyen süreçlerde tüm bu uygulamalardan verimli sonuçların alınmasıyla birlikte Akçaabat’ımızdaki tüm çiftçilerimiz yararlanacak. Söz verdiğimiz gibi her zaman çiftçimizin yanındayız“ diye konuştu.
İstanbul Bahçelievler’de korkunç olay: İş yerinden çıkan yanmış cesedin kimliği belirlendi Bahçelievler’de bir iş yerinde çıkan yangın söndürüldüğünde elleri arkadan bağlanmış bir erkeğe ait yanmış ceset bulundu. Çalışma başlatan polis, yanmış cesedin 39 yaşında Mustafa Bayraktar’a ait olduğunu belirledi. Bıçaklanarak öldürüldükten sonra bağlanıp iş yerinin kundaklandığı düşünülen olayla ilgili 1 şüpheli gözaltına alındı. Olay, dün saat 10.00 sıralarında Bahçelievler Kocasinan Merkez Mahallesi’nde hurda deposu olarak kullanılan iş yerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre iş yerinden dumanların çıktığını gören çevredekiler itfaiyeye haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri iş yerinde çıkan yangını söndürdü. İçeride inceleme yapan ekipler bir kişinin cesedini fark etti. Elleri arkadan bağlanmış bir erkeğe ait olan cesedin baş ve el kısımlarında kesikler olduğunu tespit etti. Savcı ve olay yeri inceleme ekiplerinin incelemesinin ardından üzerinden kimlik çıkmayan ceset, Adli Tıp Kurumuna götürüldü. Yanmış cesedin kimliği belirlendi Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri konuyla ilgili çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda cesedin 39 yaşındaki Mustafa Bayraktar’a ait olduğu belirlendi. Bayraktar’ın önce bıçaklandığı ardından elleri bağlandıktan sonra iş yerinin ateşe verilmiş olacağını değerlendiren Cinayet Büro Dedektifleri incelenen kamera görüntülerinin ardından 1 şüpheliyi tespit etti. Polis 1 şüpheliyi gözaltına aldı Cinayet Büro Amirliği ekipleri şüpheliyi Bahçelievler’deki bir adreste gözaltına aldı. 22 yaşındaki şüpheli B.D. sorgulanmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine götürüldü. Polisin olayla ilgili incelemesi çok yönlü olarak sürüyor.