SAĞLIK - 19 Kasım 2020 Perşembe 14:02

Op. Dr. Efesoy: "Gebelikte sigara çok tehlikeli"

A
A
A
Op. Dr. Efesoy: "Gebelikte sigara çok tehlikeli"

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aysun Savaş Efesoy, anne adaylarının gebelik döneminde sigara içmelerinin hem kendilerine hem bebeğe büyük zararlar verdiğini belirterek, “Sigara içmek erken gebelik, düşük tehlikesi, gebelik kaybı gibi sağlık sorunlarına neden olabiliyor” uyarısında bulundu.


Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aysun Savaş Efesoy, gebelikte sigara kullanımının tehlikelerine karşı anne adaylarını uyardı. Sigaranın anneye ve bebeği verdiği zararlarla ilgili açıklama yapan Efesoy, “Herkesin bildiği gibi kelime itibariyle sigara kullanımı sağlığa zararlı. Gebelik öncesi ve gebelik sonrası dönemde sigara içmek daha çok zararlı. Sigaranın içinde bir sürü zararlı madde var ama bizi öncelikle ilgilendiren nikotin ve karbonmonoksittir. Bunlar anne gebeyken sigara içtiğinde tabi ki doğal olarak annenin karnına sonra bebeğin eşi dediğimiz plasenta ya oradan da bebeğe geçmiş oluyor. Aynı anda hem bebeğimiz hem plasentamızda buna maruz kalıyor. Bu zararlı maddeler annenin damarlarında daralma ve tıkanma yapıyor. Bebeğimize daha az kan akımı ve daha az oksijen geçmesine sebep oluyor. Bu zararlı maddeler hem annemize hem bebeğimize zarar vermekte” dedi.



"Sigara içmek düşük tehlikesine neden oluyor"


Gebelikte sigara içmenin anneye ve bebeğe etkilerini anlatan Efesoy, “Erken gebelik, vajinal kanamalar, düşük tehlikesi, gebelik kaybı ve tekrarlayan gebelik oluşabiliyor. İlerleyen haftalarda plasentada daralma ve oksijen azalmasına sebebiyet verip erken doğuma sebep olabiliyor. Suyun erken gelmesine sebep olabiliyor. Plasentanın erken ayrılması durumları annede ve bebekte hayati tehlike oluşturabiliyor. Biz bu duruma preeklampsi yani annenin zehirlenmesi, bebeğin anneyi zehirlemesi diyoruz” ifadelerini kullandı.



"Gebelik sonrası bebeğin sağlığını da etkiliyor"


Sigaranın sadece gebelik döneminde değil, doğumdan sonra da bebeğin sağlığını etkilediğine dikkat çeken Op. Dr. Efesoy, “Bebekte ileri süreçte akciğer hastalıklarına, astıma, obeziteye sebep olabiliyor. Ayrıca gelişimsel kusurlara da sebep olabiliyor. Yapılan araştırmalara göre de sosyal gelişiminde, zihinsel gelişiminde, ders başarımında, ortama adaptasyonunda etkilenme olduğu söylenmekte” diye konuştu.


Gebelikte pasif içiciliğin de zararlı olduğunu söyleyen Efesoy, “Çevresel maruziyet de riskleri artırmaktadır. Çevresel mazuriyetlerin de sıfıra indirilmesini istiyoruz. Pasif içiciliğin de bir sigara tüketen insan kadar zehirli maddelere maruz kalındığı görülmüştür” şeklinde konuştu.



"Gebelik sonrası sigaraya başlamak da zararlı"


Gebelik öncesinde sigarayı bırakıp, gebelik sonrasında sigaraya başlamanın da zararlı olduğunu belirten Efesoy, şunları söyledi:


“Tekrar sigaraya başlanması annenin bebeğimizi süt ile besleyeceği için bu zararlı maddeler kanla birlikte anne sütüne karışmaktadır. Ayrıca süt salgısında azalma, süt salgısında besin değerlerinde azalma gözlenmiştir. Besin değerlerin azalması bebeğin gelişiminde duraksamalara neden olabilir. Pasif içicilikte de aynı sıkıntıların yaşandığı gözlenmiştir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kira tespit davalarında dava sayısını ve mağduriyeti azaltacak bir ihtiyati tedbir önerisi Kanun’a göre kira tespit davaları, en erken altıncı kira yılı için açılabilir (TBK 344/3). Bu davayı genellikle kiraya veren taraf kiracıya karşı açar ve davanın konusu, kira bedelinin emsalleri düzeyine yaklaştırılmasıdır. Kiraya verenin tespit davasını kazanacağı neredeyse kesin olmasına rağmen sonuçlanmasının birkaç yıl sürdüğünü belirten Prof. Dr. Umut Yeniocak, emsal kiraya yakın ihtiyati tedbir kararının mağduriyeti azaltacağını açıkladı. Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Yeniocak, yüksek enflasyon sebebiyle hızla artan kiraların ev sahibi ile kiracıları çok sık karşı karşıya getirdiğini hatırlattı. Prof. Dr. Umut Yeniocak, kiraya verenin açacağı tespit davasını kazanacağı neredeyse kesin olmasına rağmen sonuç alınabilmesinin maalesef birkaç yıl sürebildiğini belirtti. Kiraya verenin davanın sonunu beklemesi hatta geçmişe dönük kira farklarının tahsili talebiyle kararı icraya koyması için de mahkeme kararının kesinleşmesini beklemesi gerektiğini ifade etti. Yeniocak’a göre kiraya veren, yıllar süren davanın sonunu bekleyip geçmişe dönük kira farkını faiziyle talep ettiğinde, kanun gereği kendisine ödenen faiz de enflasyon karşısında oldukça düşük düzeyde olduğundan, bir mağduriyet de bu aşamada yaşanıyor. “Emsal kiraya yakın ihtiyati tedbir kararı, mağduriyeti azaltır” Bu tabloda müdahale edilmesi gereken çok şey olduğuna değinen Yeniocak, “Elbette, enflasyon kalıcı olarak düşürülmedikçe bu sorunun sadece hukuk yoluyla kalıcı olarak çözümü mümkün değildir” değerlendirmesini yaptı. Ancak kısa vadede kira tespit davalarında davacı kiraya veren tarafın, davalı kiracının dava süresince emsal kiraya yakın bir kira ödemesi yönünde ihtiyati tedbir talep etmesi ve mahkemenin de dosyada sıra dışı bir durum yoksa özellikle içinde bulunduğumuz yüksek enflasyon şartlarında bu tedbir kararını vermesi gerektiğini vurguladı. Böylece dava boyunca yükseltilmiş kira bedelini tahsil eden ev sahibi için davanın uzun sürmesinin ikinci bir mağduriyet sebebi olmaktan çıkacağını kaydetti. Yeniocak, son olarak mahkemelerin bu yönde tedbir kararı vermeleri hâlinde uyuşmazlıkların arabuluculuk aşamasında anlaşmayla çözülme ihtimali de artacağından dava sayısının azalacağını öne sürdü. Ayrıca bu uygulamanın, taraflar arasındaki menfaat dengesine daha uygun bir çözüm olacağına da dikkat çekti.