EKONOMİ - 12 Şubat 2020 Çarşamba 14:37

Taşımacılık sektörü, araç sürüş sürelerinin uzatılmasını istiyor

A
A
A
Taşımacılık sektörü, araç sürüş sürelerinin uzatılmasını istiyor

MERSİN (İHA) – Taşımacılık sektörü, yeni uygulamaların sektörün kalitesinin artıracağına, ancak altyapı yetersizliği nedeniyle geçiş sürecinde bazı zorluklar yaşanacağına dikkat çekti.

MERSİN (İHA) – Taşımacılık sektörü, yeni uygulamaların sektörün kalitesinin artıracağına, ancak altyapı yetersizliği nedeniyle geçiş sürecinde bazı zorluklar yaşanacağına dikkat çekti. Sektör temsilcileri, özellikle sayısal takograf uygulamasında araç sürüş sürelerinde uzatma ve sisteme kademeli geçiş talep etti.


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yurt içi Yük ve Eşya Taşımacılığı Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, sektöre ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Özellikle 30 Haziran 2020 tarihine kadar ertelenen Ulaştırma Elektronik Takip Denetim Sistemine (U-ETDS) veri gönderme zorunluluğu, sayısal takograf uygulamaları ve Taşıma İşleri Organizatörlüğü (TİO) Belgesi konularına değinen meclis üyeleri, yeni yılda sektörde uygulanacak zorunluluklara dikkat çekti. Meclis üyeleri, uzun vadede yeni uygulamaların sektörün kalitesini artıracağını, ancak geçiş sürecinin sağlıklı yönetilmesi ve uygulamaları kolaylaştıracak altyapı yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.



Yüksel: "Araç sürüş sürelerinde uzatma ve sisteme kademeli geçiş talep ediyoruz"


Yeni yılla birlikte taşımacılık sektörüne getirilen zorunlulukları değerlendiren Meclis Katip Üyesi Kemal Yüksel, bu yeniliklerin fikir olarak iyi olduğunu, ancak uygulamada zorluklar yaşanabileceğini söyledi. Özellikle altyapıdaki eksiklikler nedeniyle firmaların hangi durumlarda uyum sağlamakta zorlanabileceğini anlatan Yüksel, "Yeni sayısal takograf uygulamasına göre şoförün 4 saat araç kullanıp 45 dakika dinlenmesi gerekiyor. Ancak bu 4 saatlik sürenin Türkiye’de hangi karayolunda hangi tesise denk geleceği belli değil, çünkü Türkiye karayollarında şoförlerin dinlenmesine imkan sağlayacak yeterli sayıda Tır Parkı ya da tesis bulunmuyor. Gümrüklerde ya da liman kapılarında uzun araç kuyrukları oluyor ve şoförlerimizin kaç saat burada bekleyeceğini tahmin edemiyoruz ya da bir ürünü alacağımız zaman fabrika hazırlamamış oluyor ve araçlarımız fabrikada uzun süre bekleyebiliyor. Kısaca kontak çalıştığı andan itibaren takograf devreye giriyor ama bizim dışımızda yaşanan birçok gecikme işimizi aksatıyor ve belirlenen süreler bekleme sırasında dolabiliyor. Bu nedenle gerekli altyapı hazırlanmadan araç sürüş sürelerinde uzatma ve sisteme kademeli geçiş talep ediyoruz" dedi.



“Yük bildirimlerini nakliye firması yapsın”


U-ETDS sistemine veri aktarımına yönelik değerlendirme de yapan Yüksel, bu konuda da yük bildirimlerini kamyoncu yerine nakliye firmasının yapmasını istediklerini, bu durumun sürecin daha sağlıklı işlemesini beraberinde getireceğini vurguladı.


R Belgelerinin yerini alacak TİO Belgelerinin de maddi açıdan sektörü zorlayabileceğine dikkat çeken Yüksel, belge alımları için taksitlendirme beklediklerini ifade etti. Yüksel, "Hükümet düşük faizli krediler tahsis etsin ki, herkes belgesini alarak çalışabilsin. Sektör disipline edilsin ama sektöre uyum şartları hafifletilsin. Amaç, ceza kesmek yerine herkesin bu belgelere ulaşabilirliğini artırmak olsun" diye konuştu.



Maya: "Mersin lojistikte iyi bir yıl geçirdi"


Meclis Üyesi Ufuk Maya ise Mersin’in lojistik sektörü adına iyi bir yılı geride bıraktığını söyledi. 2019 yılında Mersin Limanında elleçlenen konteyner hacminin yüzde 13 arttığını bildiren Maya, aynı şekilde kuru yük elleçlemesinde yüzde 2, ihracatta yüzde 7, Ro-Ro ile Avrupa’ya yapılan araç taşımasında ise yüzde 11 artış yaşandığını belirtti.



"Lojistik sektörü, krizlerden sanıldığı kadar etkilenmedi"


Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği doğu ile batıyı, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirine bağlayarak küresel ticaret için önemli bir kesişme noktasında yer alması yanında toplam küresel ticaretin yarısına karşılık gelen birçok pazara erişim sağlayan bir ülke olduğunu kaydeden Maya, şunları söyledi:


"Bu özellikleriyle bölgedeki taşımacılık faaliyetleri için bir üs işlevi görmektedir. Türkiye lojistik sektörü günümüzdeki hacmiyle Türkiye milli gelirinin yaklaşık yüzde 13’ünü oluşturur. 2018 yılında yapılan anketlerde ve yorumlarda 2019 yılında ekonomik daralma ve krizlerin lojistik sektörünü fazlasıyla etkileyeceği yönünde görüşler ortaya atılmasına karşın 2019 son ayında sektörün beklendiği kadar kötü bir tablo çizmediğini görmekteyiz. Son yıllarda dövizin hızlı yükselişi nedeniyle sektörün borç yükü artmış görünse de GSYH içindeki payıyla kıyaslandığında sektörün borç yükünün yüksek olmadığı görülüyor."


Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün coğrafi konumu ve ekonominin dış ticaretteki esnekliği yanında Ulaştırma Bakanlığının sektörü disipline etme ve geliştirme tedbirlerinin de sektörün orta vadede önünü açacağına inandığını kaydeden Maya, "Bununla birlikte lojistik sektör uzun vadede küresel rekabetten geri kalmamak için dijital teknolojilerdeki gelişimle uyumlu olarak dönüşümü mutlaka gerçekleştirmelidir" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."