KÜLTÜR SANAT - 14 Eylül 2020 Pazartesi 13:30

‘Sakin Kent’ Akyaka’daki Ortaçağ kalesinde kazı çalışmaları başladı

A
A
A
‘Sakin Kent’ Akyaka’daki Ortaçağ kalesinde kazı çalışmaları başladı

Muğla’nın ‘Sakin Kent’ unvanlı Akyaka Mahallesi’nde Ortaçağ’dan kalma tarihi kalede kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve Muğla Müze Müdürlüğü Başkanlığında başladı.

Muğla’nın ‘Sakin Kent’ unvanlı Akyaka Mahallesi’nde Ortaçağ’dan kalma tarihi kalede kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve Muğla Müze Müdürlüğü Başkanlığında başladı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Doç. Dr. Abdulkadir Baran’ın bilimsel başkanlığında, Dr. Nil Dirlik’in alan sorumlusu olarak görev aldığı çalışmalara ilk etapta Ula Belediyesi destek veriyor.


İdyma antik kentine ait küçük bir yerleşimin bulunduğu Akyaka Mahallesi’nde alçak bir tepe üzerinde yer alan kale Bizans Dönemine ait olarak tanımlanıyor. Bazı bölümleri orijinal yüksekliğinde korunmuş olan kalenin oldukça etkileyici konumu ile oldukça önemli bir kültürel değer olduğu açıklanırken, çoğu kişi tarafından varlığı bilinmiyor. Kalede, temizlik, kazı ve çevre düzenleme çalışmaları sonrasında restorasyonu yapılarak kültür turizmi için önemli bir kazanım haline getirilecek. Ayrıca kale içindeki ve çevresindeki bazıları daha erken dönemlere ait olan antik kalıntılar da kazılarda ortaya çıkarılacak.


Günümüzde zeytin ağaçlarıyla kaplı olan antik kentte çok sayıda yapının iyi korunmuş durumda toprak altında bulunduğu anlaşılıyor. Yüzey araştırmaları yapan MSKÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdulkadir Baran, Akyaka Ortaçağ Kalesi’nin antik yerleşim yeri üzerine yapıldığını, kaleden Azmağa inen ve iyi durumda olan bir dehliz bulunduğunu ve bugüne kadar kalede herhangi bir restorasyon ve kazı çalışması yapılmadığını, kalenin büyük bir kısmının toprak ve taş dolgu altında olduğu, toprak ve taş dolguların temizlenmesi ile kalenin ortaya çıkarılmasının mümkün olacağını belirtti.


Akyaka kalesinde başlayan çalışmaların alan sorumlusu MSKÜ öğretim üyesi Dr. Nil Dirlik, Akyaka Kalesi’nin Gökova Mahallesi’nde bulunan İdyma antik kentinin bir mahallesi olduğunu belirtti. Dirlik, “Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izni ile Muğla Müze Müdürlüğümüz başkanlığında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden bilimsel ekip olarak Doç. Dr. Abdülkadir Baran’ın bilimsel başkanlığında burada bir çalışma yürütüyoruz. Ben alan sorumlusu olarak görev alıyorum. Bulunduğumuz bölge turizm açısından önemli bir bölge. Ama sadece deniz turizmini değil, artık kültür turizmi açısından önem kazanmaya başlayan bir yer. Bulunduğumuz yer İdyma antik kentinin bir mahallesi” dedi.


İdyma Antik kentinin bir bölümünü oluşturan Akyaka Kalesindeki çalışmalara destek veren Ula Belediye Başkanı İsmail Akkaya, Akyaka’nın deniz, kum, güneşi ve azmağı ile ünlü oluğunu, bunu kültür mirası ile pekiştirmek istediklerini söyledi. Başkan Akkaya, “Gökova Mahallemizdeki İdyma antik kentinin kalesi olan Akyaka Mahallemizdeki harap kale burası. Biz buradaki kültür mirasının ortaya çıkarılması için 7 Ağustos tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan iznimizi aldık. Muğla Müze Müdürlüğü Başkanlığında ve MSKÜ Öğretim üyesi Doç. Dr. Abdülkadir Baran’ın bilimsel denetiminde ve Dr. Nil Dirlik’in alan sorumluluğunda çalışmalara başlandı. Deniz, kum ve güneş turizmine biz kültür mirasımızı da ilave etmek istiyoruz. Kültür mirasımıza Kale’den başladık. Bundan sonra akabinde Gökova Antik kenti İdyma’da da çalışmalarımız olacak. İnşallah önümüzdeki süreçte Elmalı’daki antik kentimizi ve Ula’daki Thera Antik Kentimizi kültür mirası olarak ortaya çıkarmaya çalışacağız. Şu anda buradaki çalışmalara Ula Belediyesinin imkanları ile başladık. Bundan sonraki süreçte Sayın Valimizin katkılarının olacağını düşünüyorum. YİKOB’tan taleplerimiz var. İnşallah olumlu cevap gelir ve bu kazıları süresiz devam ederiz. Bu çalışmalar ile kültür miraslarımızı ortaya çıkarırız diye düşünüyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla BİLSEM Türkiye’de en çok bilimsel proje hazırlayan 2’nci okul Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nca 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de bugün sona erecek. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, “Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Bize çalışmalarımızda her zaman destek veren Valiliğimize, Muğla İl Milli Eğitim Müdürümüz Emre Çay Bey’e ve yöneticilerimize teşekkür ederiz” dedi.
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.