GENEL - 12 Haziran 2019 Çarşamba 14:41

Yeşilboğaz: "Çocuk işçiliği insanlığın utanç tablosudur"

A
A
A
Yeşilboğaz: "Çocuk işçiliği insanlığın utanç tablosudur"

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, çocuktan işçi olamayacağını belirterek, "Çocuk işçiliği hak çalmaktır.

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, çocuktan işçi olamayacağını belirterek, "Çocuk işçiliği hak çalmaktır. Çocuklarımızın haklarının, geleceğinin çalınmasına kimse ortak olmamalıdır, sessiz kalmamalıdır" dedi.


Yeşilboğaz, Mersin Barosu Çocuk Haklarından sorumlu yönetim kurulu üyesi Mahçe İnanoğlu Deprem ve Mersin Çocuk Hakları Derneği Başkanı Sabahat Aslan ile birlikte 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yaptı.


‘Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele’ adlı bir günün varlığının, tüm insanlığın utancı olması ve bu utancın son bulması gerektiğine vurgu yapan Yeşilboğaz, "Çünkü çocuktan işçi olmaz. Çocuktan sadece çocuk olur. Günümüzde maalesef yaklaşık her 5 çocuktan birisinin, çalıştırılarak geleceği çalınmaktadır. Ekonomik krizle birlikte daha da artan yoksulluk ve geçim sıkıntısı, aileleri çocuklarını çalıştırarak ev ekonomisine katkıda bulundurmak zorunda bırakmıştır. Çocuk işçiliğinin kangren haline gelmesinin önüne geçilememesinin bir diğer nedeni de sorumlulara yönelik cezasızlık politikasıdır. Çocuk işçiliği hak çalmaktır. Çocuklarımızın haklarının, geleceğinin çalınmasına kimse ortak olmamalıdır, sessiz kalmamalıdır. Çocuklarımıza yapılan hak ihlalleri, sadece belirli günlerde değil, sürekli gündeme getirilerek farkındalık oluşturulmalıdır. Çünkü farkına varmak, sorunların çözüme kavuşmasının ilk adımıdır” diye konuştu.


Mahçe İnanoğlu Deprem ise konuşmasında, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2002 yılında dünyada çalışan milyonlarca çocuğun içinde bulunduğu olumsuz duruma ve yaşadıkları ağır koşullara dikkat çekmek için, 12 Haziran gününü, ’Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’ olarak kabul ettiğini hatırlattı. Deprem, "Çocuk işçiliğinin azaltılması ve nihai olarak ortadan kaldırılması için uluslararası düzeyde sözleşmeler ve antlaşmalar imzalanmış, ulusal düzeyde de iç mevzuatın bu sözleşme ve antlaşmalara göre düzenlemesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. ILO’nun 1973 tarih ve 138 sayılı ’Asgari yaş sözleşmesi’, çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngörmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 32. maddesi, ’Taraf devletler çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler’ diyerek, çocuk işçiliğiyle bağlantılı olarak taraf devletlere uyması gereken daha özel yükümlülükleri belirlemiştir" ifadelerini kullandı.


Mersin Çocuk Hakları Derneği Başkanı Sabahat Aslan, çocuk işçiliğinin Türkiye ve dünyanın yaşadığı acil çözüm bekleyen sorunlarından birisi olduğunu belirterek, “Bugün milyonlarca çocuk, çalıştığı için düşlerini yaşayamamakta, çocuk olma hakkını kullanamamakta, eğitim hakkında yararlanamamaktadır. Çocukların birere yetişkin gibi sırtlarında hayatın yüküyle değil de çocukça sevinçlerle ve coşkularla yaşamaları için üzerimize düşeni hemen şimdi yapmalıyız. Çocuklarımızın haklarına sahip çıkarak onları korumak, çalışmaları yerine okullarda eğitim almalarını sağlamak için herkesi göreve davet ediyoruz” şeklinde konuştu.


Daha sonra Mersin Barosu Başkanı Yeşilboğaz, yönetim kurulu üyeleri ve Mersin Çocuk Hakları Derneği Başkanı Sabahat Aslan, ‘Çocuk işçiliği ile mücadele’ konulu resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödüllerini verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Toplu ulaşımda örnek şehir Konya Konya Büyükşehir Belediyesi, toplu ulaşımda hizmet kalitesini artırmak amacıyla teknolojik imkanlardan yararlanarak harita tabanlı uygulamalar geliştiriyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’da toplu ulaşımın güçlenmesi için bir taraftan 181 yeni otobüsü Büyükşehir Belediyesi’nin filosuna dahil ettiklerini, bir taraftan da yeni köprülü kavşaklar ve caddeler açtıklarını hatırlattı. Justice Projesi Avrupa’da Konya ile birlikte 3 şehirde uygulanıyor Şehir içi toplu ulaşım hizmetlerinde hayata geçirdikleri uygulamalarla Türkiye’ye model olmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Altay, “Avrupa Birliği’nin desteklediği ve TÜBİTAK tarafından finanse edilen Justice Projesi’ne Konya Büyükşehir Belediyemiz ortak olarak katılıyor. Proje kapsamında toplu ulaşım erişilebilirliğini ve kapsayıcılığını artırmaya yönelik geliştirilen uygulamalardan biri de harita tabanlı analiz çalışmaları. Avrupa’da Brüksel ve Strazburg’la birlikte projenin uygulandığı şehirlerden birisi de Konya’mız. Hazırlanan yazılımla şehir merkezlerinde toplu ulaşım araçları kullanılarak belirli noktalara ulaşımla alakalı analizler gerçekleştiriliyor. Projede harita üzerinde oluşturulan ulaşım süreleri ile kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçlarıyla ne kadar sürede ulaşabileceği tespit ediliyor. Çalışmada ayrıca fiziksel ve görme engellilere yönelik de analizler bulunuyor” dedi. Projenin şehir içi ulaşımın verimliliğini artıracağını ve trafik yoğunluğunun azalmasında etken olacağını vurgulayan Başkan Altay, “Proje şehrin toplu taşıma ağının daha etkin ve erişilebilir hale gelmesine de katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği destekli Justice Projesi Proje çerçevesinde harita üzerinde ulaşım süreleri farklı renk tonları ile gösteriliyor. 0-10 dakika, 10-20 dakika, 20-30 dakika gibi 10 dakikalık ulaşım sürelerine göre oluşturulan harita çalışmalarında, kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Konya Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşımda kullanılan otobüs ve tramvayları ile ne kadar bir sürede ulaşabileceği gösteriliyor. Bu çalışma, hem mevcut durumun daha da iyileştirilmesi hem de yeni yapılacak toplu ulaşım yatırımlarının, şehir ulaşımında nasıl bir etki oluşturacağına dair projeksiyonlar ortaya koyması açısından önem arz ediyor. Proje, dezavantajlı grupların toplu ulaşıma erişilebirliğini artıracak Üç şehirde 36 ay sürecek Justice Projesi, temelde dezavantajlı grupların toplu ulaşım imkanlarına erişilebilirliğini artırmak ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla toplu ulaşım sisteminin dizaynını amaçlıyor. Bu sebeple katılımcı bir anlayışla sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile fiziksel engelli, görme engelli, yaşlılar ve düşük gelir sahipleri ile birlikte toplu ulaşım yolculukları yapılarak onların da görüşleri proje çalışmalarının önemli bir kısmını oluşturuyor.
Ankara Dışişleri Bakanlığından ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu’na tepki Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında “Asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verilmektedir” açıklamalarında bulundu. Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının 22 Nisan 2024 tarihinde yayımladığı ve 200’e yakın ülke hakkında bölümler içeren “2023 İnsan Hakları Raporu”nda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’ye yönelik asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verildiği belirtildi. Bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar ile terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin söylemleri temelinde hazırlanmış olan bu rapora itibar etmediğimizin bir kez daha vurgulandığı açıklamada, “Ülkemiz, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığını, karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerine rağmen kararlılıkla sürdürmektedir. Meşru müdafaa hakkımız temelinde yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları tamamen terörist unsurlar ile bunların terör faaliyetlerinde kullandıkları yeteneklere yöneliktir. ABD’nin, terörün her türüne karşı sürdürdüğümüz haklı ve meşru mücadelenin kapsamını iyi bilen bir müttefik olarak gerçekleri çarpıtan tutarsız iddialarda ısrarını anlamak mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Ayrıca raporda, Gazze’de devam eden ve yalnızca Filistin halkının asli haklarına değil aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerine büyük bir darbe vuran insanlık dışı saldırılara layıkıyla yer verilmemesini büyük endişeyle karşılandığı ifade edildiği açıklamada, sözkonusu raporun tarafsızlık ve objektiflikten uzak bir şekilde, siyasi saiklerle hazırlandığını açıkça gösterdiği aktarıldı. Açıklamada, ABD’nin insan hakları konusunda kendi siciline odaklanması ve terör örgütleriyle kurduğu ortaklıklar ile insan hakları konusunda izlediği çifte standartlı politikayı sonlandırması çağrımızı yinelendiğinin altı çizildi.