GENEL - 18 Ocak 2019 Cuma 08:44

Müzede yıllarca sergilenen deniz kabuğu 460 milyon yıllık çıktı

A
A
A
Müzede yıllarca sergilenen deniz kabuğu 460 milyon yıllık çıktı

Bodrum Deniz Müzesi’nde bulunan deniz kabuklarının içerisinde 460 milyon yıllık deniz kabuğu olduğu ortaya çıktı.

Bodrum Deniz Müzesi’nde bulunan deniz kabuklarının içerisinde 460 milyon yıllık deniz kabuğu olduğu ortaya çıktı.


Dünyanın en büyük deniz müzesi olan Bodrum Deniz Müzesi’nde bulunan deniz kabuklarının içerisinde 460 milyon yıllık deniz kabuğu fosili bulundu. Bodrum’da yaşayan iş adamı Hasan Güleşçi, 40 yıl boyunca 130 ülkeden topladığı 7 bin deniz kabuğunun yer aldığı koleksiyonunu 6 yıl önce Bodrum Deniz Müzesi’ne bağışladı. 130 civarında aileye mensup yaklaşık 7 bin adet deniz kabuğundan oluşan koleksiyonun içerisinden çıkan 460 milyon yıllık deniz kabuğu fosili araştırmacıları heyecanlandırdı.


Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden gelen Paleontolog Serdar Mayda ve ekibi tarafından deniz kabukları incelemeye alındı. Deniz kabuklarını inceleyen ekip koleksiyonun içinde bulunan 46 deniz kabuğunun fosil olduğunu görünce detaylı bir şekilde araştırma başlattı. Yaptıkları çalışmalar sonucunda Mayda ve ekibi şok oldu. Deniz kabuklarının içerisinde 1 milyon yılla 460 milyon yıl arasında değişen fosiller olduğu tespit edildi. Ekibi en çok heyecanlandıran ise 460 milyon yıllık deniz kabuğu oldu.


Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan Bodrum Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu, “Bu çalışmayı Bodrum Deniz Müzesi yetkilileri ve İzmir Tabiat Tarihi Müzesinden Paleontolog Serdar Mayda ve uzman Seda Kesiciyle beraber yaptık. Fark ettik ki müzemizde 460 milyon yıl öncesi ve 1 milyon yıl öncesine dayanan deniz kabukları bulunuyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.