- 03 Aralık 2020 Perşembe 14:46

(Özel) Türk Hekimi Sabuncuoğlu’nun 556 yıllık eseri ‘Cerrahiyyetü’l Haniyye’ günümüze ışık tutuyor

A
A
A
(Özel) Türk Hekimi Sabuncuoğlu’nun 556 yıllık eseri ‘Cerrahiyyetü’l Haniyye’ günümüze ışık tutuyor

MERSİN (İHA) – Türklerin gurur duyacağı Türk Hekimi Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun dünya tıp tarihine geçen 556 yıllık eseri “Cerrahiyyetü’l Haniyye” kitabı günümüze ışık tutuyor.

MERSİN (İHA) – Türklerin gurur duyacağı Türk Hekimi Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun dünya tıp tarihine geçen 556 yıllık eseri “Cerrahiyyetü’l Haniyye” kitabı günümüze ışık tutuyor. O dönemdeki hastalıkların tedavi yöntemlerini, bizzat çizdiği minyatür resimlerle destekleyerek anlatan Sabuncuoğlu’nun, Prof. Dr. İlter Uzel tarafından Türkçe’ye çevrilerek 1992’de Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan kitabının ikinci baskısı da bu ay içinde kitapevlerinde yerini alacak.


Osmanlı döneminin ünlü Türk hekimlerinden, cerrah ve tıp alimi Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu, 600 yılı aşkın süre önce uyguladığı tedavi yöntemleri, günümüzdeki tıp çalışmalarını, özellikle de bugün tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınına karşı geliştirilmeye çalışılan aşı çalışmalarını anımsatıyor. O dönemde çok yaygın olan yılan zehirlenmelerine karşı ilaç geliştirmeye çalışırken önce hayvanları sonra da kendisini denek olarak kullanan Sabuncuoğlu, 492 sayfalık ‘Cerrahiyyetü’l Haniyye’ kitabında daha birçok yöntemi ve tıp aletini ayrıntılarıyla anlatıyor.


Sabuncuoğlu’nun bu önemli eserini, tıp tarihi alanındaki en önemli eserleri günümüz Türkçesine çeviren Prof. Dr. İlter Uzel tıp tarihine kazandırdı. Diş hekimliği alanında uzman, ayrıca tıp tarihinde ilk defa diş hekimleri arasında tıp bilimleri doktorası yaparak tıp tarihi doktoru olan, Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. İlter Uzel’in uzun araştırmalar sonucunda günümüz Türkçesine çevirdiği Cerrahiyyetü’l Haniyye’nin ikinci baskısı da Türk Tarih Kurumu tarafından basılmaya başlandı.



“Bu eser, o zamana kadarki bilgi birikiminin ötesine geçmiş”


Mersin’de yaşayan ve çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Uzel, Türk hekim ve cerrah Sabuncuoğlu ve kitabıyla ilgili İHA’ya açıklama yaptı. “Tıp tarihi çalışmalarımı hiç bırakmadım, çünkü Türk tıbbı hem çok zengin hem henüz daha yeteri kadar araştırılmamış bir alan” diyen Uzel, tıp tarihi alanında yaptığı en büyük çalışmalardan birinin ünlü Türk hekimi ve cerrahı, Türk dili uzmanı Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu ile ilgili çalışmalar olduğunu söyledi. Sabuncuoğlu’nun 1385 yılında Amasya’da doğduğunu belirten Uzel, “Kendisi 17 yaşından itibaren bugün ayakta olan ve Amasya Belediyesi tarafından Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Müzesine dönüştürülen hastanede 17 yıl başhekimlik yapmış ama aynı zamanda çok uzun bir süre hekimlik yapmış. Çok büyük bir tıp birikimi var. O dönemin bilim dilleri olan Arapça ve Farsçayı çok iyi biliyor. Ayrıca Rumca biliyor ve bütün bu bilgi birikimiyle önceden üç eser bırakıyor günümüze. 1465 yılında ‘Cerrahiyyetü’l Haniyye’ adıyla bir anıt eser meydana getiriyor. Bu eser, o zamana kadarki bilgi birikiminin ötesine geçmiş. Kendisinden önce yaşayan ünlü cerrahların kitaplarından yararlanmış, fakat içerisine çok önemli katkılar koymuş” dedi.



“Geliştirdiği ilaçları önce hayvanlarda sonra kendinde deniyor”


Sabuncuoğlu’nun, kitabında yer verdiği tedavi yöntemlerinden ve yeni bilgilerinden örnekler veren Prof. Dr. Uzel, “Sabuncuoğlu’nun çok önemli katkılardan biri, doğu tıbbıyla ilgili yaptığı deneylerdir. Ayrıca, insanın kendisine kan nakli vardır, otohemoterapi, yani önce kan alıyor sonra aynı kanı aynı kişiye tekrar veriyor. Ayrıca o dönemde son derece önemli olan hayvan zehirlenmeleri, yılan zehirlenmeleriyle ilgili bulmuş olduğu ilacı önce horozda deniyor, arkasından bizzat kendi üzerinde deney yapıyor. 1468 yılında 85 yaşındayken de Mücerreb-Name eserini yazıyor. Biz bu üç eserini tanıyoruz ama bunlar içerisinde en çok şöhret yapan Cerrahiyyetü’l Haniyye, yani Fatih Sultan Mehmet’e armağan ettiği kitap” diye konuştu.



“Kendi çizdiği 160 civarında tıbbi resim var”


Kitabın o zamana kadarki bilgi birikiminin yanı sıra yeni bilgiler de içerdiğine dikkat çeken Uzel, “Ayrıca içerisinde bizzat kendisinin çizdiği 160 civarında tıbbi resim var. Bu resimler kitabı süslemek için değil, o dönemdeki cerrahlara konuyu anlatmak, bilgi vermek için minyatür tarzında yapılan, hekimin, aletin ve hastanın olduğu resimler. Bu, tıp tarihimizde tıbbi illüstrasyon tarihi açısından da son derece önemli. Sabuncuoğlu’nun yapmış olduğu eser, o dönemin bilimsel birikiminin tamamının içeriyor diyebiliriz. Sabuncuoğlu’nun şanssızlığı, cerrahi alanının ancak 20. yüzyılda tam özgürlüğüne kavuşmuş olması, çünkü ağrı, enfeksiyon ve kanama cerrahinin üç büyük problemiydi. Bu üç büyük probleme rağmen böyle bir eser yazması da son derece takdire şayan. Ayrıca Sabuncuoğlu’nun takdire şayan başka bir alanı da eserini Türkçe yazmış olması. Örneğin akupunkturla ilgili metot bile var kitapta. Bugün bile kullanılan ağrı dindirme metodunu Sabuncuoğlu yazmış. Bir kişinin dişi ağrırsa falanca noktaya basınç veya dağlama yapın diyor mesela. Bunun gibi onlarca doğru husus var” ifadelerini kullandı.



“Kitabın ikinci baskısı bu ay kitapevlerinde yerini alacak”


Sabuncuoğlu ile ilgili çalışmaların ilk olarak 1927 yılında başladığını dile getiren Uzel, sistematik, bütünsel çalışmanın ise ilk defa kendisi tarafından hazırlandığını ve Türk Tarih Kurumu tarafından 1992’de 2 cilt olarak basıldığını söyledi. Türk Tarih Kurumunun şimdi kitabın ikinci baskısını yaptığı bilgisini veren Uzel, “İkinci baskının özelliği, kitapta yer alan minyatürlerin ilk baskıdaki gibi siyah-beyaz değil tamamen renkli olması. Çok şık bir baskı oldu. Şu anda baskı devam ediyor ve bu ay içerisinde kitapevlerinde yerini alacak” şeklinde konuştu.



“Türk olduğum için gurur duyarak söylüyorum; Sabuncuoğlu en sistematik çalışan insan”


Şu anda üzerinde çalıştığı son kitabının ise diş hekimliği tarihiyle ilgili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uzel, “Bu eseri antik diş hekimliğinin altın kitabı olarak düşünüyorum. Diş hekimliği tarihinde batıdaki önemli isimler yer alacak ama en önemli yeri Sabuncuoğlu işgal edecek, çünkü dünyanın birçok ünlü bilim merkezlerinde, bilim müzelerinde ve kütüphanelerinde yaptığım araştırmalarda, tarihte yazılan kitapları bizzat gördüm, hiç tevazuya gerek yok Sabuncuoğlu bunlar içerisinde en sistematik çalışan insan. Bunu, Türk olduğum için gurur duyarak söylüyorum ama Türk olmasam da herkesin bunu mutlaka kabul etmesi gerekir. Bunun dışında Anadolu’da Bulunan Tıp Aletleri isimli bir kitabım var. Bu kitabım 2000 yılında Sedat Simavi Ödülü almıştı” dedi.


Prof. Dr. Uzel’e, Amasya’da Tıp ve Cerrahi Müzesine dönüştürülen Sabuncuoğlu’nun başhekimlik yaptığı Darüşşifaya’ya onun kullandığı aletlerin replikasını yaparak sunduğu katkı dolayısıyla Amasya Belediyesi tarafından ‘Fahri Hemşehri’ unvanı da verilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.