GENEL - 01 Temmuz 2020 Çarşamba 12:11

Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan TBMM’ye çağrı

A
A
A
Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan TBMM’ye çağrı

Avrupa’daki yunus parklarında iki yunus daha hayatını kaybetmesi üzerine Yunuslara Özgürlük Platformu, Türkiye’deki yunus parklarında yaşanan ölümlere atıfta bulunarak yeni yasama döneminde yunus parklarının yasaklanması için bir kez daha TBMM’ye çağrı yaptı.

Avrupa’daki yunus parklarında iki yunus daha hayatını kaybetmesi üzerine Yunuslara Özgürlük Platformu, Türkiye’deki yunus parklarında yaşanan ölümlere atıfta bulunarak yeni yasama döneminde yunus parklarının yasaklanması için bir kez daha TBMM’ye çağrı yaptı. Ölen yunuslardan birinin henüz 7 günlük olduğunu belirten Platform Sözcüsü Öykü Yağcı, Türkiye’de son yıllarda 25 yunusun tel örgülü kafeslerde stresten telef olduğunu ancak bunun gizlendiğini ileri sürdü.


Havuzlardan Okyanuslara Yunuslara Özgürlük Platformu Sözcüsü Öykü Yağcı, Türkiye’de onlarca tesiste yunusların tutsak halde olduğunu belirterek her geçen artan yunus ölümlerinin önüne geçilmesi için yunuslara özgürlük talebini yineledi. Fransa’daki Planete Sauvage adlı yunus parkında 8 Haziran’da dünyaya gelen yavru erkek yunusun bir hafta sonra hayatını kaybettiğini ve tesis yetkilileri tarafından yapılan açıklamada yunusun kalp rahatsızlığı nedeniyle öldüğünün aktarıldığını ifade eden Öykü Yağcı, “2016’da Aicko adında yavru bir yunus daha aynı tesiste hayatını kaybetmiş, tesis çalışanları hiçbir açıklama yapmamış ve yunusun cansız bedeninin apar topar ortadan kaldırıldığı öğrenilmişti. O tarihte Aicko’yu gözlemleyen bilim insanları, beş yaşındayken annesinden koparılıp başka bir tesise taşınan genç yunusun diğer yunuslar tarafından dışlanarak fiziksel saldırıya uğradığını, vücudunda çok sayıda yara olduğunu ve beslenme yetersizliği nedeniyle çok zayıf olduğunu aktarmıştı. Aicko’nun ölümüne kadar olan süreçte aynı tesiste dört yunus daha hayatını kaybetmişti” diye konuştu.


Beton havuzların ve etrafı tellerle çevrilmiş kapalı deniz alanlarının, doğal yaşam ortamlarında her gün kilometrelerce mesafe kat eden yunuslar için hapishane hücresinden farklı olmadığını ileri süren Yunuslara Özgürlük Platformu Sözcüsü Öykü Yağcı, “Hayvanların ömür boyu özgürlüklerinden alıkonmuş olmaları, sürekli olarak yüksek müzik, inşaat, filtreleme ve ziyaretçilerin alkışları gibi duyusal örselenmeye maruz bırakılmaları, sosyal stres kaynaklı anne-yavru arasındaki bağın zarar görmesi ve öğrenilmiş çaresizlik hissi nedeniyle depresyon, motivasyon eksikliği, yeme bozuklukları ve zayıflamış bağışıklık sistemiyle boğuşuyor. Türkiye’deki yunus parklarının kapatılması için yaklaşık 10 yıldır mücadele veriyoruz. Esaret altındaki yunus ve belugaların ölüm oranları, doğadaki akranlarına kıyasla 2,5 kat daha fazla olduğu ortada. Esaret altında dünyaya gelmiş yunusların da yaklaşık yüzde 52’si 1 yaşını bile doldurmadan hayatını kaybediyor. Rakamlar yunus gösteri ve terapi merkezlerinde gizlenen ihlallerin en somut göstergeleri bence” dedi.


“Tutsak edilen 25 yunusa ne oldu”


Açıklamasında yunus parkı sahiplerini eleştirip kısa sürede kaybolan 25 yunusun akıbetini soran Yunuslara Özgürlük Platformu Sözcüsü Öykü yağcı, “Bugün yunus parkı sahipleri milletvekilleriyle yaptıkları lobicilik görüşmelerinde ve Meclis tutanaklarında Avrupa’daki tesisleri olumlu örnekler olarak göstererek faaliyetlerini aklamaya çalışıyorlar. Fakat hayvanlar için bu vahim durum dünyanın her yerinde aynı. Aynı zamanda milletvekillerine Türkiye’deki 10 tesiste toplam 50 yunusun tutsak edildiğini aktarıyorlar. Oysa kamuya açık uluslararası CITES ithalat resmi belgeleri bize en az 75 yunusun 2005-2017 arasında yurtdışından Türkiye’ye getirildiğini ortaya koyuyor. Bu durumda aradaki farkta ortaya çıkan 25 yunusa ne oldu, bilmiyoruz. 12 yılda 25 yunus esaret altında hayatını kaybettiyse, her yıl 2 birey bu ticari tesislerde ölmüş demektir. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nda geçtiğimiz yıl alınan yunus parklarının yasaklanması ve mevcut tesislerin kapatılması tavsiye kararının bir an önce yasalaşması için Meclis’e bir kez daha çağrı yapıyoruz” diyerek bu işin takipçisi olacaklarını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta bir vatandaş yangından kaçıp çatı katında kurtarılmayı bekledi Esenyurt’ta 5 katlı bir binada iddiaya göre engelli küçük çocuğun çakmakla oynaması sonucu çıkan yangında apartmanda mahsur kalan 4 kişi kurtarıldı. Dumanlar yükselince çatıya çıkan bir adam ise uzun süre yardım beklerken o anlar dron ile havadan da görüntülendi. Yangın, saat 10.00 sıralarında Esenyurt Necip Fazıl Kısakürek Mahallesi’nde 5 katlı bir apartmanın bodrum katında çıktı. İddiaya göre, bahçe katında oturan engelli küçük yaşta bir çocuk çakmakla oynarken yatak odasındaki eşyaları yaktı. Evden dumanlar çıktığını gören vatandaşlar itfaiye, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Yangının dumanları kısa sürede tüm apartmanı sardı. Binanın üst katlarında dumanlar nedeniyle mahsur kalan 3’ü kadın toplam 4 kişi itfaiye tarafından kurtarıldı. Yangın çıkardığı söylenen çocuğun 3 ay öncede yine benzer şekilde yangın çıkardığı söylenirken çocuğun durumunun iyi olduğu öğrenildi. Yangından etkilenen 3 vatandaş tedbir amaçlı hastaneye kaldırılırken itfaiyenin müdahalesi ile dumanlar apartmandan tahliye edildi. Yangın sırasında sinir krizi geçiren bir daire sahibine ise yine ambulans ekipleri tarafından ilk yardımda bulunuldu. Çatı kenarında hayata tutunuş Apartmanın en üst katında oturan 36 yaşındaki Kudret Kulaver isimli vatandaş ise uzun süre kurtarılmayı bekledi. İtfaiye ekipleri yangın merdiveni ile çatıdaki Kulaver’i kurtardı. Yaşananları anlatan Kulaver, “Üst kattaydım zaten çatı tarafına çıktım orada nefes almaya başladım yoksa içerde boğulabilirdim dumandan. Bir anda geldi dumanlar. Yakın nasıl çıktı bilmiyorum” dedi. Mahsur kalan adamın kurtarılma anları ise dron ile havadan görüntülendi. Apartman sakinlerinden Hasan Çamyar ise, “Engelli bir çocuk var burada. 3 ay öncede burayı yaktı. Komşular geçerken dumanları görüp haber veriyorlar. Şimdi çocuk yatak odasında yangın çıkardı tüm binayı sarmış her yer is olmuş. Defalarca uyardık ama kadın çocuğu ile ilgilenmiyor” diye konuştu.
Konya KTO Karatay Üniversitesi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi aldı Geleceğe yönelik sürdürülebilir enerji politikaları benimseyen ve enerji yönetimi alanında kalite odaklı yaklaşımlar sürdüren Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi, enerji yönetimi uygulamaları ile "ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” almaya hak kazandı. Enerji verimliliği, çevre dostu politikalar ve kalite standartlarına yönelik benimsediği yenilikçi uygulamalarıyla KTO Karatay Üniversitesi, “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” aldı. KTO Karatay Üniversitesi’nde gerçekleşen törende, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Mahmut Sami Şahin, KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç’a ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi’ni takdim etti. “Üniversitemiz enerji verimliliğinde lider konumda” Kalite yönetimine üniversite olarak büyük önem verdiklerini ve ISO 50001 Sertifikası ile yeni bir alanda kalitelerinin tescil edilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç, “Üniversite olarak, eğitim ve akademik başarıya odaklanmanın yanı sıra sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularında da Türkiye’de öncü olmak istiyoruz. ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi almak, bu misyonun bir yansımasıdır. Kurumumuzda sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak hareket ediyor, enerji kullanımımızı optimize etmek ve çevresel etkilerimizi en aza indirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Üniversitemizde kapsamlı enerji etütleri gerçekleştirerek, etkili enerji yönetimi uygulamalarına olan bağlılığımızı gösteriyoruz. Bu etütler, üniversitemizin iyileştirme alanlarını belirlemesine, enerji kullanımını optimize etmesine ve sürdürülebilirlik çabalarını geliştirmesine imkan tanıyor. Enerji verimliliğinin artırılması adına yapılan yatırımlar ve uygulanan stratejiler sayesinde hem maliyetlerimizi azaltıyor hem de öğrencilerimize ve personelimize daha sürdürülebilir bir çevre sunuyoruz” dedi. TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin ise “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası, enerji yönetimi konusundaki en yüksek uluslararası standartlardan biridir. KTO Karatay Üniversitesi’nin bu alandaki çalışmaları tescillenmiş oldu. Kalite yönetimi anlamında yüksek bir bilince sahip olan üniversitemizin rektörü başta olmak üzere tüm çalışanlarını tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.