SAĞLIK - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 15:05

(Özel) Mersin Şehir Hastanesi, sağlık turizminde rol model oldu

A
A
A
(Özel) Mersin Şehir Hastanesi, sağlık turizminde rol model oldu

4 ay içinde 6 ülkede ofis açacaklarını, 450 bin Arap takipçi sayısına ulaşan sosyal medya hesabını da tanıtım platformu olarak kullanacaklarını belirterek, “Bunlar, Mersin için çok ciddi kazanımlar” dedi.

4 ay içinde 6 ülkede ofis açacaklarını, 450 bin Arap takipçi sayısına ulaşan sosyal medya hesabını da tanıtım platformu olarak kullanacaklarını belirterek, “Bunlar, Mersin için çok ciddi kazanımlar” dedi.


Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olma özelliğini taşıyan Mersin Şehir Hastanesi, sağlık turizminde de önemli adımlar atmaya başladı. Uluslararası Hasta Merkezi’nin çabalarıyla her geçen gün yurt dışından gelen yabancı hasta sayısı artan Mersin Şehir Hastanesi, yurt dışında da markalaşmak için harekete geçti.



“Şehir hastanelerinde içinde yabancı hasta sayısında birinci sıradayız”


Mersin Şehir Hastanesi Sağlık Turizminden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Kerim Koray Kebir, hastanenin bu alanda yaptığı çalışmaları İHA muhabirine anlattı. Uluslararası Hasta Merkezi’nin, Türkiye’nin en büyük gelir kaynaklarından biri olması beklenen sağlık turizmi alanında şehir hastaneleri içinde ilk kurulan merkez olduğunu belirten Kebir, “Merkezimiz 2 Mayıs 2018’de kuruldu. Aradan geçen bir yıl içinde planlı olarak özellikle Tunus, Cezayir, Irak başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden hastaların ülkelerinden alınarak hastanemize getirilme süreçleri dahil her şeyin tarafımızca planlandığı 56 hastamız; turist sağlığı kapsamında da hastaneye kendi imkanlarıyla gelen yaklaşık 650 hastamız oldu. Bu rakamlar Türkiye’nin şu andaki tüm şehir hastaneleri içinde bizi birinci sıraya oturtan rakamlar.


Şu anda biz, Sağlık Bakanlığımızın bütün şehir hastaneleri için rol model kabul ettiği bir hastane olarak sağlık turizmi yapıyoruz” diye konuştu.



“Hedefimiz, sağlıkta global bir destinasyon haline gelebilmek”


Bundan sonraki süreçte amaçlarının, Mersin’in dünya çapında bir sağlık destinasyonu olarak markalaşması sürecine hastane olarak öncülük etmek olduğunu vurgulayan Kebir, bu çerçevede başta Valilik olmak üzere belediyeler, sivil toplum kuruluşları, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası gibi kent dinamikleri ve Mersin halkının sağlık turizmini içselleştirmesiyle Mersin’in sağlıkta dünya çapında bir destinasyon olmasını sağlama yönünde beraber çalışmak istediklerini söyledi. Kebir, “İkinci yılımıza başlarken hedeflerimizden biri, sağlıkta global bir destinasyon haline gelebilmek” ifadesini kullandı.


Valilik desteğiyle Mersin’deki birçok otel ve seyahat acentesiyle görüşme fırsatı bulduklarını kaydeden Kebir, bu noktada önlerindeki en büyük engelin Sağlık Bakanlığının mevzuat değişikliklerini yapmasını beklemek olduğunu dile getirdi. Kebir, “Bakanlığımızın yapacağı mevzuat değişikliklerinden ve bakanlık bünyesinde kurulan sağlık turizmine ilişkin tüm faaliyetleri yürütecek USHAŞ’ın yapılanması bittikten sonra biz halihazırda bütün il içindeki oteller, acenteler, valilik bünyesinde birbiriyle kaynaşmış ve şu anda harekete geçmeyi bekler halde hızla çalışmalarımızı aktive edebileceğiz. Mevzuatla ilgili bazı sorunlardan dolayı şu anda elimiz kolumuz bağlı” şeklinde konuştu.



“Sosyal medyada 28 ülkeden 450 bin Arap takipçiye ulaştık”


Sosyal medyada çok büyük bir ağ kurduklarını da belirten Kebir, “28 Arap ülkesinden yaklaşık 450 bin takipçimiz var. Bu sosyal medya, 2012 Kasım’dan bu yana üzerinde çalıştığımız bir proje. Bu proje inşallah bu yıl 450 bin Arap’ı geçtikten sonra hastanemizin adıyla yürümeye başlayacak ve en büyük sosyal medya kullanan şehir hastanesi olarak da Türkiye’de biz bu tanıtım kanalını kullanmaya başlayacağız. Bunu şu ana kadar da kullandık” dedi.



“Hedef ülke sayımızı 18’e çıkarmak istiyoruz”


Özellikle hedef ülke olarak belirledikleri Irak ve Cezayir’de ciddi üst düzey kontaklar kurduklarını, o kontaklar vasıtasıyla o bölgedeki ünlü ve önemli doktorların Mersin Şehir Hastanesi’ni refere ederek, hasta yönlendirmeleriyle bu işlere başladıklarını anlatan Kebir, şöyle devam etti: “Bundan sonraki süreçte de biz bu hedef ülke sayımızı, Irak ve Cezayir dışında Türkiye’ye 3 saatlik uçuş mesafesindeki 18 ülkeye çıkarmak istiyoruz. Bununla ilgili de o ülkelerde özellikle Sağlık Bakanlıkları veya ekibimiz tarafından kendimizi tanıtma maillerini atarak onlarla direk temasa geçerek yürümemiz söz konusu. Bu konuda başarılıyız. Şu anda Kazakistan, Azerbaycan ve İtalya’dan heyetler hastanemizi ziyaret etmek istiyorlar. Daha ilginci, Türkiye’deki şehir hastaneleri de Mersin’e gelmeye başladılar. Bunlar gururu verici şeyler. Öte yandan, biz onlara hasta vermeye de başladık.”


Şu anda hastanede yabancı iki yatan hastaları olduğunu, günlük olarak da mutlaka turist sağlığından 2-3 hasta geldiğini ifade eden Kebir, yabancı doktorların refere ettiği bir hastane haline geldiklerini vurguladı.



“Biz 4’üncü boyut diye bir gücü kullanıyoruz. O 4’üncü boyut sevgidir”


Tam bir ekip çalışması yürüttüklerini dile getiren Kebir, özellikle hastanın gelişi öncesindeki süreçle geldikten sonraki süreci yönetmenin önemine dikkat çekti. Kebir, “Bizim eğer bugün 56 hastamız olduysa bunların içinde 4 hastamızın vefat etmesine rağmen, hiçbirinden bir şikayet almamamız en büyük sermayemiz. Ülkenize gelen bir hastaya hizmet ederken ekip olarak da yaklaşımınızı hem profesyonel hem de insani anlamda hissetmesi çok önemli. Ve bu güven duygusu, eşi veya çocuğu vefat eden bir hastanın ülkesine döndüğünde sizin imajınızı, dünyada hiçbir reklam gücünün yapamayacağı şekilde anlatarak yeni hastalar getirmesini sağlaması. Bu işin sırrı burada. Bizim farkımız, ekip kurulumunda duygusal zeka, empati yeteneği olan insanları bir araya getirmiş olmamız. Biz 4’üncü boyut diye bir gücü kullanıyoruz. O 4’üncü boyut sevgidir” diye konuştu.



“Mersin Medical Center markasını oluşturduk”


Mersin’in sağlık destinasyonu olması açısından yaptıkları en önemli hamlelerden birinin, Mersin Medical Center ismiyle bir marka oluşturmak olduğunu söyleyen Kebir, “Bu marka altında ilimizdeki bütün özel sektör ve kamu hastanelerinden sağlık turizmi yetki belgesi olanları buraya eklemeye başladık. Mersin Medical Center markası öyle bir ses getirdi ki, şimdi buraya ülkemizdeki diğer hastaneler de dahil olmak istiyorlar. Şehirdeki bütün hastaneleri internet ortamında bir marka olarak tek bir çatı altında sunuyoruz. Sonuçta, bu hastaneler Sağlık Müdürlüğümüzün sağlık turizmi güvencesinde oluyor. Hastanemizin de altında bizim sorumluluğumuzda olan hastaneler haline gelmiş oluyorlar. Mersin Medical Center markası altında hastaya talep oluşturttuğumuzda tedavi cevabını web sitemizdeki uygun hastaneden iletme şansımız var. Web sitemiz de şu anda en çok tıklama alan ve Mersin ismiyle bütünleşen bir site olarak dikkat çekici. Büyükşehir Belediyesi ile beraber Mersin genelinde en çok tıklama alan sitelerden biriyiz yurt dışı orijinli olarak” şeklinde konuştu.



“3-4 ay içinde 6 ülkede ofis açacağız”


Şu anda yurt dışında ofis açma dönemine başlayacakları bilgisini de veren Kebir, şunları söyledi: “Bakanlığımızın bize vereceği yetkilendirmeyle Almanya, Cezayir, Kazakistan, Irak, Makedonya ve Azerbaycan olmak üzere 6 ülkede ofis açmaya hazırlanıyoruz. Bu ülkelerle ofis açmak için görüşmelerimiz sürüyor ve son noktaya geldik. 2020 Mayıs’a kadar açmayı planlıyoruz, hatta o zamana da kalmayacak önümüzdeki 3-4 ay içinde yurt dışında Mersin Şehir Hastanesi adıyla 6 ofisimiz olacak inşallah. USHAŞ’ın da üst kuruluş olarak bize destek olmasını bekliyoruz. Bunlar bizim çok para harcayarak yaptığımız işler de değil. Bu aslında ‘wın and wın’ mantığıyla 5 kuruş para ödemeden ama o ülkelerdeki doğru insanları seçerek attığımız adımlar.”


Rol model olmaları dolayısıyla ‘Mersin Modeli’ kavramının gündeme geldiğine işaret eden Kebir, bu çerçevede 2 ay içinde Mersin’de uluslararası sağlık turizmi çalıştayı yapacaklarını bildirdi. Kebir, sözlerini şöyle tamamladı: “Sosyal medya tanıtımlarımızda biz şu anda yaklaşık 100 TL ile 100 bin Arap’a, bin TL ile 1 milyon Arap’a ulaşabiliyoruz. Dolayısıyla 450 bin Arap takipçimizin olduğu bir sosyal medya platformunu faaliyet sokuyoruz. Bunlar, Mersin için de çok ciddi kazanımlar.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.