EĞİTİM - 24 Mart 2019 Pazar 11:49

Eğitim Bir-Sen’den istişare toplantısı

A
A
A
Eğitim Bir-Sen’den istişare toplantısı

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Malazgirt Şubesi, ilçede görev yapan öğretmen ve idarecilerle istişare toplantısı yaptı.

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Malazgirt Şubesi, ilçede görev yapan öğretmen ve idarecilerle istişare toplantısı yaptı.


Eğitim Bir-Sen Malazgirt Şubesi tarafından ilçede görev yapan okul temsilcileriyle yapılan toplantı, Malazgirt Öğretmenevi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya; Eğitim Bir-Sen Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, AK Parti Belediye Başkan Adayı Cengiz Altın, AK Parti İlçe Başkanı Kenan Deniz, AK Parti İl Genel Meclis Üyesi Adayı Sait Yıldırım, Eğitim Bir-Sen Malazgirt İlçe Başkanı Erhan Aslan ve yönetim kurulu üyeleri, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşu yetkilileri ve Eğitim Bir-Sen’e üye öğretmenler katıldı. Burada konuşan Başkan Barışan; Eğitim Bir-Sen’in Malazgirt’te 400, Muş merkezde 3 bin 500, ülke genelinde ise 450 bine aşkın üyesiyle Türkiye’nin en büyük sivil toplum hareketi olduğu belirtti. Barışan, “Bu başarıda büyük payı olan tüm teşkilatlarımıza çok teşekkür ediyorum. Eğitim Bir-Sen, 14 Şubat 1992’de, ülkede ‘yeni bir sendika daha olsun’ diye yola çıkmış bir teşkilat değil. Sendikal alana, emek kulvarına entelektüel kapasitenin dokunması, yeni bir sendikal hareketin oluşması amacıyla yola çıkan Eğitim Bir-Sen’in, erdemli bir sendikal hareket olarak milletin arabasıyla, esnafın camıyla, kaldırımın taşıyla sorunu olmamıştır. Temsil ettiği eğitim çalışanlarının hakkını ararken, başkasının hukukuna girmemeye özen göstermiştir. 27 yıllık zaman zarfında bu sendikal hareketin, bu tarzının ‘bizcesinin kitapta yeri var mı?’ diye soruların sorulduğu ve sabahlara kadar kısır tartışmaların yapıldığı 92’den bugüne bu hareket; bırak kitapta yerini, sendikacılığın kitabını yazarak, bütün mazlum coğrafyalarda yeni bir umudu temsil ediyor. Burası Türkiye’nin entelektüel kapasitesi. Onun için bu teşkilatın hayatı görme bakış açısı, işi tutma ve iş görme kabiliyeti farklıdır. Eğitim Bir-Sen, 2000’den sonraki darbe girişimlerinde millet iradesinin yanında durdu, 15 Temmuz’da alanlara ilk çıkan teşkilat olarak tarihe kaydoldu. ‘Eğitim Bir-Sen iyi ki var’ cümlesinin altında, 12 milyon 300 bin imzayı bir ayda, kar kış, yağmur çamur demeden toplayıp kamusal alan yalanını tarihin çöp sepetine gönderen büyük bir ailenin başarısı var. Ülkenin demokratikleşmesinde, demokrasinin sürmesinde emeğimiz, alın terimiz, akıl terimiz var. ‘Angaryaya hayır’ diyerek başlattıkları mücadelenin sonunda nöbet karşılığında ücret verilmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin sona erdirilmesi ve sınav ücretinin yüzde 250 artırılması, kurs merkezlerinde görevli memur ve hizmetlilere fazla çalışma ücreti ödenmesi, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin artırılması, aday öğretmenlere eğitime hazırlık ödeneğinin verilmesi, kamu görevlilerinin cuma günü öğle tatili süresinin Cuma namazı vaktini de kapsayacak şekilde uzatılması gibi önemli kazanımlar elde ettik. Sahip olduğumuz bilgi, bilinç ve gücün yardımıyla, inandığımız doğruların hayat bulması için mücadelemize devam ediyoruz. Gücün, itibarın ve ekonomik değerlerin daha âdil paylaşılmasını ve her bir insanımız için daha onurlu bir hayat talep ediyoruz. Eğitim çalışanlarının sorunları bizim sorunumuzdur. Biz, eğitim çalışanlarının sorunları çözülmeden eğitimin sorununun çözülemeyeceğine inanıyoruz. Bu nedenle, sorunların üzerine gitmeye devam edeceğiz” dedi.


“27 yıllık sendikal tarihimizde demokrasinin ülkede yerleşmesi ve millet iradesinin her alanda hâkim olması için mücadele ettik” diyen Başkan Barışan, şöyle devam etti:


“Serbest kıyafet eylemiyle kamuda çalışan bayanlara yönelik kılık kıyafet sınırlamasını kaldırdık, kat sayı adaletsizliğine son verdik. Biri bizi gözetliyorsa, dönüşen milli güvenlik dersini müfredattan çıkardık. İrtica söylemini milli güvenlik siyaset belgesinden çıkardık. Ülkenin milli birlik ve beraberliğinin güçlenmesi, vesayetin geriletilmesi, bizi mutsuz eden uygulamaların ortadan kaldırılması için mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz. Bütün bunları gerçekleştirirken dokumuzun uyuştuğu, kimyamızın örtüştüğü yönetim pratiği olmasaydı, sancılı süreç devam edecekti. İstikrarın olmadığı yerde, emeğin değerinden bahsedemeyiz. İstikrar var ise cebimiz şenlenir, istikrar var ise mutfağımız canlanır, kamu çalışanları olarak refah payından hakkımızı alırız. Hep doğruyu söyledik, yanlışı gösterdik. Sorunları tespit ederken, çözüm önerilerimizi de sıraladık. Bununla da yetinmedik, çözümün takipçisi olduk. Kendimizi milletimizden alacaklı görmedik hiç bir zaman. ‘Bu millete borcumuz var’ dedik her zaman. Derdi millet, yükü medeniyet olan bir teşkilatız. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak, "Sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar yalnız bugünün değil bir yandan istikbalin de derdindedir" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü nedeniyle 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü anma programı çerçevesinde Conkbayırın’daki Atatürk Anıtı’nda 57’nci Alay Sancağı temsili devir teslim töreni gerçekleştirildi. Tören, Atatürk Anıtı’na çelenk sunma töreniyle başladı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, anıta çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunulması ve saygı atışı yapılmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Ardından Kur’an-ı Kerim okundu ve şehitler için dua edildi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Evlattan ecdada uzanan köprüyü birlikte inşa etmek amacıyla tertip ettiğimiz 57. Alay Vefa Yürüyüşü’nde sizlerle bir arada bulunmanın gururunu yaşıyorum. Süngüsüyle yol açanların izini takip etmek, bu ruhu yaşamak, hissetmek için Türkiye’nin dört bir yanından koşup buraya geldiniz. 57. Alay vefa Yürüyüşü bir etkinlikten çok daha fazlası. Türkiye’nin gençlerinin her yıl burada toplanmasının derin ve önemli bir anlamı var. 57. Alay kanlarının son damlasına kadar mücadele etmiş ve Arıburnu mevkiinde şehit düşmüş bir alayın fedakarlık, dirayet ve cesaret öyküsüdür. İstiklal şairimizin "Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz" dediği 57. alaydır. Onlar süngüsüyle yol açmış, can vermiş, kan akıtmış ama Türk milletin haysiyetini, birliğini müdafaa etmekten geri durmamıştır. Vatanla, toprağına, hürriyetine ezelden ebede her daim sadakatle bağlı olan bu milletin evlatları binlerce yıldan beri şehit düşer, bedel öder lakin toprak vermez. Çünkü toprak dediğimiz kara parçasından ibaret değildir. Toprak mazidir, hatıradır, köktür, bugündür ve yarındır. İşte 57. Alay canını siper ederek topraklarını korurken yalnız o gün için değil, bugün burada huzurla yaşayabilelim diye o onurlu mücadeleyi vermiştir. Sarıkamış’ın kahramanları bugün bir sür ve başı dik bir hayat sürelim diye Allah-u Ekber dağlarından geri dönmemişlerdir. 15 Temmuz’da hainlere geçit vermeyen yiğitler sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar da yalnız bugünün değil bir yandan istikbalinde derdindedir. Türk milleti tarih sahnesinde çıktığından beri dünden bugüne cesaretli duruşuyla dünyaya meydan okuyan cümle kahramanlara çok şey borçluyuz. Bu borcun edasını çalışarak, kıymet bilerek, kıymet vererek gerçekleştirebiliriz. Sorumluluklarımızın farkındayız. Bizim dünyanın herhangi bir yerinde başka bir motivasyon alamaya cesaret veren yeni öyküler keşfetmeye ihtiyacımız yok sevgili gençler. Aradığımız ilham, öğreneceğimiz ders işte burada, buradaki ruhta saklıdır." ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi öğrencisi Orhan Özcan Arıkan 57’nci Alay Sancağı’nı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine teslim edildi. Anma programına Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, gaziler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Denizli Muğla BİLSEM ülke genelinde en çok proje hazırlayan 2. okul oldu Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl 18.’si düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de başladı. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Ege Bölge finalinin yapıldığı Denizli EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde görüştüğümüz Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, ”Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Haziran ayına kadar bu hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi gözlemleyeceksiniz” dedi.
Hatay Paris’e tatile giden profesörün paraları, yabancı uyruklu şahsın ayakkabısından çıktı Hatay’da yaşayan Profesör Dr. Mustafa Zortuk, tatil amaçlı gitmek istediği Paris yolculuğu öncesinde hırsızlık şoku yaşadı. Prof. Dr. Zortuk’un çalınan bin 500 eurosu ve 4 bin TL’si kabin memurunun dikkati sayesinde yabancı uyruklu bir şahsın ayakkabısının içerisinden ele geçirildi. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde görevli Öğretim Üyesi Profesör Dr. Mustafa Zortuk, Ramazan Bayramı tatilini ailesiyle birlikte Paris’te geçirmek istedi. Ailesiyle birlikte Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan uçağa binmek üzere servisle götürülen profesör, uçağa bineceği esnada çantasının yanında olmadığını fark etti ve durumu görevlilerle paylaştı. Profesör Zortuk, kaybolan çantasını uçakta yaptığı aramada bulsa da tatil parası olan bin 500 euronun ve 4 bin TL’nin içinde olmadığını fark etti. Zortuk’un yardımına yetişen uçakta görevli kabin memurunun çantayı uçağa biniş esnasında başka bir şahsın elinde gördüğünü söylemesi üzerine polis ekipleri konuyla ilgili çalışma başlattı. Polis ekiplerinin yaptığı çalışma sonrası Zortuk’a ait 4 bin TL ve bin 500 euro, kabin memurunun bahsettiği yabancı uyruklu şahsın ayakkabısının üzerinden çıktı. Tatil parasına yeniden kavuşan Zortuk ailesi ve uçaktaki diğer yolcular 1 saat gecikmeli olarak Paris yolculuğuna başladı. “4 günlük Paris gezisi paramın çantanın içinde olmadığını görünce panikledim” 4 gün tatil parasının çantanın içinde olmadığını görmesi üzerine paniklediğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Zortuk, “Ailemle beraber Paris’e gidiyorduk. Servis aracından uçağa yaklaştığım zaman sırt çantamızı otobüste unuttuğumuzu fark ettik. O anda panik aldık, tüm paramız sırt çantası içerisindeydi. Uçağın altında çalışanlar sakin olmamızı söylediler. Servis aracını arayacaklarını söylediler. Servis aracında sırt çantamızın olmadığı ortaya çıktı ve bir kişinin çantamızı alarak iyi bir niyetle uçağa getirebileceği söylendi. Bin 500 euro ve 4 bin TL civarında paramız vardı. Ben uçağın ön tarafından arkaya doğru valiz alanlarına bakmaya başladım. Onuncu sırada çantamı buldum ve çok sevindim. Tekrar uçağın ön tarafına gelip, çantanın içerisinde parama bakmaya başlarken paramın olmadığını fark ettim. 4 günlük Paris gezisi paramın çantanın içinde olmadığını görünce panikledim” dedi. “Bütün paralar yabancı uyruklu şahsın ayakkabısının içerisinden çıktı” Uçakta görevli Rengin Koç isimli kabin memuru sayesinde çalınan parasının polis ekipleri tarafından bulunduğunu belirten Prof. Dr. Zortuk, “Rengin Koç isimli kabin memuruyla konuştum ve paramın çantada olmadığını söyledim. Kabin memuru da bana; uçağa binerken Fransızca konuşan bir kişinin sırt çantamın içerisini açtığını ve çıkarken paraları söyledi. O anda bende paraları birinin alıp, sırt çantasını içeriye koyduğunu anladım ve şikayetçiyim dedim. Yarım saat bekledik, polis ekipleri geldi. İlk önce uçak girişinde beni sorguya çektiler, detayları anlattım. Uçaktaki Fransızca konuşan şahsı alıp dışarıya çıkarttılar, bütün paralar bu şahsın ayakkabısının içerisinden çıktı. Böyle bir şey yaşayacağım aklıma gelmezdi. Yurt dışına çıkarken hırsızlık olayına karşı önlem alıyorsunuz ama Sabiha Gökçen Havalimanı’nda direkt paranızın tümünü kaybetmek biraz enteresan oldu. Uçak 1 saate yakın apronda bekledi” ifadelerini kullandı. “Özellikle kabin memurunun o merdivenden çıkarken ki dikkati çok önemliydi” Parasını çalan şahıstan davacı ve şikayetçi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Zortuk, Sabiha Gökçen’de görevli polis ekiplerine teşekkür ederek, “Davacı ve şikayetçiyim. Gereken evrakları imzaladım. Parayı bulduktan sonra inanılmaz derecede mutluyuz. Özellikle kabin memurunun o merdivenden çıkarkenki dikkati çok önemliydi. Sırt çantası içerisinde para sayan birini görmesi, bize çok büyük katkı sağladı. Paramız bulunduğu için çok çok mutluyuz. Havalimanında görevli bütün polis memurlarına çok çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.