SAĞLIK - 22 Nisan 2019 Pazartesi 11:13

Uzman Doç. Dr. İlhan: “Gebelikte kanser artıyor algısı bir şehir efsanesidir”

A
A
A
Uzman Doç. Dr. İlhan: “Gebelikte kanser artıyor algısı bir şehir efsanesidir”

Kadınlara gebelik muayeneleri sırasında kanser teşhisi konulması nedeniyle “gebelikte kanser artıyor” algısı oluştuğuna dikkat çeken Jinekolojik Onkoloji Bölümü Uzmanı Doç.

Kadınlara gebelik muayeneleri sırasında kanser teşhisi konulması nedeniyle “gebelikte kanser artıyor” algısı oluştuğuna dikkat çeken Jinekolojik Onkoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Tolgay Tuyan İlhan, bunun şehir efsanesi olduğunu söyledi. Gebelik kontrolleri sırasında kadında zaten var olan kanserin ortaya çıkarıldığını belirten İlhan, “Gebelik kanser etmez, tam tersine rahim, yumurtalık, meme kanseri ve çikolata kistlerine karşı koruyucu olabilir” dedi.


Kadınlarda en sık rastlanan kanser türü meme kanseri iken, gebelik sırasında karşılaşılan jinekolojik kanserler içerisinde de en sık rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerine rastlanıyor. VM Medical Park Mersin Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Tolgay Tuyan İlhan, gebelik esnasında yapılan muayenelerde bin ila 5 bin gebede bir kanserle karşılaşıldığını ifade ederek, bu durumun gebelikle alakası olmadığına dikkat çekti.



"Zaten var olan kanser, gebelik kontrolünde ortaya çıkıyor"


Gebelik sırasında jinekolojik muayene yapıldığı için testlerde anne adayında kitle varsa tespit edildiğini ve tanı konduğunu dile getiren Uzm. Doç. Dr. İlhan, "Yani gebelik sırasında karşılaştığımız kanser vakaları genellikle gebelik öncesi zaten var olan kanser oluşumları. Gebelik öncesi hiçbir jinekolojik muayenesini yaptırmamış anne adaylarında, gebeliği sırasında yapılan pelvik muayenede genital yerleşimli kitle, enfeksiyon ve kanser öncesi lezyonları varsa ortaya çıkarılıyor, ultrason ve papsmear incelemesi yapılarak değerlendirme yapılıyor. Jinekolojik açıdan en çok karşılaştığımız kanser türü rahim ağzı kanseri ve yumurtalık kanseri oluyor" diye konuştu.



"Sanılanın aksine gebelik, bazı kanser türlerine karşı koruyucu olabiliyor”


Sanılanın aksine gebeliğin bazı kanser türlerine koruyucu olabildiğinin altını çizen Uzm. Doç. Dr. İlhan, “Gebelik; rahim, yumurtalık, meme ve çikolata kistlerine karşı koruyucu olabiliyor. Gebelik esnasında salgılanan hormonlar kadını rahim kanserine karşı koruyabiliyor. Yumurtlamanın olmaması yumurtalık kanserinin gelişmesini, emzirme de meme kanserinin oluşmasını engelliyor” ifadelerini kullandı.


Gebelik öncesi smear testi yaptırarak rahim ağzı kanserinin ve bu kanserin öncü lezyonlarının taramasının yaptırılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Doç. Dr. İlhan, şu uyarıda bulundu:


"Gebelik esnasında olan kanamalarda, rahim ağzında yerleşmiş olabilecek bir kanser olasılığının unutulmaması önem taşıyor. Gebeliğin ilk üç ayında yapılan muayenelerde yumurtalıkların da değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü sonraki dönemlerde, gebeliğin büyümesinden dolayı yumurtalıkları değerlendirmek zor ya da mümkün olmayabiliyor.”



“Kanser tedavisi bebeğin doğumuna engel değil”


Gebelikte kanser tedavisine karar verirken hastalığın tanısı, evresi ve gebeliğin hangi döneminde olunduğunun önem taşıdığını kaydeden Uzm. Doç. Dr. İlhan, "Jinekolojik kanserlerde, çocuk açısından da süreci devam ettirebileceğimiz durumlarda, gebeliği mümkün olan en son aşamaya kadar devam ettiriyoruz. 24 ile 28’inci haftadan sonra çocuğun akciğerleri gelişmişse doğumu gerçekleştiriyoruz. İleri evrelerdeki tümörlerde ise annenin hayatını gözeterek tedavi yapıyoruz" dedi.


Kanser tanısı almış anne adaylarında, gebelik sırasında ve hatta doğum anında cerrahi yöntemlerin mümkün olduğunu belirten Doç. Dr. İlhan, şu bilgileri verdi:


"Gebelik sürerken yumurtalık kisti, yumurtalık kanseri, batın bölgesi ameliyatları yapılabiliyor. Bu tür ameliyatlar için özellikle gebeliğin en güvenli evresi olan ikinci üç ayı tercih ediyoruz. Ayrıca doğum anında da anneyi ameliyat edebiliyoruz. Rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanseri söz konusu ise sezaryen sırasında tamamlayıcı ameliyat ile kanserli bölgenin tedavisini de yapıyoruz.”



“21 yaşından sonra smear testini ihmal etmeyin”


Kanserin korunma, erken tanı için tarama ve tedavi ile atlatılabilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Uzm. Doç. Dr. İlhan, kadınlara çağrıda bulunarak, şunları söyledi:


"21 yaşından sonra tüm genç kadınlar, uygun zamanda muayenelerini ve başlangıç kanser tarama testlerini yaptırmalı. Genç kızların jinekolojik muayene ve smear testi yaptırması, ayrıca HPV aşısı yaptırmaları kanserle savaşta en önemli adımı oluşturuyor. Düzenli jinekolojik muayene yapılanlarda kanser öncü lezyonları zamanında teşhis edilerek, uygun tedavilerle bu lezyonların kansere dönüşmesi engellenebilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Afyon ‘Geçmişe Yolculuk’ isimli tiyatro oyunu büyük beğeni topladı Afyonkarahisar’da Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği, İçişleri Bakanlığı desteğiyle ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi kapsamında İstanbul’da tiyatro oyunu sergiledi. Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği’nin ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi İçişleri Bakanlığı tarafından kabul gördü. Proje kapsamında 16 kişilik ekip 5 skeçten oluşan “Geçmişe Yolculuk” isimli tiyatro gösterisini İstanbul Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde sahneledi. Tiyatro gösterimlerinde kayınvalide-gelin ilişkisi, Afyon gastronomisi ve davet kültürü, düğün gelenekleri, şifalı su tanıtımı ve kadına şiddet konuları ele alındı. Gönüllü Hanımlar Derneği Başkanı Fulya Bolcal, "Gerçek bir tiyatrocu nasıl olur, kimdir, bu soruların cevapları bizlerde yok aslında. Doğuştan yetenekli ya da ömrümüzü bu işe adamış da değiliz. Öğrenmeye çalıştık, gönül verdik. En önemlisi, her ayrıntısı gizemle dolu bu sanat dalını çok sevdik. Ocağımızdaki yemeğimizin altını kısıp koştuk eğitimlere, kekimizi fırından çıkarıp sıcağıyla paketleyip geldik provalara. Bu yaştan sonra ne çok alışkanlığımızdan vazgeçtik sahnelerde sesimiz daha gür çıksın diye. Kimimiz anne, kimimiz anneanne, kimimiz babaanne, kimimiz ev hanımı, kimimiz iş kadını olan bir avuç kadınız" dedi.
Adana Hisarcıklıoğlu: “Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana’nın yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında olduğunu belirterek, “Sürdürülebilir olması için iş birliği içinde, stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturulmalıdır” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyeleri ile bir araya geldi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, kentin sanayi potansiyeli ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hisarcıklıoğlu, Adana’nın sadece bölgesel değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir sanayi merkezi olduğunu vurguladı. Kendisinin ve TOBB’un Adana’nın sanayi alanındaki gelişimini yakından takip ettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şehrin sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve yenilikçi projelerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Adana, Anadolu’nun sanayileşmesinin lokomotif illerinden biridir. Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında yer alıyor. Ancak, bu başarı sadece bugüne ait değil, aynı zamanda gelecekte de sürdürülebilir olmalıdır. Bunun için, sanayi odaları, yerel yönetimler ve iş dünyası iş birliği içinde olmalı ve stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturmalıdır” dedi. Ayrıca, teknolojik dönüşümün öneminin altını çizen Hisarcıklıoğlu, Adana’nın dijitalleşme ve yenilikçilik konularında da öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. TOBB Başkanı ayrıca, Adana’nın sahip olduğu coğrafi konumun ve lojistik altyapısının, uluslararası ticarette önemli bir avantaj olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nın üyelerinin yaşadığı sektörel sıkıntıları ve taleplerini dinleyerek, çözüm odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Üyelerin karşılaştığı sorunların çözümü için iş birliği ve dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin güçlenmesi için Adana’nın öneminin giderek artacağını belirtti. Adana olarak büyük bir değişimin ve dönüşümün eşiğinde olduğunu belirten Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana’mız, yüzyılı aşkın bir süredir edindiği sanayi kültürü ile kentimizde çok çeşitli üretimin gelişimini desteklemiştir. Bugün, otomotivden elektronik karta, makineden mobilyaya, gemiden, tekstilde, yemeklik yağdan, kimya ürünlerine kadar yüzlerce farklı alandaki üretimiyle dünya pazarlarında yer almaktadır. TEPAV tarafından yapılan çalışmada Adana, Türkiye’de gelişim potansiyeli yüksek iki ilden biri olarak gösterilmiştir. Bu ilin gelecekteki konumu açısından önemli bir mesaj niteliğindedir. Adana’mız, toplam 5 yeni organize sanayi bölgesi, 15’e yakın küçük sanayi sitesinin kurulmasıyla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak en önemli illerin başında yer alacaktır. Şimdilik 100 milyon metrekarenin üzerinde alanı sanayiye açıyoruz. Adana’mız bu yatırım alanların faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin ikinci bir Marmara bölgesi olacaktır” dedi.