SAĞLIK - 20 Kasım 2019 Çarşamba 09:43

(Özel) ’Hacamat, Mersin Şehir Hastanesinde’

A
A
A
(Özel) ’Hacamat, Mersin Şehir Hastanesinde’

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Temmuz ayında açılan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GETAT), vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.

Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Temmuz ayında açılan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GETAT), vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Mersinliler, merkezde uygulanan akupunktur, kupa ve hacamat gibi geleneksel tedavi yöntemlerine büyük rağbet gösterirken, henüz tam olarak duyulmamasına karşın randevular iki hafta sonrasına verilebiliyor.


Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, artık Mersin’de de kamu güvencesiyle hayata geçirildi. Sağlık Bakanlığı Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkezi, GETAT Bilim Komisyonunun 17 Nisan 2019 tarihinde verdiği kararla kuruldu. Temmuz ayında hizmet vermeye başlayan GETAT Merkezinde, halk arasında en çok bilinen hacamat, kupa ve akupunktur tedavileri uygulanıyor. Merkezin tek doktoru Uzm. Dr. Özgür Sinan Cengiz tarafından uygulanan bu tedavi yöntemleri, birçok hastalığın tedavisinde destekleyici olarak yer alıyor.


Henüz açılışının üzerinden kısa bir süre geçmesine karşın vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan merkezde, günde yaklaşık 25-30 hasta, bu geleneksel tedavileri alıyor. Yoğun talep, merkezdeki randevu sürelerini de daha şimdiden iki haftaya kadar uzatmış durumda.



“Hastalarımıza yardımcı oluyoruz”


Uzm. Dr. Özgür Sinan Cengiz, GETAT Merkezinde yaptıkları uygulamaları İHA Muhabirine anlattı. GETAT Merkezinin, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde, Sağlık Bakanlığının onayı ile 1 Temmuz 2019 tarihinde açılarak hizmet vermeye başladığını belirten Uzm. Dr. Cengiz, merkezde bakanlığın verdiği sertifikalar doğrultusunda şu anda akupunktur, kupa hacamat ve proloterapi işlemlerini yaptıklarını söyledi. Cengiz, “Tekrarlayan baş ve boyun ağrıları, migren, kronik hastalıklar, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji gibi hastalıklarda hastalarımıza yardımcı oluyoruz” dedi.



“Hacamat, bir detoks işlemidir”


Akupunkturu, daha çok yüz felcinde kullandıklarını ifade eden Cengiz, ayrıca hastaların çoğunun akupunkturu kilo verme esnasında diyete uyum ve sigara bırakma tedavi için yaptırdıklarını, bu konuda çok fazla yüz güldürücü sonuçlar aldıklarını dile getirdi. Kupa işleminde de tek kullanımlık, şeffaf, sert plastikten yapılmış, sibobu olan materyaller kullandıklarını anlatan Cengiz, işlem bölgesine uygun çapı seçtikten sonra vakumlama yöntemiyle cilt altında bağ dokusu arasında birikmiş olan sıvıları yüzeye doğru çektiklerini ifade etti.


Hacamat uygulamasında ise bir nevi detoks işlemi yaptıklarını kaydeden Cengiz, vücuda bir takım yollarla istenmeyen ağır metaller ve toksinler girdiğine dikkat çeken Cengiz, şöyle devam etti: “Yediğimiz yemeklerden aldığımız bir sürü katkı maddesi, içtiğimiz sudan klor, koltuk altı deodorant kullanıyorsak alüminyum, diş fırçalıyorsak florür ya da herkesin artık bir cep telefonu var ve elektromanyetik kirlenme söz konusu. Günlük stresimiz; iş stresi, aile stresi herkeste var. Vücudumuz eğer iyi çalışıyorsa, kalın bağırsaklarımız iyi çalışıyorsa, böbreklerimiz, cildimiz, akciğerlerimiz iyiyse bu toksinleri vücuttan uzaklaştırıyor. Ama öyle bir an geliyor ki, vücut artık bu toksinleri temizleyemiyor. Ama bunun da kandan bir an önce atılması gerekiyor. Halk arasında ‘kirli kan’ denilen bu ağır metaller, toksinler vücuttan atılamadığı için bizim bağ dokusu dediğimiz cilt ile kemik arasındaki yumuşak dokularda kalıyor. Bir süre sonra bunlar halsizlik, yorgunluk gibi bir takım hastalıklara yol açabiliyor. Bizim burada yaptığımız; belirli kupa-hacamat noktalarına önce vakumlama yaparak, sonrasında da bir bistüri aracılığıyla cilde çizikler atarak, vücudun atamadığı bu ağır metalleri ve toksinleri vücuttan uzaklaştırarak bir nevi detoks işlemi yapmaktır. Esas olarak, yaptığımız hacamat işlemi bir detoks işlemidir.”



“Yılda iki kere hacamat yaptırılmasını öneriyoruz”


Hastanın atamadığı bu ağır metalleri, toksinleri bağ dokusundan dışarıya alarak hastada bir genel iyilik hali sağladıklarını vurgulayan Cengiz, “Hiçbir şikayeti olmayan hastaların bile genel iyilik halini korumak amacıyla yılda iki kere ilkbahar ve sonbahar aylarında bu işlemi yaptırmalarını öneriyoruz. Emin ellerde, hekim gözetiminde yapıldıktan sonra hastaya çok faydalı bir işlem. Bütün hastalarımıza öneriyoruz, gönül rahatlığıyla gelip işlemi yapabilirler” şeklinde konuştu.



“Talep, beklentilerimizin çok üstünde”


Merkez açıldığından bu yana beklentilerinin çok üstünde bir taleple karşılaştıklarını vurgulayan Cengiz, “Şu anda önümüzdeki iki haftaya kadar randevularımız dolu. Günde yaklaşık 30 hastaya hizmet veriyoruz. Bu talep gitgide de artacak, öyle görünüyor. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını kamuda yapmamızın verdiği bir güvence var. Bizim de hizmetlerimiz devam edecek” diye konuştu.



“Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, asla esas tedavinin yerine geçmez”


Uyguladıkları tedavilerin asla esas tedavi yerine geçmediğinin altını çizen Uzm. Dr. Cengiz, kendisinin de batı tıbbından eğitim almış bir anestezi ve yoğun bakım uzmanı olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Hastalarımız buraya geldiği zaman asıl tedavilerinin yanında destekleyici tedaviler uyguluyoruz. Örneğin, bir migren hastası, tabi ki nöroloji doktoruna gidecek, migren tedavisi ilaçlarını alacak. Biz, destekleyici, tamamlayıcı tedavileriz. Asla esas tedavilerin yerine geçecek bir durumda değiliz. Biz de gerek akupunktur gerek kupa hacamat gerekse başka ağrı tedavilerini, hastalarımıza yardımcı olmak adına yapıyoruz. Bu tedaviler, asla esas tedavinin yerine geçmiyor.”



“Doktorlar, Sağlık Bakanlığının açtığı kurslarda eğitim alıyorlar”


Sağlık Bakanlığının, geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında yaklaşık 15 dal belirlediğini anlatan Cengiz, bunlar arasında toplumda çok sık bilinen akupunktur, kupa, hacamat, sülük tedavisi, ozon terapisinin yanı sıra lokman hekimlik, homeopati ve osteopatinin de bulunduğu bilgisini verdi. Cengiz, “Doktorlar, bu 15 dalın eğitimini Sağlık Bakanlığının açtığı kurslarda alıyorlar. Takibinde il sağlık müdürlüklerinin verdiği izinle hastanelerde ya da özel sektörlerde bu işlemleri uygulayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı Sivas’ta 1915 yılında güvenip teslim oldukları ermeni doktor tarafından zehirlenerek şehit edilen 40 Osmanlı askeri ve doktorun ihaneti aradan geçen 1 asırdan fazla zamana rağmen unutulmadı. 1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi. “İğneyle zehirleyip şehit etti” 1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi. “Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük” Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.
Trabzon Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya: “Eksikleri gidererek, kentimizi turizm sezonuna hazır hale getireceğiz” Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, turizm sezonu öncesinde Trabzon Akvaryum ve Kuş Parkı’nda incelemelerde bulundu, görevlilerden bilgi aldı. Trabzon Akvaryum ve Kuş Parkı’nın Trabzon’un turizm alanındaki önemli yatırımları arasında yer aldığını kaydeden Başkan Kaya, “Şehrimizin tanıtımına ve turizmine önemli katkıları olan tesislerimizde incelemelerde bulunduk. Görevlilerden bilgi aldık. Yaptığımız incelemelerde birtakım eksiklikler tespit ettik. Turizm sezonu öncesinde bu eksikleri hızla giderecek ve kuş parkı ile akvaryumu, turizm sezonuna hazır hale getireceğiz” dedi. Trabzon ekonomisi için turizmin son yıllarda giderek artan bir değer haline geldiğine dikkat çeken Başkan Kaya, “Turizm, Trabzon ve bölge ekonomisi için büyük önem taşıyor. Trabzon’umuzu ziyaret eden turist sayısında ve buna bağlı olarak da turizm gelirlerimizde çok ciddi artışlar yaşanıyor. Bu bizi çok mutlu ediyor. Turizm, şehrimizde çok büyük bir ekonomik girdi sağlayan ve istihdam oluşturan bir sektör. Bu sektörü elbirliğiyle daha yukarılara taşımak için yerel yönetimler olarak bizlere de önemli sorumluluklar düşüyor. Kentimizin turizm altyapısını güçlendirmek ve potansiyelini artırmak için projelerimizi adım adım hayata geçireceğiz. Kentimizi turizm sezonuna en iyi şekilde hazırlamanın gayreti içerisindeyiz. Misafirlerimizi Ortahisar’da ağırlamadan önce, kentimizi bütün belediyecilik hizmetleriyle tertemiz, pırıl pırıl bir hale getirmek istiyoruz. Bu anlamda yapacağımız çalışmalarla, misafirlerimizin önceki yıllardan daha temiz, daha planlı, daha yaşanılabilir bir Ortahisar ile karşılaşmaları için çalışıyoruz. Hedefimiz, ilçemize gelecek yerli ve yabancı turistleri, misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlamak, ilçemizden memnun bir şekilde ve güzel duygularla ayrılmalarını sağlamaktır” ifadelerini kullandı. Balıkları besleme bölümünde elleriyle balıkları besleyen Başkan Kaya, bunun kendisi için çok farklı bir güzel bir deneyim olduğunu aktardı. Kaya, akvaryumda yer alan vatoz balığına da elleriyle dokundu.
Malatya Geçit: “Temiz ve güzel bir Yeşilyurt için 7/24 görev başındayız” Yeşilyurt Belediyesi Temizlik İşler Müdürlüğü Ekipleri tarafından Özsan Sanayi Sitesi’nde gerçekleşen temizlik ve çevre düzenleme çalışmalarını yerinde inceleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit, vatandaşların ve esnafların ferah, temiz ve düzenli bir ortamda yaşaması için ekiplerin 7/24 görev başında olduğunu söyledi. Göreve geldiği ilk günden itibaren Yeşilyurt ilçesinin dört bir tarafının sağlıklı ve temiz bir görüntüye sahip olması için ‘Tertemiz Yeşilyurt’ hedefini belirleyen ve ekiplere bu konudaki hassasiyetini paylaşan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit, Temizlik İşler Müdürlüğü ekipleri tarafından Özsan Sanayi Sitesi’nde gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceledi. "Tertemiz Yeşilyurt hedefiyle ilçemizin bütün yaşam alanlarını pırıl pırıl yapmak için personelimiz ve iş makinelerimizle sürekli alanda olacağız" diyerek sözlerine başlayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr. İlhan Geçit, “Yeşilyurt Belediyesi olarak hemşerilerimizi daha temiz, sağlıklı ve hijyenik bir çevrede yaşatmak istiyoruz. Bunun yolu da temizlikle ilgili tüm hizmetlerinden kaliteli bir şekilde verilmesinden geçiyor. Temizlik İşleri Müdürlüğümüz, ilçemizin dört bir tarafında cadde ve sokakların süpürülmesinden evsel atıkların toplanmasına, bitkisel atıkların ve tıbbi atıkların toplanmasından haşereyle mücadeleye kadar farklı alanda hijyen ve temizlik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Sağlığın olmadığı bir yerde yapılan yatırımların bir değeri olmaz, önce sağlık önce güzel bir çevre diyerek bu çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Temizlik İşleri Müdürlüğümüze bağlı ekiplerimizin Özsan Sanayi Sitemizdeki çalışmalarını yerinde inceleyerek gerekli bilgiler aldık, esnaflarımızın taleplerini dinledik. Ekiplerimizin sürdürdüğü yoğun temizlik çalışması hem ilçemizin ihtiyaçları hem vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda devam edecektir. Özverili ve gayretli çalışmalarından dolayı yetkililerimize ve mesai arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum, ellerine, emeklerine sağlık. Saha denetimlerimiz ve incelemelerimiz aralıksız devam edecektir. Her şey daha güzel, daha ferah ve daha güzel bir Yeşilyurt içindir.” diye konuştu.